Kafa ve gönül uyuşan biriyle tanışıp sohbete dalmak, ruh akışı sağlamak, hal transferi gerçekleştirmek; çiçek bahçesinde gezmek, gülistanda gül kokmak, şifa ve rahmet hissetmek gibi bir şey; kalem ve kelamın tarif edemeyeceği bir güzellik, bir bereket… Deni dünyada yaşamanın, zulüm ve fesat kokan gezegende bulunmanın getirdiği acıya katlanmak, kedere dayanmak; acıdan sevince açılan yol bulmak, kederden umut devşirmek başka nasıl olur?
İnsan insanın düşmanı olduğu gibi insan insanın enisidir, dostudur da aynı zamanda; zira zıtlıklar cevelanında akıyor hayat, karşıtlıklarla devam ediyor ömür...
Doğu olmadan batı, batı olmadan doğu olmaz; kış varsa yaz vardır, yaz varsa kış vardır, gecesiz gündüz görülmüş müdür?
Onca olumuz şey varken, sürüleşme görülüyor, iyi görüntü vermeyen hadiseler yaşanıyorken; güzel insanlar, aklını kalbini kullanan topluluklar, iyiye gidiş habercisi hadiseler de var, umut yeşerten haller de...
İnsan insanla başlar insanla biter.
Kendini tanıyan âlemi ve âlemin yaratıcısını tanır, Yaratıcının yaratma hikmetini bilir, üzerindeki nakışları okur; hayatı ona göre yaşar, aklını ve iradesini o yönde kullanır; Ne gam ne keder!
Gamı gelip geçen mevsim olarak görür, sevinci serap olarak bakar; gözü ve gönlü asıl olanda, aklı karar diyarındadır.
Böylesi fikir düşünce dertle dertleşecek dostlar bulmak, dostluğu samimiyetle sürdürmek ve çoğaltmak; yeryüzü cennetidir ve yeryüzünü kurtaracak cennettir! Arzın hazinelerinden üstün bir hazinedir böyle insanlar, arzı ayakta tutan sağlam direklerdir.
Bazen böylelerine rastlar nefes alır nefes veririz; yapmacıklık yoktur, kibir yoktur, dert kalitelidir konuşma o şekilde akar…
Gazze konuşulur, Doğu Türkistan konuşulur, Suriye konuşulur, dünya ahvali konuşulur; hakikat ve adaletle bakılır hadiselere, salt siyasetle değil... Şehir konuşulur öncesinde insan konuşulur, daireler birbirine geçmeli, akışkan ve geçişkendir.
Hep kötülüklere nazara vermek, şerleri ortaya dökmek, olumsuzlukları sergilemek değil; iyiliği güzelliği, doğruluğu önce üzerinde göstermek sonra toplum katmanlarına yaymaya çalışmak; kısacası kaliteli dertleri konuşmak…
En başta haddini bilerek konuşmak!
Sulh nasıl olacak, selamete nasıl erişilecek; toplum, ülke, dünya barışı nasıl sağlanacak? İnsan insanların dert edineceği “kaliteli dert” vesselam.