Yozlaşmış bir toplumdan daha kötü bir durum varsa oda artık duyarsızlıktan üç maymunu oynayan yani görmeyen, duymayan, bilmezlikten gelen toplumdur. Değerlerini bir bardaktan su dökercesine bardağı boşaltıp ve sonra hiçbir şey olmamış gibi yola devam etmek hususunda sorgulanması ve yorumlanması gereken olgular olduğu düşüncesindeyim. Akli melekelerini yerinde kullanabilen insanlar için geçerli bir durum.
Çürümeye başladık...
Değer verdiğimiz olgular, yargılar, kıymetli durumlar hızla değişmeye başladı bir bukalemunun ağaca uyum sağlamasından farksız olarak hemen değişime alıştık. Tüketmek yanında bize çürümeyi gösterdi. Tükettikçe çürüdüğümüzü gözümüzden kaçırdık ve böylesi işimize geldi.
Değerlerimize sahip çıkmak zordur, her kesin harcı değildir. Zordur, yorucudur, bazen de bunaltıcıdır. Elbette yeryüzünde kolay bir şey yok, zor kazanılmış kıymetlerin değerini ölçmek içinde bir terazi yok. Ama çürümek çok basit ve basit insanların değişmez kaderidir çürümek. Değerleri olmayan insanda evrende var oluş sergilemeden çürümeye mahkumdur.
Sevgi anlayışımız değişti, saygı anlayışımız değişti bir tek yüzlerimiz kaldı değişmeyen ama çoğu insan içinde bulunduğu durumlar üzerine yüzlerinde değiştiğini ve değişebileceğini bizlere gösterdiler. Biz zaten alışığız bu duruma fakat yozlaşma yanında çürümeyi getirdiği için bu durum artık kontrol edilemez bir hal almaya başladı ve genele yayıldı.
Çürüme bir kangren durumudur gerekirse kesilip atılmalıdır. Fakat değerlerimizi insanlar arasında dağıtırken dikkat etmemiz gereken husus çürümenin içinde olan insanlara değer verilirse verilen kıymet bir süre sonra çürümeye mahkum kalacaktır. Çünkü çürümek bir süre yanında olan her nesneyi çürüteceği için istisnalar kaideyi bu durumda bozmayacak.
Sevgi, saygı, dostluk, herkese gösterilmez ve herkesle paylaşılmaz
Çürümenin en büyük zararı kişinin kendisinedir.
Kendinizi çürütmeyin!
Devamı gelecek...