Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, toz taşınımının bal arılarını olumsuz etkilediğini söyledi.
Haber Giriş Tarihi: 09.05.2024 12:32
Haber Güncellenme Tarihi: 09.05.2024 12:32
Kaynak:
AA
Düzce Üniversitesi (DÜ) Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi (DAGEM) Müdürü Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, birçok kentte görülen toz taşınımı nedeniyle bal arılarının kovanlarına dönemediğini ve besin kaynağı bulmakta zorlandığını söyledi.
Kekeçoğlu, AA muhabirine, geçen ay yurt genelinde görülen ve Batı Karadeniz Bölgesi'ni de etkisine alan Kuzey Afrika kaynaklı toz taşınımının bal arılarını olumsuz etkilediğini belirtti.
Arılar için çevre faktörlerinin çok önemli olduğunu vurgulayan Kekeçoğlu, nektar toplamak için farklı farklı çiçeklere konan bal arılarının taşınımdan hem doğrudan hem de ikincil şekilde zarar gördüğünü anlattı.
Kekeçoğlu, DAGEM'deki araştırmalarda arı ve bal kayıplarının arttığını belirlediklerini aktararak, arıcılarda da bu anlamda kaygının oluştuğunu söyledi.
Toz taşınımının arıları doğrudan etkilemesinin çok mümkün gözükmediğinin zannedildiğini dile getiren Kekeçoğlu, tam tersi bir durumun olduğunu anlattı.
Arıların üzerindeki "sensilla" denilen duyu organlarının insanlarda burnun işlevini gördüğüne işaret eden Kekeçoğlu, "Arılar, çevredeki kokuları alma ve iletişim kurmayı antenleriyle sağlıyorlar. Dolayısıyla toz parçacıkları antenlerinin üzerindeki sensillalara toplandığı zaman tıkanmaya neden oluyor ve çevredeki kokuyu alamadıkları gibi birbirleriyle iletişimlerini de sağlayamıyorlar. Bu şekilde doğrudan etkileniyorlar." diye konuştu.
Çevresel faktörler yön bulma duygusunu ve bal verimini etkiliyor
Toz taşımının ikincil etkisinin ise arıların besin kaynağı bitkilerle ilgili olduğunu anlatan Kekeçoğlu, bitkilerin yapraklarında solunumlarını sağlayan gözle görülmeyen gözeneklerin bulunduğunu ifade etti.
Kekeçoğlu, tozun gözenekleri tıkamasının bitkilerin yaşamını, nefes almasını etkilendiğini söyleyerek, "Toz taşınımı bal arılarını doğrudan etkileyip iletişimlerinin kesilmesine, kovanlarını bulamamalarına, yön duygularını kaybetmelerine, nektar toplamaya gidenlerin geri dönememesine neden olduğu gibi kaynaklarının yok olmasını ve bitkilerin çiçek açmasını önleyerek dolaylı yollardan da etkiliyor." dedi.
Son 1 haftadır kovanlar üzerinde çevresel faktörler açısından incelemeler yaptıklarını aktaran Kekeçoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Zaman zaman kovanlar üzerinde kontrollü denemeler yapıyoruz. Arıcıları da özellikle arılık kurarken çimento fabrikalarına, fabrikalara, çöp atıklarının bulunduğu yerlere yakın olamaması için uyarıyoruz. Çünkü bu tür çevresel faktörler arılarını yön bulma duygusunu, bal verimini, performansını ve diğer arı ürünlerinin üretimini çok yakından etkiliyor. O yüzden Afrika'dan gelen tozlar da direkt olarak, hem kendisine hem de bitkisel kaynaklarına zarar vererek arıları etkiledi."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Toz taşınımı bal arılarını etkiliyor
Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, toz taşınımının bal arılarını olumsuz etkilediğini söyledi.
Düzce Üniversitesi (DÜ) Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi (DAGEM) Müdürü Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, birçok kentte görülen toz taşınımı nedeniyle bal arılarının kovanlarına dönemediğini ve besin kaynağı bulmakta zorlandığını söyledi.
Kekeçoğlu, AA muhabirine, geçen ay yurt genelinde görülen ve Batı Karadeniz Bölgesi'ni de etkisine alan Kuzey Afrika kaynaklı toz taşınımının bal arılarını olumsuz etkilediğini belirtti.
Arılar için çevre faktörlerinin çok önemli olduğunu vurgulayan Kekeçoğlu, nektar toplamak için farklı farklı çiçeklere konan bal arılarının taşınımdan hem doğrudan hem de ikincil şekilde zarar gördüğünü anlattı.
Kekeçoğlu, DAGEM'deki araştırmalarda arı ve bal kayıplarının arttığını belirlediklerini aktararak, arıcılarda da bu anlamda kaygının oluştuğunu söyledi.
Toz taşınımının arıları doğrudan etkilemesinin çok mümkün gözükmediğinin zannedildiğini dile getiren Kekeçoğlu, tam tersi bir durumun olduğunu anlattı.
Arıların üzerindeki "sensilla" denilen duyu organlarının insanlarda burnun işlevini gördüğüne işaret eden Kekeçoğlu, "Arılar, çevredeki kokuları alma ve iletişim kurmayı antenleriyle sağlıyorlar. Dolayısıyla toz parçacıkları antenlerinin üzerindeki sensillalara toplandığı zaman tıkanmaya neden oluyor ve çevredeki kokuyu alamadıkları gibi birbirleriyle iletişimlerini de sağlayamıyorlar. Bu şekilde doğrudan etkileniyorlar." diye konuştu.
Çevresel faktörler yön bulma duygusunu ve bal verimini etkiliyor
Toz taşımının ikincil etkisinin ise arıların besin kaynağı bitkilerle ilgili olduğunu anlatan Kekeçoğlu, bitkilerin yapraklarında solunumlarını sağlayan gözle görülmeyen gözeneklerin bulunduğunu ifade etti.
Kekeçoğlu, tozun gözenekleri tıkamasının bitkilerin yaşamını, nefes almasını etkilendiğini söyleyerek, "Toz taşınımı bal arılarını doğrudan etkileyip iletişimlerinin kesilmesine, kovanlarını bulamamalarına, yön duygularını kaybetmelerine, nektar toplamaya gidenlerin geri dönememesine neden olduğu gibi kaynaklarının yok olmasını ve bitkilerin çiçek açmasını önleyerek dolaylı yollardan da etkiliyor." dedi.
Son 1 haftadır kovanlar üzerinde çevresel faktörler açısından incelemeler yaptıklarını aktaran Kekeçoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Zaman zaman kovanlar üzerinde kontrollü denemeler yapıyoruz. Arıcıları da özellikle arılık kurarken çimento fabrikalarına, fabrikalara, çöp atıklarının bulunduğu yerlere yakın olamaması için uyarıyoruz. Çünkü bu tür çevresel faktörler arılarını yön bulma duygusunu, bal verimini, performansını ve diğer arı ürünlerinin üretimini çok yakından etkiliyor. O yüzden Afrika'dan gelen tozlar da direkt olarak, hem kendisine hem de bitkisel kaynaklarına zarar vererek arıları etkiledi."
Kaynak: AA
Son Haberler
Osmangazi Belediyesi'nden 25 Kasım'a özel konser ve hediye dağıtımı
Bursa yol durumu | Bu yollar trafiğe kapatılacak! 22 Kasım 2024
Cumartesi günü kışa merhaba diyoruz!