Son zamanlarda ruhsal iyileşme adı altında “şifa çorbası” diye önümüze sunulan kâseden tatmamız bekleniyor. Uzak durduğumuz ve anlam veremediğimiz için yargılandığımız bile oluyor. Bu konulara merakı olan arkadaşıma, ne anlatıyorlar sahiden dediğimde; epey pahalı olan eğitimin, gösterişli atılan başlığın ardındaki sözü söyledi bana; “Ne ekersen onu biçersin.” Cennet vaadiyle gidilen eğitimlerin ardındaki sonucun beni düşünmeye sevk ettiğini söyleyebilirim. Durmak, sakinlemek, geçmişi gözden geçirmek, ettiğimiz sözlere bakmak. Belki de en etkili yöntemlerinden biridir.
Psikolog Ece Kaygusuz'a ‘Hoş geldiniz’ diyerek merak ettiğim sorulara geçmek istiyorum.
Ruhsal iyileşme için tercih yaparken nerelere dikkat etmeliyiz?
Hoş bulduk. Ruhsal iyileşme için birçok yöntem var. Psikoloji alanında değerlendirme yaparsam, terapi alacağımız kişinin bitirdiği okul, aldığı eğitimler hangi alanda uzmanlaştığına bakmak önemli… Son zamanlarda psikoloji sektör haline geldiği için birçok farklı teknikle çalıştıklarını belirten uzman var. Çok eğitim alması ve popüler olan eğitimlerin sertifikalarına sahip olması terapistin iyi bir uygulayıcı olduğunu göstermez. Burada tercih eden kişinin terapistle kurduğu bağ ve ilişkisi önemlidir. Ona rehberlik etmesi karşılıklı iletişimi mühimdir. Hatta rahatsız ettiği noktalar varsa bunları konuşabilmek terapiste aktarmak gereklidir. Bu şekilde karşılıklı iletişim kurulursa ruhsal iyileşme gerçekleşmiş olur. Kendimizi tanımak, ruhsal olarak iyi gelen yerleri keşfederken bize yol gösterir.
İyileşmek için bütün kapıları çalmak mı gerekli yoksa çaldığımız kapıda derinleşmeli miyiz?
Bize iyi gelen yerleri keşfetmek için kapıları çalmalıyız ve denemeliyiz diye düşünüyorum. Denemeden bize iyi gelip gelmeyeceğini bilemeyiz. Uygun olup olmadığını deneyerek anlarız, bu durumda, denemek oldukça mühim. Bazen terapiler ilerlerken karmaşık bir hal alır, kendimizi sıkışık hissettiğimiz olur, o zaman aslında tam da kapıyı değiştirmekten çok devam etmemiz gerekir. Derinleşmek burada devreye girebilir. Burada kendimize soruları yönlendirebiliriz. Neye direnç gösteriyorum? Direncimin sebebi nedir? Başka kapı aramamın altındaki sebepler nedir? Yüzleşmekten mi korkuyorum? Kendimize verdiğimiz samimi cevaplar doğrultusunda kendimizle olan bağı da güçlendirmiş oluruz. Kapıları çalmayız. Aradığımız kapıyı bir seferde bulacağımız düşüncesini yorumlarken kendimize şefkat göstermeliyiz. Aynı anda birçok yöntemi deneyip onu da yapayım eksik kalmasın, şunu da deneyeyim iyi gelir belki dersek, zihinsel olarak yorulup motivasyonumuz düşebilir. Burada aynı anda birçok yöntemi neden deniyorum diye kendimize sorular sorabiliriz.
Bağımlı olmaya yatkınız, iyileşelim derken bağımlı hale gelmek mümkün… Şifa bağımlısı olma yolunda ilerlediğimizin nasıl farkına varabiliriz?
Bağımlılık; ilk ilişki kurduğumuz annemizle olan iletişimle ilişkilendirilir. Örneğin; çocuğun, uyku arkadaşı oyuncağıyla ayrılmasındaki süreç, tepkileri, bize birçok ayrıntı verir. Yetişkin olduğumuzda iyileşmek için seçtiğimiz kişi ve yöntemler yatkınlığımız hakkında bilgiler içerir. Bunun haricinde karar verme aşamasında onay ihtiyacı, karmaşık olaylarda kurtarıcı aramaya yönelme, kurban rolünde olma, yaşanılan deneyimden dolayı suçlu aramak hepsi bireyselleşememekten kaynaklıdır. Bağımlı olmaya yatkınlığımız var. Gün içinde en çok hangi alanlarda birine ya da bir şeylere tutunuyoruz. Başkalarının düşünceleri bizim seçimlerimizi ne kadar etkiliyor. Bu soruları daha çok sorduğumuzda bağımlılıklarımızı fark edebilir ve yönetebiliriz. Bizi bireyselleştirmeyen herşey, kendine bağlar. Ruhsal iyileşme için seçtiğimiz yöntemler bizi bireyselleştiriyor mu, bu soruyu sormalıyız kendimize... Seçtiğimiz uzmanın da bu konuda değerleri olmalı ki danışan hedefine ulaştığı zaman terapiyi sonlandırmalı.
Samimiyetle paylaştığınız bilgiler için teşekkür ederim. Kendimizi tanımak her şeyden önce geliyor. Deniz kıyısında dalga seslerini dinleyerek mi huzur buluyoruz, yoksa ormanda kuş seslerine kulak vermek mi bize iyi geliyor, hoşlandığımız yerleri keşfetmeliyiz. Bize iyi gelen yerlerde vakit geçirmek, içsel huzurumuzu da beraberinde getirir.
Sabahları çay mı, kahve mi bizi daha dinç yapıyor biliyorsak, ruhsal iyileşme için tercih ettiğimiz yöntemler, kişiler zihnimizi dinç ve netlik sağlamalı. Karışık gelen, yoran, netliği olmayan yerler sadece oyalar ve bağımlı tutar.
Yiyeceklerimizde organik olan besinlere nasıl dikkat ediyorsak ruhsal anlamda iyileşirken seçtiklerimize de dikkat etmekte fayda var diye düşünüyorum.
Haftaya kaldığımız yerden sohbetimize devam ediyor olacağım. Keyifli hafta sonları dilerim.