Parkinson hastalığı dopamin üreten beyin hücrelerinin kaybı sonucu ortaya çıkar. Ana belirtileri titreme, kas sertliği ve hareket yavaşlamasıdır. Dr. Şalçini, genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin risk artırıcı olduğunu belirtti. İlaç, cerrahi tedavi ve egzersiz öneriliyor.
Haber Giriş Tarihi: 10.04.2025 20:54
Haber Güncellenme Tarihi: 10.04.2025 21:03
Kaynak:
Haber Merkezi
Parkinson hastalığı, beyindeki dopamin üreten sinir hücrelerinin kaybı sonucu gelişen ve hareketleri etkileyen ilerleyici bir hastalık olarak tanımlanıyor. Uzmanlar, hastalığın genetik yatkınlık, çevresel faktörler ve yaş gibi etmenlerle ilişkilendirildiğini belirtiyor.
11 Nisan Dünya Parkinson Günü'nde hastalığın sebepleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi veren Nöroloji Uzmanı Dr. Celal Şalçini, Parkinson’un titreme, kas sertliği ve hareketlerde yavaşlama gibi ana belirtilerle ortaya çıktığını ifade etti. Dr. Şalçini, “Genetik yatkınlık, çevresel toksinler ve yaş, Parkinson riskini artıran faktörlerdir,” diyerek erken tanının önemine dikkat çekti. Erken teşhisle birlikte, semptomların yönetilerek yaşam kalitesinin iyileştirilebileceğini belirten uzman, tedavi süreçlerinde ilaç tedavisi ve cerrahi müdahalelerin yanı sıra egzersiz ve sağlıklı beslenmenin de kritik rol oynadığını vurguladı.
PARKİNSON’A GENETİK VE ÇEVRESEL ETKİLER KARIŞIYOR
Dr. Celal Şalçini, Parkinson hastalığının kesin nedeninin hala tam olarak bilinmediğini ancak genetik ve çevresel faktörlerin hastalığın gelişiminde etkili olduğunu söyledi. Parkinson’un genellikle 60 yaş ve sonrasında daha yaygın görüldüğünü belirten uzman, ailede Parkinson geçmişi, erkek cinsiyet, pestisitler ve ağır metaller gibi çevresel toksinlerin risk faktörlerini artırabileceğini ekledi.
PARKİNSON'UN BELİRTİLERİ SİNSİCE BAŞLAR
Parkinson hastalığının belirtilerinin yavaşça geliştiğini belirten Dr. Şalçini, erken dönemde ortaya çıkan semptomları şöyle sıraladı: “Ellerde titreme, el yazısında küçülme, yavaş hareket etme, denge kaybı, duruş bozukluğu, maskemsi yüz ifadesi ve ses değişiklikleri erken belirtiler arasında yer alır.”
ERKEN TEŞHİSLE HASTALIK KONTROL ALTINA ALINABİLİR
Parkinson hastalığının tedavi edilmemesi durumunda ilerleyebileceğine dikkat çeken Dr. Şalçini, erken tanının semptomları kontrol altına almayı mümkün kıldığını belirtti. Dr. Şalçini, “Parkinson'u tamamen tedavi edebilecek bir yöntem henüz bulunmamaktadır, ancak uygun tedavi ile hastalığın etkileri yönetilebilir,” dedi.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Parkinson tedavisinde ilaçlar ve cerrahi seçenekler öne çıkıyor. Dr. Şalçini, “Levodopa, hastalığın tedavisinde kullanılan en etkili ilaçtır, dopamin seviyesini artırarak semptomları azaltır. Ayrıca, dopamin agonistleri ve MAO-B inhibitörleri de tedaviye yardımcı olan ilaçlardır,” dedi. Ayrıca, fizik tedavi ve egzersizin kas sertliği ve dengeyi korumak adına önemli olduğunu belirten uzman, Derin Beyin Stimülasyonu (DBS) gibi cerrahi yöntemlerin uygun vakalarda kullanılabileceğini ifade etti.
Son olarak, antioksidan içeren diyetler ve düzenli egzersizlerin Parkinson hastalarının yaşam kalitesini artıran faktörler olduğunu ekleyen Dr. Şalçini, erken tanı ve tedaviyle Parkinson’un semptomlarının kontrol altına alınabileceğini vurguladı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Bursa Hayat Gazetesi
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Parkinson’da erken tanı ile umut arttı
Parkinson hastalığı dopamin üreten beyin hücrelerinin kaybı sonucu ortaya çıkar. Ana belirtileri titreme, kas sertliği ve hareket yavaşlamasıdır. Dr. Şalçini, genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin risk artırıcı olduğunu belirtti. İlaç, cerrahi tedavi ve egzersiz öneriliyor.
Parkinson hastalığı, beyindeki dopamin üreten sinir hücrelerinin kaybı sonucu gelişen ve hareketleri etkileyen ilerleyici bir hastalık olarak tanımlanıyor. Uzmanlar, hastalığın genetik yatkınlık, çevresel faktörler ve yaş gibi etmenlerle ilişkilendirildiğini belirtiyor.
11 Nisan Dünya Parkinson Günü'nde hastalığın sebepleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi veren Nöroloji Uzmanı Dr. Celal Şalçini, Parkinson’un titreme, kas sertliği ve hareketlerde yavaşlama gibi ana belirtilerle ortaya çıktığını ifade etti. Dr. Şalçini, “Genetik yatkınlık, çevresel toksinler ve yaş, Parkinson riskini artıran faktörlerdir,” diyerek erken tanının önemine dikkat çekti. Erken teşhisle birlikte, semptomların yönetilerek yaşam kalitesinin iyileştirilebileceğini belirten uzman, tedavi süreçlerinde ilaç tedavisi ve cerrahi müdahalelerin yanı sıra egzersiz ve sağlıklı beslenmenin de kritik rol oynadığını vurguladı.
PARKİNSON’A GENETİK VE ÇEVRESEL ETKİLER KARIŞIYOR
Dr. Celal Şalçini, Parkinson hastalığının kesin nedeninin hala tam olarak bilinmediğini ancak genetik ve çevresel faktörlerin hastalığın gelişiminde etkili olduğunu söyledi. Parkinson’un genellikle 60 yaş ve sonrasında daha yaygın görüldüğünü belirten uzman, ailede Parkinson geçmişi, erkek cinsiyet, pestisitler ve ağır metaller gibi çevresel toksinlerin risk faktörlerini artırabileceğini ekledi.
PARKİNSON'UN BELİRTİLERİ SİNSİCE BAŞLAR
Parkinson hastalığının belirtilerinin yavaşça geliştiğini belirten Dr. Şalçini, erken dönemde ortaya çıkan semptomları şöyle sıraladı: “Ellerde titreme, el yazısında küçülme, yavaş hareket etme, denge kaybı, duruş bozukluğu, maskemsi yüz ifadesi ve ses değişiklikleri erken belirtiler arasında yer alır.”
ERKEN TEŞHİSLE HASTALIK KONTROL ALTINA ALINABİLİR
Parkinson hastalığının tedavi edilmemesi durumunda ilerleyebileceğine dikkat çeken Dr. Şalçini, erken tanının semptomları kontrol altına almayı mümkün kıldığını belirtti. Dr. Şalçini, “Parkinson'u tamamen tedavi edebilecek bir yöntem henüz bulunmamaktadır, ancak uygun tedavi ile hastalığın etkileri yönetilebilir,” dedi.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Parkinson tedavisinde ilaçlar ve cerrahi seçenekler öne çıkıyor. Dr. Şalçini, “Levodopa, hastalığın tedavisinde kullanılan en etkili ilaçtır, dopamin seviyesini artırarak semptomları azaltır. Ayrıca, dopamin agonistleri ve MAO-B inhibitörleri de tedaviye yardımcı olan ilaçlardır,” dedi. Ayrıca, fizik tedavi ve egzersizin kas sertliği ve dengeyi korumak adına önemli olduğunu belirten uzman, Derin Beyin Stimülasyonu (DBS) gibi cerrahi yöntemlerin uygun vakalarda kullanılabileceğini ifade etti.
Son olarak, antioksidan içeren diyetler ve düzenli egzersizlerin Parkinson hastalarının yaşam kalitesini artıran faktörler olduğunu ekleyen Dr. Şalçini, erken tanı ve tedaviyle Parkinson’un semptomlarının kontrol altına alınabileceğini vurguladı.
Kaynak: Haber Merkezi
Son Haberler
Son 1 ay! Yenilemezseniz 7 bin lira fazla ödeyeceksiniz
Trafik sigortasında yeni dönem başlıyor: Ağır hasar kriteri değişti!
1 Mayıs’ta Bursa’da bazı yollar trafiğe kapatılacak