Bursa Teknik Üniversitesi laboratuvarlarındaki analizlerde, kaynağında içilebilecek kadar temiz ve tarımsal sulamaya elverişli olan akarsuyun kirleticilerin etkisiyle halk sağlığını tehdit edecek boyutta olduğu belirlendi. Ancak Nilüfer Çayı'nın kaynağında içilebilir durumda olduğu ortaya çıktı.
Haber Giriş Tarihi: 08.08.2024 11:41
Haber Güncellenme Tarihi: 08.08.2024 11:56
Kaynak:
AA
Bursa'da, sanayi ve evsel atıklar nedeniyle kötü kokusu ve simsiyah rengiyle halk sağlığı için tehdit oluşturan Nilüfer Çayı'nın kaynağında içilebilir durumda olduğu belirlendi.
Uludağ'ın eteklerinde 850 metre rakımlı Aras Şelalesi'nden kaynağını alan, Nilüfer ve Mudanya ilçelerinden geçen Nilüfer Çayı, Bursa Ovası'nda Susurluk Çayı ile birleşerek Karacabey ilçesinden Marmara Denizi'ne dökülüyor. Kestel, Gürsu ve Yıldırım ilçelerinden gelerek Osmangazi ilçesinde birleşen dereler de Nilüfer Çayı'nı besliyor.
Ovada kilometrelerce menderes çizen akarsudaki koku ve renk değişiminin nedenlerinin araştırılması için kaynağından ve kent merkezindeki farklı noktalardan alınan numuneler, Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) laboratuvarlarında analiz edildi.
Çayın kaynağından ve sanayinin ağırlıkta olduğu Osmangazi Panayır Mahallesi'nden alınan numuneler arasında özellikle bazı parametrelerde dikkati çekici oranlarda değişimler kaydedildi.
Tekstilde sıklıkla kullanılan kostik gibi bazik çözeltilerin etkisiyle, ölçümlerde kaynak suyu ve kirli su karşılaştırıldığında parametrelerin ortalama yüzde 65-70 arttığı görüldü. Aras Şelalesi'nde çıktığında 1,605 ppm olan sodyum miktarı, kirli suyun bulunduğu bölgede 105,04 ppm ölçüldü.
Kasar (iplik ve kumaş üretimi sırasında oluşan yabancı maddeleri azaltma veya tamamen temizleme) ile merserizasyon (pamuk liflerinin enine şişmesini sağlayarak düzgün silindirik bir görünüm verme, bu şekilde pamuğa yüzey düzgünlüğü ve parlaklık kazandırma) işlemleri ve diğer nedenlerle artan sodyum miktarı, çeşitli sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
KENT MERKEZİNDE KİRLİLİK ARTIYOR
Kaynağında içilebilir özellikle olan Nilüfer Çayı'nın rengi, sanayi atıkları ve boyar maddeler nedeniyle merkez ilçeler Nilüfer ve Yıldırım'da griye dönmeye başlıyor. Suyun renginin özellikle Samanlı bölgesinde simsiyah olduğu dikkati çekiyor.
Nilüfer Çayı'nın kaynağından itibaren döküldüğü alana kadar olan bölge, Anadolu Ajansı (AA) ekibince görüntülendi.
BTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Ünlü, biyobozunur malzemelerle suyu arıtıp kalitesini analiz ettiklerini söyledi.
Test sonuçlarının, numunelerin alındığı bölgelere göre değişkenlik gösterdiğini belirten Ünlü, "Kaynağından çıkan suyu analiz ettiğimizde parametrelerin hepsi maksimum değerlerin altında olduğu için iletkenlik ve pH açısından oldukça temiz, içilebilir hatta sulamalarda uygulanabilir olduğunu gördük ancak farklı bölgelerden kirli suyu aldığımız zaman bu suların ne tarımsal sulamada kullanabileceğini ne de içilebilir olduğunu analiz ettik." dedi.
Ünlü, Nilüfer Çayı'nın tarımsal sulamada kullanılabilmesi için ön arıtmadan geçmesi gerektiğini vurguladı.
Kirliliğin sanayi ve evsel atıklardan kaynaklandığını ifade eden Ünlü, şunları kaydetti:
"Tekstil sektörü ağırlıklı bir bölgeden su örneği aldığımızda boyar maddelerin yoğun olduğunu görüyoruz. Kimyasalların daha yoğun olduğu bölgeler var. Ağır metallerin de suyun içine karıştığını analizlerin sonucunda görüyoruz. Organik malzemeler de benzer şekilde suyun içinde bulunuyor. Tekstil endüstrisinin atık suları boya, krom, nişasta, kostik (NaOH) ve asidik atık kimyasallar içerdiğinden çevreye zararlıdır. Kullanılan suyun büyük bir miktarı ön terbiye proseslerinde harcanır. Kumaşların ön terbiye işlemlerinde de bazı yıkamalarda, pH dengelemede, kasar ve merserizasyon proseslerinde kostik kullanılır. Suyun eski haline dönüp kaynağındaki gibi temiz akabilmesi için sanayi sektörünün arıtma tesisi kurması ve bunu geliştirmesi gerekiyor. Önlem alınırsa kaynağında oldukça temiz bu suyun içilebileceğini ve tekrar kullanılabileceğini söyleyebiliriz. Tarımsal sulamada da kullanabiliriz. Şu anki durumda sulamada kullanmaya kalktığımızda bu ekolojik döngü içinde tarımsal kaynakları tüketeceğimiz için insan sağlığına da zarar verecektir."
"ZİFTTEN ÖTE BİR ŞEY"
Aras Şelalesi'nde çayın kaynağından içen, elini yüzünü yıkayan Doğa ve Çevre Koruma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Güler de suyun büyük bir ihtiyaç olduğuna dikkati çekti.
Nilüfer Çayı'nın Bursa Ovası'nda da bu temizlikte akması gerektiğini anlatan Güler, "Şehir merkezinde akan su, su değil. Bilhassa şu mevsimde suyun debisi hayli azalmış durumda. Su azaldığı ve atık çoğaldığı için kirlilik daha fazla oluyor. Kışın çaya verilen atıklar belki bu kadar koku ya da kötü görüntü yaratmıyor çünkü su bol. Yazın tamamen atık haline dönüşüyor." diye konuştu.
Mudanya ilçesi kırsal Çayönü Mahallesi'nde yaşayan Mehmet Güleç (74), gençlik yıllarında bu suda yüzdüklerini hatta içtiklerini belirtti.
Balık tuttukları, hayvanlarına su içirdikleri, bulgur kaynattıkları, çamaşır yıkadıkları çayın durumuna üzüldüklerini dile getiren Güleç, şöyle devam etti:
"Dere boyuna gelip ağlamamız gerekiyor ama gelemiyoruz çünkü çok kötü kokuyor. Şu anda kullanılacak bir vaziyeti yok. Çocukluğumuz, gençliğimiz buralarda geçti. Geçen sene barajımızda su bitti, tek sefere mahsus buradan sulama yaptık. Oğlum iki saat sonra zehirlenip Tıp Fakültesi Hastanesine gitti. Biz bu suyu içiyorduk, böyle temiz suyu vardı. Mis gibi kokardı. Yetkililerden buna bir çare istiyoruz."
Rüştü Bozkurt (67) ise çayın çevresinde nefes dahi alamadıklarını söyledi.
Kokunun mahalleye ulaştığını vurgulayan Bozkurt, "Özellikle hafta sonları daha kötü kokuyor. Ziftten öte bir şey. Köyün en üst kısmında oturuyorum. Orada bile bu koku nefesimi kesiyor." dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
BTÜ laboratuvarlarında analiz edildi: Nilüfer Çayı'nı ovada siyah akıtan kirlilik araştırıldı!
Bursa Teknik Üniversitesi laboratuvarlarındaki analizlerde, kaynağında içilebilecek kadar temiz ve tarımsal sulamaya elverişli olan akarsuyun kirleticilerin etkisiyle halk sağlığını tehdit edecek boyutta olduğu belirlendi. Ancak Nilüfer Çayı'nın kaynağında içilebilir durumda olduğu ortaya çıktı.
Bursa'da, sanayi ve evsel atıklar nedeniyle kötü kokusu ve simsiyah rengiyle halk sağlığı için tehdit oluşturan Nilüfer Çayı'nın kaynağında içilebilir durumda olduğu belirlendi.
Uludağ'ın eteklerinde 850 metre rakımlı Aras Şelalesi'nden kaynağını alan, Nilüfer ve Mudanya ilçelerinden geçen Nilüfer Çayı, Bursa Ovası'nda Susurluk Çayı ile birleşerek Karacabey ilçesinden Marmara Denizi'ne dökülüyor. Kestel, Gürsu ve Yıldırım ilçelerinden gelerek Osmangazi ilçesinde birleşen dereler de Nilüfer Çayı'nı besliyor.
Ovada kilometrelerce menderes çizen akarsudaki koku ve renk değişiminin nedenlerinin araştırılması için kaynağından ve kent merkezindeki farklı noktalardan alınan numuneler, Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) laboratuvarlarında analiz edildi.
Çayın kaynağından ve sanayinin ağırlıkta olduğu Osmangazi Panayır Mahallesi'nden alınan numuneler arasında özellikle bazı parametrelerde dikkati çekici oranlarda değişimler kaydedildi.
Tekstilde sıklıkla kullanılan kostik gibi bazik çözeltilerin etkisiyle, ölçümlerde kaynak suyu ve kirli su karşılaştırıldığında parametrelerin ortalama yüzde 65-70 arttığı görüldü. Aras Şelalesi'nde çıktığında 1,605 ppm olan sodyum miktarı, kirli suyun bulunduğu bölgede 105,04 ppm ölçüldü.
Kasar (iplik ve kumaş üretimi sırasında oluşan yabancı maddeleri azaltma veya tamamen temizleme) ile merserizasyon (pamuk liflerinin enine şişmesini sağlayarak düzgün silindirik bir görünüm verme, bu şekilde pamuğa yüzey düzgünlüğü ve parlaklık kazandırma) işlemleri ve diğer nedenlerle artan sodyum miktarı, çeşitli sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
KENT MERKEZİNDE KİRLİLİK ARTIYOR
Kaynağında içilebilir özellikle olan Nilüfer Çayı'nın rengi, sanayi atıkları ve boyar maddeler nedeniyle merkez ilçeler Nilüfer ve Yıldırım'da griye dönmeye başlıyor. Suyun renginin özellikle Samanlı bölgesinde simsiyah olduğu dikkati çekiyor.
Nilüfer Çayı'nın kaynağından itibaren döküldüğü alana kadar olan bölge, Anadolu Ajansı (AA) ekibince görüntülendi.
BTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Ünlü, biyobozunur malzemelerle suyu arıtıp kalitesini analiz ettiklerini söyledi.
Test sonuçlarının, numunelerin alındığı bölgelere göre değişkenlik gösterdiğini belirten Ünlü, "Kaynağından çıkan suyu analiz ettiğimizde parametrelerin hepsi maksimum değerlerin altında olduğu için iletkenlik ve pH açısından oldukça temiz, içilebilir hatta sulamalarda uygulanabilir olduğunu gördük ancak farklı bölgelerden kirli suyu aldığımız zaman bu suların ne tarımsal sulamada kullanabileceğini ne de içilebilir olduğunu analiz ettik." dedi.
Ünlü, Nilüfer Çayı'nın tarımsal sulamada kullanılabilmesi için ön arıtmadan geçmesi gerektiğini vurguladı.
Kirliliğin sanayi ve evsel atıklardan kaynaklandığını ifade eden Ünlü, şunları kaydetti:
"Tekstil sektörü ağırlıklı bir bölgeden su örneği aldığımızda boyar maddelerin yoğun olduğunu görüyoruz. Kimyasalların daha yoğun olduğu bölgeler var. Ağır metallerin de suyun içine karıştığını analizlerin sonucunda görüyoruz. Organik malzemeler de benzer şekilde suyun içinde bulunuyor. Tekstil endüstrisinin atık suları boya, krom, nişasta, kostik (NaOH) ve asidik atık kimyasallar içerdiğinden çevreye zararlıdır. Kullanılan suyun büyük bir miktarı ön terbiye proseslerinde harcanır. Kumaşların ön terbiye işlemlerinde de bazı yıkamalarda, pH dengelemede, kasar ve merserizasyon proseslerinde kostik kullanılır. Suyun eski haline dönüp kaynağındaki gibi temiz akabilmesi için sanayi sektörünün arıtma tesisi kurması ve bunu geliştirmesi gerekiyor. Önlem alınırsa kaynağında oldukça temiz bu suyun içilebileceğini ve tekrar kullanılabileceğini söyleyebiliriz. Tarımsal sulamada da kullanabiliriz. Şu anki durumda sulamada kullanmaya kalktığımızda bu ekolojik döngü içinde tarımsal kaynakları tüketeceğimiz için insan sağlığına da zarar verecektir."
"ZİFTTEN ÖTE BİR ŞEY"
Aras Şelalesi'nde çayın kaynağından içen, elini yüzünü yıkayan Doğa ve Çevre Koruma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Güler de suyun büyük bir ihtiyaç olduğuna dikkati çekti.
Nilüfer Çayı'nın Bursa Ovası'nda da bu temizlikte akması gerektiğini anlatan Güler, "Şehir merkezinde akan su, su değil. Bilhassa şu mevsimde suyun debisi hayli azalmış durumda. Su azaldığı ve atık çoğaldığı için kirlilik daha fazla oluyor. Kışın çaya verilen atıklar belki bu kadar koku ya da kötü görüntü yaratmıyor çünkü su bol. Yazın tamamen atık haline dönüşüyor." diye konuştu.
Mudanya ilçesi kırsal Çayönü Mahallesi'nde yaşayan Mehmet Güleç (74), gençlik yıllarında bu suda yüzdüklerini hatta içtiklerini belirtti.
Balık tuttukları, hayvanlarına su içirdikleri, bulgur kaynattıkları, çamaşır yıkadıkları çayın durumuna üzüldüklerini dile getiren Güleç, şöyle devam etti:
"Dere boyuna gelip ağlamamız gerekiyor ama gelemiyoruz çünkü çok kötü kokuyor. Şu anda kullanılacak bir vaziyeti yok. Çocukluğumuz, gençliğimiz buralarda geçti. Geçen sene barajımızda su bitti, tek sefere mahsus buradan sulama yaptık. Oğlum iki saat sonra zehirlenip Tıp Fakültesi Hastanesine gitti. Biz bu suyu içiyorduk, böyle temiz suyu vardı. Mis gibi kokardı. Yetkililerden buna bir çare istiyoruz."
Rüştü Bozkurt (67) ise çayın çevresinde nefes dahi alamadıklarını söyledi.
Kokunun mahalleye ulaştığını vurgulayan Bozkurt, "Özellikle hafta sonları daha kötü kokuyor. Ziftten öte bir şey. Köyün en üst kısmında oturuyorum. Orada bile bu koku nefesimi kesiyor." dedi.
Kaynak: AA
Son Haberler
Merkez Bankası Kasım ayı faiz kararını açıkladı
Bursa’da lodos halı sahanın direklerini devirdi
Bursa'da hayat durma noktasına geldi: Lodostan esnaflar da etkilendi!