Doğduğumuzda ilk kimliğimiz “evlat “ olmaktır. Hayat yolculuğumuz devam ettikçe kimliklerimizin yanına farklı kimlikler eklenir ya da azalır, bu çeşitlilik ve döngü hayatımız boyunca devam eder. Eklenen bu kimliklerin kendi içerisinde belirli sorumlulukları vardır. Örneğin; kariyerimiz gereği görev tanımımıza göre aldığımız sorumluluklar ya da özel hayatımızda ebeveyn isek çocuğumuz ve eşimize karşı sorumluluklarımız, ailemizle birlikte yaşıyorsak onlara karşı yerine getirmemiz gerekenler… Her gün temas edip hayatı paylaştığımız insanlardan sonra, çemberin yavaş yavaş genişlemesiyle sosyal hayattaki kimliklerimizin getirdiği sorumluluklar da var. Bu kimliklerden bazılarını yok sayarsak ya da hayatın tek bir kimlikten oluştuğunu düşünüp yaşarsak, farkında olmadan hayatımızda bütün dengeleri değiştiririz.
Her kimliğin belirli sorumlulukları dışında kendi içerisinde yaşadığı hadiseler de vardır. İletişim kurduğumuz her insan bizde belirli duygulara vesile olur. Kendi önceliklerimizi belirlemezsek yaşanılan olayın duygusundan etkilenip, bütün iletişim kurduklarımıza yansıtırız. Robot da değiliz tabi ki olmamışçasına davranmak da sağlıklı değildir. Yerli yerinde yaşanılan duygu bizi ileriye taşır. Yaşanılmayan her duygu ise bir gün açığa çıkmak için fırsat kollar. Hissedilen duygu ne ertelenmeli ne de yok sayılmalı. Gereğinden fazla yaşanılan duygu da bizi olumsuz etkiler. Fazla yağan yağmur nasıl ki toprağa, mahsule zarar veriyorsa, ölçüsünü kaçırdığımız her duygu bize zarar verir.
“İnsan kısmı bir misafirhane
Her sabah yeni birisi gelir.
Bir sevinç, bir bunalım, bir zalimlik
Hepsini karşılayıp eyle!
Evini vahşetle süpürüp
Bütün mobilyalarını boşaltan
Bir kederler kalabalığı bile gelse
Her geleni anlının akıyla misafir et.
Karanlık düşünce, utanç ve garez
Hepsini gülerek karşıla kapıda
Ve buyur et içeri
Minnettar ol her gelene.” -Mevlana-
“İnsan kısmı bir misafirhane”: Evlat olarak doğduğumuz eve, gençliğimize, sonrasında kendi kararlarımızla kurduğumuz hayatımıza, evlat sahibi olduysak hepsini misafir ediyoruz. Kalbimizde zihnimizde hepsini ağırlıyoruz. En son dünyaya ve bedenimize de misafir olduğumuzu anlayıp ayrılıyoruz bizi misafir eden dünyadan… Evre evre geçtiğimiz bu yolcuklarda her duyguyu yaşıyoruz.
Güneş gibi dünyanı aydınlatan içini ısıtan duygular olduğu gibi, gözyaşı olup yağan yağmuruna da izin ver. Hayat yolculuğunda duygularına sahip çıktığın, seni ileriye taşımasına izin verdiğin günlerin çoğalmasını temenni ederim. Sevgiyle…