İnsanoğlu ana rahmine düştüğü andan mezara girene kadar hep mücadele içindedir. Tartışmasız gerçek tüm planlar, programlar, projeler mücadele üzerine kuruludur. Mücadele etmeden hiçbir başarının elde edilmesi mümkün değildir. Mücadele ederken yalnız dikkat etmemiz gereken hususlar var. Doğru mücadele başarı ve yükseliş getirir.
BİZ KİMİNLE MÜCADELE EDİYORUZ?
KENDİMİZLE Mİ? OLMAYA ÇALIŞTIĞIMIZ KİŞİYLE Mİ? ETRAFIMIZDAKİLERLE Mİ? SAHİP OLMADIĞIMIZ ŞEYLERLE Mİ?
Kendimizle mücadele bahsettiğim diğer karşılaştırmalara göre içerisinde bana göre en anlamlı olanı ve mücadelenin, gelişimin başlangıç noktasıdır. İnsan sadece kendisiyle mücadele etmelidir. Kendisiyle mücadele edebilen, barışabilen, seven, yatırım yapan ve daha iyi olması için uğraş veren yeri geldiğinde kendi kendini tedavi etmesini bilecek kadar insan kendisiyle mücadele etmeli ve tanımalıdır. İnsanın kendisiyle mücadelede sonu olmayan bir yolun içerisine gireceğini bilmeli bu yolun sonu ta ki son nefesimizi verip bu dünyadaki görevlerimiz tamamlanıncaya kadardır. O süre zarfında attığımız her adım her nefes bir mücadeledir.
Olmaya çalıştığımız kişiyse kendimizle rekabet halinde olma halimizdir. İnsan kendisiyle mücadele ederken bir yandan özellik, yetkinlik ve birçok konu için olmak istediğimiz kişilikle yarış halinde olmalıdır. Kendimizi geliştirmeden ve önümüze hedef koymadan olmak istediğimiz durumlar içerisinde mücadele vermeden mutlak başarıyı nasıl elde ederiz? Kendimizle yarışırken aynı zamanda olmak istediğimiz kişiyi de rekabetin içerisine dâhil etmeli ve üç yönlü düşünce mekanizmasının önünü açmak zorundayız. Bahsettiğim, olmak istediğimiz kişi yanlış anlaşılmasın kendimizi geliştirerek ulaşmaya çalıştığımız noktadaki ulaşacağımız karakterdir. Yine kendimiz yani. Fakat ileride olacağımız kişi şuanda hayatımızda aynı düşünceyle ve fikirleriyle yanımızda olsaydı, nasıl karar alır ve hareket eder ve nasıl mücadele eder. Bu mücadele içerisine de gelecekteki kendimizi dâhil ederek o kişinin düşüncelerini ve adımlarını öğrenmeye çalışmak yol haritamızda bize muazzam katkı sağlayacaktır. Çünkü kişiye en büyük fayda yine kendisinden gelecektir.
Hem şuan içerisinde olduğu kendisi hem de gelecekteki kendisi...
Yaptığımız en büyük yanlışlardan birisi etrafımızla mücadele etmektir. Burada mücadele kelimesini ya yanlış anlıyoruz ya da işimize gelmiyor veya geldiği gibi yorumluyoruz. İnsanları değiştirmeye çalışmak bunun için mücadele vermek zaman ve enerji kaybından başka bir şey değildir. İnsanlara yön vermeye çalışmak yerine olduğu gibi kabul etmek ve genel geçer kurallardaki yanlışlar hususunda sadece açılan alan kadar tavsiye ve destek vermek olması gereken durumdur. Birisi eğer ki sizden bir akıl, destek isterse verin onun dışındaki tüm tavsiyeler hem sizi hem de karşıdaki insana zihin yorgunluğundan başka bir şey vermez. Herkesin hayatında kıymetli insanlar ve iyi olmasını, mutlu olmasını istediği insanlar var fakat bunlar bir elin 5 parmağı kadardır ve bu niyetler o kadar ince çizgidedir ki size karşılıksız sevginin ve güvenin kapılarını açar. İşte o zaman hayatınızda olan o bir elin beş parmağını geçmeyecek insanlar için mücadele, tavsiye aklınıza gelecek diğer şeyleri karşılıksız ve tamamen kalbi duygularla verebilirsiniz.
Sahip olmadığınız şeyler konusu bilinçli bir olgunlukla karşılanırsa eğer nasıl hissetmeniz ve hareket etmeniz konusunda sizlere muazzam bir tecrübe verebilir. Herkes her şeyin sahibi olamaz ve olmamalıdır. Bir kıyafet birisinin üzerinde güzel olmuşsa yakışmışsa bırakın o kıyafet orada kalsın senin onu giymene veya sahip olmana gerek yok. Güzellik göreceli bir kavram olarak değerlendiriliyor olsa bile yakışan ve yakışmayanı ayırt etmek çok zor değil. Komplekslerimizi, kıskançlık kaslarını bir kenara bırakarak doğru konuşmalı ve doğru söylemeli. Anlayacak insanlara tabi ki.
Anlamayan insan içinse maalesef yapacak pek fazla bir şey yok.
Mücadele her saat, her dakika yanımızda, yeter ki etmekten vazgeçmeyelim.