Başkan Özdemir: "Nilüfer'i gelecek nesillere yaşanabilir bir şehir olarak bırakacağız"
Başkan Özdemir: "Nilüfer'i gelecek nesillere yaşanabilir bir şehir olarak bırakacağız"
Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Bursa Gazeteciler Cemiyeti (BGC) tarafından düzenlenen “BGC Başkanlarla Yüz Yüze” programına katıldı. Etkinlikte Özdemir, Nilüfer’in gelişimi ve belediyecilik çalışmaları hakkında gazetecilere bilgiler verdi.
Haber Giriş Tarihi: 18.12.2024 11:30
Haber Güncellenme Tarihi: 18.12.2024 11:37
Kaynak:
Haber Merkezi
Bursa Gazeteciler Cemiyeti (BGC) tarafından düzenlenen “BGC Başkanlarla Yüz Yüze” programı, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in katılımıyla gerçekleşti. Program, BGC Yönetim Kurulu üyelerinin Bursa ve ülke gündemindeki soruları yanıtlamak için Başkan Özdemir ile bir araya geldiği önemli bir etkinlik oldu.
İNŞAAT RUHSATLARINA DİKKAT ÇEKTİ
Başkan Özdemir, programda imar ve inşaat sektörü ile ilgili açıklamalarda bulunarak, fazla imalat yapılan inşaatlara taviz verilmeyeceğini belirtti. Özdemir, "Sizin alabileceğiniz ruhsat miktarı 8.000 metrekarelik inşaat için. Ama sen 10.000 metrekare için müracaat edersen elbette ruhsat alamazsınız. Çünkü öyle bir hakkınız yok. Bizim topluma vaadimiz nedir; herkes hakkını kullanacak. Biz yalnızca 550.000 Nilüferli’nin çıkarını düşünürüz" şeklinde konuştu.
BASIN KÜLTÜR SARAYI’NDA SAMİMİ BULUŞMA
Etkinliğin açılışını yapan BGC Başkanı Nuri Kolaylı, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in Bursa’daki önemli isimlerden biri olduğunu ve Bursalılar tarafından yakından tanındığını belirtti. Ancak tanımayanlar için Özdemir’den kendisini tanıtmasını istedi. Program, Bursa’nın yerel yönetimlerinin çalışmaları hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen gazeteciler için verimli bir sohbet ortamı sundu.
BGC Nilüfer Sahnesi’nde gerçekleştirilen bu etkinlik, yerel yönetimler ve basın arasındaki diyalogun güçlendirilmesi açısından büyük önem taşıdı. Başkan Özdemir, Nilüfer Belediyesi’nin projeleri ve hizmetleri hakkında da bilgi vererek, ilçenin gelişimine yönelik planlarını paylaştı.
BGC Başkanlarla Yüz Yüze programının soru cevap bölümü ise şu şekilde devam etti;
NİLÜFER’İN NÜFUSU HIZLA ARTIYOR
Ahmet Emin Yılmaz (BGC Başkan Vekili, OLAY Gazetesi Köşe Yazarı) Sorumu Nilüfer’in eski ve yeni fotoğrafını ifade ederek sormak istiyorum. 1986 yılında gazeteci Ahmet Utlu Hakimiyet Gazetesi’nde bir haber getirdi. Belediye Meclisinde kurulan özel bir komisyon yeni bir kent modeli oluşturmuştu. Kooperatifler yoluyla geniş yeşil alanlara, geniş yollara, bisiklet ve yaya yollarına, otoparklara, çocuk parklarına sahip yeni konut bölgesi oluşturulacaktı. Haberi, “Bursa’ya Atakent” kuruluyor diye manşet yaptık. Ama günümüze geldiğimizde bu güzel görüntü bozuldu. Ne oldu da beton Nilüfer’e dönüştük?
Şadi Özdemir: Yaşanan yoğun yapılaşmaya karşın Nilüfer yine çok güzel bir kent ve Nilüfer halen daha herkesin yaşamak istediği bir kent. Bu gerçekliği görmekte fayda var. Zaten nüfus hareketlerine bakarsanız; Yıldırım ve Osmangazi'nin nüfusu geçen yıla göre düşerken, Nilüfer’in nüfusunun hızla arttığını göreceksiniz. Nilüfer bu hızla büyürse belki 10 yıla kalmaz Bursa'nın en büyük ilçesi de olabilir. Herkes Nilüfer’de yaşamak istiyor. Yaşanan bazı bu olumsuzluklara rağmen Nilüfer Türkiye'nin 8. gelişmiş ilçesi.
Öte yandan, dediğiniz gibi Ataevler bölgesi gerçekten yaşanması çok zor bir bölge oldu. Sosyal donatı alanlarını değiştirmeden, yeni sağlık alanları, eğitim alanları, park alanları, otopark alanları yapmadan nüfusu üç kat arttırırsanız; yaşam kalitesini üç kat aşağı indirirsiniz. Böyle bir gerçeklik var.
Bir bölgenin kentsel dönüşüm alanı olup olmamasına Büyükşehir karar veriyor. Büyükşehir'in verdiği karar ve yetkiler doğrultusunda burada ruhsatlar alınıp işler yapılıyor. Bu modelin tümü yanlış bir model. Konuya partilerin ötesinde bakmak lazım, biraz daha yukarıdan bakmak lazım.
Kentsel dönüşümde, bölgesel değişim yapmadığımız sürece buna benzer sorunları yaşarız. Çünkü insanların ekonomik olarak zaten binalarını yenileme gücü yok. İnsanların yenileme gücü yoksa, yenileme gücüne bir kaynak ayıramıyorlarsa, ama o binaları da yenilemek gerekiyorsa; o binaları çok daha fazla kat vererek yapmak zorunda kalıyorsunuz. Parsel bazında bunu yaptığınız zaman ister istemez binaları yukarı çıkararak yapıyorsunuz ve diğer alanlara dokunamıyorsunuz.
KENTSEL DÖNÜŞÜM YAKLAŞIMI
O yüzden benim görüşüm; 1990'lı yıllarda Sayın Murat Karayalçın'ın Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde Portakal Çiçeği Vadisi içine yapmış olduğu Kentsel Dönüşüm Planı’dır. Bursa'da uygulanması gereken plan böyle olmalıdır. O dönem Ankara’da bir şirket kurmuşlardı, Portakal Vadisi’nden gelen bütün o bölgenin insanları o şirketle beraber bir kooperatifte hak sahibi olmuştu. Hak sahiplerinin hepsi yönetimin içindeydi. Üye kooperatif yöneticisi beş kişi, hak sahiplerinden beş kişi, belediyeden beş kişi, bir de Belediye Başkanı, hep birlikte bütünü planlayarak, dış finansman bularak burayı çözmüşlerdi.
Şimdi Ataevler bölgesi bence kaybedilmiş bir bölgedir, ama bizim Çamlıca bölgesini, Beşevler bölgesini kurtarma şansımız var. Hepsini birlikte planlayıp, oradaki 5 mahalleyi birlikte planlayıp bütüncül bir planla ve ortak hareket ederek yeni bir mekanizmayla, belediyenin de doğrudan işin içinde olduğu bir yaklaşımla kentsel dönüşüm yapabiliriz.
Bu konuda yetki elbette büyükşehir belediyesinde. Büyükşehir Belediye Başkanımızın bakış açısı, parsel bazında büyütelim yönünde. Örneğin 20.000 metrekarenin üstünde bir büyüklükte alan planlıyorsanız belli bir yüzde artış verelim, 20.000 metrenin altındaysa farklı bir yüzde artış uygulayalım.
Bence hem ilçe belediyesinin hem büyükşehir belediyesinin içinde olduğu, ortak bir dönüşüm çalışması yapmalıyız.
Ahmet Bey çok güzel bir soru sordu. Buradaki yaşam kalitesi üzerine. İnsanlar burada neden yaşamak istiyor, buna bakmak lazım.
Sosyal, kültürel, sportif alanların hep burada olması, bütün özel okulların, bütün büyük hastanelerin, bütün iyi otellerin, 6-7 tane organize sanayi bölgesinin, 6.000 İşletmesi olan küçük sanayi bölgesinin, tüm bunların Nilüfer’de olması, nüfusun artmasına, yeni konut ihtiyacına neden oluyor.
Hemen yanımızdaki teknoloji organize sanayi bölgesi yaklaşık 100.000 nüfus daha getirecek Nilüfer’e. Burada çalışacak olan insanlar gidip Karacabey'de yaşamak istemeyecekler elbette.
“YÜKSEK TEKNOLOJİ ÜRETMELİYİZ”
100.000 konut yapacak alanın var mı? Tarım alanı dışındaki planlanacak alan çok az. Tarım alanlarını korumamız gerekiyor.
Yeni yatırımları batıya doğru değil, doğuya doğru dengelemek gerekiyor. Aksi halde bu şehir yaşanmaz hale gelir.
Örneğin Bursa yüksek teknoloji üretebilecek sermaye birikimine de, insan kaynağı birikimine de sahip. Öyleyse hikayemizi yüksek teknolojiye doğru döndürmemiz lazım. Yüksek teknoloji üretmek demek, yazılım üretmek demektir. Yazılım için bin dönüme, 500 dönüme yüz dönüme ihtiyaç yok. Bir iki tane odaya ihtiyaç var. Ama teknoloji sanayi bölgesi adı altında binlerce dönüm araziyi sanayi üretimine açmamalıyız. Merkezi hükümetin o bölgeyi Bandırma’ya kadar sanayiye açmasından endişe ediyorum. Bunun hem Bursa'ya, hem tarım topraklarına, hem de Nilüfer’e ihanet olduğunu düşünüyorum. Atanmış Sanayi Bakanlığı buna karar verebiliyor ama ben seçilmiş olmama rağmen karar veremiyorum. Bunun tamamen değişmesi lazım.
MAHALLE OLAN KÖYLERDE PLANLAMA
Burhan Kaya(BGC Yönetim Kurulu Üyesi, Yeni Dönem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni) 1/100 binlik planda Nilüfer’in mahalleye dönüşen köylerinde, tarım arazilerinde nasıl bir planlama uygulanacak. Bu bölgelerde kaçak yapılaşmanın önüne geçmek için Nilüfer Belediyesi ne gibi önlemler almayı düşünüyor? İkinci sorum da Mahalle Komiteleri ile ilgili. Bununla ilgili bir aplikasyon da hazırladınız. Vatandaşın ilgisi beklediğiniz düzeyde mi?
Şadi Özdemir: Önce şu hatırlatmayı yapmak istiyorum; 1/100.000'lik, 1/25.000’lik, 1/5.000’lik planları Büyükşehir Belediyesi yapıyor. Nerelerin imarı açılacağına, nerelerin imarı açılmaması gerektiğine karar veren yer değiliz biz. Biz detay planını yapıyoruz. Dolayısıyla bir yerin imara açılıp açılmama yetkisi bizde değil. İmara açılmış yerlerin detay planlarını 1/1000’likleri yapma yetkisi bizde.
Köyiçi konusu ise şöyle bir şey; 2022'de çıkan yasaya dayalı olarak köy yerleşim alanlarının bir sınırı var. Bu yerleşim alanlarının sınırını 300 metre genişletme yetkisi veriyor yasa. Dolayısıyla en üst çizgiden 300 metre daha dışarıya çıktığınızı düşünün. O 300 metrelik genişlikte bir dairenin biz planlamasını yaptık.
Fakat planlamasını yaparken 17 kurumdan görüş alıyorsunuz. Çeşitli kurumlardan; örneğin Devlet Su İşleri’nden, Karayolları’ndan, Orman Müdürlüğü’nden, her yerden görüş alıyorsunuz. Tarım Bakanlığı hariç diğer kurumlardan görüş geldi. Tarım’dan da görüş geldiği zaman bunu meclise sunacağız. Bizden Büyükşehir'e geçecek. Büyükşehir'de onaylandıktan sonra detay planları yapıp imara açmış olacağız.
NİLÜFER’DE DİJİTAL DEMOKRASİ
Mahalle Komiteleri sorunuza gelecek olursak; hatırlarsanız adaylığımız sürecinde de hep söylediğimiz bir şey vardı, “ortak akılla birlikte yöneteceğiz” dedik. Bunu Mahalle Komiteleri ile yapacağız.
Akademik odalar, sivil toplum kuruluşları, sendikalar, ticaret odaları, meslek örgütlerinin tümü ile çalışıyoruz. Şimdi Mahalle Komitelerini karar süreçlerine ekliyoruz. Herhangi bir mahalleye herhangi bir yatırım yapacaksak, Mahalle Komitesi’nin onayını alacağız. Mahalle komitesinin onaylamadığı projeyi, mahalle komitesine rağmen o mahalleye yapmayacağız.
Dolayısıyla Mahalle komitesi önemli. Mahalle komitesinden talepleri alacağız. Ama, Mahalle Komitesi’nin her talep ettiğini yapamayabiliriz. Bütçe olanaklarımız ölçüsünde yapacağız.
Bunu dijital platforma taşıdık. 1.008 kişi buradan adaylık müracaatı yaptı. Dün itibariyle yaklaşık 2.500 kişi de oy kullanmış. Oy kullanma 22 Aralık'a kadar devam edecek. Dijital platformda demokrasi uygulaması çok kolay bir şey değil ama keyifli bir şey. Ben şimdi kimler aday bilmiyorum, kimler seçilecek bilmiyorum, kendileri aday oluyorlar, kendileri seçiliyorlar.
Bunu Mahalle Komiteleri’nin ötesine de taşımak istiyoruz. Halkın görüşlerinin daha çok yansıdığı Nilüfer yaratmak için çalışıyoruz. Hedefimiz dijital platformda 400 bin Nilüferli’ye ulaşmak ve her aşamada görüşlerine başvurabilmek.
Nuri Kolaylı (BGC Başkanı, bursa.com İmtiyaz Sahibi) Sayın Başkan burada ben de bir soru sorayım. Biraz önce kafanızdaki kentsel dönüşüm modelini sundunuz. Evet ama bu model nasıl uygulanacak? Geçmiş dönemde Nilüfer’de yoğun bir kentsel dönüşüm uygulandı. Mesela ben bir örnek vereyim. Podyum Park’ın yan tarafında Uslu Kent sitesi var. İnsanlar müteahhitle anlaştı, evlerini boşalttı, bir kısmı gitti başka yere taşındı. Ama seçim sonrası bir baktılar ki planları tutmuyor. Ruhsat işlemleri farklıymış, ruhsat alamadılar. Şimdi kimileri evine dönüyor, kimileri de bekliyor. Geçmiş dönemde yapılan fazla inşaatlar var. Ruhsat almalarına rağmen yapı kullanma izni alamayanlar var. Sizin önerdiğiniz birtakım modeller var. Bunları kamuoyuyla paylaşır mısınız?
“NİLÜFERLİ’NİN HAKKINI YEDİRMEYİZ”
Şadi Özdemir: Yani gerçekten sorunlu bir alan burası. Aslında bunlar sadece Nilüfer’e özgü sorunlar değil. Ama Nilüfer’de yoğunlaşmış sorunlar.
Bahsettiğiniz örnek muhtemelen biz gelmeden önce ruhsatını alamamış bir müteahhitle anlaşılmış ama ruhsat alınamadığı için sorun yaşanmış.
Örnekle anlatayım; diyelim ki 1,5 emsalle kentsel dönüşüm yapacaksanız. 0,5 de Büyükşehir veriyor. Emsaliniz 2 oluyor. Yani sizin 4.000 metrekare bir arsanız varsa 1,5 emsal ile 6.000 metre inşaat yapabilirsiniz. 0,5 de Büyükşehir verdiği için, 2.000 metre de oradan geliyor. Toplam 8.000 metre inşaat yapabilirsiniz. Sizin alabileceğiniz ruhsat miktarı 8.000 metrekarelik inşaat içindir. Ama sen 10.000 metrekare için müracaat edersen elbette ruhsat alamazsınız. Çünkü öyle bir hakkınız yok. Bizim topluma vaadimiz nedir; Herkes hakkını kullanacak. Biz yalnızca 550.000 Nilüferli’nin çıkarını düşünürüz.
Geçmiş dönemde iş yapmış olan, yapmaya devam eden müteahhitler bu kararlı duruşumuzdan memnunlar. Çünkü iş müteahhit ile yer sahipleri arasında çirkin pazarlıklara dönmüş.
Şu anda daire sahipleri evlerini yenilemek istiyorlarsa üstüne bir miktar para vermek zorunda kalacaklar. Ama benim önerim o değil, benim önerim bölgesel yapalım bu işleri ve biraz önce anlattığım gibi buradaki imar haklarını çok fazla artırmadan bölgesel bütünlüğü planlayarak yapalım.
Ayrıca yapılan imalatlarda şöyle bir sorun var; bu ruhsatı veren, bu ruhsatı alan, bu ruhsata arıcılık eden, mimari büroları, bunu denetleyen yapı denetim şirketleri, aracı olan siyasi veya diğer kişiler, herkes burada sorumlu. Burada bir tek kabahatsiz kişi var, oralardan daire satın almış kişiler. Belki de hayatında ilk defa ev aldı, belki de bir dünya banka kredisi çekti, onun parasını ödüyor. Belki annesinden, babasından kalan mirasla emeklilik parasını birleştirdi ve oraya yatırdı, arabasını sattı, arsasını sattı, yapı kullanım izni olmayan eve yatırdı.
Ben o insanların burunlarının kanamasını istemem. Onlar için bir çözüm arıyoruz. Meslek odalarıyla, İnşaat Mühendisleri, Şehir Plancıları, Mimarlar Odası’yla, müteahhitlerin bir derneği var, o dernekle ve çeşitli konuların uzmanlarıyla toplantılar yaptık.
Çözüm formülü olarak torba kanunuyla çıkan “imar hakkı taşıma” konusu var. İmar haklarını taşıyarak bazı sorunları çözebiliyor muyuz ona bakıyoruz.
Başka yerde konut imar hakkı olan yerleri satın alıp o hakları buraya taşımak gerekiyor. Bu satın alacağımız yerlerin parasını da bunları yapan müteahhitlerin ödemesi gerekiyor.
Sorunları çözeceğiz, çözerken de kamunun hakkını koruyarak çözeceğiz. Kamunun hakkını korurken, birtakım bedellerin de ödenmesi gerekiyorsa, bazıları o bedelleri de ödeyecek.
Örneğin bazı bölgelerde kaybettiğimiz yeşil alan miktarını, başka yerde satın aldırarak kamuya kazandırma çalışmalarımız var. Kayapa'da 160 dönüm bir yeri var hazinenin. Hedefim burayı bahsettiğim yöntemle belediye kasasından para çıkmadan satın aldırıp, yeşil alana çevirmek. Orada bir güzel bir Kent Parkı oluşturacağız.
TARIM ALANLARINDA YAPILAŞMAYA İZİN YOK
Hakan Işıkkent(BGC Yönetim Kurulu Üyesi, Hayat Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni) Nilüfer’de bir “Örnek Köy” projesi başlatılmıştı. Projenin son durumunu sormak istiyorum. İkinci sorum da özellikle Ürünlü civarında “tarımsal depo” adı altında gerçekleşen yapılaşmaya ilişkin. Bu yapılaşmaya karşı neler yapıyorsunuz?
Şadi Özdemir: İkinci sorudan başlayalım. Yeni yapılanları hemen yıkıyoruz. Ama eskiler de var. Depo diye başlamış ve fabrikalaşmaya dönmüş alanlar var. Onlarla ilgili de çalışıyoruz.
Gördüğümüz, tespit ettiğimiz anda yıkımı gerçekleştiriyoruz. Buradan bir çağrı da yapmak istiyorum. Gözümüzden kaçan, vatandaşımızın tespit ettiği bu tip yapılar varsa hemen fotoğrafını çekip konumuyla birlikte bize ulaştırın. Anında gideriz. Bu cumartesi pazar, gece gündüz fark etmez. Gönderin, hemen gereğini yapalım.
Bunu bütün Nilüferliler’e söylüyorum. Muhtarlarımız üzerinden de söylüyoruz. Doğrudan yazılı müracaat edemeyebilirsiniz, atın benim cep telefonuma fotoğrafını. Konumunu da atarsanız daha memnun olurum. Anında müdahale ederiz. Yıkıyoruz, tekrar yapılanlar oluyor, tekrar yıkıyoruz. Yıkmaya devam edeceğiz, sonuna kadar devam edeceğiz. Gözümüzden kaçanlar olabilir. Ama kaçıyorsa bilin ki biz görmüyoruz. Onun için bizi uyarmaya devam edin diyoruz.
AYVAKÖY PROJESİ
Örnek köy projesini Ayvaköy üzerinde çalışıyoruz. Yapıları ayva rengine boyuyoruz.
Burası çok muhteşem güzel bir yer. Bu bölge Gölyazı ile birleştirdiğinde güzel bir destinasyon merkezi olacak. Ayvaköy’de bir mağaramız var. İçinde botla 4 - 5 kilometre gezebileceğiniz kadar su da var. Orayı turizme açıp mağarayı aktif hale getirmek istiyoruz.
Geçen gün Kaymakam Bey’le toplantı yaptık. Sağ olsun yapıcı yaklaşımı oldu. Sayın kaymakamımıza teşekkür ediyorum. Anıtlar Kurulu ile görüşerek sorunları aşmaya çalışıyoruz.
Bölgeyi bisiklet yolları, yürüyüş yolları, karavan parkı gibi projelerle destekleyeceğiz. Bir tane de büyük bir otopark yapmak istiyoruz. Çünkü özellikle Gölyazı tarafına yaz aylarında arabayla girmek mümkün olmuyor. Şimdi biz şu şöyle bir şey yapacağız. Arabayı Ayvaköy’e park edin tekne ile karşıya, Gölyazı’ya geçin diyeceğiz. Hem bir tekne gezisi yapmış oluyorsunuz, hem de karmaşaya girmeden arabanızı park edip karşıya rahatlıkla geçiyorsunuz. Dolayısıyla Gölyazı’da dolaşımı kolaylaştırmak istiyoruz.
Bursa’ya gelen turistler bir hafta vakit geçirecek hale gelsin istiyoruz. Turizm gelirlerini yükseltmek istiyoruz. Tabii gelen turiste de, yeme içme standardı yüksek hizmet vermeniz lazım. Gölyazı içindeki gözlemeler çok güzel ama yeterli değil. Yüksek standartlı bir restoran yapma projemiz de var. Bu kapsamda pansiyon turizmini de geliştirmek istiyoruz. Ayvaköy’ü bu açıdan da altyapı olarak hazırlıyoruz.
O bölgeyi toparlayıp Gölyazı, Fadıllı ve Ayvaköy bölgesini böyle keyifli hale getirmek istiyoruz.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Başkan Özdemir: "Nilüfer'i gelecek nesillere yaşanabilir bir şehir olarak bırakacağız"
Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Bursa Gazeteciler Cemiyeti (BGC) tarafından düzenlenen “BGC Başkanlarla Yüz Yüze” programına katıldı. Etkinlikte Özdemir, Nilüfer’in gelişimi ve belediyecilik çalışmaları hakkında gazetecilere bilgiler verdi.
Bursa Gazeteciler Cemiyeti (BGC) tarafından düzenlenen “BGC Başkanlarla Yüz Yüze” programı, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in katılımıyla gerçekleşti. Program, BGC Yönetim Kurulu üyelerinin Bursa ve ülke gündemindeki soruları yanıtlamak için Başkan Özdemir ile bir araya geldiği önemli bir etkinlik oldu.
İNŞAAT RUHSATLARINA DİKKAT ÇEKTİ
Başkan Özdemir, programda imar ve inşaat sektörü ile ilgili açıklamalarda bulunarak, fazla imalat yapılan inşaatlara taviz verilmeyeceğini belirtti. Özdemir, "Sizin alabileceğiniz ruhsat miktarı 8.000 metrekarelik inşaat için. Ama sen 10.000 metrekare için müracaat edersen elbette ruhsat alamazsınız. Çünkü öyle bir hakkınız yok. Bizim topluma vaadimiz nedir; herkes hakkını kullanacak. Biz yalnızca 550.000 Nilüferli’nin çıkarını düşünürüz" şeklinde konuştu.
BASIN KÜLTÜR SARAYI’NDA SAMİMİ BULUŞMA
Etkinliğin açılışını yapan BGC Başkanı Nuri Kolaylı, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in Bursa’daki önemli isimlerden biri olduğunu ve Bursalılar tarafından yakından tanındığını belirtti. Ancak tanımayanlar için Özdemir’den kendisini tanıtmasını istedi. Program, Bursa’nın yerel yönetimlerinin çalışmaları hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen gazeteciler için verimli bir sohbet ortamı sundu.
BGC Nilüfer Sahnesi’nde gerçekleştirilen bu etkinlik, yerel yönetimler ve basın arasındaki diyalogun güçlendirilmesi açısından büyük önem taşıdı. Başkan Özdemir, Nilüfer Belediyesi’nin projeleri ve hizmetleri hakkında da bilgi vererek, ilçenin gelişimine yönelik planlarını paylaştı.
BGC Başkanlarla Yüz Yüze programının soru cevap bölümü ise şu şekilde devam etti;
NİLÜFER’İN NÜFUSU HIZLA ARTIYOR
Ahmet Emin Yılmaz (BGC Başkan Vekili, OLAY Gazetesi Köşe Yazarı) Sorumu Nilüfer’in eski ve yeni fotoğrafını ifade ederek sormak istiyorum. 1986 yılında gazeteci Ahmet Utlu Hakimiyet Gazetesi’nde bir haber getirdi. Belediye Meclisinde kurulan özel bir komisyon yeni bir kent modeli oluşturmuştu. Kooperatifler yoluyla geniş yeşil alanlara, geniş yollara, bisiklet ve yaya yollarına, otoparklara, çocuk parklarına sahip yeni konut bölgesi oluşturulacaktı. Haberi, “Bursa’ya Atakent” kuruluyor diye manşet yaptık. Ama günümüze geldiğimizde bu güzel görüntü bozuldu. Ne oldu da beton Nilüfer’e dönüştük?
Şadi Özdemir: Yaşanan yoğun yapılaşmaya karşın Nilüfer yine çok güzel bir kent ve Nilüfer halen daha herkesin yaşamak istediği bir kent. Bu gerçekliği görmekte fayda var. Zaten nüfus hareketlerine bakarsanız; Yıldırım ve Osmangazi'nin nüfusu geçen yıla göre düşerken, Nilüfer’in nüfusunun hızla arttığını göreceksiniz. Nilüfer bu hızla büyürse belki 10 yıla kalmaz Bursa'nın en büyük ilçesi de olabilir. Herkes Nilüfer’de yaşamak istiyor. Yaşanan bazı bu olumsuzluklara rağmen Nilüfer Türkiye'nin 8. gelişmiş ilçesi.
Öte yandan, dediğiniz gibi Ataevler bölgesi gerçekten yaşanması çok zor bir bölge oldu. Sosyal donatı alanlarını değiştirmeden, yeni sağlık alanları, eğitim alanları, park alanları, otopark alanları yapmadan nüfusu üç kat arttırırsanız; yaşam kalitesini üç kat aşağı indirirsiniz. Böyle bir gerçeklik var.
Bir bölgenin kentsel dönüşüm alanı olup olmamasına Büyükşehir karar veriyor. Büyükşehir'in verdiği karar ve yetkiler doğrultusunda burada ruhsatlar alınıp işler yapılıyor. Bu modelin tümü yanlış bir model. Konuya partilerin ötesinde bakmak lazım, biraz daha yukarıdan bakmak lazım.
Kentsel dönüşümde, bölgesel değişim yapmadığımız sürece buna benzer sorunları yaşarız. Çünkü insanların ekonomik olarak zaten binalarını yenileme gücü yok. İnsanların yenileme gücü yoksa, yenileme gücüne bir kaynak ayıramıyorlarsa, ama o binaları da yenilemek gerekiyorsa; o binaları çok daha fazla kat vererek yapmak zorunda kalıyorsunuz. Parsel bazında bunu yaptığınız zaman ister istemez binaları yukarı çıkararak yapıyorsunuz ve diğer alanlara dokunamıyorsunuz.
KENTSEL DÖNÜŞÜM YAKLAŞIMI
O yüzden benim görüşüm; 1990'lı yıllarda Sayın Murat Karayalçın'ın Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde Portakal Çiçeği Vadisi içine yapmış olduğu Kentsel Dönüşüm Planı’dır. Bursa'da uygulanması gereken plan böyle olmalıdır. O dönem Ankara’da bir şirket kurmuşlardı, Portakal Vadisi’nden gelen bütün o bölgenin insanları o şirketle beraber bir kooperatifte hak sahibi olmuştu. Hak sahiplerinin hepsi yönetimin içindeydi. Üye kooperatif yöneticisi beş kişi, hak sahiplerinden beş kişi, belediyeden beş kişi, bir de Belediye Başkanı, hep birlikte bütünü planlayarak, dış finansman bularak burayı çözmüşlerdi.
Şimdi Ataevler bölgesi bence kaybedilmiş bir bölgedir, ama bizim Çamlıca bölgesini, Beşevler bölgesini kurtarma şansımız var. Hepsini birlikte planlayıp, oradaki 5 mahalleyi birlikte planlayıp bütüncül bir planla ve ortak hareket ederek yeni bir mekanizmayla, belediyenin de doğrudan işin içinde olduğu bir yaklaşımla kentsel dönüşüm yapabiliriz.
Bu konuda yetki elbette büyükşehir belediyesinde. Büyükşehir Belediye Başkanımızın bakış açısı, parsel bazında büyütelim yönünde. Örneğin 20.000 metrekarenin üstünde bir büyüklükte alan planlıyorsanız belli bir yüzde artış verelim, 20.000 metrenin altındaysa farklı bir yüzde artış uygulayalım.
Bence hem ilçe belediyesinin hem büyükşehir belediyesinin içinde olduğu, ortak bir dönüşüm çalışması yapmalıyız.
Ahmet Bey çok güzel bir soru sordu. Buradaki yaşam kalitesi üzerine. İnsanlar burada neden yaşamak istiyor, buna bakmak lazım.
Sosyal, kültürel, sportif alanların hep burada olması, bütün özel okulların, bütün büyük hastanelerin, bütün iyi otellerin, 6-7 tane organize sanayi bölgesinin, 6.000 İşletmesi olan küçük sanayi bölgesinin, tüm bunların Nilüfer’de olması, nüfusun artmasına, yeni konut ihtiyacına neden oluyor.
Hemen yanımızdaki teknoloji organize sanayi bölgesi yaklaşık 100.000 nüfus daha getirecek Nilüfer’e. Burada çalışacak olan insanlar gidip Karacabey'de yaşamak istemeyecekler elbette.
“YÜKSEK TEKNOLOJİ ÜRETMELİYİZ”
100.000 konut yapacak alanın var mı? Tarım alanı dışındaki planlanacak alan çok az. Tarım alanlarını korumamız gerekiyor.
Yeni yatırımları batıya doğru değil, doğuya doğru dengelemek gerekiyor. Aksi halde bu şehir yaşanmaz hale gelir.
Örneğin Bursa yüksek teknoloji üretebilecek sermaye birikimine de, insan kaynağı birikimine de sahip. Öyleyse hikayemizi yüksek teknolojiye doğru döndürmemiz lazım. Yüksek teknoloji üretmek demek, yazılım üretmek demektir. Yazılım için bin dönüme, 500 dönüme yüz dönüme ihtiyaç yok. Bir iki tane odaya ihtiyaç var. Ama teknoloji sanayi bölgesi adı altında binlerce dönüm araziyi sanayi üretimine açmamalıyız. Merkezi hükümetin o bölgeyi Bandırma’ya kadar sanayiye açmasından endişe ediyorum. Bunun hem Bursa'ya, hem tarım topraklarına, hem de Nilüfer’e ihanet olduğunu düşünüyorum. Atanmış Sanayi Bakanlığı buna karar verebiliyor ama ben seçilmiş olmama rağmen karar veremiyorum. Bunun tamamen değişmesi lazım.
MAHALLE OLAN KÖYLERDE PLANLAMA
Burhan Kaya (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, Yeni Dönem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni) 1/100 binlik planda Nilüfer’in mahalleye dönüşen köylerinde, tarım arazilerinde nasıl bir planlama uygulanacak. Bu bölgelerde kaçak yapılaşmanın önüne geçmek için Nilüfer Belediyesi ne gibi önlemler almayı düşünüyor? İkinci sorum da Mahalle Komiteleri ile ilgili. Bununla ilgili bir aplikasyon da hazırladınız. Vatandaşın ilgisi beklediğiniz düzeyde mi?
Şadi Özdemir: Önce şu hatırlatmayı yapmak istiyorum; 1/100.000'lik, 1/25.000’lik, 1/5.000’lik planları Büyükşehir Belediyesi yapıyor. Nerelerin imarı açılacağına, nerelerin imarı açılmaması gerektiğine karar veren yer değiliz biz. Biz detay planını yapıyoruz. Dolayısıyla bir yerin imara açılıp açılmama yetkisi bizde değil. İmara açılmış yerlerin detay planlarını 1/1000’likleri yapma yetkisi bizde.
Köyiçi konusu ise şöyle bir şey; 2022'de çıkan yasaya dayalı olarak köy yerleşim alanlarının bir sınırı var. Bu yerleşim alanlarının sınırını 300 metre genişletme yetkisi veriyor yasa. Dolayısıyla en üst çizgiden 300 metre daha dışarıya çıktığınızı düşünün. O 300 metrelik genişlikte bir dairenin biz planlamasını yaptık.
Fakat planlamasını yaparken 17 kurumdan görüş alıyorsunuz. Çeşitli kurumlardan; örneğin Devlet Su İşleri’nden, Karayolları’ndan, Orman Müdürlüğü’nden, her yerden görüş alıyorsunuz. Tarım Bakanlığı hariç diğer kurumlardan görüş geldi. Tarım’dan da görüş geldiği zaman bunu meclise sunacağız. Bizden Büyükşehir'e geçecek. Büyükşehir'de onaylandıktan sonra detay planları yapıp imara açmış olacağız.
NİLÜFER’DE DİJİTAL DEMOKRASİ
Mahalle Komiteleri sorunuza gelecek olursak; hatırlarsanız adaylığımız sürecinde de hep söylediğimiz bir şey vardı, “ortak akılla birlikte yöneteceğiz” dedik. Bunu Mahalle Komiteleri ile yapacağız.
Akademik odalar, sivil toplum kuruluşları, sendikalar, ticaret odaları, meslek örgütlerinin tümü ile çalışıyoruz. Şimdi Mahalle Komitelerini karar süreçlerine ekliyoruz. Herhangi bir mahalleye herhangi bir yatırım yapacaksak, Mahalle Komitesi’nin onayını alacağız. Mahalle komitesinin onaylamadığı projeyi, mahalle komitesine rağmen o mahalleye yapmayacağız.
Dolayısıyla Mahalle komitesi önemli. Mahalle komitesinden talepleri alacağız. Ama, Mahalle Komitesi’nin her talep ettiğini yapamayabiliriz. Bütçe olanaklarımız ölçüsünde yapacağız.
Bunu dijital platforma taşıdık. 1.008 kişi buradan adaylık müracaatı yaptı. Dün itibariyle yaklaşık 2.500 kişi de oy kullanmış. Oy kullanma 22 Aralık'a kadar devam edecek. Dijital platformda demokrasi uygulaması çok kolay bir şey değil ama keyifli bir şey. Ben şimdi kimler aday bilmiyorum, kimler seçilecek bilmiyorum, kendileri aday oluyorlar, kendileri seçiliyorlar.
Bunu Mahalle Komiteleri’nin ötesine de taşımak istiyoruz. Halkın görüşlerinin daha çok yansıdığı Nilüfer yaratmak için çalışıyoruz. Hedefimiz dijital platformda 400 bin Nilüferli’ye ulaşmak ve her aşamada görüşlerine başvurabilmek.
Nuri Kolaylı (BGC Başkanı, bursa.com İmtiyaz Sahibi) Sayın Başkan burada ben de bir soru sorayım. Biraz önce kafanızdaki kentsel dönüşüm modelini sundunuz. Evet ama bu model nasıl uygulanacak? Geçmiş dönemde Nilüfer’de yoğun bir kentsel dönüşüm uygulandı. Mesela ben bir örnek vereyim. Podyum Park’ın yan tarafında Uslu Kent sitesi var. İnsanlar müteahhitle anlaştı, evlerini boşalttı, bir kısmı gitti başka yere taşındı. Ama seçim sonrası bir baktılar ki planları tutmuyor. Ruhsat işlemleri farklıymış, ruhsat alamadılar. Şimdi kimileri evine dönüyor, kimileri de bekliyor. Geçmiş dönemde yapılan fazla inşaatlar var. Ruhsat almalarına rağmen yapı kullanma izni alamayanlar var. Sizin önerdiğiniz birtakım modeller var. Bunları kamuoyuyla paylaşır mısınız?
“NİLÜFERLİ’NİN HAKKINI YEDİRMEYİZ”
Şadi Özdemir: Yani gerçekten sorunlu bir alan burası. Aslında bunlar sadece Nilüfer’e özgü sorunlar değil. Ama Nilüfer’de yoğunlaşmış sorunlar.
Bahsettiğiniz örnek muhtemelen biz gelmeden önce ruhsatını alamamış bir müteahhitle anlaşılmış ama ruhsat alınamadığı için sorun yaşanmış.
Örnekle anlatayım; diyelim ki 1,5 emsalle kentsel dönüşüm yapacaksanız. 0,5 de Büyükşehir veriyor. Emsaliniz 2 oluyor. Yani sizin 4.000 metrekare bir arsanız varsa 1,5 emsal ile 6.000 metre inşaat yapabilirsiniz. 0,5 de Büyükşehir verdiği için, 2.000 metre de oradan geliyor. Toplam 8.000 metre inşaat yapabilirsiniz. Sizin alabileceğiniz ruhsat miktarı 8.000 metrekarelik inşaat içindir. Ama sen 10.000 metrekare için müracaat edersen elbette ruhsat alamazsınız. Çünkü öyle bir hakkınız yok. Bizim topluma vaadimiz nedir; Herkes hakkını kullanacak. Biz yalnızca 550.000 Nilüferli’nin çıkarını düşünürüz.
Geçmiş dönemde iş yapmış olan, yapmaya devam eden müteahhitler bu kararlı duruşumuzdan memnunlar. Çünkü iş müteahhit ile yer sahipleri arasında çirkin pazarlıklara dönmüş.
Şu anda daire sahipleri evlerini yenilemek istiyorlarsa üstüne bir miktar para vermek zorunda kalacaklar. Ama benim önerim o değil, benim önerim bölgesel yapalım bu işleri ve biraz önce anlattığım gibi buradaki imar haklarını çok fazla artırmadan bölgesel bütünlüğü planlayarak yapalım.
Ayrıca yapılan imalatlarda şöyle bir sorun var; bu ruhsatı veren, bu ruhsatı alan, bu ruhsata arıcılık eden, mimari büroları, bunu denetleyen yapı denetim şirketleri, aracı olan siyasi veya diğer kişiler, herkes burada sorumlu. Burada bir tek kabahatsiz kişi var, oralardan daire satın almış kişiler. Belki de hayatında ilk defa ev aldı, belki de bir dünya banka kredisi çekti, onun parasını ödüyor. Belki annesinden, babasından kalan mirasla emeklilik parasını birleştirdi ve oraya yatırdı, arabasını sattı, arsasını sattı, yapı kullanım izni olmayan eve yatırdı.
Ben o insanların burunlarının kanamasını istemem. Onlar için bir çözüm arıyoruz. Meslek odalarıyla, İnşaat Mühendisleri, Şehir Plancıları, Mimarlar Odası’yla, müteahhitlerin bir derneği var, o dernekle ve çeşitli konuların uzmanlarıyla toplantılar yaptık.
Çözüm formülü olarak torba kanunuyla çıkan “imar hakkı taşıma” konusu var. İmar haklarını taşıyarak bazı sorunları çözebiliyor muyuz ona bakıyoruz.
Başka yerde konut imar hakkı olan yerleri satın alıp o hakları buraya taşımak gerekiyor. Bu satın alacağımız yerlerin parasını da bunları yapan müteahhitlerin ödemesi gerekiyor.
Sorunları çözeceğiz, çözerken de kamunun hakkını koruyarak çözeceğiz. Kamunun hakkını korurken, birtakım bedellerin de ödenmesi gerekiyorsa, bazıları o bedelleri de ödeyecek.
Örneğin bazı bölgelerde kaybettiğimiz yeşil alan miktarını, başka yerde satın aldırarak kamuya kazandırma çalışmalarımız var. Kayapa'da 160 dönüm bir yeri var hazinenin. Hedefim burayı bahsettiğim yöntemle belediye kasasından para çıkmadan satın aldırıp, yeşil alana çevirmek. Orada bir güzel bir Kent Parkı oluşturacağız.
TARIM ALANLARINDA YAPILAŞMAYA İZİN YOK
Hakan Işıkkent (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, Hayat Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni) Nilüfer’de bir “Örnek Köy” projesi başlatılmıştı. Projenin son durumunu sormak istiyorum. İkinci sorum da özellikle Ürünlü civarında “tarımsal depo” adı altında gerçekleşen yapılaşmaya ilişkin. Bu yapılaşmaya karşı neler yapıyorsunuz?
Şadi Özdemir: İkinci sorudan başlayalım. Yeni yapılanları hemen yıkıyoruz. Ama eskiler de var. Depo diye başlamış ve fabrikalaşmaya dönmüş alanlar var. Onlarla ilgili de çalışıyoruz.
Gördüğümüz, tespit ettiğimiz anda yıkımı gerçekleştiriyoruz. Buradan bir çağrı da yapmak istiyorum. Gözümüzden kaçan, vatandaşımızın tespit ettiği bu tip yapılar varsa hemen fotoğrafını çekip konumuyla birlikte bize ulaştırın. Anında gideriz. Bu cumartesi pazar, gece gündüz fark etmez. Gönderin, hemen gereğini yapalım.
Bunu bütün Nilüferliler’e söylüyorum. Muhtarlarımız üzerinden de söylüyoruz. Doğrudan yazılı müracaat edemeyebilirsiniz, atın benim cep telefonuma fotoğrafını. Konumunu da atarsanız daha memnun olurum. Anında müdahale ederiz. Yıkıyoruz, tekrar yapılanlar oluyor, tekrar yıkıyoruz. Yıkmaya devam edeceğiz, sonuna kadar devam edeceğiz. Gözümüzden kaçanlar olabilir. Ama kaçıyorsa bilin ki biz görmüyoruz. Onun için bizi uyarmaya devam edin diyoruz.
AYVAKÖY PROJESİ
Örnek köy projesini Ayvaköy üzerinde çalışıyoruz. Yapıları ayva rengine boyuyoruz.
Burası çok muhteşem güzel bir yer. Bu bölge Gölyazı ile birleştirdiğinde güzel bir destinasyon merkezi olacak. Ayvaköy’de bir mağaramız var. İçinde botla 4 - 5 kilometre gezebileceğiniz kadar su da var. Orayı turizme açıp mağarayı aktif hale getirmek istiyoruz.
Geçen gün Kaymakam Bey’le toplantı yaptık. Sağ olsun yapıcı yaklaşımı oldu. Sayın kaymakamımıza teşekkür ediyorum. Anıtlar Kurulu ile görüşerek sorunları aşmaya çalışıyoruz.
Bölgeyi bisiklet yolları, yürüyüş yolları, karavan parkı gibi projelerle destekleyeceğiz. Bir tane de büyük bir otopark yapmak istiyoruz. Çünkü özellikle Gölyazı tarafına yaz aylarında arabayla girmek mümkün olmuyor. Şimdi biz şu şöyle bir şey yapacağız. Arabayı Ayvaköy’e park edin tekne ile karşıya, Gölyazı’ya geçin diyeceğiz. Hem bir tekne gezisi yapmış oluyorsunuz, hem de karmaşaya girmeden arabanızı park edip karşıya rahatlıkla geçiyorsunuz. Dolayısıyla Gölyazı’da dolaşımı kolaylaştırmak istiyoruz.
Bursa’ya gelen turistler bir hafta vakit geçirecek hale gelsin istiyoruz. Turizm gelirlerini yükseltmek istiyoruz. Tabii gelen turiste de, yeme içme standardı yüksek hizmet vermeniz lazım. Gölyazı içindeki gözlemeler çok güzel ama yeterli değil. Yüksek standartlı bir restoran yapma projemiz de var. Bu kapsamda pansiyon turizmini de geliştirmek istiyoruz. Ayvaköy’ü bu açıdan da altyapı olarak hazırlıyoruz.
O bölgeyi toparlayıp Gölyazı, Fadıllı ve Ayvaköy bölgesini böyle keyifli hale getirmek istiyoruz.
Kaynak: Haber Merkezi
Son Haberler
Osmangazi Belediyesi’nden öykü yarışması! İşte dereceye girenler…
Bursa'da projelere bir yenisi daha eklendi!
2025'te sosyal yardım ödemelerinde yeni düzenleme!