Şu aralar ne fark ettim. İçimizde hep bi özlem var. Yeşillik doğa sakin sessiz bir yaşam hayali.
Eskiden şehir hayatı havalı kolay ve daha cazip gelirdi insanlara. Bundandır sebep tüm büyük şehirler hınca hınç dolu. Öyle bir göç aldı ki şehirler yıllar içinde şimdi de işin içinde çıkılmaz oldu. Çareler sunup çözümler arıyorlar. Nefes alınmayacak hale geldi ortalık. Adım atsan sıkıntısı başlıyor. Bursa bile eskiden bi nebze olsun yeşil ve sakindi şimdiyse neredeyse her gün "burası da İstanbul a döndü" sözünü duyuyorum.
Bi bıkkınlık geldi haliyle hepimize. Gencinden yanlışına eskiye bir özlem doğdu içimizde. Köy hayatı özlemi. Tabi eski dediysem standartlarımız çok değişti ama temel anlamda istenen aynı.
Nefes alacak bir yer...
Hem gözümüzün hem karnimizin hem ruhumuzun doyacağı bir ortam bir yaşam alanı. Bunu böyle düşününce de akla kısaca tabirle köy hayatı canlanıyor.
Koşup oynayacağımız ağaç altında oturacağımız nefes alacağımız hatta en çok istenen ekip biçeceğimiz bir yerimiz olsun. Kedi köpek tavuk hadi bi tık ilerisi süt alabileceğimiz bir hayvanımız olsun.
Hayali güzel düşüncesi güzel kolay asla değil eğri oturup doğru konuşalım. Ama...
Bu amalar bu aralar çok kafalar karıştırıyorlar. Ama ne kolay ki hayatta. Şehir hayatı kolay mı? Şu hengame onca çile sıkıntı havasızlık basıklık ses insan...
Sayarken bile nefes darlığı yapıyor insanda.
Bu özlemi kendimden de hissediyordum da dikkatimi çeken başka bir şey oldu.
İnsanlar arsında sıkça konuşulur hayata geçirilir oldu da asil önemlisi Sosyal medyada da çok fazla görmeye başladım.Bu tür yaşama sahip insanların hesapları çok fazla takip edilmeye ve haliyle çok fazla artmaya başladı.
Fikir olarak bile sadece karşıdan izlenme bile mutluluk vermeye başladı. Milyonlara ulaşan hesaplar var gördükçe şaşıyorum.
Zaman değişiyor hakikaten. Eskiden küçümsenirdi. Köyünün olması yazın köye gitmek bile bir alay konusu olurdu benim çocukluğumda. Biz bile sevmezdik.
Şimdi bir köye sahip olmak lüks karmaşa bile cazip hale geldi. Duydukları zaman insanların hoşuna gitmeye ve imrenmeye kadar varmaya başladı.
Hele ki birde şehre bi nebze yakın bir yere sahipsen ve az buz bir toprağın varsa gıpta edilmeye başlandı.
Deniz hep cazip hala cazip evet ama dağ orman fikri a ayıp revaçta. Yazın denize kaçanla beraber dağlara bayırlara kaçanlar da az değil artık.
Eskiden köy terk edilen bir yerdi uğranmak istenmeyen bir yerdi. Şimdi yıkık dökük harabeye dönmüş köy sayısı hızla azalıyor.
Eskiler yıkılıp yerine mis gibi yenileri yapılıyor. Boş bağlar bahçeler dolmaya başlıyor yavaş yavaş.
Bu özlem sosyal medyayı bile ele geçirdi resmen. Her gün önüme çıkan hesapların haddi hesabı yok.
Zor... ama yapabilene helal olsun. Bende o özlemle izleyenler arasındayım.