Cuma Hutbesi konusu nedir? | 2 Ağustos 2024 Cuma hutbesini okumak için tıklayın...
Cuma Hutbesi konusu nedir? | 2 Ağustos 2024 Cuma hutbesini okumak için tıklayın...
Diyanet İşleri tarafından hazırlanan cuma hutbesi, her hafta perşembe günleri resmi internet sitesinde paylaşılmaktadır. Her hafta farklı bir konunun ele alındığı cuma hutbesi, cuma namazının önemli bir parçasıdır. Vatandaşlar, namaz öncesi hutbenin konusunu merak ediyor. İşte, 2 Ağustos 2024 Cuma tarihli cuma hutbesinin detayları...
Haber Giriş Tarihi: 01.08.2024 22:01
Haber Güncellenme Tarihi: 01.08.2024 22:01
Kaynak:
Haber Merkezi
Cuma namazı bu hafta da yoğun katılımla gerçekleştirilecek. Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan bu haftaki Cuma hutbesinin ana teması merak edilerek araştırılan konular arasında yer alıyordu. İşte, 2 Ağustos 2024 Cuma Hutbesi...
CUMA HUTBESİ | 2 AĞUSTOS 2024 CUMA
2 Ağustos 2024 Cuma tarihli Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanacak olan cuma hutbesi henüz resmi olarak yayınlandı.
Tarih: 02.08.2024
TEBBET SÛRESİNDEN MESAJLAR
Muhterem Müslümanlar!
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de yer alan sûrelerden biri de Tebbet sûresidir. Geliniz, bu haftaki hutbemizde Tebbet sûresinin bize öğrettiği hakikatleri bir kere daha hatırlayalım.
Yüce Rabbimiz bu sûrede şöyle buyurmaktadır: “Ebû Leheb’in elleri kurusun! Kurudu da. Malı ve serveti kendisine fayda vermedi. O, alevli ateşe atılacaktır. Karısı da boynunda bükülmüş bir ip olduğu halde sırtında odun taşıyarak o ateşe girecektir.”[1]
Aziz Müminler!
Ebû Leheb, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in amcasıydı. Bununla birlikte yeğenine en çetin zorluğu, zorbalığı ve zulmü reva görenlerden biriydi. İslam’ın ve Müslümanların en büyük düşmanlarındandı. İşte Tebbet sûresinde Ebû Leheb’in, yardımcılarının ve onun yolunda gidenlerin ibretlik akıbetleri haber verilmektedir.
Bu sûreden öğrenmekteyiz ki, Allah ve Resûlüne savaş açanlar, müminlerle amansız bir mücadeleye girenler, elem verici bir azaba uğrayacaklardır. Mal ve servetini, güç ve imkânlarını yeryüzünde fesat ve bozgunculuk çıkarmak için kullananlar, Allah’ın gazabına müstahak olacaklardır. Hak ve hakikatin karşısında durup yalan ve batılın hizmetkârlığını yapanları, kibrinin esiri olup insanları hor ve hakir görenleri, hazin bir son beklemektedir.
Kıymetli Müslümanlar!
Tebbet sûresi, Ebû Leheb ve diğerleri gibi zulme destek verenlerin de aynı akıbete uğrayacaklarını vurgulamaktadır. Zira zalime destek olmak da zalimliktir. Zulmün yaygınlaşmasına yol açmak da zulümdür. Peygamber Efendimiz (s.a.s), “Zulme yardımcı olan, mutlaka Yüce Allah’ın gazabına uğrar.”[2]buyurmaktadır.O halde nerede bir zulüm varsa elimizle, dilimizle ve gönlümüzle onun karşısında dimdik durmalıyız. Zulmün var olduğu bir dünyada hiç kimse güvende olamayacaktır. Allah Resûlü (s.a.s)’in bu husustaki uyarısı gayet açıktır: “İnsanlar zalimin zulmünü görür de ona engel olmazsa, Allah’ın onları genel bir azaba uğratması kaçınılmazdır.”[3]
Değerli Müminler!
Ne hazindir ki, Ebû Lehebler günümüzde de zulümlerine devam etmekte, Ebû Cehiller kıtalar dolaşmaktadır. Katiller ve işgalciler, başta Gazze olmak üzere İslam beldelerinde çocuk, kadın, yaşlı, masum demeden hunharca katliam gerçekleştirmektedir. Gözü dönmüş caniler, tarihte eşine az rastlanır bir soykırım yapmaktadır. Onlara destek verenler ise kanlı elleriyle zulme alkış tutmakta, zalimleri cesaretlendirmektedir.
Ey Zalim! Bu azgınlıktan vazgeç. Dayandığın güç odaklarına güvenme. Tarihe bakıp ibret al. Geçmişte yaptığın azgınlıklar sebebiyle başına neler gelmişti, hatırla. Bugün sahip olduğun güç ve imkânlar, seni asla kurtaramayacaktır. Yüce dinimiz İslam’ın gönüllere yerleşmesine, yeryüzüne yayılmasına hiçbir kudret engel olamayacaktır. Rabbimiz bu gerçeği şöyle haber vermektedir:
“Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Hâlbukikâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.”[4]
Muhterem Müslümanlar!
Hiçbir zulüm ve haksızlık ebedi değildir. Zalimler her ne kadar kendilerini güçlü zannetseler de mutlaka hüsrana uğrayacaklardır. Hak galip gelecek, batıl yok olacaktır. Bize düşen ise zulme asla rıza göstermemek, kötülüğe boyun eğmemektir. Umudumuzu ve cesaretimizi kaybetmeden zalimlerin karşısında, mazlumların yanında olmaya devam etmektir. Yeryüzünde adalet ve iyiliğin teminatı olacak bir medeniyet inşa etmek için el ele gönül gönüle vermek, sorumluluklarımızı hakkıyla yerine getirmektir. Unutmayalım ki, bugün, zalimlerin zulmünü devam ettirmesi Müslümanların dağınıklığından kaynaklanmaktadır. Zulmün son bulması, Müslümanların birlik ve beraberlik içinde hareket etmesine bağlıdır.
Hutbemi Yüce Rabbimizin buyurduğu şu ayet ile bitiriyorum:
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Cuma Hutbesi konusu nedir? | 2 Ağustos 2024 Cuma hutbesini okumak için tıklayın...
Diyanet İşleri tarafından hazırlanan cuma hutbesi, her hafta perşembe günleri resmi internet sitesinde paylaşılmaktadır. Her hafta farklı bir konunun ele alındığı cuma hutbesi, cuma namazının önemli bir parçasıdır. Vatandaşlar, namaz öncesi hutbenin konusunu merak ediyor. İşte, 2 Ağustos 2024 Cuma tarihli cuma hutbesinin detayları...
Cuma namazı bu hafta da yoğun katılımla gerçekleştirilecek. Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan bu haftaki Cuma hutbesinin ana teması merak edilerek araştırılan konular arasında yer alıyordu. İşte, 2 Ağustos 2024 Cuma Hutbesi...
CUMA HUTBESİ | 2 AĞUSTOS 2024 CUMA
2 Ağustos 2024 Cuma tarihli Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanacak olan cuma hutbesi henüz resmi olarak yayınlandı.
Tarih: 02.08.2024
TEBBET SÛRESİNDEN MESAJLAR
Muhterem Müslümanlar!
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de yer alan sûrelerden biri de Tebbet sûresidir. Geliniz, bu haftaki hutbemizde Tebbet sûresinin bize öğrettiği hakikatleri bir kere daha hatırlayalım.
Yüce Rabbimiz bu sûrede şöyle buyurmaktadır: “Ebû Leheb’in elleri kurusun! Kurudu da. Malı ve serveti kendisine fayda vermedi. O, alevli ateşe atılacaktır. Karısı da boynunda bükülmüş bir ip olduğu halde sırtında odun taşıyarak o ateşe girecektir.”[1]
Aziz Müminler!
Ebû Leheb, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in amcasıydı. Bununla birlikte yeğenine en çetin zorluğu, zorbalığı ve zulmü reva görenlerden biriydi. İslam’ın ve Müslümanların en büyük düşmanlarındandı. İşte Tebbet sûresinde Ebû Leheb’in, yardımcılarının ve onun yolunda gidenlerin ibretlik akıbetleri haber verilmektedir.
Bu sûreden öğrenmekteyiz ki, Allah ve Resûlüne savaş açanlar, müminlerle amansız bir mücadeleye girenler, elem verici bir azaba uğrayacaklardır. Mal ve servetini, güç ve imkânlarını yeryüzünde fesat ve bozgunculuk çıkarmak için kullananlar, Allah’ın gazabına müstahak olacaklardır. Hak ve hakikatin karşısında durup yalan ve batılın hizmetkârlığını yapanları, kibrinin esiri olup insanları hor ve hakir görenleri, hazin bir son beklemektedir.
Kıymetli Müslümanlar!
Tebbet sûresi, Ebû Leheb ve diğerleri gibi zulme destek verenlerin de aynı akıbete uğrayacaklarını vurgulamaktadır. Zira zalime destek olmak da zalimliktir. Zulmün yaygınlaşmasına yol açmak da zulümdür. Peygamber Efendimiz (s.a.s), “Zulme yardımcı olan, mutlaka Yüce Allah’ın gazabına uğrar.”[2] buyurmaktadır. O halde nerede bir zulüm varsa elimizle, dilimizle ve gönlümüzle onun karşısında dimdik durmalıyız. Zulmün var olduğu bir dünyada hiç kimse güvende olamayacaktır. Allah Resûlü (s.a.s)’in bu husustaki uyarısı gayet açıktır: “İnsanlar zalimin zulmünü görür de ona engel olmazsa, Allah’ın onları genel bir azaba uğratması kaçınılmazdır.”[3]
Değerli Müminler!
Ne hazindir ki, Ebû Lehebler günümüzde de zulümlerine devam etmekte, Ebû Cehiller kıtalar dolaşmaktadır. Katiller ve işgalciler, başta Gazze olmak üzere İslam beldelerinde çocuk, kadın, yaşlı, masum demeden hunharca katliam gerçekleştirmektedir. Gözü dönmüş caniler, tarihte eşine az rastlanır bir soykırım yapmaktadır. Onlara destek verenler ise kanlı elleriyle zulme alkış tutmakta, zalimleri cesaretlendirmektedir.
Ey Zalim! Bu azgınlıktan vazgeç. Dayandığın güç odaklarına güvenme. Tarihe bakıp ibret al. Geçmişte yaptığın azgınlıklar sebebiyle başına neler gelmişti, hatırla. Bugün sahip olduğun güç ve imkânlar, seni asla kurtaramayacaktır. Yüce dinimiz İslam’ın gönüllere yerleşmesine, yeryüzüne yayılmasına hiçbir kudret engel olamayacaktır. Rabbimiz bu gerçeği şöyle haber vermektedir:
يُر۪يدُونَ لِيُطْفِؤُ۫ا نُورَ اللّٰهِ بِاَفْوَاهِهِمْ وَاللّٰهُ مُتِمُّ نُورِه۪ وَلَوْ كَرِهَ الْـكَافِرُونَ
“Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.”[4]
Muhterem Müslümanlar!
Hiçbir zulüm ve haksızlık ebedi değildir. Zalimler her ne kadar kendilerini güçlü zannetseler de mutlaka hüsrana uğrayacaklardır. Hak galip gelecek, batıl yok olacaktır. Bize düşen ise zulme asla rıza göstermemek, kötülüğe boyun eğmemektir. Umudumuzu ve cesaretimizi kaybetmeden zalimlerin karşısında, mazlumların yanında olmaya devam etmektir. Yeryüzünde adalet ve iyiliğin teminatı olacak bir medeniyet inşa etmek için el ele gönül gönüle vermek, sorumluluklarımızı hakkıyla yerine getirmektir. Unutmayalım ki, bugün, zalimlerin zulmünü devam ettirmesi Müslümanların dağınıklığından kaynaklanmaktadır. Zulmün son bulması, Müslümanların birlik ve beraberlik içinde hareket etmesine bağlıdır.
Hutbemi Yüce Rabbimizin buyurduğu şu ayet ile bitiriyorum:
قُلْ لِلَّذ۪ينَ كَفَرُوا سَتُغْلَبُونَ وَتُحْشَرُونَ اِلٰى جَهَنَّمَۜ وَبِئْسَ الْمِهَادُ
“Resulüm! İnkâr edenlere de ki: Yakında mağlûp olacaksınız ve cehenneme sürükleneceksiniz. Orası ne kötü bir kalma yeridir.”[5]
[1] Tebbet, 111/1-5.
[2] Ebû Dâvûd, Kadâ’ (akdiye), 14.
[3] Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 5.
[4] Saff, 61/8.
[5] Âl-i İmrân, 3/12.
Kaynak: Haber Merkezi
Son Haberler
Bursa Bedensel Engelliler Spor Kulübü engel tanımıyor!
Tatlıtuğ çifti Londra'dan yeni pozlarla takipçilerini büyüledi
ANASİAD’dan Yenişehir’e tam destek!