Ne yiyeceğimize, hangi kıyafeti alacağımıza, ne pişireceğimize, hangi marka arabayı satın alacağımıza, çocuğumuza hangi ismi koyacağımıza, hangi bölümü tercih edeceğimize karar vermek özellikle fazla detaycı ve mükemmeliyetçi insanlar için zordur. Bunlar somut kararlardır. Yani ya A ismini koyacağım ya B ya balık yiyeceğim ya et gibi… Somut oldukları gibi basit ve daha geçici kararlardır. Yani o an karar veririm ve biter.
Bu tür kararlardan daha zor ve daha komplike kararlar da vardır. Ve belki de daha kararsız kaldığımız kararlar. Özellikle insan ilişkileri konusunda… insanlarla nasıl iletişim kurmalıyım? Bana zarar veren insanla nasıl konuşmalıyım? Öfkemi nasıl belli etmeliyim? Ne dersem beni daha iyi anlar? Ben ne dersem kendini daha anlaşılmış hisseder?
Kimimizin günleri de bunları analiz etmekle geçer. Yine derdimiz en doğrusunu, en işlevsel olanını bulmaktır.
Bu kararlara komplike dememin birçok sebebi var. Öncelikle insan çok kompleks bir varlık. Hayatta benim için önemli olan şeyler var. Muhatabımın da hayatında değer verdiği şeyler var. Ve benim değerlerimle onun değerleri farklı. Tüm bu olmak istediğimiz ve sürdürmek istediğimiz değerlerle beraber zaaflarımız da var. Yani bizi zorlayan düşünce ve duygularımız… Bir de ilişkiler konusunda nasıl davranacağımıza ne tür bir cümle kuracağımıza karar verirken karşı tarafa nasıl bir sinyal gideceğini de göz önünde bulundurmak istiyoruz. Çünkü ulaşmak istediğimiz bir hedef var. E şimdi biz tüm bu karmaşık malzemelerle nasıl bir çorba hazırlayalım? Hangi eylemi seçersek amacımıza ulaşırız?
İşte böyle bir zamanda karar vermek bizi çok zorlar. Peki, neyi göz önünde bulunduralım? Öncelikle bizim için önemli olan, bizi biz yapan değerlerimizin farkında olmak eylemlerimizi seçerken işimizi kolaylaştırır. Karar verirken işimizi kolaylaştıracak bir diğer yolsa seçeceğimiz eylemin işlevsel olup olmamasına dikkat etmek olacaktır. Amacım ne ve bu eylemimle amacıma ulaşabilecek miyim?
Konu insan olunca bazen her şeyi göz önünde bulundursak bile istediğimiz sonucu elde edemeyebiliyoruz. Diyelim ki: “Ne desem beni daha iyi anlar?” gibi bir derdimiz var. Değerlerimizi de göz önünde bulundurup işlevsel olacağını düşündüğümüz bir yol buluyoruz. Fakat tüm bunlara rağmen sonuç elde edemiyoruz. Bu durumda kendimizi dövmekten ziyade kendi çabamızı da görüp insan ilişkileri konusunda bu tür durumların olacağını kabul etmek gerekir ki gerçekten her şeyi kontrol edemeyiz. Özelikle konu insansa…