Sultan 2. Murat'ın vasiyeti

Ramazan dolayısıyla girdiğiniz her camide Kur'an sesi duyuyorsunuz.

Çok huzur verici ve manidar değil mi?

Bildiğiniz gibi, Fatih Sultan Mehmet Han'ın babası 2.Murat Han bir vasiyetname yazmıştı.

Kendi parasıyla kabrinin başında Kur'an-ı Kerim okunmasını istemiş, bunun üzerine vasiyetine uygun olarak, yüzyıllarca kabri başında her gün 24 saat okunan Kur'an, İmparatorluk'un dağılmasıyla birlikte okunmaz olmuş.

Ancak, Sultan'ın vasiyetini torunları birkaç yıl önce yeniden yerine getirmek için bir adım atmışlardı.

Sağ olsun büyüklerimiz bu geleneği tekrar yerine getirerek ikindi namazı öncesi Kur'an okutmaya başladılar.

Ne kadar güzel bir vasiyet,

Ne kadar güzel bir ahlâk, değil mi?

Dünyalık için değil, ebedi hayat için kapıyı aralık bırakabilmek.

Bizim çok güzel, adaletli ve ince düşünen atalarımız vardı.

Hem devletini hem milletini hem de dinini düşünen atalarımız...

Allah onların yolundan ayırmasın.

Zaten Bursamız hem evliyalar hem de padişahlar şehri değil mi?

Bilmediğimiz veya gezmediğimiz daha nice yerler, mekânlar var.

***

Kısacası  manevi bir atmosfer soluyoruz, bunun kıymetini bilelim.

Ayrıca kabir ziyaretinin çok önem verilmesi gereken bir şey olduğunu düşünüyorum.

Bu ne alaka diyeceksiniz.

Ramazan dolayısıyla Bursa'daki evliyaları, eşi, dostu, padişahların mezarlarını ziyaret etmekteyiz.

Bence bu sadece ramazana özel olmamalı.

12 ayın içinde devamlı yapılması gereken, kendimizi formatlamak, dönüp dolaşacağımız yerin, son noktanın adresi olduğunu hatırlamak için ziyaretler çoğaltılmalı.

Tabi bu herkesin kendi görüşü...

Sana ne bundan diyenler de olabilir ama...

Unutmayalım ki, kimse bu dünyada baki kalmadı, kalmayacak da!

***

BURSALILARIN YAĞMURLA İMTİHANI!

Geçen Cuma günü,Allah rahmetinden eksik etmesin, adeta gök delinircesine yağmur yağdı.

Küçük bir fırtına koptu diyebiliriz.

Önlem alınmayan, hazırlıksız yakalanan yerleri su bastı.

Ve tabi şikâyetler ayyuka çıktı.

Tepkiler...

Allah'ın rahmetinden değil alınmayan önlemlerdendi.

Evet, bazı yerlere önlemler alınmış hemen müdahale edilmiş ama felaketten nasibini alan yerler de vardı.

Örneğin Orhaneli yolunda ve şehrin birçok noktasında sel baskınları, heyelan meydana geldi.

Heyelan Orhaneli yolunda bulunan Doğancı köyünü adeta yok etti.

Zarar büyük; evler, arabalar, kamyonlar harap oldu.

İnsanlar mağdur, "Her şeyimiz yıkıldı, mallarımız yok oldu, çamura battı." diyorlar.

Allah'tan ki can kaybı yaşanmadı.

Yardımlar, kurtarma çalışmaları devam ediyor.

Umarım yaralar sarılarak kimse mağdur, boynu bükük bırakılmaz.

Yaratıcımız bir daha yaşatmasın diyelim ama tedbirleri de elden bırakmayalım, değil mi?