Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Bursa Gazeteciler Cemiyeti

Bursa Hayat Gazetesi - Bursa Gazeteciler Cemiyeti haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bursa Gazeteciler Cemiyeti haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bursa’da basın mensuplarına hayat kurtaran eğitim Haber

Bursa’da basın mensuplarına hayat kurtaran eğitim

Bursa İl Sağlık Müdürlüğü Acil Sağlık Hizmetleri Başkanlığı ve Bursa Gazeteciler Cemiyeti tarafından basın mensuplarına yönelik düzenlenen ücretsiz ilk yardım eğitimi, büyük ilgi gördü. Eğitim, Ataevler’deki Bursa Gazeteciler Cemiyeti Nilüfer Sahnesi’nde gerçekleştirildi. Bursa’daki gazete, dergi, internet haber sitesi, haber ajansı ve televizyonlarda görev yapan basın çalışanları, bu önemli eğitimde bir araya geldi. Eğitimi, Bursa İl Sağlık Müdürlüğü Acil Sağlık Hizmetleri Başkanlığı bünyesinde görev yapan Acil Yardım Eğitmenleri Onur Turanlı ve Anıl Can Gürgen verdi. Eğitimde, basın mensuplarının iş başında karşılaşabilecekleri acil durumlarda uygulayabilecekleri ilk yardım teknikleri detaylı bir şekilde anlatıldı. Eğitimde ele alınan ana başlıklar arasında, ilkyardımın tanımı ve basamakları, olay yerinin ve hastanın değerlendirilmesi, temel yaşam desteği, hava yolu tıkanıklıkları, kanamalar, şok, koma, yanık, sıcak çarpması ve donma gibi durumlarda ilk yardım yöntemleri yer aldı. Ayrıca, kan şekerinin düşmesi ve yükselmesi, göğüs ağrısı, zehirlenmeler, hayvan ısırıkları ve göz, kulak ve buruna yabancı cisim kaçması gibi acil müdahale gerektiren durumlar da eğitimde kapsamlı bir şekilde ele alındı. Eğitimin sonunda, yaklaşık 2,5 saat süren etkinlik, basın mensuplarının sorularına verilen yanıtlarla sona erdi. Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı, eğitimle ilgili olarak yaptığı açıklamada, "İlkyardım, basın çalışanlarımız için son derece önemli bir konu. Eğitimde, hayatta kalma ve hayat kurtarma şansı sağlayacak pek çok değerli bilgi edindik. Bu tür eğitimlerimizi önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz. İlerleyen zamanlarda habercilikte yapay zeka kullanımı ve sosyal medya gibi konularda da üyelerimize yönelik eğitimler düzenleyeceğiz" dedi. Bu anlamlı eğitim, basın mensuplarının sadece işlerini daha güvenli bir şekilde yapmalarını sağlamakla kalmayıp, acil durumlarda da daha bilinçli ve etkili bir şekilde müdahale edebilmelerini hedefliyor.

Başkan Çelik: "Bursaspor’a zarar veren eski yöneticileri rezil ederiz" Haber

Başkan Çelik: "Bursaspor’a zarar veren eski yöneticileri rezil ederiz"

Bursaspor Kulübü Başkanı Enes Çelik, Bursa Gazeteciler Cemiyeti'nin (BGC) düzenlediği "BGC Başkanlarla Yüz Yüze" programında, kulübün borç yükü ve eski yöneticilerin alacaklarına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Çelik, eski yöneticilerin kulübe bıraktığı borçların temizlenmesinin "sinir bozucu" olduğunu belirterek, alacakların silinmemesi halinde yasal yollara başvuracaklarını ve isimleri açıklayacaklarını söyledi. Bursa Gazeteciler Cemiyeti (BGC) Başkanı Nuri Kolaylı'nın moderatörlüğünde gerçekleşen programda konuşan Başkan Çelik, Bursaspor'un 1 milyar 800 milyon liralık borcunun büyük bir kısmının ödendiğini, ancak hala 900 milyon liralık borcun bulunduğunu ifade etti. Bu borçların önemli bir kısmının eski yöneticilerin alacaklarından kaynaklandığını vurguladı. VERGİ VE SGK BORÇLARI KULÜBÜ ZORLUYOR Enes Çelik, eski yöneticilerin bıraktığı vergi ve SGK borçlarının kulübün mali yapısını olumsuz etkilediğini belirterek, "130 milyon lira vergi borcu, 65 milyon lira SGK borcu geçmişteki yöneticilerden kalan borçlardır. Bu miktarın silinmesi gerekiyor" dedi. Ayrıca, geçmişten kalan 480 milyon liralık transfer tahtası borçlarına da dikkat çekerek, eski yöneticilerin sorumluluğuna işaret etti. “Biz borçları temizlerken, eski yöneticilerin bıraktığı borçları temizlemek çok sinir bozucu” diyen Çelik, "Eğer eski yöneticiler alacaklarını silmezse, onları açıklar ve yasal yollara başvururuz. Bursa'da daha önce bu kadar sert konuşmadım ama artık zamanıdır." ifadelerini kullandı. BAŞKAN ÇELİK'TEN ESKİ YÖNETİCİLERE ÇAĞRI Başkan Çelik, eski yöneticilere çağrıda bulunarak, alacaklarını silmeleri ve Bursaspor'a destek olmaları gerektiğini vurguladı. Aksi takdirde, yasal yollara başvuracaklarını ve isimleri kamuoyuyla paylaşacaklarını yineledi. Programda, Bursaspor'un mali yapısı ve geleceği de masaya yatırıldı. Başkan Çelik, kulübün mali durumunu düzeltmek için yoğun çaba sarf ettiklerini ve taraftarların desteğiyle bu zorlu süreci aşacaklarına inandıklarını belirtti. BGC Başkanlarla Yüz Yüze programının soru cevap bölümü ise şu şekilde devam etti; Nuri Kolaylı (BGC Başkanı, bursa.com İmtiyaz Sahibi) Bursa'da doğdum, Bursasporluyum, Bursa'da öleceğim diyorsunuz. Ben öyle diyorum. Bursa'da ölüp ölmeyeceğimizi bilmiyoruz ama Bursa'da doğmak, Bursa'da büyümek, Bursaspor'u yaşamak, Bursaspor’da şampiyonluğu yaşamak çok büyük ayrıcalık bizim için. Sohbetimize her toplantımızda olduğu gibi Ahmet Emin Yılmaz’ın sorusu ile başlıyoruz. Ahmet Emin Yılmaz (BGC Başkan Vekili, OLAY Gazetesi Köşe Yazarı) Öncelikle hoş geldiniz diyorum Sayın Başkan. Bursa'nın Kent olarak Bursaspor'la arasına bir mesafe girmişti. Takımın başarısız yıllar geçirmesi, alt liglere düşmesi heyecanı söndürdü. Fakat Enes Çelik bir kıvılcım çaktı. Şimdi Bursa alev alev Bursaspor sevgisiyle yanıyor. Bunu nasıl başardınız? Ne yaptınız da bu alevi yükselttiniz, heyecanı yükselttiniz? Enes Çelik: Şöyle söyleyeyim; öncelikle güven. Sosyal hayatta, her aşamada çok önemli bir şey güven. Bursaspor'da maalesef hangi iş adamına gitseniz, ya da hangi taraftarla konuşsanız; Kombine alıyoruz, yardım yapıyoruz ama bu paralar nereye gitti? Dipsiz Kuyu. Vesaire. Hep böyle bir algı vardı maalesef. Biz daha göreve gelirken bir taahhütte bulunduk. Biz önce yönetim kurulu olarak kendimiz elimizi taşın altına koyacağız. Ciddi bir meblağ taahhüt ettik ve bu taahhüdümüzü yerine getirdik. Akabinde şeffaf bir şekilde Valilik onaylı hesapta, daha da doğrusu denetim altında olan hesapta, maddi anlamda ekonomiyi orada topladık ve oradan bu harcamaları yaptık. Yani şeffaflık ve bu güven. En önemli şey güvendi.  Akabindeki hamlelerimizi de bu güven ve şeffaflık ilkeleri doğrultusunda getirince, bizim de tahmin etmediğimiz şekilde gerçekten büyük bir teveccüh oluştu. Bunda Bursaspor markasının ve Bursa'daki bu uzun zamandır futbola olan açlığın da tabii ciddi bir etkisi vardı. Yanlış yapmamak için ciddi anlamda istişareler yapıyoruz. Bu güven ve bu güzel gidişatın bozulmaması adına elimizden geleni yapıyoruz. Sorduğunuz sorunun temeli güven diyebilirim. Şeffaflık çok önemli. Daha önceki dönemlerde bu konuda maalesef sorunlar yaşayan bir takımız. Enhar Güneş (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, sosyaltv.com.tr Genel Yayın Yönetmeni) Yaklaşık 9 aydır Bursaspor Başkanısınız. Peki 10 ay önce Bursaspor başkanı olmayı düşünüyor muydunuz? Gelişmeler nasıl oldu da Bursaspor başkanlığına uzanan süreç başladı? Enes Çelik: Yönetim kurulundaki şu anki arkadaşlarımızın bir bölümüyle, haftalık, iki haftalık aralıklarla yemekli toplantılarda bir araya geliyorduk. Sohbetlerde zaten hep Bursaspor gündemi vardı. Ne olacak Bursaspor'un hali diye konuşuyor, fikir üretiyorduk. O zamanki Bursaspor Divan Kurulu Başkanı Sayın Galip Sakder ve bazı Bursasporluların girişimleriyle bu fikir hep önümüze getiriliyordu. Biz de Bursa'da yöneticiler nezdinde ciddi anlamda bir birliktelik olması gerektiğini söylüyorduk. 1,5 milyar TL gibi ciddi bir borç yükü vardı. Dokuz asıl, sekiz yedek yönetim kurulu üyesinin 17 kişinin sırtında böyle bir yükün göğüslenmesi mümkün değildi. Bir konsensüs oluşması ve bir destek ortamının olması gerekiyordu. Bu şartlarda, geçtiğimiz Mayıs ayında son profesyonel ligin de altına düşme durumu söz konusuydu. Hem belediye başkanlarımız tarafında, hem siyasi irade tarafında ortak bir konsensüs oluşunca konu gündeme geldi. En zor kısmı babamı ikna konusunda oldu. Nuri Kolaylı: Şimdi babanızdan bahsetmeliyiz. Faruk Çelik'in oğlu olduğunuzdan bahsedelim. Faruk Çelik’in Bursa siyasetinde ve Bursa'da çok büyük etkileri var. Geçmiş dönemlerde Bursa'da milletvekilliği yaptı. Sonrasında bakanlık dönemlerinde Bursa'ya çok katkıları oldu. 2009 şampiyonluk öncesi ciddi anlamda yine yardım kampanyasında katkıları olmuştu. Enes Çelik: Neticede futbol riskli bir alan. Sadece mali ve idari anlamda güzel şeyler yapmak yetmiyor. Bunun sportif alana da yansıması gerekiyor. O alandaki eksiklik diğer taraflarda yaptığınız bütün doğruları da götürebiliyor. Dolayısıyla “nasıl olacak nasıl edecek” diye oturduk, yönetim kurulu üyeleri ile konuştuk. Bunları önceden rasyonel olarak planlamak çok zor. Çünkü nerede biteceği belli değil. Örneğin bir futbolcuyla transfer tahtasını açmak için bir görüşme yapıyorsunuz, ama rakamın nerede biteceği, ne olacağı belli değil. Bir taraftan geçmişle boğuşuyorsunuz, bir taraftan da önünüzde sıfırdan kurmanız gereken bir kadro var. Bütün bunların tartışmalarını yaptık ve bir yola girdik. Hayatımda ilk defa rasyonel anlamda sonunu göremediğim bir yola girdim. Biraz duygusallık da etkili oldu. Ama çok şükür bugün geldiğimiz noktada artık önümüzü görüyorum. Daha net ve daha güzel aydınlık şeyler görünüyor şu anda. Nuri Kolaylı: İbrahim Yazıcı bir efsaneydi. Siz de yavaş yavaş o yola girdiniz. İbrahim Yazıcı  şampiyonluğu getirdi. Faruk Çelik'in de o dönemde katkıları oldu. Ben çok iyi hatırlıyorum televizyonlarda yayınlar yaptık, canlı yayınlarla çok ciddi paralar toplanmıştı o dönemde. Bursaspor'a katkıları çok fazladır. Bu dönemde de ilk seçilirken babanızla oturdunuz istişare ettiniz. Peki diğer siyasetçiler, kentin siyasetçileri, kentin belediye başkanlarının size karşı yaklaşımları nasıl oldu? Destekleri nasıl oldu? Köstekleri oldu mu? Bunlardan da biraz bahseder misiniz? Enes Çelik: Büyükşehir Belediye başkanımızla adaylık öncesinde bir istişare yaptık. Sağ olsun kendisi her konuda destek oldu. Sadece laf olarak değil. O an o duyguyu almak önemli, samimi bir şekilde arkasında duracağını, doğru yapılacak olan işler neyse, ne yapılması gerekiyorsa o şeyi yapacağı duygusunu bana geçirdi. Nuri Kolaylı: Açıkçası Mustafa Bozbey seçim sırasında da zaten bunun sözlerini vermişti. Ama sizle de bir herhalde bir kıvılcım yakalandı sanıyorum. Enes Çelik: Dediğim gibi adaylık öncesinde kendisiyle görüştük. Ayrıca Sayın Bakanımız Mustafa Varank ile görüştük. AK Parti İl Başkanı Sayın Davut Gürkan'la görüştük. İşe güzel başladığınız ve güzel devam ettiğiniz zaman, o ivme daha da artarak devam ediyor. Ama yanlış işler olursa neticede her şeyin siyasi anlamda da bazı sonuçları var. Tamam insanlar sizi destekleyecek ama yanlış bir şey olduğu zaman kimse arkanızda durmaz. Dolayısıyla güzel bir gidişat olunca sağ olsun onlar da memnun oldular. Bursa'nın böyle bir markasının tekrar gün yüzüne çıkması, her şeyden önemlisi bu şehrin gençlerinin, çocuklarının tekrar Bursaspor'a yönelmesi, yüzlerini tekrar Bursaspor'a dönmeleri; bizi ve Bursa'daki tüm o yöneticileri, yola çıkarken bizimle konuşan herkesi mutlu ediyor. SİYASET DEĞİL BURSASPOR KONUŞUYORUZ İnsanlarla iletişim samimi olduğu zaman, karşımdaki insanın benim için partisinin önemi olmuyor. Şimdi mesela Bursaspor'da mesela icra kurulumuzda Cumhuriyet Halk Partisi'nden meclis üyesi abilerimiz var. AK Parti'den de var.  Onun dışında diğer partilerden de farklı siyasi görüşleri olan insanlar var. Ama biz parti konuşmuyoruz. Bursaspor'da, yönetim kurulunda, icra kurulunda, proje kurulunda, Bursaspor'u konuşuyoruz. Bursaspor'a faydalı bir şey yapılabilir noktasında birleşiyoruz. Karşı tarafa o enerjiyi geçirdiğinizde perde kalkıyor, yani siyasi olarak bir yaklaşım görülmüyor. Mesela Şükrü Başkan sağ olsun gelir, Gemlik Belediye Başkanımız. Sporu çok seviyor. Onunla, Bursa Büyükşehir Belediye başkanımız gibi futbol konuşuyoruz. Siyasi bariyerler Bursaspor'da tamamen kalkmış durumda. Mesela idari menajerim AK Parti Gençlik Kolları Başkanı oldu. Futbolcularla çok iyi ilişkisi var. Diğer anlamda siyasette işini de çok iyi yapıyor. Geldi bana, “Başkanım AK Parti’deki görevim nedeniyle istifa edeceğim” dedi.  “Sen buraya gelince siyasi rozeti çıkaracaksın, dışarı gidince takacaksın. İşine devam et” dedim. O eski kompleksler yok. “Zaten diğer partilerden de yönetici abilerimiz, icra kurulunda   yönetici abilerimiz var” dedim. O da mutlu oldu. Yani demek istediğim, o noktada siyaset üstü bir yaklaşım var. O da bizi çok mutlu ediyor. Tabii olması gereken de bence buydu. Tribünlere yansımasından belli. Musa Öztürk (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, Tuna Gazetesi İmtiyaz Sahibi) Başkanım bu sezon için artık şampiyonluk kesin diyebiliriz. Gelecek sezon için çalışmalara başladınız mı? Ne yapıyorsunuz? Bursaspor'da siz de tecrübe edindiniz, içeriden gördünüz yapısal değişiklikler olacak mı? Gelir getirici yeni projeleriniz var mı? Türkiye'nin en tecrübeli siyasetçilerinden birinin oğlusunuz. Bursa siyasetinin hafızası olan isimlerden bir tanesinin oğlusunuz. Enes Çelik siyasete nasıl bakıyor? Siyasete girecek misiniz? İKİNCİ LİG HAZIRLIKLARI Enes Çelik: Şampiyonluk noktasında tabii daha 10 maçımız var. 20 tane maç yaptık. Bu haftaki maçımız kış şartlarından dolayı ertelendi. 9 puan farkla öndeyiz ama, o ciddiyeti elden bırakmamak gerekiyor. 3 puanlık bir sistemde mücadele ediyoruz. Allah korusun bir iki maç kötü gittiğinizde hemen altınızdaki takımlar ellerini ovuşturur. Teknik heyetin ciddi anlamda bir çabası var. Bu noktanın bilincindeler. İnşallah bir aksilik yaşamadan birinci olarak ikinci lige çıkacağız. Gelecek sene ile alakalı da şu anda orta saha bölgesine takviyemiz var. Bizim 3. ligdeki mottomuz tecrübeydi. Skor almaya dönük ve tecrübeli ayaklarla sonuç alıp ilerlemek. 3. ligden çıkmakla alakalı bizim bir riske girmememiz gerekiyordu. Tecrübeyle gençleri harmanlayarak ilerliyoruz. Her maç gördüğünüz gibi birileri çıkıyor sahneye. İlk yarıda özellikle kaptanımız Ahmet İlhan 10 tane golü var. Umulmadık noktalarda sahneye çıkıyor. Son maçta Hamza sahneye çıktı. Ondan önce Mücahit. Yani her maç böyle bir yıldızla işi götürdük, ama ikinci ligde daha dinamizme dönük olacağız, yaş ortalamasını düşürücü ve göze daha hoş gelen bir futbol amaçlıyoruz. Bu doğrultuda iki tane oyuncuyla anlaşmaları yaptık, Önümüzdeki seneye dönük. Ancak bunu açıklayamıyoruz. Çünkü mevcut oynadıkları takımlar var. Orada bir huzursuzluk yaşamamaları için bunu şu an açıklamıyoruz. Mevcut oyuncularımız da var ve iskeleti bozmadan kadro mühendisliği noktasında, profesyonellerle birlikte o çalışmaları yapıyoruz. Tabii ki İkinci Ligi şimdiden düşünüyoruz. Şu anda futbolcuların ve teknik heyetin görevi bu kalan 10 maçta da gerekeni yapıp ikinci lige bizi taşımak. Ama tabii yönetim planlamalarını yapıyor. SİYASETE GİRMEYECEĞİM Siyasetle alakalı sorunuza gelirsek: ben çocukluğumdan beri adeta siyasetin içindeyim.  1999'da babam milletvekili oldu. 20 yılı geçti milletvekilliği ile. 11 yıl bakanlık yaptı. Bu süreçlerde hep göz önünde olduk. Bende siyasete karşı bir şey oluştu. Yani artık biraz daha kendi özelimizi, ailemizi yaşamaya dönük bireysel yaşam istiyorum. Çünkü çocukluktan itibaren bunları yaşayınca, o noktada bir heyecanım yok. Hatta kendimi siyaset yapmış gibi de hissediyorum. Ben şahsım adına söylüyorum, başka bir enerji, başka bir motivasyon siyaset. O yüzden benim öyle bir planlamam yok. Okan Tuna (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, Koza24.com Genel Yayın Yönetmeni) Şu bir gerçek ki sizin yönetimle birlikte Bursaspor'da gözle görülür bir canlanma oldu. Yüksek orandaki seyirci sayısını sadece Bursa değil, Türk futbol kamuoyu da konuşmaya başladı. Sizin de belirttiğiniz gibi yaklaşık 10 maç sonra yüksek ihtimalle bir üst lige çıkmış olacağız. İki kısa sorum olacak. Bir tanesi şu: göreve geldiğiniz dönemdeki ve şu andaki borç miktarı ne kadar? Bu çok çok konuşulan bir konuydu. İkincisi de, yıllarca güvenlik gerekçesiyle Bursa'daki stadın çevresi oturuma kapatıldı, ticarete de kapatıldı. İkinci lige çıktığımız zaman stadın çevresinin daha sosyal hayata dönüştürülmesi için bir projeniz olacak mı? STADYUM ÇEVRESİ CANLANACAK Enes Çelik: Stat etrafıyla ilgili sorudan başlayalım. Bizim Kültürpark’taki eski stadımızın olduğu yerde Altıparmakta bir kültür vardı. Bir tarih vardı, anılar vardı ve bir yaşanmışlık vardı. Oradaki çay bahçelerine gidiyordu insanlar çocuklarıyla. Hani “babamın omzunda gelmiştim” diye anıları var bir çoğumuzun. İnsanlar gidiyordu, orada oturuyordu, çayını nargilesini vesaire içiyordu. Orada bir iki saat oturup yürüyüş yapıp maça gidiyordu insanlar. Dolayısıyla o aidiyet stadın etrafında gelişiyordu. Şimdi insanlar mahalle aralarında toplanıyor, taraftarlarımız her iki haftada bir 41 bin, 42 bin ortalama resmi biletli maça geliyor. Bir de çocuklar var, localar var. Sayı 45 bin üstü oluyor. Şimdi bu insanların orada sosyal anlamda ihtiyaçları var. Kafe, restoran diğer insani ihtiyaçları giderecek alanlara da ihtiyaç var. Bununla alakalı da şu an bir çalışmamız var. Orada tek katlı, bu ihtiyaçları gidermeye dönük dükkanlar olabilir. Bir de biliyorsunuz hastane de açılacak o bölgede. Hem gelir getirmesi anlamında Bursaspor’a hem de orada taraftarların ihtiyaçlarını görüp, tekrar Bursaspor aidiyetinin hissedilmesi için bir çalışmamız var. Eğer hukuki anlamda, mevzuatsal anlamda bir engel yaşamazsak öyle bir düşüncemiz var. BURSASPOR’UN BORÇLARI ÖDENİYOR Borçlarla alakalı sorunuz vardı. Biz göreve geldiğimizde 1,5 milyar TL'ydi borç. Resmi bilançodaki rakamlar. Ancak transfer tahtasındaki rakamı gördük ki 350 milyon, 480 milyona çıktı.  Futbolcuların cezai şartları, zamanında temerrüde düşülerek ödeme vakitlerinin geçmesi, vesaire transfer tahtasından bir 130 milyonluk sapma vardı. Bankaların faizlerinden kaynaklı ciddi anlamda 70 – 80 milyon bandında bir sapma vardı. Geldiğimiz tablo 1,8 milyar TL'lik borç yükü gösteriyordu. Yöneticilerin bazıları altın, bazıları dolar, euro alacaklarını da istemeleri, böyle değişik bir borç yapısına götürmüş Bursaspor’u. Transfer tahtasındaki 480 milyonluk borcun, 400 – 420 milyonluk bölümünü ödedik. 89 milyon TL Ziraat Bankası borcunu tamamen kapattık. Geçmiş personel ve futbolcu alacaklarının da yaklaşık 100 milyona yakın bir kısmını kapattık. Yaklaşık rakamları veriyorum, mali genel kurulumuz var Mayıs ayında, orada inşallah tek tek bunları slayt şeklinde açıklayacağız. Onun dışında vergi borcunu da şu an 130 milyonluk vergi borcunun da 100 milyonunu kapattık. SGK borcumuz 60 milyon civarında. Tabii bir taraftan bunları yaparken, mevcut dönemin de futbolcularının alacakları var, 17 tane transfer yaptık, bunların da ödemelerini hiçbir gün aksatmadan, 120 milyona yakın ödedik. Bunları aksattığımız zaman, bir gün bile gecikse huzursuzluk yaratır. Bunları günü gününe ödeyen ben iddia ediyorum Türkiye'deki 130 küsür profesyonel takımdan belki ilk 5 takımdan biriyiz şu anda. Hiçbir gün bunları çok şükür geciktirmeden ödüyoruz. Şu an Bursaspor’un 1 milyar 800 milyon liralık borcunun yaklaşık yarısını ödedik, 900 milyon borç kaldı. Bunun 600 milyona yakını yönetici alacaklarından oluşuyor. Bu miktarın kesinlikle silinmesi gerekiyor. Çünkü 130 milyonluk vergi borcunu, 65 milyonluk SGK borcunu bu yöneticiler yapmış. “ÖLÜ TAKLİDİ YAPMAYA GEREK YOK” Biz hem 30 milyonun üzerinde vergi ödedik, hem de geçmişin borçlarını ödüyoruz. Ölü taklidi yapmaya gerek yok. Denizbank’a borcumuz kaldı. Hem vergi hem SGK borçlarının yarattığı külfet ortada. Geçmişten gelen 480 milyon TL transfer tahtasındaki enkazı da eski yöneticiler bıraktı. 45 gün önce Sayın Ali Ayla bir araya geldik. Yönetici borçlarının silinmesi konusunda yaklaşımı olumlu oldu. Ama Ali Ay dışında da alacaklı olduğunu söyleyen yöneticiler var.   Şimdi ben şunu söylüyorum; kimin hangi dönem hangi sportif başarısızlığı yaptığı ve hangi borçları takıma bıraktığı ortada. Eğer diğer yöneticilerden de iyi niyetli yaklaşım gelmezse, ne gerekiyorsa yaparız.   Efendim “şunu yaptık bunu yaptık” diyorlar. Ben hep şunu diyorum: Bir kuyumcu dükkânı var. Kuyumcu dükkanını soydurmuşsunuz, bir tane altın kalmamış, kuyumcu dükkanını birinci sınıf caddenin caddeye cephe yerinden, 3 sınıf kuyumcu dükkanına getirmişsiniz. “BUNLARI REZİL EDERİZ” Biz banka temliklerini kaldırıyoruz, bir bakıyoruz orada bir yöneticinin ismi var. Bu yöneticileri açıklarız, bakın açık söyleyeyim bunları rezil ederiz. Bursa'da ben bu kadar sert tonda hiç konuşmadım.  Deşifre etmenin dışında hukuki anlamda da uğraşırız. Ya ben bunu ilk defa bu kadar sert tondan söylüyorum. Çünkü zoruma gidiyor. Yani biz borçları, bankaları temizlerken onların bıraktığı vergi borçlarını temizlerken, orada federasyonda eski yöneticinin ismini görmem beni sinirlendiriyor. Bu çok ayıp bir şey. Eski yöneticilerle yüz yüze görüşeceğiz, şu an hiçbir isim kullanmıyorum. Ama artık sıra oraya geldi. Herkes kendi üzerine düşeni yapmak zorunda, onu söyleyeyim. Nuri Kolaylı: Ben bir şey sorayım; Bu altın, döviz vesaire borçlar hep konuşuluyor. Bunlar gerçek rakamlar mı sizce? Enes Çelik: Ben bir Belediye başkanıyla görüştüm. Dedi ki “Benim dönemimde ben şu kadar para, kaynak verdim Bursaspor'a. Şu başkan zamanında. “Nerede” dedi. “Bunları kendine borç olarak yazdırmış” dedi. “Ben mahkemede şahit olurum” dedi. Bunları da açıklayacağım. Bir sürü şey var. Dönemin BTSO başkanı, dönemin belediye başkanı bu paraları o anki başkana veriyor ve Başkan bunu kendine yazdırıyor. Bu çok büyük bir ahlaksızlık. Ve bunu talep ediyorsun, “Bursaspor'dan alacağım benim” diye. İnanın banka borçları, SGK borçları, transfer tahtası, mevcut takımla, bir sürü şeylerle boğuştuk. En son buraya geliyor artık konu. O noktada eğer iyi niyet görmezsek, çok açık söylüyorum, ben bundan sonraki yaşamımı bu işe vakfedeceğim. Çünkü çok büyük terbiyesizlik. Nuri Kolaylı: Bunların hepsini bir bir ortaya çıkartıp Bursa kamuoyuyla paylaşacağız diyorsunuz.   Okan Tuna: Tabii ki zaten bu sert sözlerin ardından ilgili kişiler her kimse, muhtemelen gelip anlaşmaya varırlar. Enes Çelik: Ya gelmiyorlar, telefon bile açmıyorlar. Ben olsam 50 kere silmiştim. Ayıptır. Çünkü bizim dönemimizin şu anki yöneticilerin 15 milyon, 20 milyon, 10 milyon koyduğumuz paraların hepsi Valilik hesabına bağıştır. Hibedir. Biz yönetimden yarın ayrılalım hiç bu paraları geri talep etme gibi bir hakkımız yok. Bu insanlar bunu bağış yapıyor, bu insanlar bu takımı bir lig yukarı çıkarıyor da, sen aşağı düşürüyorsun ve bunu hala da yokmuşsun gibi yeryüzünde davranıyorsun.  Senin gelmen lazım bize, bir sürü ortak tanıdığımız var. Niye gelip bir şey yapmıyorsun, yani bir öncülük yapmıyorsun bu duruma. O yüzden bizi bu rahatsız ediyor. Burhan Kaya (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, Yeni Dönem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni) Başkanım Bursaspor'un başarıları bu sene 7’den 70’e herkes tarafından konuşuluyor. Bir konu dikkatimi çekti. Üye seferberliği başlattınız, son gelen bilgilere göre 1200 civarında yeni üye kaydı yapılmış. Burada hedef kaç? Diğer sorum da, devre arasında yapılan transferlerin takıma katkısı ne durumda? YENİ TRANSFERLER Enes Çelik: Son sorununuzla başlayayım. Bir sağ bek aldık kiralık, Berkan Mahmut Keskin, Iğdırspor’dan.  Biz kendisinden çok memnunuz, teknik heyet de memnun, fizik kalite olarak ve hücumlara bindirme anlamında kendisinden üst liglerde de beklentimiz var. Faydalı bir transfer olduğunu düşünüyoruz. Onun dışında Fenerbahçe'den 2,5 yıllık Muhammed Zeki Dursun'u aldık. Çok teknik ve geleceği açık, 19 yaşında bir kardeşimiz. Onu da geleceğe yatırım şeklinde aldık, bonservis ödemedik Muhammed Zeki'ye. Ama Fenerbahçe'nin geri alım noktasında maddeleri var. Yüksek rakamlar koyduk orada da, bonservis ödemediğimiz için bu maddeyi koydular. Onun dışında bir transfer daha yaptık, Vefa'yı zaten önce açıklamıştık: Vefa Temel’i istanbulspor’dan. O da kiralık. 10 numara bölgesinde ve birkaç bölgede daha oynayabiliyor. Ondan da çok memnunuz. Zaten son maçta da gerçekten müthiş bir performans sergiledi. Hem penaltı yaptırdı, hem gol attı. Devre arasındaki transferler bence cuk oturdu yerine. Herkes santrafor istiyordu. Santraforda Tahir iyileşti. Artık hoca ona belirli dakikalarda süre veriyor. Mücahit var, Hamza Gür'ün yardımcı forvet bölgesinde eskiden oynadığı takımlar var, Ahmet İlhan forvet oynayabiliyor. Şimdi bir taraftan da mali dengeyi gözetmemiz lazım. Sırf taraftar istiyor diye 10 maç kala, bu senelik bir forvet transferi yapmak bizim için mantıklı değil, ama önümüzdeki sene zaten bizim o noktada atacağımız adımlar var. HEDEF 30 BİN KONGRE ÜYESİ Üyelik seferberliği konusuna da geleyim. Bu kulübün 4 bin tane kongre üyesi var şu anda. Seçimlere de bine yakın katılım oluyor genelde. Şehrin takımı diyoruz ama 1000 kişinin seçtiği bir yönetim kurulu var ve başkanı var. O zaman burada bir tezat var. Bizim hedefimiz 30.000'e çıkarılması 4000'den. Şu anda biz 1200'ü geçtik yeni kongre üyesi sayısında. Bunu 12-13 günde geçtik. Yani günde 100 tane ortalama kongre üyesi yaptık. Kongre üyelerine bazı ayrıcalıklar tanıdık. Sadece 3 yılda bir gidip oy kullanmaları değil amaç. Bursa Store mağazalarımız var. Bu mağazalarımızda yüzde 15’lik indirim sağladık. Önümüzdeki yılbaşına kadar yetiştirmeyi planladığımız lüks bir sosyal tesis yapma hedefimiz var Özlüce tesislerin hemen orada. Kongre üyelerine burada da yüzde 15 indirim yapacağız. Bursaspor'un futbol okullarında yüzde 15 indirim yapacağız. Kombine biletlerinde, ayrıca basketbol maçlarında yüzde 15 indirim olacak. Her ay yöneticilerin ve başkanın katılacağı 20 – 30 bin kişinin interaktif katılacağı sohbet odalarında kongre üyelerimizle buluşacağız.  Mahmut Orhan konseri var, 3 Mayıs'ta, orada da yüzde 15 indirim yapacağız. Bursa'da kurumsal iş yerlerinde, mesela bazı hastanelerde, bazı kırtasiyelerde ve benzer anlaşmalı iş yerlerinde yine indirimler olacak. Cüzi bir meblağ ile kongre üyesi oluyorsunuz, ama bunun karşılığını belki bir-iki ayda hemen geri alıyorsunuz. Bursaspor Yönetim Kurulu Üyeleri ve başkanları artık 300 – 500 kişinin, bir kamyonla getirilen 200 üyenin elinde olmayacak. Bir meşruiyet olacak ve şehrin takımına yakışır şekilde seçilecek. Bunu sağlamak için bunu yapıyoruz.   Ben 30 bin 40 bin insanın kongrede bir yanlışa yöneleceğini tahmin etmiyorum. İnşallah öyle. Ama aksi halde bugün yapılan bütün kazanımlar inanın 6 ayda biter, hepsi aynı şekilde beş tane yanlış transfer, yanlış adımlarla bütün kazanımlar gider ve büyük sıkıntı yaşanır. Türkiye'de ikinci sıradayız kombinede. 33 bin kombine sahibi bizim potansiyel kongre üyesi adayımız dedik. Bu taraftarımıza “Siz bir daha kombine alırsanız, üyelikte referansı kaldırıyoruz. Yani iki kişi bulmanıza gerek yok, iki tane kongre üyesinin referansına ihtiyacımız yok. Gelin hemen sizi üye yapalım” dedik. 2.500 TL’yi yatırıyor, direkt üye olabiliyor. Kongre üyeliği için geldiğinizde “referansım yok” derseniz, biz size referans da buluyoruz. Yeter ki insanları bu noktada teşvik edelim. Prosedürleri de azalttık. Bu noktada teşvik için elimizden ne gerekiyorsa yapıyoruz. GELECEK KUŞAK BURSASPORLU OLACAK Şimdi bazı geliyorlar işte diyorlar ki; “Efendim bunun Galatasaray formalı, Fener formalı, Trabzon formalı resmi var. Bazı insanların ikinci takımı Bursaspor. Bazı insanların iki takımı var ama birinci takımı Bursaspor. Biz öyle bir Bursaspor hedefliyoruz ki; zaten 3 sene sonra o birinci takım olacak. Önemli olan insanları hemen uzaklaştırmak değil, teşvik etmek. Şu anda zaten şöyle bazılarının çocukları da Bursaspor'lu olmuş. Babasını zorla getiriyor, babası Fenerbahçeli ama zorla getiriyor maça çocuğu. TRİBÜNLER DOLUYOR Taraftarın katılımı açısından Galatasaray'dan sonra ikinci sıradayız şu anda. 41 bin biletli seyircimiz var. Ayrıca çocuklar ücretsiz giriyor maçlara. Nuri Kolaylı: 40 bin bandını yakaladıktan sonra bakıyorum seyirci profiline; kadınlar ve çocuklar çok fazla. Yani inanılmaz derecede her tarafta kadın seyirciler var. Buna ne diyorsunuz? Bir de eskiden yaşanan küfürlü yaklaşımlar azaldı mı? Enes Çelik: Kadınların tribünde olması, sosyal hayatın her alanında olduğu gibi stadyumda da olması herkesin biraz daha kendine çeki düzen vermesine sebep oluyor. Kadın ve çocuk sayısının artması bizi de çok mutlu ediyor.  Stadyumda çocuk tribünümüz var. Okullardan belirli sayıda çocukları, ya da dezavantajlı gruplardan belirli sayıda çocukları ve hastaları getirmeye de gayret ediyoruz. Bu sayı 500'ü bile bulabiliyor bazen, derneklerle de irtibatlı şekilde bu sayıları arttırmaya çalışıyoruz. Okullara da gidiyoruz. Kestel'de iki tane okula gittik geçen ay. Okullarda da çok büyük ilgi var. Futbolcularla gidiyoruz okullara. Kadın ve çocuk sayısını ne kadar arttırabilirsek o kadar iyi olacak inşallah. Çalışmalarımız devam ediyor. Şunu da söyleyeyim yeri gelmişken; üyelikle alakalı İnegöl'den başlayarak çalışma yapacağız.  İnegöl Taraftarlar Derneği’ne gideceğiz Salı günü, orada 100'ün üzerinde üye yapmışlar sağ olsun İnegöllü kardeşlerimiz. Akabinde Orhangazi'ye gideceğiz ve diğer ilçelere de gidip 50, 100, 150, 200 toplu üyelik törenleri yapacağız. 2 yıl içinde işte bu 30 bin üye hedefine ulaşmak için gayretli bir şekilde devam ediyoruz çalışmaya. Nuri Kolaylı: Kadın üye başvurusu da geliyor mu? Talep nasıl? Enes Çelik: Dün bir tane yaptık. Mesela bana gelen misafirleri zaten hiç kaçırmıyorum.  Özellikle kadınsa hemen zaten üye olmasını sağlıyoruz. Ağırlıklı erkek ama kadın sayımız da var. Hakan Işıkkent (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, Hayat Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni) “Ağaç yaşken eğilir” atasözünden hareketle, Vakıfköy ve altyapıdaki son durum hakkında bilgi alabilir miyiz? Enes Çelik: U15, U16, U17 ve U19’da bütün alt yaş gruplarında, bilmiyorum geçmişte daha önce yaşandı mı, hepsi kendi liglerinde lider durumdalar. “ALTYAPI EMİN ELLERDE” Ciddi bir yeni jenerasyon geliyor. Gerçekten de Mesut Ünal'ın, altyapıda, gençlik geliştirme koordinatörümüzün ciddi bir çalışması var. Bildiğiniz gibi Enes Ünal’ın da babası kendisi. Turan hocamız var U19’da. Yılmaz Burul hocamız var. Ciddi bir çalışma yapıyorlar sağ olsunlar. Biz de orada bazı fiziki mekân iyileştirilmesi noktasında çalışmaya başladık. Yıldırım Belediyemizin destekleriyle yapacağız. Spor Lisesi anlamında orada bir çalışma var. Vakıfköy'de, onu İnşallah Spor Bakanlığımız ve Yıldırım Belediyesi ile birlikte yapacağız. Futbol okullarında da Merinos'u 2 veya 2,5 ay içerisinde Özlüce'ye taşıyoruz. Minimum bin kişilik futbol okulunun projesi bitti. Hem Merinos, hem Vakıfköy, hem Özlüce çok dağılmış durumdaydık, bir noktaya toplamayı hedefliyoruz. Altınordu’nun altyapısı kapanınca geçen hafta 4 tane genç kardeşimiz Bursaspor’a geldi. Milli takımlarda oynayan gençlerimiz bunlar. Şu an işte Fethiye'den, Kestel'den, diğer takımlardan, İnegöl'den ciddi anlamda altyapıya takviyeler yapılıyor. Mesela gördünüz Ahmet Çobanoğlu son maçta topu kaptı, 90 artı 4'te bir asist yaptı. Patlama gücü, hızı çok yüksek bir oyuncu. U17 milli takımında sağ bekte oynuyor. Kerem Matışlı var kalecimiz. O da aynı şekilde. Bunların hepsi ilerde milli takımda oynayacaklar. İleride dediğim çok uzun ileride değil, yakın gelecekten bahsediyorum. O yüzden biz bu gençlere doğru yatırımı yapıp doğru olanakları sağlayıp Bursaspor'un geleceğini oluşturacağız. Sportif anlamdaki gelirlerimizin olması altyapıdan geçiyor. Sportif gelirimiz olmazsa, böyle projelerle ancak günü kurtarırız. Biz 3 ligde, Süper Lig'deki 9 ya da 10 takımın üzerinde forma reklam sponsorluk geliri elde ettik. Bunu 3. ligde yaptık. Geçen sene biz stat ismini 6 milyona satabilir miyiz diye konuşurken, şimdi sadece 600 tane koltuklu 1963 tribününü 6 milyona İş Bankası kuruluşuna lansman yaptık. Yani çok ciddi rakamlar elde ettik. Göğüs sponsorluğundan 22 milyon, sırttan 10 milyon, stat isminden 40 milyon aldık. Bu rakamlar gerçekten ciddi rakamlar. Ben hep şunu diyorum; taraftarlarımız maçlara 40 bin kişi gelmeye devam ettiği sürece Bursaspor gündemden hiç düşmez. Her anlamda, hem iş insanları yönünden, hem diğer yönlerden ilgiyi her zaman çeker. YouTube videoları artarak devam eder. Youtuberlar geliyorlar vesaire, hep gündemde Bursaspor. İnşallah bu şekilde devam edecek ama altyapı bizim önceliğimiz ve vazgeçilmezimiz öyle söyleyeyim. SEYİRCİ KAPASİTESİ Ersin Yıldıran (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, ASTV Genel Yayın Yönetmeni) Sayın başkan, seyirci sayılarındaki artışla birlikte statta tekrar seyirci kapasitenin arttırılmasına yönelik bir herhangi bir çalışma yapılacak mı? Bununla ilgili görüşlerinizi almak isteriz? Enes Çelik: TFF 1'e kadar olmayacağını söyleyebilirim. Ama TFF 1'den sonrasında olma imkânı var fiziki olarak. Aşağı inilerek 5 ya da 7 metre olabilir. İşte o statik hesaplarla birlikte hem 8 bin civarında koltuk arttırma, hem de stat akustiği anlamında bir çalışma yapılabilir. Ama şu anda başka önceliklerimiz var. İbrahim Öge (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, sozbursa.com ve Şehrengiz Dergisi imtiyaz sahibi) Sayın Başkan öncelikle kutluyorum. Hukukçu kimliğinize binaen sorularım ve bir de önerim olacak. Özellikle son dönemde dünya genelinde Sportswashing (sporla aklanma) diye bir kavram tartışılıyor. Bunun son örneğini Suudi Arabistan'da gördük. Suudi Arabistan veliaht Prensi Salman'ın Türkiye'deki bir cinayet sonrasındaki sporla kendi İmajını düzeltme noktasındaki bir yaklaşımını herkes gördü. Bir hukukçu olarak sporun bu anlamda kullanılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? İkinci sorumu Türkiye'deki spor iklimini düşünerek soruyorum. Spor gençlerimizin ruhsal ve bedensel gelişimine katkı sağlayan en önemli alanlardan bir tanesi. Ama bir Yugoslavya örneği var. Geçmişte bir ülkenin parçalanmasına giden yolda da ateşli bir etki yapmış. Dolayısıyla taraftarlar, kulüpler ve Türkiye'deki futbol iklimini bu anlamda nasıl değerlendiriyorsunuz? Üçüncü olarak bir önerim olacak. Türkiye Cumhuriyeti'nin Banisi’nin hayatında izlediği tek futbol maçı Bursa'da, Bursaspor-Ankaraspor karması ile Fenerbahçe Futbol Kulübü arasında 1 Ekim 1925 tarihinde Atıcılar’daki futbol sahasında oynanmış. Bunun 100. yılına dönüyoruz. Acaba futbol ikliminin barış, kardeşlik olduğunu anlatmak, cumhuriyetin kurucu değerlerine de atıfta bulunma noktasında 100. yılda böyle bir organizasyon yapmayı düşünür müsünüz? İlgili kulüplerle birlikte. 100. YIL KARŞILAŞMASI Enes Çelik: Teşekkür ederim. Son sorununuzla başlayayım. Yüz yıl önceki güzel bir olayı tekrar bugün yaşatmayı biz de isteriz. Her ay, şampiyon kulüplerin divan kurulu başkanlarının toplantısı oluyor. Bunu divan kurulu başkanımıza ileteceğim özel olarak. Fenerbahçe inşallah kabul eder diye düşünüyorum. Ankaragücü zaten kardeş takımımız. İnşallah böyle bir organizasyon olur, biz de memnun oluruz. İlk sorunuza gelince. Maalesef şu an Türk futbolunun değil, dünya futbolunun ciddi problemi bu, özellikle bahis olayları dünyada şu anda birçok şeye yön veriyor. Hakemlerin geldiği noktadan tutun da, futbolda akıl almaz işler oluyor, akıl almaz kararlar oluyor. Stada bakıyorsunuz bomboş bir stat, ama bütün biletleri satılmış görünüyor. Maalesef farklı amaçlarla kullanılabiliyor. Olay uluslararası güvenliğe girince, en güçlü kurum Birleşmiş Milletler. Birleşmiş Milletler’i bile çalıştıramıyorsunuz. Daimî üyeler var. 6 tanesi “Tamam” diyor, biri “Hayır” diyor veto edebiliyor. İddia olayları çok büyük risk futbolun önünde. Çünkü çok büyük bütçeler söz konusu ve hakemlerin aldığı ücretler belli, futbolcuların aldığı ücretler belli. Dünyanın her yerinde o maça bahis oynanabiliyor. YASA DIŞI BAHİS Sahipli kulüpler de bu noktada çok önemli, çok dikkat edilmeli. Camialarda, derneklerde nispeten kolay değil bu işler. Ama mesela sahipli şirketlere dikkat edilmesi lazım. Sırf bu amaçla futbol şirketinin sahipliğini edinen, dünyada ikinci ligde, birinci ligde takımlar var. Bence uluslararası bir güvenlik sistemi devreye geçirilmeli. Çünkü olay git gide daha da farklı boyutlara geliyor ve federasyon başkanlarının durumları ortada. İyi niyetli de olsa bir yere kadar etki edebiliyorsunuz. Dikkat edin Hakemler değişiyor, alttan başkası geliyor, değişen bir şey olmuyor. Çünkü bir mekanizma var. Bu işler bence daha ciddi, devletlerarası noktada değerlendirilmesi gereken konular diye düşünüyorum. Yasa dışı bahiste 100 milyar doların üzerinde bir rakam döndüğünden bahsediliyor. Rakamlar çok ciddi. Devlet bütçelerinden daha fazla rakamlara gidiyor. “KİMSEYE DÜŞMAN OLMAK İSTEMİYORUZ” İkinci sorunuza gelirsek; Ankaragücü dostumuz, geriye kalan bütün takımlar, etrafımız düşmanla sarılı gibi bir yaklaşımın Bursaspor'a tezahür etmiş şekilde bir bakış var. Ben bunu yanlış görüyorum. Bizim 3. ligde olmamız bu anlamda avantaj. Mesela Kırşehir ile çok güzel ilişkilerimiz var. Trakya'da Ergene takımıyla aynı şekilde. Bizi Şampiyon Bursaspor olarak pankartlarla karşıladılar. Bizim diğer Anadolu takımlarıyla da ciddi anlamda iyi ilişkilerimiz var. Hem başkanlar nezdinde, yöneticiler nezdinde, hem şehirler nezdinde ilişkilerimiz var. Biz Süper Lig'e kadar iyi ilişkilerle çıkmak istiyoruz. Aksi halde yöneticilerden başlayan sert açıklamalar aşağıda taraftarları çok olumsuz etkiliyor ve çok büyük olaylar oluyor. Kendi camiana şirin görüneceğim diye, kendi taraftarına, karşı takımın psikolojisini algılamadan açıklamalar yapılıyor. Biz kimseyle düşman olmak istemiyoruz. Herkesle güzel ilişkiler geliştirmek istiyoruz. Türk futbolunun da buna ihtiyacı var. Mesela şimdi Fenerbahçe Galatarasay maçı var, pazartesi günü. Şimdiden başladı açıklamalar. Türk bir hakem nasıl yönetecek o maçı? Bir düdük çalana kadar 50 tane şey düşünüyor zaten. Bu psikoloji hazırlanıyor, medya zaten etkileşimde olduğu için buna hazır, yöneticiler zaten hazır, her biri 15 - 20 milyon insana hitap ediyor. Hani nerede dostluk, kardeşlik, barış. Öyle bir şey yok. O yüzden ben Bursaspor'da farklı bir yapı olsun istiyorum. Mesela biz şu anda federasyonda olumlu olarak konuşuluyoruz Bursaspor olarak. Ben iki tane yöneticiyle iki haftadır irtibattayım, diyorlar ki “hep Bursaspor örneğini veriyoruz” diyorlar. Yani” her toplantıda bir Bursaspor konusu mutlaka geçiyor” diyorlar. Neden? Doğru mali planlamayla ve gerçekten bir yıllık, 6 aylık değil, 3 yıllık, 5 yıllık planlamayla doğru hamleleri yapınca oluyor. Ama yanlışları yapınca, hamasi söylemler, spor alanında olayı bambaşka noktalara getiriyor, o yüzden bir kaosa da vesile olabilirsiniz, doğru şeylere de vesile olabilirsiniz. KALICI GELİR YATIRIMLARI Orhan Güney (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, olay.com.tr Sorumlu Yazı İşleri Müdürü) Birbiriyle bağlantılı iki sorum var. Evet bu sene yönetici katkıları, reklam gelirleri, bunlar çok ciddi anlamda Bursaspor'a katkı sağladı ama Bursaspor'un ayakta durabilmesi için kalıcı gelirlere de ihtiyacı var. Özlüce’deki ticari alan ve Stadyum çok konuşuluyor. Konunun bağlantısı da şu; insanları o kadar çok alıştırdınız ki her hafta bir müjdeye, bu haftaki müjdeniz kalıcı gelirle ilgili olabilir mi diye sormak istiyorum. Enes Çelik: Yakın zamanda olacak inşallah. Özlüce projesinde bildiğiniz gibi 17 dönümlük bir alanda altı 8 bin metrekare dükkan, üzeri de ofisler olarak bir projemiz var. İki kere yap işlet devret modeliyle ihale yaptık. Bu ihalelerde gördük ki müteahhitler haklı olarak finansman maliyetini koyuyorlar. 43 – 44 bin metrekare inşaat için müteahhit diyor 900 – 950 milyona yaparım inşaatı diyor. Ama bunun bir yıl sonra kira gelirini almaya başlayacak. Yüzde 40 - 50 de finansman ekleyince rakam 1,5 milyara geliyor. Bu sefer Bursaspor'un alacağı kira geliri çok azalıyor. O yüzden biz yönetim kurulundaki arkadaşlarla henüz karar almadık ama, herhalde bu yönetim kurulunda alırız, biz kendi şirketimizle Bursaspor kendi kendine projeyi yapması maddi olarak daha mantıklı olacak düşüncesindeyiz. Kendimiz yaptığımız zaman bir kısım gayrimenkulleri peşin kiralama, bir kısım gayrimenkulleri de aylık olarak Bursaspor'a kalacak şekilde planlamayı daha uygun gördük. Bunu da inşallah son haline getirip bir ay içinde açıklarız diye düşünüyorum. ULUDAĞ KAMP MERKEZİ Ayrıca Uludağ’da bir Kamp Merkezi düşüncemiz var. Endemik bitkilerin olmadığı, doğaya zarar vermeyecek bölgede sadece futbol sahası oluşturulabilir. Otele gerek yok, zaten yazın Uludağ’daki oteller boş. Hem oradaki esnafa yararı olur, hem otellere yararı olur, hem Bursaspor ve farklı kulüpler kamp yapar, hem de kalıcı gelir sahibi olabiliriz. Afyon'da ve Bolu'da yazın oteller dolu. Neden. İkinci lig, birinci lig takımları Temmuz, Ağustos aylarında ve Haziran’ın yarısında kamp yapıyor. Afyon'da ağaç yok, bir şey yok. Önümüzdeki konuları bitirince inşallah bununla ilgili de bir çalışmamız olacak. Nuri Kolaylı: Süremizin sonuna geldik. Bursa'ya, Bursasporlulara vermek istediğiniz son mesajınızı alalım ve programımızı kapatalım. Enes Çelik: Ben tekrar teşekkür ediyorum. Hem sizin davetinizden dolayı, hem de taraftarlarımızın bugüne kadarki ciddi desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Stadı doldurmaları, Bursaspor'un lisanslı ürünlerini almaları, üyelik ve yeni sezon kombinelerine gösterdikleri ilgilerden dolayı teşekkür ederim. Bu şekilde her karşılaşmaya 40 binin üzerinde geldikleri sürece Bursaspor'un ne borcu kalır ne de başka sorunu. Biz sportif anlamda da elimizden geleni ortak akılla yapıp, istişareyle gerekli adımları doğru atıp Bursaspor'u eski marka değerine kavuşturma çabasındayız.   

Başkan Özdemir: "Nilüfer'i gelecek nesillere yaşanabilir bir şehir olarak bırakacağız" Haber

Başkan Özdemir: "Nilüfer'i gelecek nesillere yaşanabilir bir şehir olarak bırakacağız"

Bursa Gazeteciler Cemiyeti (BGC) tarafından düzenlenen “BGC Başkanlarla Yüz Yüze” programı, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in katılımıyla gerçekleşti. Program, BGC Yönetim Kurulu üyelerinin Bursa ve ülke gündemindeki soruları yanıtlamak için Başkan Özdemir ile bir araya geldiği önemli bir etkinlik oldu. İNŞAAT RUHSATLARINA DİKKAT ÇEKTİ Başkan Özdemir, programda imar ve inşaat sektörü ile ilgili açıklamalarda bulunarak, fazla imalat yapılan inşaatlara taviz verilmeyeceğini belirtti. Özdemir, "Sizin alabileceğiniz ruhsat miktarı 8.000 metrekarelik inşaat için. Ama sen 10.000 metrekare için müracaat edersen elbette ruhsat alamazsınız. Çünkü öyle bir hakkınız yok. Bizim topluma vaadimiz nedir; herkes hakkını kullanacak. Biz yalnızca 550.000 Nilüferli’nin çıkarını düşünürüz" şeklinde konuştu.  BASIN KÜLTÜR SARAYI’NDA SAMİMİ BULUŞMA Etkinliğin açılışını yapan BGC Başkanı Nuri Kolaylı, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in Bursa’daki önemli isimlerden biri olduğunu ve Bursalılar tarafından yakından tanındığını belirtti. Ancak tanımayanlar için Özdemir’den kendisini tanıtmasını istedi. Program, Bursa’nın yerel yönetimlerinin çalışmaları hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen gazeteciler için verimli bir sohbet ortamı sundu. BGC Nilüfer Sahnesi’nde gerçekleştirilen bu etkinlik, yerel yönetimler ve basın arasındaki diyalogun güçlendirilmesi açısından büyük önem taşıdı. Başkan Özdemir, Nilüfer Belediyesi’nin projeleri ve hizmetleri hakkında da bilgi vererek, ilçenin gelişimine yönelik planlarını paylaştı. BGC Başkanlarla Yüz Yüze programının soru cevap bölümü ise şu şekilde devam etti; NİLÜFER’İN NÜFUSU HIZLA ARTIYOR Ahmet Emin Yılmaz (BGC Başkan Vekili, OLAY Gazetesi Köşe Yazarı) Sorumu Nilüfer’in eski ve yeni fotoğrafını ifade ederek sormak istiyorum. 1986 yılında gazeteci Ahmet Utlu Hakimiyet Gazetesi’nde bir haber getirdi. Belediye Meclisinde kurulan özel bir komisyon yeni bir kent modeli oluşturmuştu. Kooperatifler yoluyla geniş yeşil alanlara, geniş yollara, bisiklet ve yaya yollarına, otoparklara, çocuk parklarına sahip yeni konut bölgesi oluşturulacaktı. Haberi, “Bursa’ya Atakent” kuruluyor diye manşet yaptık. Ama günümüze geldiğimizde bu güzel görüntü bozuldu. Ne oldu da beton Nilüfer’e dönüştük? Şadi Özdemir: Yaşanan yoğun yapılaşmaya karşın Nilüfer yine çok güzel bir kent ve Nilüfer halen daha herkesin yaşamak istediği bir kent. Bu gerçekliği görmekte fayda var. Zaten nüfus hareketlerine bakarsanız; Yıldırım ve Osmangazi'nin nüfusu geçen yıla göre düşerken, Nilüfer’in nüfusunun hızla arttığını göreceksiniz. Nilüfer bu hızla büyürse belki 10 yıla kalmaz Bursa'nın en büyük ilçesi de olabilir. Herkes Nilüfer’de yaşamak istiyor. Yaşanan bazı bu olumsuzluklara rağmen Nilüfer Türkiye'nin 8. gelişmiş ilçesi. Öte yandan, dediğiniz gibi Ataevler bölgesi gerçekten yaşanması çok zor bir bölge oldu. Sosyal donatı alanlarını değiştirmeden, yeni sağlık alanları, eğitim alanları, park alanları, otopark alanları yapmadan nüfusu üç kat arttırırsanız; yaşam kalitesini üç kat aşağı indirirsiniz. Böyle bir gerçeklik var. Bir bölgenin kentsel dönüşüm alanı olup olmamasına Büyükşehir karar veriyor. Büyükşehir'in verdiği karar ve yetkiler doğrultusunda burada ruhsatlar alınıp işler yapılıyor. Bu modelin tümü yanlış bir model. Konuya partilerin ötesinde bakmak lazım, biraz daha yukarıdan bakmak lazım. Kentsel dönüşümde, bölgesel değişim yapmadığımız sürece buna benzer sorunları yaşarız. Çünkü insanların ekonomik olarak zaten binalarını yenileme gücü yok. İnsanların yenileme gücü yoksa, yenileme gücüne bir kaynak ayıramıyorlarsa, ama o binaları da yenilemek gerekiyorsa; o binaları çok daha fazla kat vererek yapmak zorunda kalıyorsunuz. Parsel bazında bunu yaptığınız zaman ister istemez binaları yukarı çıkararak yapıyorsunuz ve diğer alanlara dokunamıyorsunuz. KENTSEL DÖNÜŞÜM YAKLAŞIMI O yüzden benim görüşüm; 1990'lı yıllarda Sayın Murat Karayalçın'ın Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde Portakal Çiçeği Vadisi içine yapmış olduğu Kentsel Dönüşüm Planı’dır.  Bursa'da uygulanması gereken plan böyle olmalıdır. O dönem Ankara’da bir şirket kurmuşlardı, Portakal Vadisi’nden gelen bütün o bölgenin insanları o şirketle beraber bir kooperatifte hak sahibi olmuştu. Hak sahiplerinin hepsi yönetimin içindeydi. Üye kooperatif yöneticisi beş kişi, hak sahiplerinden beş kişi, belediyeden beş kişi, bir de Belediye Başkanı, hep birlikte bütünü planlayarak, dış finansman bularak burayı çözmüşlerdi. Şimdi Ataevler bölgesi bence kaybedilmiş bir bölgedir, ama bizim Çamlıca bölgesini, Beşevler bölgesini kurtarma şansımız var. Hepsini birlikte planlayıp, oradaki 5 mahalleyi birlikte planlayıp bütüncül bir planla ve ortak hareket ederek yeni bir mekanizmayla, belediyenin de doğrudan işin içinde olduğu bir yaklaşımla kentsel dönüşüm yapabiliriz. Bu konuda yetki elbette büyükşehir belediyesinde. Büyükşehir Belediye Başkanımızın bakış açısı, parsel bazında büyütelim yönünde. Örneğin 20.000 metrekarenin üstünde bir büyüklükte alan planlıyorsanız belli bir yüzde artış verelim, 20.000 metrenin altındaysa farklı bir yüzde artış uygulayalım. Bence hem ilçe belediyesinin hem büyükşehir belediyesinin içinde olduğu, ortak bir dönüşüm çalışması yapmalıyız. Ahmet Bey çok güzel bir soru sordu. Buradaki yaşam kalitesi üzerine. İnsanlar burada neden yaşamak istiyor, buna bakmak lazım. Sosyal, kültürel, sportif alanların hep burada olması, bütün özel okulların, bütün büyük hastanelerin, bütün iyi otellerin, 6-7 tane organize sanayi bölgesinin, 6.000 İşletmesi olan küçük sanayi bölgesinin, tüm bunların Nilüfer’de olması, nüfusun artmasına, yeni konut ihtiyacına neden oluyor. Hemen yanımızdaki teknoloji organize sanayi bölgesi yaklaşık 100.000 nüfus daha getirecek Nilüfer’e. Burada çalışacak olan insanlar gidip Karacabey'de yaşamak istemeyecekler elbette. “YÜKSEK TEKNOLOJİ ÜRETMELİYİZ” 100.000 konut yapacak alanın var mı? Tarım alanı dışındaki planlanacak alan çok az. Tarım alanlarını korumamız gerekiyor. Yeni yatırımları batıya doğru değil, doğuya doğru dengelemek gerekiyor. Aksi halde bu şehir yaşanmaz hale gelir. Örneğin Bursa yüksek teknoloji üretebilecek sermaye birikimine de, insan kaynağı birikimine de sahip. Öyleyse hikayemizi yüksek teknolojiye doğru döndürmemiz lazım. Yüksek teknoloji üretmek demek, yazılım üretmek demektir. Yazılım için bin dönüme, 500 dönüme yüz dönüme ihtiyaç yok. Bir iki tane odaya ihtiyaç var. Ama teknoloji sanayi bölgesi adı altında binlerce dönüm araziyi sanayi üretimine açmamalıyız. Merkezi hükümetin o bölgeyi Bandırma’ya kadar sanayiye açmasından endişe ediyorum. Bunun hem Bursa'ya, hem tarım topraklarına, hem de Nilüfer’e ihanet olduğunu düşünüyorum. Atanmış Sanayi Bakanlığı buna karar verebiliyor ama ben seçilmiş olmama rağmen karar veremiyorum. Bunun tamamen değişmesi lazım. MAHALLE OLAN KÖYLERDE PLANLAMA Burhan Kaya (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, Yeni Dönem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni) 1/100 binlik planda Nilüfer’in mahalleye dönüşen köylerinde, tarım arazilerinde nasıl bir planlama uygulanacak. Bu bölgelerde kaçak yapılaşmanın önüne geçmek için Nilüfer Belediyesi ne gibi önlemler almayı düşünüyor? İkinci sorum da Mahalle Komiteleri ile ilgili. Bununla ilgili bir aplikasyon da hazırladınız. Vatandaşın ilgisi beklediğiniz düzeyde mi? Şadi Özdemir: Önce şu hatırlatmayı yapmak istiyorum; 1/100.000'lik, 1/25.000’lik, 1/5.000’lik planları Büyükşehir Belediyesi yapıyor. Nerelerin imarı açılacağına, nerelerin imarı açılmaması gerektiğine karar veren yer değiliz biz. Biz detay planını yapıyoruz.  Dolayısıyla bir yerin imara açılıp açılmama yetkisi bizde değil. İmara açılmış yerlerin detay planlarını 1/1000’likleri yapma yetkisi bizde. Köyiçi konusu ise şöyle bir şey; 2022'de çıkan yasaya dayalı olarak köy yerleşim alanlarının bir sınırı var. Bu yerleşim alanlarının sınırını 300 metre genişletme yetkisi veriyor yasa. Dolayısıyla en üst çizgiden 300 metre daha dışarıya çıktığınızı düşünün. O 300 metrelik genişlikte bir dairenin biz planlamasını yaptık. Fakat planlamasını yaparken 17 kurumdan görüş alıyorsunuz. Çeşitli kurumlardan; örneğin Devlet Su İşleri’nden, Karayolları’ndan, Orman Müdürlüğü’nden, her yerden görüş alıyorsunuz. Tarım Bakanlığı hariç diğer kurumlardan görüş geldi. Tarım’dan da görüş geldiği zaman bunu meclise sunacağız. Bizden Büyükşehir'e geçecek. Büyükşehir'de onaylandıktan sonra detay planları yapıp imara açmış olacağız. NİLÜFER’DE DİJİTAL DEMOKRASİ Mahalle Komiteleri sorunuza gelecek olursak; hatırlarsanız adaylığımız sürecinde de hep söylediğimiz bir şey vardı, “ortak akılla birlikte yöneteceğiz” dedik. Bunu Mahalle Komiteleri ile yapacağız. Akademik odalar, sivil toplum kuruluşları, sendikalar, ticaret odaları, meslek örgütlerinin tümü ile çalışıyoruz. Şimdi Mahalle Komitelerini karar süreçlerine ekliyoruz. Herhangi bir mahalleye herhangi bir yatırım yapacaksak, Mahalle Komitesi’nin onayını alacağız. Mahalle komitesinin onaylamadığı projeyi, mahalle komitesine rağmen o mahalleye yapmayacağız. Dolayısıyla Mahalle komitesi önemli. Mahalle komitesinden talepleri alacağız. Ama, Mahalle Komitesi’nin her talep ettiğini yapamayabiliriz. Bütçe olanaklarımız ölçüsünde yapacağız. Bunu dijital platforma taşıdık. 1.008 kişi buradan adaylık müracaatı yaptı. Dün itibariyle yaklaşık 2.500 kişi de oy kullanmış. Oy kullanma 22 Aralık'a kadar devam edecek. Dijital platformda demokrasi uygulaması çok kolay bir şey değil ama keyifli bir şey. Ben şimdi kimler aday bilmiyorum, kimler seçilecek bilmiyorum, kendileri aday oluyorlar, kendileri seçiliyorlar. Bunu Mahalle Komiteleri’nin ötesine de taşımak istiyoruz. Halkın görüşlerinin daha çok yansıdığı Nilüfer yaratmak için çalışıyoruz. Hedefimiz dijital platformda 400 bin Nilüferli’ye ulaşmak ve her aşamada görüşlerine başvurabilmek. Nuri Kolaylı (BGC Başkanı, bursa.com İmtiyaz Sahibi) Sayın Başkan burada ben de bir soru sorayım. Biraz önce kafanızdaki kentsel dönüşüm modelini sundunuz. Evet ama bu model nasıl uygulanacak? Geçmiş dönemde Nilüfer’de yoğun bir kentsel dönüşüm uygulandı. Mesela ben bir örnek vereyim. Podyum Park’ın yan tarafında Uslu Kent sitesi var. İnsanlar müteahhitle anlaştı, evlerini boşalttı, bir kısmı gitti başka yere taşındı. Ama seçim sonrası bir baktılar ki planları tutmuyor. Ruhsat işlemleri farklıymış, ruhsat alamadılar. Şimdi kimileri evine dönüyor, kimileri de bekliyor. Geçmiş dönemde yapılan fazla inşaatlar var. Ruhsat almalarına rağmen yapı kullanma izni alamayanlar var. Sizin önerdiğiniz birtakım modeller var. Bunları kamuoyuyla paylaşır mısınız? “NİLÜFERLİ’NİN HAKKINI YEDİRMEYİZ” Şadi Özdemir: Yani gerçekten sorunlu bir alan burası. Aslında bunlar sadece Nilüfer’e özgü sorunlar değil. Ama Nilüfer’de yoğunlaşmış sorunlar. Bahsettiğiniz örnek muhtemelen biz gelmeden önce ruhsatını alamamış bir müteahhitle anlaşılmış ama ruhsat alınamadığı için sorun yaşanmış. Örnekle anlatayım; diyelim ki 1,5 emsalle kentsel dönüşüm yapacaksanız. 0,5 de Büyükşehir veriyor. Emsaliniz 2 oluyor. Yani sizin 4.000 metrekare bir arsanız varsa 1,5 emsal ile 6.000 metre inşaat yapabilirsiniz. 0,5 de Büyükşehir verdiği için, 2.000 metre de oradan geliyor. Toplam 8.000 metre inşaat yapabilirsiniz. Sizin alabileceğiniz ruhsat miktarı 8.000 metrekarelik inşaat içindir. Ama sen 10.000 metrekare için müracaat edersen elbette ruhsat alamazsınız. Çünkü öyle bir hakkınız yok. Bizim topluma vaadimiz nedir; Herkes hakkını kullanacak.  Biz yalnızca 550.000 Nilüferli’nin çıkarını düşünürüz. Geçmiş dönemde iş yapmış olan, yapmaya devam eden müteahhitler bu kararlı duruşumuzdan memnunlar. Çünkü iş müteahhit ile yer sahipleri arasında çirkin pazarlıklara dönmüş. Şu anda daire sahipleri evlerini yenilemek istiyorlarsa üstüne bir miktar para vermek zorunda kalacaklar. Ama benim önerim o değil, benim önerim bölgesel yapalım bu işleri ve biraz önce anlattığım gibi buradaki imar haklarını çok fazla artırmadan bölgesel bütünlüğü planlayarak yapalım. Ayrıca yapılan imalatlarda şöyle bir sorun var; bu ruhsatı veren, bu ruhsatı alan, bu ruhsata arıcılık eden, mimari büroları, bunu denetleyen yapı denetim şirketleri, aracı olan siyasi veya diğer kişiler, herkes burada sorumlu. Burada bir tek kabahatsiz kişi var, oralardan daire satın almış kişiler. Belki de hayatında ilk defa ev aldı, belki de bir dünya banka kredisi çekti, onun parasını ödüyor. Belki annesinden, babasından kalan mirasla emeklilik parasını birleştirdi ve oraya yatırdı, arabasını sattı, arsasını sattı, yapı kullanım izni olmayan eve yatırdı. Ben o insanların burunlarının kanamasını istemem. Onlar için bir çözüm arıyoruz. Meslek odalarıyla, İnşaat Mühendisleri, Şehir Plancıları, Mimarlar Odası’yla, müteahhitlerin bir derneği var, o dernekle ve çeşitli konuların uzmanlarıyla toplantılar yaptık. Çözüm formülü olarak torba kanunuyla çıkan “imar hakkı taşıma” konusu var. İmar haklarını taşıyarak bazı sorunları çözebiliyor muyuz ona bakıyoruz. Başka yerde konut imar hakkı olan yerleri satın alıp o hakları buraya taşımak gerekiyor. Bu satın alacağımız yerlerin parasını da bunları yapan müteahhitlerin ödemesi gerekiyor. Sorunları çözeceğiz, çözerken de kamunun hakkını koruyarak çözeceğiz. Kamunun hakkını korurken, birtakım bedellerin de ödenmesi gerekiyorsa, bazıları o bedelleri de ödeyecek. Örneğin bazı bölgelerde kaybettiğimiz yeşil alan miktarını, başka yerde satın aldırarak kamuya kazandırma çalışmalarımız var. Kayapa'da 160 dönüm bir yeri var hazinenin. Hedefim burayı bahsettiğim yöntemle belediye kasasından para çıkmadan satın aldırıp, yeşil alana çevirmek. Orada bir güzel bir Kent Parkı oluşturacağız. TARIM ALANLARINDA YAPILAŞMAYA İZİN YOK Hakan Işıkkent (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, Hayat Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni) Nilüfer’de bir “Örnek Köy” projesi başlatılmıştı. Projenin son durumunu sormak istiyorum. İkinci sorum da özellikle Ürünlü civarında “tarımsal depo” adı altında gerçekleşen yapılaşmaya ilişkin. Bu yapılaşmaya karşı neler yapıyorsunuz? Şadi Özdemir: İkinci sorudan başlayalım. Yeni yapılanları hemen yıkıyoruz. Ama eskiler de var. Depo diye başlamış ve fabrikalaşmaya dönmüş alanlar var. Onlarla ilgili de çalışıyoruz. Gördüğümüz, tespit ettiğimiz anda yıkımı gerçekleştiriyoruz. Buradan bir çağrı da yapmak istiyorum. Gözümüzden kaçan, vatandaşımızın tespit ettiği bu tip yapılar varsa hemen fotoğrafını çekip konumuyla birlikte bize ulaştırın. Anında gideriz. Bu cumartesi pazar, gece gündüz fark etmez. Gönderin, hemen gereğini yapalım. Bunu bütün Nilüferliler’e söylüyorum. Muhtarlarımız üzerinden de söylüyoruz. Doğrudan yazılı müracaat edemeyebilirsiniz, atın benim cep telefonuma fotoğrafını. Konumunu da atarsanız daha memnun olurum. Anında müdahale ederiz. Yıkıyoruz, tekrar yapılanlar oluyor, tekrar yıkıyoruz. Yıkmaya devam edeceğiz, sonuna kadar devam edeceğiz. Gözümüzden kaçanlar olabilir. Ama kaçıyorsa bilin ki biz görmüyoruz. Onun için bizi uyarmaya devam edin diyoruz. AYVAKÖY PROJESİ Örnek köy projesini Ayvaköy üzerinde çalışıyoruz. Yapıları ayva rengine boyuyoruz. Burası çok muhteşem güzel bir yer. Bu bölge Gölyazı ile birleştirdiğinde güzel bir destinasyon merkezi olacak. Ayvaköy’de bir mağaramız var. İçinde botla 4 - 5 kilometre gezebileceğiniz kadar su da var. Orayı turizme açıp mağarayı aktif hale getirmek istiyoruz. Geçen gün Kaymakam Bey’le toplantı yaptık. Sağ olsun yapıcı yaklaşımı oldu. Sayın kaymakamımıza teşekkür ediyorum. Anıtlar Kurulu ile görüşerek sorunları aşmaya çalışıyoruz. Bölgeyi bisiklet yolları, yürüyüş yolları, karavan parkı gibi projelerle destekleyeceğiz. Bir tane de büyük bir otopark yapmak istiyoruz. Çünkü özellikle Gölyazı tarafına yaz aylarında arabayla girmek mümkün olmuyor. Şimdi biz şu şöyle bir şey yapacağız. Arabayı Ayvaköy’e park edin tekne ile karşıya, Gölyazı’ya geçin diyeceğiz. Hem bir tekne gezisi yapmış oluyorsunuz, hem de karmaşaya girmeden arabanızı park edip karşıya rahatlıkla geçiyorsunuz. Dolayısıyla Gölyazı’da dolaşımı kolaylaştırmak istiyoruz. Bursa’ya gelen turistler bir hafta vakit geçirecek hale gelsin istiyoruz. Turizm gelirlerini yükseltmek istiyoruz. Tabii gelen turiste de, yeme içme standardı yüksek hizmet vermeniz lazım. Gölyazı içindeki gözlemeler çok güzel ama yeterli değil. Yüksek standartlı bir restoran yapma projemiz de var. Bu kapsamda pansiyon turizmini de geliştirmek istiyoruz. Ayvaköy’ü bu açıdan da altyapı olarak hazırlıyoruz. O bölgeyi toparlayıp Gölyazı, Fadıllı ve Ayvaköy bölgesini böyle keyifli hale getirmek istiyoruz.

‘BGC Başkanlarla Yüz Yüze Programı’nın konuğu Oktay Yılmaz Haber

‘BGC Başkanlarla Yüz Yüze Programı’nın konuğu Oktay Yılmaz

Bursa Gazeteciler Cemiyeti (BGC) tarafından düzenlenen “BGC Başkanlarla Yüz Yüze” programının bu haftaki konuğu Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz oldu. Basın Kültür Sarayı BGC Nilüfer Sahnesi'nde gerçekleşen etkinlik, BGC Başkanı Nuri Kolaylı'nın moderatörlüğünde yapıldı. Programda, BGC Yönetim Kurulu üyeleri, Bursa ve ülke gündemine dair çeşitli sorular yönelterek Yıldırım ilçesinin geleceği hakkında Başkan Yılmaz’dan bilgiler aldı. Başkan Yılmaz, ilçedeki en önemli projelerinden biri olan kentsel dönüşüm çalışmalarına vurgu yaptı. Yıldırım’daki kentsel dönüşümün sadece betonlaşma odaklı değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel alanlar yaratmaya yönelik bir anlayışla gerçekleştirildiğini belirten Yılmaz, "Yıldırım ilçemizde kentsel dönüşümü parklar, spor tesisleri, kütüphaneler gibi sosyal ve kültürel alanlar inşa ederek gerçekleştiriyoruz. Amacımız, vatandaşlarımıza daha yaşanabilir bir çevre sunmaktır" diye konuştu. Etkinlikte, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı'nın kendisini tanıtmasını istemesi üzerine hayat hikayesini paylaştı. 1977 yılında Erzurum’da doğan Yılmaz, 1982 yılında ailesiyle birlikte Bursa’ya taşındı. Yıldırım ilçesinde büyüdüğünü belirten Yılmaz, “Duaçınarı Mahallesi’nde büyüdüm. Esnaflık yaptım, simit sattım, çay dağıttım, dokuma tezgahlarında çalıştım” dedi. Eğitim hayatına da değinen Başkan Yılmaz, Bursa İmam Hatip Lisesi'ni bitirdikten sonra Kırıkkale Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü'nden mezun olduğunu belirtti. İş hayatına makine mühendisi olarak başladığını ve bir süre sonra kendi işini kurduğunu söyleyen Yılmaz, Bursa için katma değer ürettikleri işlerine hala devam ettiklerini belirtti. Siyasete 2006 yılında AK Parti’de aktif olarak başladığını söyleyen Yıldırım Belediye Başkanı, Osmangazi İlçe Başkan Yardımcılığı ve Belediye Meclis üyeliği gibi görevlerin ardından, 2017 yılında AK Parti Yıldırım İlçe Başkanlığı’na seçildi. 2019 yerel seçimlerinde ise Yıldırım Belediye Başkanlığı’na seçilen Yılmaz, bu yıl yapılan seçimlerde de yeniden Başkanlık görevine seçildi. Etkinlik, Başkan Yılmaz’ın kariyerine ilişkin paylaştığı notların ardından BGC Başkanlarla Yüz Yüze programının soru cevap bölümüyle devam etti. Nuri Kolaylı (Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı): Sayın Başkan, Yıldırım Belediyesi’nde geçtiğimiz dönem gerçekleştirdiğiniz ve sizi gururlandıran en önemli hizmetiniz olarak hangi çalışmanızı görüyorsunuz? KÜTÜPHANELER BÜYÜK İLGİ GÖRÜYOR Oktay Yılmaz: Hayata çok yönlü bakıyorum. Belediye hizmetlerinin de çok yönlü olmasına önem verdim. Kentsel dönüşüm projelerine çok yönlü bakarak, doğru işler yaptık. Kentsel dönüşümün nasıl olacağı konusunda halka güven veren projeleri gerçekleştirdik. Kütüphaneler açtık. Halen 3 kütüphanemiz ilçemizde hizmet veriyor. Yakında 4. kütüphanemizi hizmete açacağız. Göreve geldiğimde belediyeye ait kütüphane yoktu. Şimdi 7 gün 24 saat hizmet veren kütüphanemiz var. Şu an 65 bin üyesi olan kütüphanemiz var. Kütüphanelerimiz o kadar yoğun ki, gençlerimiz randevu ile yer bulabiliyor. Gece gündüz hizmet veriyoruz. Gençlere hizmet etmekten büyük heyecan duyuyorum. Enhar Güneş (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, sosyaltv.com.tr Genel Yayın Yönetmeni): İki sorum olacak. Birincisi; Yıldırım ilçesinde yeni kentsel dönüşüm planlaması var mı? İkinci sorum da Büyükşehir Belediyesi ile ilişkileriniz nasıl? Bugüne kadar Büyükşehir Belediyesi ile Yıldırım Belediyesi’nde hep aynı partili belediye başkanları görev yaptı. İlk defa farklı partilerin belediye başkanları görev yapıyor. Büyükşehir Belediyesi ile farklı partide olmanızı dezavantajlı bir gelişme olarak görüyor musunuz? “BURSA’NIN ÇIKARLARI ÖNEMLİ” Oktay Yılmaz: Büyükşehir Belediye Başkanı ile aynı partiden bile olsak görüş ayrılıkları yaşanabiliyor. Bu da çok doğal. Ben belediye hizmetlerine iş odaklı bakıyorum. Geçen dönem bir sıkıntı yaşamadım. Bu dönemde de henüz hiçbir sıkıntı yaşamadık. Yıldırım Belediye Başkanı olmamın yanında, Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup başkanıyım. Konu Bursa’nın ve Bursalıların çıkarları olduğu zaman parti ayrımı olmaksızın tüm meclis üyelerimizin konulara olumlu yaklaşacağını düşünüyorum. İlk sorunuza gelecek olursak; Kentsel dönüşümde “tarla tapuları olan” yerler var. Bunları çözmek kelimenin tam anlamıyla “sessiz devrim” niteliğindedir. Bu gibi sorunları çözmek, kentsel dönüşümün en önemli aşamalarından birisi. Geçtiğimiz çalışma dönemimizde Yıldırım’ın 3’de birinde planlama çalışması yaptık. Şimdi ikinci etabını yapıyoruz. Yıldırımın 3’de birini daha bu çalışma dönemimizde planlayacağız. Kentsel dönüşüm çalışmalarımızı tek bir model üzerinden sürdürmüyoruz. Tek model değil, yerine göre kentsel dönüşüm yapıyoruz. Sadece bina yıkıp bina yapmıyoruz. Sosyal yaşam alanları oluşturuyoruz. Yavuzselim’den Şirinevler’e kadar Ankara yolunun altında çok önemli projeler gerçekleştirdik. Bu dönem Gökdere Bulvarı’ndan Mimar Sinan’a kadar olan bölgede yoğunlaşacağız.   Kentsel dönüşümde planlama ve imar adımlarını attıktan sonra inşaatların başlamasına izin veriyoruz.  Bu kapsamda Mollarap’ta “taşıma modelini” uyguladık. Toprak kayması yaşanıyordu. Bu nedenle yerinde kentsel dönüşüm yapmadık. Mimarsinan’da ise kat karşılığı kentsel dönüşüm modelini uyguladık. “ÖZEL SEKTÖR DESTEKLENECEK” Yeni dönemde “özel sektöre destek vererek” farklı bir kentsel dönüşüm modelini daha uygulamaya koyuyoruz. İşleri hızlandırmak için özel sektörün elini güçlendirerek, teşvik ederek, yeri geldiğinde ekonomik destek vererek 30 bin konut üretme hedefimiz var. Özel sektörün önünü açacak uygulamalar yapacağız. Belediye olarak hem emsal artışı verebiliyoruz hem de farklı yöntemlerle destek oluyoruz. Bitişik nizam kaçak yapılardan, çağdaş konutlara geçiş yapmayı hedefliyoruz. Millet Mahallesinde yeni bir çalışmamız olacak. Ahmet Emin Yılmaz: (BGC Başkan Vekili, OLAY Gazetesi Köşe Yazarı) Kentsel dönüşüm çalışmalarınızın yanı sıra, sosyal dönüşümü nasıl sağlayacağınızı sormak istiyorum. Yıldırım, Nilüfer ilçesi gibi bütüncül değil, karmaşık bir ilçe. Farklı farklı yapıların, insanların yer aldığı mahalleler var. İşçi yoğunluklu bir yerleşim. Sosyal dönüşümü nasıl sağlayacaksınız? SOSYAL YAŞAMA BELEDİYE KATKISI Oktay Yılmaz: Kent ve insanı birbirinden ayırmak mümkün değil. Sosyal dönüşüm, kentsel dönüşüm kadar önemli. Hatta daha öncelikli. Sosyal dönüşüm, kentte yaşayan insanlara huzur veren ortamlar sağlamak anlamına geliyor. Yıldırım’da sosyal dönüşümü sağlamak için ilk olarak çocuklarımıza ve gençlere önem verdik. Yıldırım ilçemize bugüne kadar 1 milyon metrekare yeşil alan kazandırdık. Parklar, Millet Bahçeleri, kütüphaneler, spor tesisleri yaptık. 20’nin üzerinde spor tesissi kazandırdık halkımıza. Yaz okulunda 40 binden fazla çocuğumuza spor eğitimi verdik. Yüzme, karate, halter, futbol gibi eğitimler vererek gençlerimizde ve çocuklarımızda takım ruhunun gelişmesini hedefledik. Hem takım sporlarına hem de bireysel sporlara destek veriyoruz. Özetleyecek olursak; sosyal dönüşümü hem mekânsal anlamda yatırım yaparak hem de sosyalleşme çalışmalarına öncülük ederek, insanlara hizmet eden mekanlar yaparak gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Aynı hedef doğrultusunda kadınlarımızın meslek edinebileceği kurslar açıyoruz. Yıldırım İstihdam Merkezini kurduk ve kadınlarımızı iş yaşamına hazırladık. Kadın kooperatifleri kurduk.  Kadınlarımıza da, gençlerimiz ve çocuklarımız gibi her türlü desteği veriyoruz. Halen 14 kadın kooperatifiz var. Diğer ilçelerimizden de gelen kadınlarımız var. Kadınlarımızın hem sosyal hem de ekonomik hayatta yer almaları için çalışıyoruz. Kadınlarımız, kültürümüzün yaşatılması noktasında da çok özel üretimler yapıyorlar. Sosyal ve kültürel hizmetlerle sosyal dönüşümü sağlıyoruz diyebilirim. Okan Tuna (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, koza24.com Sorumlu Yazı İşleri Müdürü): 31 Mart yerel seçimlerinden sonra AK Parti birçok büyükşehir belediyesini kaybetti. Bursa Büyükşehir Belediyesi de el değiştirdi. Bu süreçte Yıldırım Belediyesi, AK Parti’nin yönetimde olduğu önemli bir belediye olarak ön plana çıktı. Yıldırım Belediyesi bir anlamda AK Partili belediyelerin abisi oldu. Bu size nasıl bir misyon yükledi? “YAPICI MUHALEFET YAPIYORUZ” Oktay Yılmaz: AK parti belediyeciliğinin, Türkiye’nin gelişmede ve kalkınmada ümidi olduğu bilinciyle çalışıyoruz. Yeni bir süreç var Bursa’da. AK parti olarak bu süreçte farklı bir muhalefet anlayışımız olacak. Şehre katkısı olacak her projede büyükşehir belediyesini desteleyeceğiz. Büyükşehir Belediye Meclisi’nde büyükşehirin çalışmalarına, Yıldırım’da olduğu gibi iş odaklı bakıyoruz, dik bir duruş sergiliyoruz. Örneğin geçtiğimiz günlerde büyükşehirde stratejik plan değerlendirmesi oldu. Stratejik planlar 6. ayda meclise gelir ve karara bağlanır. Stratejik plan 7. ayda meclis gündemine geldi ve biz “Niye 7. ayda geldi” demedik. İnceledik, bazı eksikler belirledik, teknik sorunlar olduğunu gördük ve tüm bunları mecliste dile getirdik. Bu eksiklerin düzeltilerek 3 gün sonra tekrar görüşülmesini istedik. Hemen oylama yoluna gidilince de elbette reddedildi. Ama keşke yapıcı bir yaklaşım olsaydı da dikkat çektiğimiz teknik konular düzeltilerek 3 gün sonra meclisten geçirseydik. Biz yapıcı yaklaşıyoruz ve karşıdan da yapıcı bir yaklaşım bekliyoruz. Çünkü Bursa kimliğinin öncelenmesi gerekiyor. Siyasi çekişmeler sonucu Bursa’nın kaybedeceği işlerde olmayız. Kimseyi ötekileştirmeden birlikte karar alma yolunu seçiyoruz. Seçim bitti. Biz artık şehir yöneticileriyiz. Bursalı kimliğimizle herkese eşit yaklaşarak hizmet üreteceğiz. Ahmet Akhan (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, gundembursa.com İmtiyaz Sahibi): Geçtiğimiz günlerde Uludağ’da bir toplantı yaptınız. Bu toplantıda Yerel Yönetimler Akademisi kurulması projesi gündeme geldi. Bu konu hakkında bilgi verebilir misiniz? İkinci olarak da, “Yıldırım’da plastiksiz yaşam” konulu bir girişiminiz var. Bu konuda bilgi alabilir miyiz? YEREL YÖNETİMLER AKADEMİSİ Oktay Yılmaz: Başkanı olduğum Bursa Belediyeler Birliği’nin en geniş katılımlı toplantısını Uludağ’da yaptık. 300’ün üzerinde belediye meclis üyemiz toplantıya katıldı. Toplantıda belediye meclislerinin görevleri, sorumlulukları, çalışmaları ele alındı. Uzmanlardan önemli bilgiler aldık, çok verimli oldu. Bunun devamı olarak Yerel Yönetimler Akademisi oluşturma kararı aldık. Meclis üyelerimizin yanı sıra, bürokratlarımızın da faydalanacağı bir yapıda olmasını hedefliyoruz. Kendimizi geliştirebileceğimiz çalışmalar yapma kararı aldık. Bir anlamda Yerel Yönetimler Akademisi’nin temellerini attık. Bursa Belediyeler Birliği olarak Osman Fevzi Efendi’nin köşkünü restore ettik ve Bursa Belediyeler Birliği’nin merkezi yaptık. Bursa Belediyeler Birliği’nin, Bursa’nın şehir kimliğine katkı koyacak, belediyelerimizi daha ileriye taşıyacak çalışmalar yapmasını hedefliyoruz. Çevre kirliliğini ve geri dönüşüm konusunu gündemimize alarak “Plastiksiz Yıldırım” başlığıyla çeşitli girişimlerde bulunuyoruz. Örneğin “plastiksiz kütüphane” hedefiyle kütüphanemize su arıtma sistemi kurduk ve öğrencilere çelik termos hediye etti. Pet şişelerden kurtulmalarını sağladık. Yine Yıldırım’da, Ulus mahallesinde pilot okul seçerek “atık odaları” oluşturduk. Kâğıt, karton, cam, metal gibi geri dönüşüm odaları oluşturduk. “Okulunuzda geri dönüşüm toplarsanız, su arıtma sistemi kurarak termos vereceğiz” dedik. Başarılı olduk. Tüm Yıldırım’a yaygınlaştırarak plastik kullanımını azaltmayı hedefliyoruz. Ayrıca yemek atıklarından kedi köpek maması üretiyoruz. Yemek atıklarını topluyoruz, mama yapıyoruz, hem barınaklarımızda hem de sokak hayvanlarının beslenmesinde kullanıyoruz. Tüm bu çalışmalarımızla çevreye duyarlı bir nesil yetiştirmeyi hedefliyoruz. Yine bu kapsamda mobil araçlarla atık toplamaya başlıyoruz ve halkımızın atıkları paraya dönüştürecekleri bir sistem kuruyoruz. İlerde detaylarını açıklayarak hizmete başlayacağız. İhsan Altıkardeş: (BGC Başkan Yardımcısı- İhlas Haber Ajansı Bölge Müdürü) Yıldırım ilçesinde ‘Dünya mirası” listesine giren tarihi eserler var. Tarihi mirasın korunarak gelecek kuşaklara aktarılması konusundaki çalışmalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Ayrıca, Yıldırım’ın tam kalbinde, konutunuzun yer aldığı alanda spor kompleksi yapılacağı duyumunu aldık. Bu konuda açıklama yapabilir misiniz? TARİHİ MİRAS KORUNACAK Oktay Yılmaz: Yıldırım kadim bir kent. Tarihi mirasıyla, doğasıyla benzersiz özelliklere sahip.  Kent içindeki derelerimiz birer gerdanlık gibi Yıldırım’ı süslüyor. Yıldırım Bayezid Han Türbesi, Emir Sultan Külliyesi gibi hiçbir yerde olmayan kadim mirasa sahibiz. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz dönem gerçekleşen “Hanlar Bölgesi Projesi” tarihi mirasın korunarak ortaya çıkarılması açısından güzel bir çalışma oldu. Kadim kimliğimiz gün yüzüne çıktı. Bu projenin 2. etabını Ulucami - Emirsultan hattı olarak planlamak istiyoruz. Geniş katılımlı heyet kurarak, doğru bir şekilde kimliğimizi yaşatacak ve yansıtacak işler yapmak istiyoruz. Sokak iyileştirmelerine zaten önceden başladık ve bu konuda çalışmaya devam ediyoruz. Tescilli yapıların restorasyonuna yönelik çalışmalarımız da var. Bu çalışmalarımızı da diğerlerine paralel olarak sürüyor. Cumalıkızık projemiz var. Mollaarap, Talimhane bölgelerinde de tarihi yapıları iyileştirme çalışmalarımız var. Diğer sorunuza gelecek olursak; Yıldırım’ın merkezinde kapalı spor salonu yapacağımız bir alan oluşturamadık. Yer bulamadık. En uygun yer kendi konutumuzun olduğu yerdi. Buraya kapalı havuz yapacağız. Kütüphenemiz, spor salonumuz da burada olacak. Yaklaşık 1500 metrekare civarında toplan alanımız var. Fuat Kars (BGC Başkan Yardımcısı- Demirören Haber Ajansı Bölge Müdürü): Gençliğinizde belediye başkanı olmayı hayal etmiş miydiniz? Bir de, başkanlık döneminizde sizi en fazla üzen, sizi en fazla sevindiren olaylar, gelişmeler neler oldu. “PANDEMİ SÜRECİ ÜZDÜ” Oktay Yılmaz: Pandemi süreci bizi en çok üzen gelişme oldu. Pandemi öncesi ekonomik olarak rahattık, çalışıyorduk. Birçok hayalimizi ertelemek zorunda kaldık. “Uyumayan Kütüphane” projemiz de beni en çok sevindiren hizmetimiz oldu. Öğrenciliğinde kütüphaneden yararlanan, şimdi çeşitli yerlerde memurluk, öğretmenlik yapan gençler gelip teşekkür ediyorlar, çok mutlu oluyorum.   Gençliğimde elbette idealim vardı, dünyayı değiştirmekle ilgili idealim vardı. Uluslararası ilişkiler konusunda öncü olma idelim vardı. Topluma hizmet etme, yararlı olma idealim vardı. STÖ’lerde bu amaçla aktif görev aldım. Kamuda memur olmayı hiç düşünmemiştim. Ama belediye başkanı olacağımı gençliğimde hiç hayal etmemiştim. Musa Öztürk (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, Tuna Gazetesi İmtiyaz Sahibi) Bursa Kültür ve Turizm Tanıtma Birliği Başkanı kimliğinizle Bursa için sürdürdüğünüz çalışmalar hakkında da bilgi alabilir miyiz? Bir diğer konu da, tasarruf tedbirleri kapsamında bazı tarihi camilerdeki güvenlik görevlilerinin kaldırıldığını biliyoruz. Bu konudaki yaklaşımız nedir? TASARRUF TEDBİRLERİ Oktay Yılmaz: Tasarruf tedbirleri sadece büyükşehir belediyelerini değil tüm belediyeleri ilgilendiriyor. Tasarruf elbette gerekli, ama bu nedenle hedeflerimizi, çalışmalarımızı aksatmamız söz konusu değil. Tarihi değerlerimizin korunması gerekiyor. Bunu büyükşehir yapar, biz yaparız, veya Vakıflar yapar. Ama mutlaka yapılır. Bursa Kültür ve Turizm Tanıtma Birliği olarak birçok girişimimiz ve çalışmamız var. Bu kapsamda fuarlara önem veriyor ve katılıyoruz. Şunu mutlaka belirtmem gerekiyor; Bursa’yı yabancılardan önce kendi vatandaşımıza anlatmamız, tanıtmamız lazım. Bursalıların nasıl bir değer içinde yaşadıklarını görmeleri lazım. “Adım adım kadim bursa” başlıklı projemiz var. Bursalı kimliğimizi Bursa’yı Bursalılara anlatarak, tanıtarak güçlendirmeliyiz. Bursa’yı öncelikle Bursalılara tanıtmalıyız. Doğu Roma’nın başkenti İznik, Osmanlının kurulduğu şehir Bursa. Bursa sonradan kurulmuş, oluşmuş bir şehir değil. Geçmişi binyıllar öncesine dayanıyor. Bu değerlerimizi herkese anlatmamız, kentlilik bilincini oluşturmamız lazım. Tevfik Fikret Sönmez (BGC Genel Saymanı, bursadanhabervar.com Genel Yayın Yönetmeni): Amatör sporlara olan katkılarınızı öğrendik, Bursaspor konusundaki çalışmalarınızı da öğrenebilir miyiz? BURSASPOR Oktay Yılmaz: Bursaspor’a her zaman destek olduk. Destek olmaya devam edeceğiz. Belediye olarak Bursaspor’a destek kampanyalarına her zaman öncülük ettik. Katkılarımız devam edecek. Kalıcı iyileştirmeler yapmayı uygun buluyoruz. Bursaspor Spor Lisesi’ni Vakıfköy’de kurmayı hedefliyoruz. Bursaspor’un güçlü bir altyapıya kavuşmasını istiyoruz. Şu an zaten güzel bir süreç yaşanıyor. Belediye bütçelerinden ciddi ekonomik kaynak aktarmamız mümkün değil. Ama desteklere öncülük ederek, teşvik ederek, kenti bütünleştirmek lazım ve bu bugün gerçekleşiyor. Bursaspor’a olan güvenle birlikte destekler artacaktır. İbrahim Öge (BGC Yönetim Kurulu Üyesi - sozbursa.com - Genel Yayın Yönetmeni) Yıldırım Belediyesini borç batağında teslim almıştınız. 6 yılda mali dengeleri ne derece sağladınız. Borçlarınız devam ediyor mu? Bir de Duaçınar’ındaki çalışmanız hakkında bilgi alabilir miyiz? DUAÇINARI KÜLTÜR MERKEZİ Oktay Yılmaz: Duaçınarı’nın çok özel bir hikayesi var. Bu bölgede Duaçınarı Kültür Merkezi inşa etmeyi hedefliyoruz. Projelerimizi hazırladık. Ekonomik olarak gereklilikleri sağlayabilirsek 2025’te ihale edeceğiz. Göreve geldiğimiz 2019 yılında bütçenin 2 katı oranında borcumuz vardı. 2024 yılında ise borcumuz bütçenin yüzde 30’una kadar düştü. İller Bankası gelirlerimizde geçtiğimiz ay 50 milyon TL, bu ay da 46 milyon TL kesintimiz oldu. Kesintilerin sadece CHP’li belediyelerde olduğunu düşünmeyin, AK Partili belediyelerden de devlete olan borçlar konusunda kesinti yapılıyor. Önümüzdeki dönemde mali istikrarı sağlayarak hizmet üretmeye devam edeceğiz. SGK borçlarımızı yapılandırdık ve ödüyoruz. Nuri Kolaylı: BGC Başkanlarla Yüz Yüze programımıza katıldığınız ve kamuoyunu bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederiz. Oktay Yılmaz: Ben de davetiniz ve halkımıza kendimizi anlatma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyorum.

Başkan Aydın Bursa'yı uyardı: "Büyük deprem kapımızda" Haber

Başkan Aydın Bursa'yı uyardı: "Büyük deprem kapımızda"

Bursa Gazeteciler Cemiyeti tarafından organize edilen “Başkanlarla Yüz Yüze” programının konuğu Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın oldu. Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı’nın moderatörlüğünde gerçekleşen programda, BGC Yönetim Kurulu üyelerinin Bursa ve ülke gündemine ilişkin sorularını yanıtlayan Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, göreve başlar başlamaz depreme karşı hazırlık çalışmalarına öncelik verdiğini söyledi. Bursa’da tarihsel süreç içerisinde 1705 ve ardından 1855 yıllarında büyük depremler yaşandığını hatırlatan Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, “2005 yılından itibaren 7 ve üzerinde deprem yaşama riskimiz var. Bu büyük felakete mutlaka hazır olmalıyız. Depreme hazır olmamız, on binlerce insanımızın hayatını kurtarabilir” dedi.  Programın açılışını yapan Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı, Başkan Erkan Aydın’ın Bursalılar tarafından yakından tanındığını, ama tanımayanlar için kısaca kendini tanıtmasını istedi. Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın şunları söyledi; “1974 İstanbul doğumluyum. Orhaneli kütüğüne kayıtlıyım. Serçeler köyünden olan rahmetli babam 1955 yılında çıkıyor. Erkek Lisesi’ni birincilikle bitiriyor, sonra İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’ne devam ediyor. Annem emekli öğretmen. Dedem köy enstitüsü mezunu. Babam orman mühendisi olduğu için ben de yatılı olarak Samsun Anadolu Lisesi’nde okudum. Liseden mezun olduktan sonra 1992'de Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'ni kazandım. 1997 yılında mezun oldum. Sonraki süreçte hem eczacılık yaptım hem de çeşitli sivil toplum kuruluşlarında görev aldım.  Ardından 2013 yılında ön seçimle belediye başkan adayı oldum. Yine ön seçimle 2015'te milletvekili adayı oldum. 3 dönem milletvekilliği yaptım. Son olarak da Osmangazi Belediye Başkanlığına aday oldum ve kazandım.” Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’ın yaşamını kısaca özetlemesinin ardından, “BGC Başkanlarla Yüz Yüze” programının soru cevap bölümü şöyle devam etti: TARIMA DESTEK Hakan Işıkkent: (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, Hayat Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni) Önceden gelen ve devam etmekten vazgeçtiğiniz, ya da başlamadığınız projeleriniz var mı? Bir de son meclis toplantısında Gazi Tarımı kurdunuz. Gazi Tarım’la ilgili bilgi alabilir miyiz? Erkan Aydın: Bilindiği gibi devlette devamlılık esastır. Osmangazi’yi eskiden birileri yönetiyordu, şimdi biz yönetiyoruz. Bizden sonra da başkaları yönetecek. Burada ne kadar çok iyi iş yaparsanız, sizin sınırlarınızda yaşayan insanlar o kadar rahat eder, huzuru ve refahı artar. Dolayısıyla bizim eskiden başlayıp da yarım bıraktığımız hiçbir proje yok. Osmangazi meydanın %95'i bitmişti. Biz %5'ini de tamamladık, müteahhittin alacakları vardı, onu da ödedik. “Eski dönemden bize ne” demedik. Neticede ortaya çıkmış bir kamu hizmeti var. Ağustos ayında kiraları da başladı dükkanların. Biri hariç hepsi açıldı. Birkaç ay sonra orası gerçekten cıvıl cıvıl bir meydan olacak. Bizim halk Lokantası, Hasan Ali Yücel Kütüphanesi canlılığı arttıracak. Dün akşam gençlere baktım ders çalışıyorlardı. Yeni nesil bir kütüphane oldu. Yazın buz gibi kışın sıcak. Kahveyi ve çayı aynı emsallerine göre üçte bir fiyatında sunuyoruz. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün gazisi ile Osmangazi’yi birleştirdik ve Gazi Tarımı kurduk. Buradaki hedefimiz çiftçiyi, köylüyü, üreticiyi desteklemek, aynı zamanda da tarımsal ihracatı arttırmak. Gazi Tarım’ın başına getireceğimiz kişi ihracat firmasında çok deneyimli, yurt dışına ihracat yapan nitelikte olacak. Üreticinin tüccarın kucağına düşmeden ihracatını yapabileceği ürünler üretmesini hedefliyoruz. Bunun yanında da girdi maliyetlerine destek olmayı planlıyoruz. Kent lokantalarının atıklarından gübre, katı atıklardan mazot üretme projelerimiz var. Buna ilaç desteğini de ekleyerek üreticimizin yüzünü güldürmek istiyoruz. Ahmet Emin Yılmaz: (BGC Başkan Vekili, OLAY Gazetesi Köşe Yazarı) Bursa’nın geçmişini anımsatarak sorumu yöneltmek istiyorum. Görev yaptığınız Osmangazi, Bursa'nın en büyük ilçesi, 25- 30 yıl öncesine kadar da Bursa Belediyesi olarak kabul edilen bir bölge. Bursa’nın tarihi kent merkezinin olduğu ilçe. Tarihi kent merkezinin Belediye Başkanı olmanın avantajı mı var, yoksa dezavantajı mı var.  Bunu şunun için soruyorum; 30 yıl öncesine kadar kent merkezini rahatlatmak için yakın ilçelerde cazibe merkezleri oluşturma hedefi vardı. Bu durum Bursa kent merkezinin zayıflamasına yol açtı. Geçmişin en yoğun caddeleri artık bomboş. Atatürk Caddesi, Altıparmak Caddesi, adeta boşaldı. Bu dezavantajı aşarak sosyal yaşamı yeniden nasıl canlandıracaksınız? BURSA’NIN KALBİ OSMANGAZİ Erkan Aydın: Merkez ilçe olmanın hem avantajı hem de dezavantajı var. Gerçekten dediğiniz gibi 56 ilden büyük bir belediyeden bahsediyoruz. Muhtarlık bazında 136 muhtarlıkla Türkiye'nin en büyük ilçesi Osmangazi. Nüfus olarak Türkiye'nin 5. büyük ilçesi.  Tarih olarak, kültür olarak her şeyin merkezindeyiz.  Biz o yüzden “Bursa'nın kalbi Osmangazi” diyoruz. 3000 yıllık Bursa. Bitinya, Roma Bizans, Osmanlı dönemlerine gittiğinizde, Osmangazi’nin Bursa'nın merkezi olduğunu görüyoruz. Ama dediğiniz gibi hızlı göçle birlikte o merkez cazibesini kaybetmiş ve ağırlıklı olarak batıya doğru büyümüş. Birçok büyük şehirde olduğu gibi. Ama ortaya çıkarılacak tarihi yapılar da burada. Osmangazi’nin tarihi bölgesinde restorasyon çalışmaları bizden önceki dönemde arkeopark bölgesinde başlamış, hala devam eden projeleri tamamlamak için adımlar atıyoruz. Yurt dışına gittiğinizde bir şehre gidip gökdelenleri ya da etrafını gezmiyoruz. Gidiyorsunuz oradaki binlerce yıllık şehrin kalbini geziyorsunuz. Çünkü her şey orada. Bizde de aynı şekilde gelen turist tarihi mirası görmek istiyor. Hanlar bölgesi UNESCO tarihi kültür miras listesinde. Ulu Cami ve Hanlar Bölgesi gibi değerlere sahibiz. Dışarıdan bir turist geldiğinde hem tarihi bölgeleri ziyaret edecek, hem konaklayacak, hem Bursa'nın tarihini kültürünü yaşayacak, hem de döviz bırakacak. Böyle bir Destinasyon Merkezi yapma hedefimiz var. Bunun için tarihi mirasımızı güzelleştirmek gerekiyor canlandırmak gerekiyor yatırım yapmak gerekiyor. Konu ile ilgili olarak geçmişten gelen çalışmalara ek olarak yeni kamulaştırma çalışmalarımız olacak.  Muradiye devlet hastanesinden aşağı dönerken Muradiye’ye giderken solda 10.000 metrekarelik bir alana sahibiz.  Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'ndan sonra geldiği, 1992 yılına kadar ipek üretilen fabrika bu alanda. İpekhane diye geçen bölgeyi biz eski merkez olarak ele alıyoruz. Faruk Saraç'ın eski okulunun bitişiği, orayı kültürü, sanatı, konserleri, sergileri, gurme restoranlarıyla tekrar eski cazibesine kavuşturmak istiyoruz. Arkeopark etrafında da kamulaştırmalar ve restorasyonlar olacak, sokak sağlıklaştırmasıyla oraları insanların gelip kültürü yaşayabileceği, Bursa'nın yerel lezzetlerini tadabileceğiniz bir yer haline getireceğiz. Bizden önce çalışmalar başlamış, devam edenler var, yeni ekleyecek projelerimiz var. Biz bunu 2024-2029 stratejik planına koyduk. Özetlemek gerekirse turist Bursa'ya geldiğinde ya da Google'a girdiğinde, Bursa'ya gelince ne yapabilirim dediğinde, ilk ortaya çıkabilecek tarihi, kültürel ve turistik anlamda Osmangazi’yi bulmasını hedef olarak koyduk. Çünkü Bursa'nın kalbi Osmangazi ise, tarihi mirasımızın da ismine yakışır bir hale gelmesi gerekiyor. ALTIPARMAK VE ÇARŞAMBA’DA DÖNÜŞÜM Nuri Kolaylı: Altıparmak Caddesi adeta boşalmış durumda. Atatürk Caddesi ve Altıparmak Caddesi ile ilgili bir çalışmanız var mı? Çünkü bölge önceden cıvıl cıvıldı.  Dükkanlara paha biçilmezdi. Şimdi bir çok dükkan boş ve kiralık tabelası var. Erkan Aydın: En çok şikâyet aldığımız yerlerden birisi bu bölge. Büyükşehirle ve akademik odalarla protokol imzaladık, bölgenin dönüşümü ile ilgili. Bu çalışma bizden önce başlamıştı. Bundan sonraki süreçte Arap Şükrü'den Ankara-İzmir yoluna kadar olan bölgeyi bütün olarak ele alacağız. Bu çalışma hemen bitmeyebilir. Kentsel dönüşümle oranın tarihi dokusunu, yoğunluğu artırmadan daha nefes alabilecek, yaşanabilecek bir çalışma olsun istiyoruz. Fuat Kars: (BGC Başkan Yardımcısı- Demirören Haber Ajansı Bölge Müdürü) Osmangazi Belediyesi'nin sizce en büyük sorunu nedir. Görev yaptığınız 6 aylık süreçteki gözlemlerinizi merak ediyorum. İkinci sorum; sık sık vatandaşlarla görüşüyorsunuz. Günde kaç kişiyle görüşüyorsunuz ve sizden en çok ne istiyorlar? DEPREM GERÇEĞİ Erkan Aydın: Karşımızda çok net bir deprem gerçeği var. Osmangazi Bursa'nın aşırı hızlı büyümesiyle göçün en yoğun olduğu ilçe. Bu yoğunluk hızla artarken, plansız çarpık kentleşme başlamış ve çıkmaz sokaklardan deprem yönetmeliğine uygun olmayan binalara kadar birçok olumsuzluk üst üste gelmiş. Hiçbir mühendislik hizmeti almadan oluşmuş mahalleler var. Tarihimizde 1855 depremi var, 150 yıl geri gidin ;1705 depremi var. 150 yıllık periyoda baktığınızda bu süre 2005'te dolmuş. Yani her an her dakika her saniye büyük bir Bursa depremi yaşanabilir. Bu depremin de en çok etkileyeceği yer Bursa ovası. Çünkü altımız alüvyon toprak. Deprem 7 şiddetinde olduğunda ovada 9 şiddetinde hissedilecek. Ben Maraş depreminde 21 gün kaldım, o dönem milletvekiliydim. İnsanların çoğu donarak öldü. Bu nedenle bizim birinci önceliğimiz hem kentsel dönüşüm, hem depreme dayanıksız binaların bir an önce dayanıklı hale getirilmesi yoluyla depreme hazırlanmak. Bununla ilgili çalışmalarımız sürüyor. İmar AŞ şirketini kurduk. Hızlı aksiyon almak için de bu şirket üzerinden İstanbul'daki Kiptaş modeliyle onları inceledik. Defalarca görüşmemiz oldu, o modeli Osmangazi’de hayata geçirmek istiyoruz “6 AYDA 60 BİN GÖRÜŞME” Olabildiğince çok Osmangazili ile görüşüyorum. Bu 5 yıl böyle devam edecek. Her gün 300 ile 500 kişi arasında gelen oluyor. Altı ayda 60.000 kişi ile görüştüm. 60.000 kişinin 59.000’i iş istedi. Gelenlerin yüzde 90’ı iş istiyor. Ekonomik krizin, enflasyonun bu kadar yüksek olması, iş aleminin de sanayicinin de özellikle otomotiv ve tekstilin sıkıntıya girmesi, belediyeleri bir iş kapısı haline getirdi. Ama iktidarın yarattığı bu işsizliği belediyelerin çözmesi mümkün değil. Nuri Kolaylı: Sayın Başkan göçten en fazla etkilenen ilçelerden biri Osmangazi. İlçede ne kadar göçmen var, ne kadar Suriyeli veya Afgan kayıtlı, ne kadar kayıtsız göçmen var. Hiç bu konuda tespit yapabildiniz mi? Erkan Aydın: Bizde resmi rakamlar yok. Suriye'den gelenlerin çoğunluğu yüzde 90 – 95’i Osmangazi’de. Bursa’da 150.000 civarında diye tahmin ediyoruz. 120-130 bininin Osmangazi’de olduğunu düşünüyoruz. Tamamen farklı kültürle yaşamaya alışmış bir toplum gece 11'den sonra dışarı çıkıp mangal yapıp sabaha kadar eğlenen bir kültür. Çünkü Arabistan Yarımadası çöl iklimi sıcak. Gündüz bir şey yapamıyorlar bütün etkinlikler bütün sosyalleşmeleri gece oluyor Çarşamba’da yüksek paralarla ev ve işyerleri satın aldılar.  Şam'ın en büyük dönercisi, en büyük kuyumcusu Çarşamba’da. Çarşamba’daki kentsel dönüşümle birlikte, sosyolojik dönüşümü de birlikte yapmak gerekiyor. Okan Tuna: (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, koza24.com Sorumlu Yazı İşleri Müdürü): Sizin aracılığınızla Bursa kamuoyunun bilgilenmesi gerektiğini düşündüğüm bir konu var; sizin de biraz önce ifade ettiğiniz gibi büyük depremle karşı karşıyayız. Uzun süre deprem bölgesinde kaldınız, eksiklikleri hataları aksaklıkları gördünüz.  Osmangazi'de birtakım önlemlerin alındığını duyuyoruz. Bildiğim kadarıyla Bursa'da ilk kez bir belediye, Osmangazi Belediyesi e kadrosuna arama kurtarma köpeği kattı. Geçit bölgesinde bir konteyner kent planlandığını duyuyoruz. Yine Osmangazi'deki sanıyorum 500'ü aşkın parkın ışıklandırmasının güneş enerjisine geçtiğini ve bu parkların toplanma alanı olarak kullanacağını duyuyoruz. Kesin bilgileri sizden alabilir miyiz? DEPREME HAZIRLIK Erkan Aydın: Biz genelde projeleri, proje aşamasında paylaşmıyoruz. Bittikten sonra paylaşmayı daha doğru buluyoruz. Bahsettiğiniz çalışmalar var. Fazlası da var. Almanya'da kardeş şehrimiz var. Oraya gittik, onlar geldi. Hessen eyaletinde ortak bir proje geliştiriyoruz. Tamamen depreme yönelik bir çalışma. Çünkü ben deprem bölgesine gittiğimde 72 saat hiç kimse yoktu. Malumunuz Gölcük depreminde asker 4’ü beş geçe sokaktaydı ve çok fazla hayat kurtarılmasını sağladı. Ama son depremde hiç kimse yoktu. İkinci günün akşamı ben Elbistan'da kaldım. -20 derecede bir masanın etrafında işte 3 tane Vali 5 tane kaymakam, mülki İdare amirleri vardır. Elektrik yok, hiçbir şey yok, ısınma yok, berelerle, kabanlarla toplantıya katıldık. Milletvekili olduğumuzu da bilmiyorlardı. Bir baktım hiçbir hazırlık yok, yani ufacık bir iş yerinde acil eylem planı vardır, yangında kurtarılacaklar yazar, kimin ne görevi varsa bilinir, bütün ufak fabrikalarda dahi bu vardır Oysa son depremde kimsenin ne yapacağıyla ilgili hiçbir bilgisi yoktu, hiçbir koordinasyon yoktu. Bunları o akşam çıktım bir ulusal kanalda anlattım. Çözüm olarak ertesi gün toplantı yenini değiştirdiler. Biz bulamadık nerede toplandıklarını. Bunları görüp yaşadığınızda, depreme ya da başka afetlere önceden hazırlanmanın binlerce insanın hayatını kurtardığını anlıyorsunuz. Bursa’da depremin olacağı yüzde yüz belli. Sadece zamanı, tarihi belli değil. Biz bununla ilgili ciddi çalışmalar yapıyoruz. Yer tahsislerimizi yaptık. Sadece Osmangazi'yi kurtaracak ya da 136 mahalleye hizmet edecek değil, belki Türkiye'nin birçok yerine örnek olacak, bu anlamda katkı sağlayacak bir proje üretiyoruz. Burhan Kaya: (BGC Yönetim Kurulu Üyesi- Yeni Dönem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni) Göreve geldikten hemen sonra Halk Lokantası açtınız. Biz de sahada vatandaşlara bunu sorduğumuzda önemli de bir karşılığı var halk lokantalarının. Yeni şubeler olacak mı? İkinci sorum; ana kucağı gibi kreşler açılmıştı. Vatandaşlardan böyle bir beklenti de var. Yapacak mısınız? HALK LOKANTALARI Erkan Aydın: Bizimki “ana kucağı” formatında olmayacak. Cumartesi günü bir Gündüz Bakım Evi açtık. Biz tam gün hizmet veren bakımevleri planlıyoruz. Çünkü ana kucakları yarım gün ve çalışan anneye bir katkısı olmuyor. Bu nedenle tüm gün hizmet versin istiyoruz. Liyakatli öğretmenlerle tam gün eğitim verecek bir kreş sistemi kurduk. Sakarya Mahallesi’nde, Barboros’da birkaç yer bulduk yapmak için ancak hepsinde imar durumunda sıkıntılar çıktı. Ya hisseli parsel çıktı, ya da kreş yapma imkanı olmadı.  Araştırmalarımız devam ediyor. Halk lokantasında ise sayıyı 1000 kişiyle sınırlı tutuyoruz. Esnafımızın halk lokantalarından olumsuz etkilenmesini istemiyoruz.  Çünkü 10.000 kişiye yemek versek 10.000 kişi gelecek, çok aşırı bir talep var ama diğer taraftan da esnafı da zor duruma düşürmemek için sınırlı hizmet veriyoruz. Esnafımızı zor durumda bırakmayacak şekilde halk lokantaları açmaya devam edeceğiz. Halk lokantalarımız ayda 350-400 bin lira civarında zarar ediyor. Ama insanlar da 80 Liraya 4 çeşit yemek yiyor, her gün bir çeşit etli yemek mutlaka çıkıyor. İMAR AŞ KURULDU İhsan Altıkardeş: (BGC Başkan Yardımcısı- İhlas Haber Ajansı Bölge Müdürü) Az önce İmar AŞ şirketini kurduk dediniz. Kiptaş modelini yapacağınızı anlattınız. Bunu biraz açmanızı rica edeceğim. Rezerv alanlara sosyal konut mu yapacaksınız, ya da daha önce yapılmış kentsel dönüşüm modeli mi yapacaksınız. İkinci sorum, geçtiğimiz 6 aylık süre zarfında Bursa'da en tartışılmayan belediye Başkanısınız. Osmangazi belediye başkanlarının da geçtiğimiz dönemlerde büyükşehire aday olduğunu biliyoruz. Bu konuda bir hedefiniz, düşünceniz var mı? Erkan Aydın: İmar AŞ dinamik bir çalışma sergileyecek. Bu sitemde İmar AŞ 5 daireye de girebilecek, 5 bin daireye de girebilecek. Buradaki temel fonksiyonu, aslında bir garantör olması. Aileler ya da kat malikleri anlaşamadığın 50+ 1’i bulduğunda, Kiptaş'a tapuyu devredip, müteahhittin de paramı alacağım sıkıntısı yaşamadan, mal sahibinin de müteahhit yarım bırakır kaçar mı derdi yaşamadan projenin gerçekleşmesini sağlıyor. Biz bunu hızlı karar almak ve uygulamak amacıyla kurduk.  Diğer sorunuza gelecek olursak; benim yeteri kadar siyasi tecrübem var. Siyasette 4 yıl, 5 yıl, 10 yıl sonrasını konuşmanız mümkün değil. Ayrıca böyle bir hedefim de yok. Benim derdim şu anki işimi düzgün yapmak, bugün bulunduğumuz görevi laikiyle yapabilmek. Ben Osmangazi Belediye Başkanlığını layıkıyla yapmanın uğraşındayım. Tekrar milletvekili olacak mısınız, bakanlık hedefiniz var mı gibi sorular da geliyor.  Öyle bir derdimiz yok. Enhar Güneş: (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, sosyaltv.com.tr Genel Yayın Yönetmeni) Sayın Başkan seçimlerden sonra 6 aylık bir süre geçti. Değişimin yaşandığı belediyelerde yeni seçilen başkanlardan çoğu zaman enkaz edebiyatı dinledik. Siz nasıl bir Osmangazi belediyesi devraldınız. “DÜŞÜK MALİYETLE İŞ YAPTIRIYORUZ” Erkan Aydın: Yapı olarak enkaz edebiyatı, borç edebiyatı, pankart asma eylemi yapmam mümkün değil. Yapım buna müsait değil. Daha seçilmeden önce zaten nasıl bir belediye alacağımızı biliyorduk. Borcunu da biliyorduk, ne yapmamız gerektiğini de biliyorduk. Dolayısıyla ertesi gün görevi devraldıktan sonra ekibi kurduk projelere başladık Herkes sanıyor ki biz borçsuz belediye devraldık. İnandıramıyorum bazılarını. 1 milyar TL borçla devraldık. Biz 6 ayda borcu 850 milyona düşürdük. Ama bunun edebiyatını da yapmıyoruz, siyasetini de yapmıyoruz. Ben mali durumu günlük takip ederim, her gün bakarım, ne geldi ne gitti, ödeme ne, borç ne, yapacağımız yatırım ne boyumuzu aşar mı aşmaz mı, hepsini kontrol ederim. Çok şükür maaşları da ödüyoruz. Biz bir ihale yaptığımızda yüzde 35 kırımla insanlar giriyor. Bu da bizim çok daha uyguna iş yaptırmamızı sağlıyor. Biz birçok işi düşük maliyetlerle yapıyoruz Neden; Çünkü takır takır paramızı ödüyoruz. O da bize bir avantaj sağlıyor. “KÜLTÜRE ÖNEM VERİYORUZ” İbrahim Öge: (BGC Yönetim Kurulu Üyesi - sozbursa.com - Genel Yayın Yönetmeni) Son dönemde milli değerlerden ve Bursa kültüründen bir uzaklaşma söz konusu. Yerel yönetimlerin de bu noktada eğitim ve kültür başlığında önemli bir görevi var. Siz Osmangazi Belediye Başkanı olarak bu konuda ne düşünüyorsunuz? Nasıl bir siyaset izleyeceksiniz ve neler yapacaksınız? Erkan Aydın: Ülke olarak biz bu toprakları yolda bulmadık, dediğiniz gibi milli değerlerimizi kaybedersek, emin olun birileri bu boşluğu hemen doldurur. Hepimizin bildiği bir gerçek var; bütün Avrupa'nın Amerika'nın “Türkiye Türklere bırakılmayacak kadar değerli bir ülkedir” ana fikri hiç değişmiyor. O yüzden Osmangazi Belediyesi olarak yaptığımız işlerde milli değerlerimize hassasiyet gösteriyoruz. Örneğin Hasan Ali Yücel Kütüphanesi’ni açtık, Hasan Ali Yücel dünya klasikleri serisini biliyorsunuz. Dünya klasiklerini ilk Türkçeye çeviren Milli Eğitim bakanıdır Hasan Ali Yücel. Biz İş Bankası yayınlarından dünya klasiklerini alıp kütüphanemizde gençlerle buluşturduk. Şimdi İsmail Hakkı Tonguç bağış kütüphanesini açacağız. İsmail Hakkı Tonguç, Köy Enstitülerinin mimarıdır ki; benim dedem de Aksu Köyü Köy Enstitüsü mezunudur. Bunları yaşatıyoruz. Çünkü o milli duyguları biz yeni nesillere vermeliyiz. Sadece yaşam şekli olarak değil, gelip kitap okumalarını, araştırmalarını ve o zor günleri anlamalarını sağlamalıyız. Ayrıca devamlı etkinlikler yapıyoruz, yazarları çağırıyoruz, Hasan Ali Yücel Vakfının öğretim üyelerini çağırıp onlarla konferanslar yapıyoruz, gençlerin katılmasını sağlıyoruz ki; bu değerleri, cumhuriyetin ne olduğunu, bağımsızlığın nasıl kazanıldığını bilsinler. Maalesef bugünlerde yine Anayasa’nın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez ilk 4 maddesini gündeme getirmeye başlayanlar var. Bunu kimin değiştirmek istediği de malum. Bu topraklar içerisinde yaşayan kimse böyle bir şey istemiyor. Eğer o maddeler olmasaydı, bugün Irak Suriye, Gazze ve Lübnan’dan farkımız kalmazdı. “Türkiye Cumhuriyeti laik, sosyal hukuk devletidir” maddesi, bu tek bir cümle bizim farkımızı ortaya koyuyor. LEZZET DURAĞI KAYHAN Nuri Kolaylı: Başkanım ben Kayhan doğumluyum. Çocukluğum Kayhan'da geçti. Kayhan'ın bir özelliği de, Ahiliğin geliştiği bir merkez olması. İskender Kebap, Cantık, Pideli Köfte gibi Bursa’ya özgü lezzetler Kayhan’da oluşup gelişti. Bunlar Bursa'nın simgeleri oldu. Bunların yanı sıra Tahanlı Pide, Kestane Şekeri, Cevizli Lokum gibi Bursa’ya özgü ürünler var. Bunlarla ilgili çalışmanız var mı? Erkan Aydın: Biraz önce söylediğim Hisar bölgesindeki o tarihi kültürel merkezin başlangıcı Kayhan olacak. Tarihi İpek Yolu aksı dediğimiz Panorama Müzesi’nden başlayan güzergâh Hanlar Bölgesi üzerinden Tophane’ye ulaşacak. Bursa'ya gelen bir turist için Kayhan benzersiz değerlere sahip. Yürüyerek ya da nostaljik tramvayla Kayhan’a geldiğinde, burada gastronomi durağı ile karşılaşacak. Az önce ifade ettiğiniz lezzetleri tadacak. Sonra devamında çarşıya geldiğinde alışveriş durağı olarak uzun çarşıdan başlayarak Kapalı Çarşı bütün bölgelerini gezecek. Yukarı doğru çıktığında bir inanç durağı olarak Ulu Cami’ye ulaşacak. Hurşit Topal: (BGC Yönetim Kurulu Üyesi- gemlikgundemgazetesi.com Genel Yayın Yönetmeni) Osmangazi Belediyesi olarak, Mudanya veya Gemlik Belediyeleri ile ortak projeler yapmayı planlıyor musunuz? Erkan Aydın: Şu an için ortak bir projemiz yok ama Büyükşehir ile birlikte her ay toplanıyoruz, neler yapabileceğimiz konuşuyoruz. Bazen milletvekillerimizin de katıldığı toplantılarda proje geliştirmeye çalışıyoruz. Nuri Kolaylı: Sayın Başkan, Bursa Gazeteciler Cemiyeti tarafından organize edilen “Başkanlarla Yüz Yüze” programının ilkine konuk olduğunuz ve sorularımızı içtenlikle yanıtladığınız için teşekkür ediyoruz.

‘BGC Başkanlarla Yüz Yüze’ programının konuğu Başkan Bozbey! Haber

‘BGC Başkanlarla Yüz Yüze’ programının konuğu Başkan Bozbey!

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen ‘BGC Başkanlarla Yüz Yüze’ televizyon programının ilk konuğu oldu.  BAŞKAN BOZBEY, GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI Başkan Bozbey, BGC Başkanı Nuri Kolaylı’nın moderatörlüğünü üstlendiği programda, BGC yönetim kurulu üyesi basın mensuplarının sorularını yanıtladı.  Kentin sorunlarını çözmek için kalıcı sistemler oluşturmak istediklerini belirten Bozbey, Bursa’nın en önemli problemlerinin çevre, kentsel dönüşüm ve ulaşım olduğunu söyledi. ÜRETİCİLERE NEFES ALDIRACAK Başkan Bozbey, tarım kenti olan Bursa’da çiftçiye verilen desteklerin devam edeceğini, üreticiye nefes aldıracak yeni projelerin de olduğunu vurguladı.  BURSASPOR MAÇI İLE İLGİLİ AÇIKLAMA Bozbey, Pazar günü oynanan ve 40 binin üzerinde taraftarın stadyumdan izlediği Bursaspor maçı ile ilgili de açıklamada bulundu. Başkan açıklamasında; 'Sezona 3 galibiyet ile güzel bir başlangıç yaptık. Serinin devam etmesini arzu ediyoruz. Dünkü maçta taraftar rekoru kırıldı. 3. Lig’de 40 binin üzerinde taraftarın olduğu bir başka maç görülmemiştir. Süper Lig’de bile zor bulunacak bir coşkuyu yaşadık. Taraftarlarımız özlenen ortamı oluşturup büyük bir coşku yaşattı. Bursa taraftarı, Bursaspor’un bir Süper Lig takımı olduğunu kanıtladı. Bursa’yı yükselttiğimizde Bursaspor, Bursaspor’u yükselttiğimizde Bursa yükselecektir. Takımımıza güveniyoruz ve her zaman onların yanlarında olacağız.' ifadelerine yer verdi. 

Gazeteciler Vakfı’ndan Bursa Valisi Demirtaş’a ziyaret Haber

Gazeteciler Vakfı’ndan Bursa Valisi Demirtaş’a ziyaret

Ziyarette, genel kurulu geçtiğimiz ay yapılan vakfın çalışmalarına ilişkin bilgi veren Bursa Gazeteciler Cemiyeti Sosyal Hizmetler Vakfı Başkanı Ahmet Emin Yılmaz, vakfın Bursa gazeteciler Cemiyeti’nin desteğinde üye gazetecilerin çocuklarına öğrenci bursu verdiğini, evlenen veya çocuğu dünyaya gelen üyelere de sosyal yardımlar yapıldığını söyledi. Vakıf çalışmalarının, Bursa’nın sosyal ve kültürel yaşamına katkıda bulunduğunu kaydeden Ahmet Emin Yılmaz, “Bursa Gazeteciler Cemiyeti üyeleri, Vakıf Senedimiz gereği aynı zamanda Vakfımızın da üyeleri oluyor. Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı ve daha önce size arz ettiğimiz gibi Bursa Valisi de, yine Vakıf Senedi gereği yönetim kurulumuzda yer alıyor. Sizin de desteğinizle önümüzdeki 3 yıllık süreçte hizmetlerimizi arttırarak sürdürmek istiyoruz” dedi. Ziyarette konuşan Bursa Valisi Mahmut Demirtaş da, basın sektöründe mesleki dayanışmanın büyük önem taşıdığını söyledi. Bursa Valisi Demirtaş, “Hem daha önceki Valilik görevlerimde hem de Bursa’da, basınımızla işbirliği içinde çalışarak Bursa’ya hizmet etmekten büyük mutluluk duyuyorum. Halkımızın doğru ve hızlı haber alma özgürlüğü yönünde kamu görevi üstlenen basın mensubu arkadaşlarımızla birlikte vatandaşımıza hizmet için elimizden geleni yapacağız” dedi. Ziyarete Bursa Gazeteciler Cemiyeti Sosyal Hizmetler Vakfı Başkanı Ahmet Emin Yılmaz ve Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı’nın yanı sıra Vakıf Yönetim Kurulu Üyeleri İhlas Haber Ajansı Bölge Müdürü İhsan Altıkardeş ve Demirören Haber Ajansı Bölge Müdürü Fuat Kars ile BGC Genel Sekreteri Sinan Tunç katıldı.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Bursa Hayat Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.