Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Batı Hayranlığı (1)

Yazının Giriş Tarihi: 25.05.2018 07:44
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.05.2018 07:44

Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyiniz!

Mevlana'nın ifadesiyle; "Acayip olan kurdun kuzuyu yemesi değil; acayip olan kuzunun kurda gönül vermesidir."

Ve yine Aliya'nın muhteşem tespitiyle; " Evlat, şunu hiçbir zaman unutma.  Batı hiçbir zaman medeni olmamıştır ve bugünkü refahı, devam edegelen sömürgeciliği; döktüğü kan, akıttığı göz yaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur.."

Fakat ne hazindir ki, bütün bu ikazlara rağmen Batı'ya  (Yahudilere-Hristiyanlara) hala muhabbet ve sevgi besleyen kişilerin varlığını üzülerek görüyoruz.

Peki, Mukaddes Kitabımız, bu "güruha" nasıl bakıyor, onu dinleyelim:

" Ey iman edenler, Yahudi ve Hristiyanları dost olarak benimsemeyin. Onlar birbirinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost olursa, o da onlardandır." (Maide 51)

Resûlullah hadisleri ile bunu nehyetmiştir. Bu hususta İbniCerir şöyle rivayet ediyor:

"Ubade bin Samit, Resûlullah'a geldi ve şöyle dedi:

" Ya Resûlullah, benim Yahudilerden birçok dostum var. Ama ben, Yahudi'nin dostluğundan uzaklaşıp Allah ve Resulü'nün dostluğuna sığınıyorum."

Münafıkların reisi Abdullah bin Ubey'de şöyle dedi:

"Ben, felaketlerden korkarım. Onun için dostlarımın dostluğundan vazgeçmem."

O zaman Resûlullah, Abdullah bin Ubey'e şöyle hitap etti:

" Ya Eb-el Habbab, Ubade bin Samit'e karşı cimrilik yaparak Yahudilerin velayetini (sevgisini) tercih etmen senin için ondan daha aşağıdır."

"Öyleyse kabul ediyorum" dedi Abdullah.

Bunun üzerine Allah şu ayeti inzal buyurdu:

" Ey iman edenler, Yahudi ve Hristiyanları dost olarak benimsemeyin."(Fi Zilal.Cilt 4.s.289)

Evet, Abdullah bin Ubey, Yahudilere dostluk ve onların ittifakına, desteğine, yardımına yapışmak için sarf ettiği gayrete mazeret olarak şöyle diyordu:

"Ben, musibetlerden, başımıza felaketler gelmesinden, şiddete maruz kalmamızdan, sıkıntıya düşmemizden korkarım..." 

İZZET ALLAH'IN TARAFINDADIR!

Bu delil kalpteki hastalığın ve iman zafiyetinin alametidir. Dost; sadece Allah'tır. Yardımcı O'dur. Ondan başkasından yardım ummak, istemek, beklemek dalalettir. Faydasız bir gayrettir. Hatta bazı Müslümanlar güç ve iktidar sahibi olmak için Yahudiler ve Hristiyanlarla birlikte olmaktan bir beis görmüyor, bunu aleni bir şekilde ortaya koyuyorlar. İbni Selül'ün ileri sürdüğü delil gibi günümüzün şartlarına uygun birçok mazeretler, deliller, maslahatlar ileri sürerek, kendi müntesiplerini ikna edici tavır ve davranışlarda bulunuyorlar. Bu davranışlar bütün tarih boyunca gelip geçen ve gelecek olan İbni Selül'lerin tavır ve davranışlarıdır. Oysa ki, bu bozguncu, fitne ve fesat zındıka şebekesine karşı bir Müslüman'ın duruşu Ubade bin Samit'in duruşu gibi olmalı, onun davranışı ve tavrını ortaya koymalı, sadece ve sadece güç, izzet ve yardımı Allah'tan ve onun resulünün tarafından beklemelidir.

Bunlar, farklı iki düşünceden ve birbirindenayrı iki şuurdan neşet eden iki zıt örnektir. Bu bakış açısı ve davranış şekli tarih boyunca devam edecektir.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.