Hababam Sınıfı'nı yazdıktan sonra Rıfat Ilgaz'a sormuşlar;
-"Nasıl insanları bu kadar güldürebildiniz?" Rıfat Ilgaz cevap verir;
-"Eskiden idamlar sabaha karşı yapılırmış. Belli bir süre sonra idam yaklaştığında tüm dükkânlar açılmaya, esnaf satış yapmak için bağırıp çağırmaya başlarmış. Bunun üzerine ailelerde o saatlerde sokağa çıkmaya başlamış ve idam vakitleri panayır havasına bürünmüş. Sonuçta da ölen adama bakarak gülen bir halk görüntüsü oluşmuş. Ben de çöken eğitim sistemini anlattım. Hepimiz ölen bu sisteme bakarak güldük…"
Hababam sınıfını sevmeyen insan var mıdır?
İnek Şaban, Güdük Necmi, Kel Mahmut, Domdom, Hafize Ana…
Hangimiz kahkahalarımıza engel olabildik ki izlerken?
Rıfat Ilgaz’ın ölümsüz eseri Hababam Sınıfını bilmeyenimiz yoktur. Peki ya Rıfat Ilgaz?
Rıfat Ilgaz’ın aslında öğretmen olduğunu, verem hastalığına yakalanıp defalarca sanatoryumda tedavi gördüğünü, İkinci Dünya Savaşı esnasında yazdığı Karartma Geceleri kitabının o dönemde yasaklandığını fakat 2004 yılında MEB 100 temel eser arasına girdiğini, sınıf isimli kitabı nedeniyle hapis cezası aldığını, Hababam Sınıfı adlı eserinin önce tiyatroda sergilenip daha sonra sansürlenerek beyaz perdeye aktarıldığını ve bu sansüre Rıfat Ilgaz’ın çok üzüldüğünü, ayrıca itibar iadesi için Kültür Bakanlığından plaket aldığını ve önce Uğur Mumcu’nun vefatı ardından da 2 Temmuz Sivas Madımak Olayında başta yakın dostu Asım Bezirci olmak üzere birçok kişinin katledildiği haberine çok üzülen Ilgaz’ın, bundan 5 gün sonra, 7 Temmuz 1993'te evinde öldüğünü biliyor muydunuz?
Artık biliyorsunuz. Emin olun o dönemlerde yapılan tüm filmlerde komedinin ötesinde mesajlar var.
Anlayabilene…
İyi seyirler…