#Nilüfer Çayı

Bursa Hayat Gazetesi - Nilüfer Çayı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Nilüfer Çayı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bursa’da tarihin izlerini taşıyan şaheser: Abdal Köprüsü Haber

Bursa’da tarihin izlerini taşıyan şaheser: Abdal Köprüsü

Bursa'nın tarihi ve kültürel zenginliklerinin önemli bir parçası olan Abdal Köprüsü, şehrin sembol yapılarından biridir. Nilüfer Çayı üzerinde yer alan köprü, hem estetik görüntüsüyle hem de tarihi önemiyle dikkat çekmektedir. ABDAL KÖPRÜNÜN TARİHİ VE ÖZELLİKLERİ Abdal Köprüsü, 1669 yılında Bursalı tüccar Abdal Çelebi tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştan inşa edilen köprü, 12 gözlü bir yapıya sahipti ancak zamanla toprak altında kalan kısımlar nedeniyle günümüzde bu sayı daha azdır. Abdal Köprüsü, 5.20 metre genişliğinde olup, orta kısmında biri kapalı diğeri açık olmak üzere iki nöbetçi noktasına ev sahipliği yapmaktadır. Açık olan nöbetçi noktası, alttan beş kornişle desteklenirken, kapalı olan bölüm ise zamanla büyük ölçüde tahrip olmuştur. Köprü, kesme taşlardan inşa edilmiştir ve ayaklarının genişlikleri 2.60 ila 3.60 metre arasında değişir. Ayaklar, suyun akış yönüne doğru dışa doğru çıkık üçgen prizma şeklindeki kalkanlarla desteklenmiştir, ters yönde ise destek duvarları bulunmaktadır. Köprünün ortası, su seviyesinden 4.85 metre yükseklikte konumlanmaktadır. 1978 yılında taşıt trafiğine kapatılan ve yaya trafiğine açılan köprüde yapılan restorasyon çalışmaları sonucunda, önceden altı gözlü olarak bilinen köprünün on bir gözlü olduğu ortaya çıkmıştır. ABDAL KÖPRÜSÜ NEREDE? Abdal Köprüsü'ne ulaşım oldukça kolaydır. Bursa şehir merkezine yakın bir konumda bulunan köprü Bursaspor-Acemler metro istasyonuna yürüme mesafesindedir. Çeşitli toplu taşıma araçları veya özel araçlarla köprüye ulaşım sağlanabilmektedir. Köprüyü ziyaret etmek için herhangi bir ücret talep edilmediği gibi gündelik hayatta yayalar tarafından sıkça kullanılmaktadır. KÖPRÜNÜN ÖNEMİ VE ZİYARET NEDENLERİ Abdal Köprüsü, sadece bir ulaşım yapısı olmakla kalmayıp, aynı zamanda şehrin tarihine ve kültürüne ışık tutan önemli bir yapıdır. Köprü, Osmanlı dönemi mimarisinin güzel bir örneği olarak kabul edilmektedir. Tarihi ve kültürel zenginlik: Köprü, Bursa'nın geçmişine tanıklık eden önemli bir yapıdır. Estetik görünüm: Köprünün zarif mimarisi ve çevresiyle uyumu, ziyaretçileri büyülemektedir. Yürüyüş ve dinlenme alanı: Köprü çevresi, yürüyüş yapmak ve dinlenmek için ideal bir mekandır. Fotoğraf çekimi: Köprü, özellikle fotoğraf tutkunları için harika bir kare sunmaktadır. Özetle, Abdal Köprüsü, Bursa'nın tarihi ve kültürel mirasının önemli bir parçasıdır. Hem yerli hem de yabancı turistler tarafından sıklıkla ziyaret edilen köprü, şehrin gözde mekanlarından biridir. Eğer Bursa'ya yolunuz düşerse, Abdal Köprüsü'nü mutlaka görmenizi tavsiye ederiz.

BTÜ laboratuvarlarında analiz edildi: Nilüfer Çayı'nı ovada siyah akıtan kirlilik araştırıldı! Haber

BTÜ laboratuvarlarında analiz edildi: Nilüfer Çayı'nı ovada siyah akıtan kirlilik araştırıldı!

Bursa'da, sanayi ve evsel atıklar nedeniyle kötü kokusu ve simsiyah rengiyle halk sağlığı için tehdit oluşturan Nilüfer Çayı'nın kaynağında içilebilir durumda olduğu belirlendi. Uludağ'ın eteklerinde 850 metre rakımlı Aras Şelalesi'nden kaynağını alan, Nilüfer ve Mudanya ilçelerinden geçen Nilüfer Çayı, Bursa Ovası'nda Susurluk Çayı ile birleşerek Karacabey ilçesinden Marmara Denizi'ne dökülüyor. Kestel, Gürsu ve Yıldırım ilçelerinden gelerek Osmangazi ilçesinde birleşen dereler de Nilüfer Çayı'nı besliyor. Ovada kilometrelerce menderes çizen akarsudaki koku ve renk değişiminin nedenlerinin araştırılması için kaynağından ve kent merkezindeki farklı noktalardan alınan numuneler, Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) laboratuvarlarında analiz edildi. Çayın kaynağından ve sanayinin ağırlıkta olduğu Osmangazi Panayır Mahallesi'nden alınan numuneler arasında özellikle bazı parametrelerde dikkati çekici oranlarda değişimler kaydedildi. Tekstilde sıklıkla kullanılan kostik gibi bazik çözeltilerin etkisiyle, ölçümlerde kaynak suyu ve kirli su karşılaştırıldığında parametrelerin ortalama yüzde 65-70 arttığı görüldü. Aras Şelalesi'nde çıktığında 1,605 ppm olan sodyum miktarı, kirli suyun bulunduğu bölgede 105,04 ppm ölçüldü. Kasar (iplik ve kumaş üretimi sırasında oluşan yabancı maddeleri azaltma veya tamamen temizleme) ile merserizasyon (pamuk liflerinin enine şişmesini sağlayarak düzgün silindirik bir görünüm verme, bu şekilde pamuğa yüzey düzgünlüğü ve parlaklık kazandırma) işlemleri ve diğer nedenlerle artan sodyum miktarı, çeşitli sağlık sorunlarına yol açabiliyor. KENT MERKEZİNDE KİRLİLİK ARTIYOR Kaynağında içilebilir özellikle olan Nilüfer Çayı'nın rengi, sanayi atıkları ve boyar maddeler nedeniyle merkez ilçeler Nilüfer ve Yıldırım'da griye dönmeye başlıyor. Suyun renginin özellikle Samanlı bölgesinde simsiyah olduğu dikkati çekiyor. Nilüfer Çayı'nın kaynağından itibaren döküldüğü alana kadar olan bölge, Anadolu Ajansı (AA) ekibince görüntülendi. BTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Ünlü, biyobozunur malzemelerle suyu arıtıp kalitesini analiz ettiklerini söyledi. Test sonuçlarının, numunelerin alındığı bölgelere göre değişkenlik gösterdiğini belirten Ünlü, "Kaynağından çıkan suyu analiz ettiğimizde parametrelerin hepsi maksimum değerlerin altında olduğu için iletkenlik ve pH açısından oldukça temiz, içilebilir hatta sulamalarda uygulanabilir olduğunu gördük ancak farklı bölgelerden kirli suyu aldığımız zaman bu suların ne tarımsal sulamada kullanabileceğini ne de içilebilir olduğunu analiz ettik." dedi. Ünlü, Nilüfer Çayı'nın tarımsal sulamada kullanılabilmesi için ön arıtmadan geçmesi gerektiğini vurguladı. Kirliliğin sanayi ve evsel atıklardan kaynaklandığını ifade eden Ünlü, şunları kaydetti: "Tekstil sektörü ağırlıklı bir bölgeden su örneği aldığımızda boyar maddelerin yoğun olduğunu görüyoruz. Kimyasalların daha yoğun olduğu bölgeler var. Ağır metallerin de suyun içine karıştığını analizlerin sonucunda görüyoruz. Organik malzemeler de benzer şekilde suyun içinde bulunuyor. Tekstil endüstrisinin atık suları boya, krom, nişasta, kostik (NaOH) ve asidik atık kimyasallar içerdiğinden çevreye zararlıdır. Kullanılan suyun büyük bir miktarı ön terbiye proseslerinde harcanır. Kumaşların ön terbiye işlemlerinde de bazı yıkamalarda, pH dengelemede, kasar ve merserizasyon proseslerinde kostik kullanılır. Suyun eski haline dönüp kaynağındaki gibi temiz akabilmesi için sanayi sektörünün arıtma tesisi kurması ve bunu geliştirmesi gerekiyor. Önlem alınırsa kaynağında oldukça temiz bu suyun içilebileceğini ve tekrar kullanılabileceğini söyleyebiliriz. Tarımsal sulamada da kullanabiliriz. Şu anki durumda sulamada kullanmaya kalktığımızda bu ekolojik döngü içinde tarımsal kaynakları tüketeceğimiz için insan sağlığına da zarar verecektir." "ZİFTTEN ÖTE BİR ŞEY" Aras Şelalesi'nde çayın kaynağından içen, elini yüzünü yıkayan Doğa ve Çevre Koruma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Güler de suyun büyük bir ihtiyaç olduğuna dikkati çekti. Nilüfer Çayı'nın Bursa Ovası'nda da bu temizlikte akması gerektiğini anlatan Güler, "Şehir merkezinde akan su, su değil. Bilhassa şu mevsimde suyun debisi hayli azalmış durumda. Su azaldığı ve atık çoğaldığı için kirlilik daha fazla oluyor. Kışın çaya verilen atıklar belki bu kadar koku ya da kötü görüntü yaratmıyor çünkü su bol. Yazın tamamen atık haline dönüşüyor." diye konuştu. Mudanya ilçesi kırsal Çayönü Mahallesi'nde yaşayan Mehmet Güleç (74), gençlik yıllarında bu suda yüzdüklerini hatta içtiklerini belirtti. Balık tuttukları, hayvanlarına su içirdikleri, bulgur kaynattıkları, çamaşır yıkadıkları çayın durumuna üzüldüklerini dile getiren Güleç, şöyle devam etti: "Dere boyuna gelip ağlamamız gerekiyor ama gelemiyoruz çünkü çok kötü kokuyor. Şu anda kullanılacak bir vaziyeti yok. Çocukluğumuz, gençliğimiz buralarda geçti. Geçen sene barajımızda su bitti, tek sefere mahsus buradan sulama yaptık. Oğlum iki saat sonra zehirlenip Tıp Fakültesi Hastanesine gitti. Biz bu suyu içiyorduk, böyle temiz suyu vardı. Mis gibi kokardı. Yetkililerden buna bir çare istiyoruz." Rüştü Bozkurt (67) ise çayın çevresinde nefes dahi alamadıklarını söyledi. Kokunun mahalleye ulaştığını vurgulayan Bozkurt, "Özellikle hafta sonları daha kötü kokuyor. Ziftten öte bir şey. Köyün en üst kısmında oturuyorum. Orada bile bu koku nefesimi kesiyor." dedi.

CİMER'den Nilüfer Çayı şikayetine cevap: Atık su deşarjı tespit edilemedi Haber

CİMER'den Nilüfer Çayı şikayetine cevap: Atık su deşarjı tespit edilemedi

Bursa'nın su ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayan Nilüfer Çayı'nın rengi adeta katrana döndü. Kilometrelerce uzunluğuyla tarım alanlarının vazgeçilmez su kaynağı olan çayda bazı dönemlerde toplu balık ölümleri görülüyor. Geçtiği güzergah boyunca çok sayıda fabrikanın kimyasal ve boya atıklarıyla kirlenen Nilüfer Çayı'nın suyu Bursa ovasını suluyor. Simsiyah suyla tarımsal sulama yapılması ise milyonlarca insanın sağlığını tehlikeye atıyor. Bursa'nın Karacabey ilçesine bağlı Ekmekçiler Mahallesi'nde yaşayan İlhan Düzen, Nilüfer Çayı'nın kirliği konusunda CİMER'e şikayette bulundu. Düzen'e kısa sürede cevap veren Bursa Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, Nilüfer Çayı'nda inceleme başlatıldığını ve henüz herhangi bir atık su deşarjı tespit edilemediğini açıkladı. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından CİMER şikayetine verilen cevapta, “İlgili CİMER şikayetinde Nilüfer Deresi'nin kirliliğinden şikayet edilerek, konunun valiliğimizce (Çevre Şehircilik ve İlklim Değişikliği İl Müdürlüğü) incelenmesi istenmiştir. Söz konusu şikayete istinaden teknik elemanlarımızca denetim yapılmış olup, dereye atık su deşarjı gözlenmemiştir. Bununla birlikte ilimizde bulunan derelere arıtılmış atık su deşarj eden arıtma tesisleri, valiliğimizden (Çevre Şehircilik ve İlklim Değişikliği İl Müdürlüğü) alınmış atık su deşarjı konulu çevre izni kapsamında ani denetimlerle denetlenmekte olup, günde 5 bin metreküp üzerindeki kapasiteye sahip büyük arıtma tesislerinin deşarj suları online olarak bakanlığımız portalından izlenmekte ve limit aşımı olduğunda otomatik olarak numune alınarak ilgili mevzuat uyarınca gerekli işlemler yürütülmektedir. Atık su deşarjıyla ilgili olarak herhangi bir uygunsuzluğun tespiti durumunda 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun ilgili hükümleri gereğince idari yaptırım uygulandığı hususunda bilgilerinizi ve gereğini arz ederim” ifadelerine yer verildi.

Zehir akan Nilüfer Çayı'nda balık ölümleri artıyor Haber

Zehir akan Nilüfer Çayı'nda balık ölümleri artıyor

Bursa'nın önemli su ihtiyacını karşılayan Nilüfer Çayı'nın rengi, sanayileşme nedeniyle adeta katrana döndü. Kilometrelerce uzunluğuyla tarım alanlarının vazgeçilmez su kaynağı olan çayda binlerce balık ölümü görüldü. 80'li yıllardan bu yana kirlenmeye başlayan Nilüfer Çayı'nda her yaz toplu balık ölümü gördüklerini söyleyen çevre sakinleri durumun giderek endişe verdiğini ifade etti. Geçtiği güzergah boyunca çok sayıda fabrikanın kimyasal ve boya atıklarıyla kirlenen Nilüfer Çayı'nın suyu Bursa ovasını suluyor. Simsiyah suyla tarımsal sulama yapılması milyonlarca insanın sağlığını tehlikeye atıyor. Yıllar önce çevre sakinlerinin içme suyu olarak kullandığı çayda, şimdilerde kurbağalar bile yaşayamıyor. BALIK ÖLÜMLERİ ENDİŞE VERİYOR Her yıl giderek artan balım ölümlerinin endişe verdiğini ifade eden çevre sakini İlhan Düzen, "Balık ölümleri her sene bir veya iki sefer oluyor. Bu sene çok erken geldi. Yani bunu ben bir ay sonra bekliyordum ama bu sene çok çok erken geldi. Nilüfer, bir tarafında. Manyas tarafından zehir de gelmiş olabilir. Nilüfer Çayı'ndan yani kirli sudan da ölüm olabilir. Ona bir şey diyemiyorum. Yani hiçbir tarafı da suçlayamıyorum. Yıllardan beri var zaten. Bunların tahlilleri yapılıyor ama ne kadar değerlendiriliyor, nereye ulaşıyor onu bilmiyoruz. Nilüfer Çayı Uludağ'ın güneyinden çıkıp 105 kilometre gezip Marmara Denizi'ne akıyor. Burada Marmara Denizi'ni de kirletiyor. Müsilaj bu şekilde ortaya çıkıyor. Müsilajın en büyük etkenlerden biri bu. Bir taraftan da Dalyan Gölü aracılığıyla longoz ormanlarını hani zehirliyor, öyle söyleyeyim. Ağustos sonuna doğru görüyorduk bunları. Bu sene bu ayda geldi. Artık ne oldu bilmiyoruz. Biz küçükken suyu içiliyordu. Çocukluğumuzda denizlere gidemiyoruz diye bu derede yüzüyorduk, oynuyorduk, balık avlıyorduk. Akşamları da o balıkları pişirip evimizde yiyorduk. Şu anda maalesef hepsi bitti. Çayın kirliği bu senelerde daha fazla sıklaştı. Nilüfer Çayı'nın geçtiği güzergahta birçok sanayi kuruluşu var. Bursa'dan bütün atıklar buraya geliyor. Ayrıca bu suyla çevredeki tarlalarda mahsuller sulanıyor ve zehirli o mal zehirli halde pazarlara sürülüyor. Vatandaşın sağlığında oynanıyor. İnsanlar sesini duyuramıyor, başımız ağrıyacak deyip korkuyor. Hayvan su içmiyor, bırakın su içmesini içinde bir canlı yaşayamıyor” şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.