Ne iş yapıyorsanız yapın, hangi meslek mensubuna dahil olursanız olun. Bir iş yapıyorsanız eğer samimi bir şekilde, mış gibi yaparak değil hakkını vererek yapın. Etrafımızda da bu yıl çokça gördüğümüz şey herkeste bir yapmacıklık maskarası ve mış gibi yapma eğilimi alışkanlığa dönüşmüş durumda.
Kendinizi kandırarak iş yaparsanız eğer, başta kendinize sonra yaptığınız işe ihanet edersiniz.
Mesleğinizi kendiniz tercih ettiniz veya durumun şartlarına göre işin içerisine itildiniz veya başka sebepler...
Her ne sebep olursa olsun bu işinize vereceğiniz değeri düşürmemelidir. Yaptığınız iş çünkü başka insanların hayatlarını, emeklerini etkiliyorsa kimse kusura bakmasın kul hakkına giriyorsunuz demektir. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında görev alabilirsiniz, başkan, başkan yardımcısı, sekreter olabilirsiniz dönem şartları bunu size sunmuştur sizde değerlendirmişinizdir. Şirket kurup girişimci olabilirsiniz veya iyi bir şirkette iyi konumlara gelerek görev ve sorumluluklarınızı arttırmış, yüksek maddi imkan kanallarını kendinize açabilirsiniz. Buraya kadar hiç sorun yok, hayatın olağan akışında olması gereken süregelen durumlardır. Fakat sahip olduğunuz şirketlere, oturduğunuz koltuklara eğer etrafta sizden başka kimse yokmuş gibi narsist bir yaklaşımla yaklaşırsanız eğer ciddi şekilde acınacak duruma düşersiniz.
Hikayenin sonunda hem rezil olursunuz, hem de yediğiniz kul haklarıyla baş başa kalırsınız.
Kaldıramayacağınız yükün altına girmeyin, fizibilitesi oluşmamış, ekibi olmayan projelerin içerisinde olmamaya gayret gösterin. İnsanlar sizi bu tür şeylerin içerisine itmek isteyebilirler. İnsanların işi yok çünkü arkadaşlar. Tecrübe edilmemiş fikirlerle, oturmamış projelerle yola çıkılmaz. İşin sonu baştan bellidir. Önceki dönemlerden alınan tecrübeler eğer size bir şey öğretmeyip, düşüncelerinizi geliştirmediyse vah ki halinize ne vah. Demek ki yeni kurban sizsiziniz ve kurban olduğunuz düşüncesinden kaçınıp, sorgulamadan etraftan alınan hava gazıyla birde başarı mı bekliyorsunuz?
Biz bu filmleri daha önce seyrettik arkadaşlar, farklı tonlarda aynı filmi izlemeye ne gerek var? Filmin sonunu biliyoruz. Hiç kimseyi düşünmüyorsanız kendinizi düşünün rezil olmak kaçınılmaz fakat son sürat bunu yaşamak istiyorsanız eğer tercihtir saygı duyulur.
İnsanın kendini rezil etmesi nasıl saygı duyulacak bir tercih olur orası ayrı bir tartışma konusudur. Kendisine saygısı olmayan insana biz niye saygı gösterelim dediğinizi duyar gibiyim. O noktada işte saygısı olmayan insan nasıl ki mış gibi yaparak devam ediyorsa, bizlerde mış gibi yaparak bu işin üstesinden gelmeliyiz.
Sevgide özgürüz, saygıda mecburuz mış gibi yaparak.