Belediyenin ve özel organizasyon şirketlerinin yapmış olduğu festivaller, etkinlikler, tiyatro günlerinde sanatseverler birçok sanatçıyla buluşma fırsatı yakaladı. Katılım sağladığım birçok sanatçının performansları, seyirci ile iletişimi, bizlere yansıtmak istedikleri hepsi birbirinden başarılıydı.
Seslendirmiş oldukları şarkılarla orkestranın muazzam eşliğiyle her sanatçının bize sunduğu müzik şölenleri harikaydı. Hazırladıkları repertuvarlar ve bazı sanatçıların aynı şarkıyı farklı tarzda yorumlamaları bizlerdeki iz düşümleri, hissettiklerimiz farklı farklıydı. Sanatını icra eden her sanatçının emeğine sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Sanatçılar; gökkuşağı gibi rengarenk özellikteki insanları bir araya toplayıp bizlere sahnede tek bir rengi “aydınlığı” yansıtanlardır. Sergiledikleri sanatla bizleri birleştirip barış içinde olmamızı sağladıkları anların çoğalmasına aracı olurlar. Sanatın olumlu gücünü hayatımızın diğer yerlerinde kullanmaya başladığımızda hoşgörünün, sevginin bizden de diğer insanlara yansıdığını zamanla fark ederiz. Sanatın bütün kolları yada müzik türleri gibi her birimizin zevkleri hoşlandığı tarzlar farklı farklı. Bulunduğumuz coğrafyanın tarihinde de yöresel konumuna göre kullanılan enstrümanların çeşitliliği, türkülerde, ağıtlarda, marşlarda yaşanılan gerçek hikayelerin sözlere dökülüp bizimle buluşması kendi hikayemizden çıkarımlara vesile olur. Hayat yolumuzda yaşadığımız hadiselere paralel, sanatın bütün dallarından payımızı düşeni alırız. Şairler sanki bizim hikayemizi dile getirmiş, bütün şarkı sözleri bizi anlatmış gibidir. Yaşadığımız duygular aynıdır, sadece olayların isleyişi farklılık gösterir. Kayıplar, savaşlar ,depremler ,kazalar başımıza gelen kişisel deneyimler. Tarihe tanıklık ettiğimiz doğrudur ama biliriz ki tarih tekerrürden ibarettir. Geçmişin izleri bugün yeniden filizlenir. Sanatla miras kalan ne varsa bizimle yeniden canlanır. Yaşadıklarımızdan dolayı hissettiklerimizi ilk yaşayan biz değilizdir, ne de son olacaktır bu döngü.
Bir de madalyonun diğer yüzü var gerçekler, sanatı için mücadele edip sanatını icra etmek uğruna sanatçıların yaşadıkları. Destek vermeyen aileler, meslek seçimini düzenli bi gelirim olsun deyip, farklı bölümler okuyup aklı sanatta kalanlar. Enstrüman çalıp rafa kaldıranlar. Resimleri çöpe atılan ressam adaylarının yaşadıkları. Hepsi mümkün. Başka mümkün olan hayat hikayelerine de şahit olduk festivalde. Sanatçının yolculuğunu size aktarmak istiyorum. “üniversitede yıllarımda bende sizin gibi festivalleri hiç kaçırmazdım. Okuduğum bölüm ailemin de onay verdiği maddi kaygısı olmayan rahatlıkla istihdam bulabileceğim bir bölümdü ve festivalde sahnede bir kadını hayranlıkla izledim. O gün karar vermiştim. Günlerce araştırdım, kurslarına eğitimlerine katıldım her gün emek verdim. İçimdeki sanat tutkusu gittikçe büyüyordu. Emeklerimin karşılığını yavaş yavaş almaya başladığımda kariyerime sanatla devam ettim. Yirmi yıl önce üniversite öğrencisi olarak oturduğum koltukta şuan festivalin bir parçası olarak sahnede yer alıyorum. Emek verdiğim mesleğim film şeridi gibi geçti gözlerimin önünden. Bizi ağırladığınız için teşekkür ederim.” diyerek sözlerini noktaladı.
Sanatçılardan bize yansıyan tek şey; kendilerindeki keşfettikleri güzellikleri, ilmek ilmek örüp yansıttıkları sanatları. Hayatınızda hangi güzelliğe emek verip gayret ediyorsanız; emeğinizin karşılığını aldığınız günü yaşamanızı temenni ederim .