Ramazanın ilk günü iyimserdim sonraki günler yerini iyi olmayan şeylere terk etti; yine de iyiyi görmek istiyor, güzelliklerle bayram yaşamak istiyorum. Ulucami çevresi lokantalar Osmangazi Müftüsünün vaaz konusu idi serte yakın tatlı uyardı, sitemli idi.
Haksız değil hani.
Böyle bir mabedin yanında lokanta açacaksın adını “Tarihi Ulu camii kebapçısı” koyacaksın ve mübarek günde açık tutacaksın, buyurun buyurun diye çığırtkanlık yapacaksın; bu ne saygısızlık, bu ne hürmetsizlik!
Saygısızlığa saygı gösterilemez, hürmetsizliğe hürmet edilemez… Sineye çekilecek susulacak bir durum değil, olamaz da!
Özgürlükmüş! Özgürlüğün ne olduğu bilinmeden ve de yaşanmadan özgürlük olmaz; edepsizlik yap sonra “özgürlük” de.
Çelişkiler çarpıklıklar o kadar çok ki sadece bu lokantalar değil caddelerde sokaklarda gezen şöyle bir baksa; küçücük menfaate basit zevke aldanmanın çok sayıda örneklerini görür, gelecekten ürker!
Büyükler örnek olmayınca gençler ne yapsın kimi örnek alsın, temiz olanların bile akışa kaptırmaması çok zor, zor günlerden geçiyoruz belki daha zor günler bizi bekliyor!
Bir şeyler yapmamız lazım; olabildiğince uyarmak, iyiliği yaşayarak göstermek, kötülüklerden uzaklaşarak ikaz etmek, lisan ve halle güzellikleri teşhir etmek, rol model olmak gibi…
Bu konuda ne kadar duyarlı olduğumuz bunu ne kadar dert edindiğimiz ortada; o yapsın bu yapsın, devlet yapsın, belediye yapsın, dernekler yapsın, vakıflar yapsın!
Evet, yapsın; biz de bir şeyler yapalım, nemelazımcı havaleci olmayalım. Önce safımızı belli edelim kararlı olalım ve bu yolda adımlar atalım; elimizle dilimizle kalben buğuz ederek…
Müftülük uyarıcı olarak bir nebze görevini yaptı, bunun yanında Müftülük cami cemaati belediyeden oluşan bir heyetle bu esnafları ziyaret edip izah ve uyarıyı daha da arttırabilir keza cami etrafındaki düdük satıcıları için de aynı şekilde.
Başkaca buna benzer camiler var, lokanta sahibi yeri ve hakkı olmadığı halde masa sandalyeleri cami duvarına dayamış, yolu daraltmış Ramazan gününde yemek satışı yapıyor!
Hangi cami nerede?
Belediye var, zabıta müdürlüğü var, zabıta var; arasın bulsun, bunun yanında adam malları neredeyse yolun ortasına koyacak, yayaların yürümesini zorlaştırıyor, nerede mi şehrin merkezi sayılabilecek yerlerde! Görmesi gerekenler neden görmez de kanuni müeyyideleri uygulamaz?
Takdirini Bursa halkı bir gün yapar elbet!
Doğduğun yerde bayrama doyuluyor. Hislerin ilk hislendiği, aklın ilk aklettiği, şuurun ilk işlediği diyarda güzeldir bayram. Adımladığın, yürüdüğün, koştuğun, coştuğun sokaklar hala aşina, hala diri, hala can taşıyorsa, zaman seli bir o yana bir bu yana akar; yakmaz o akış, ayrı düşürmez, ayrılık ta
Ramazanın ilk günü iyimserdim sonraki günler yerini iyi olmayan şeylere terk etti; yine de iyiyi görmek istiyor, güzelliklerle bayram yaşamak istiyorum. Ulucami çevresi lokantalar Osmangazi Müftüsünün vaaz konusu idi serte yakın tatlı uyardı, sitemli idi. Haksız değil hani. Böyle bir mabedin yanın
Ramazan gelince eskilere gidilir, gençliğe çocukluğa, dedeler hatırlanır nineler anılır, neydi o günler diye hayıflanılır… Siyah beyaz günlerin yokluğu çok, huzuru bol demleridir o demler; sevecenlik vardır, diğerkâmlık vardır, yardımlaşma vardır, komşuluk vardır, paylaşmak vardır, arkadaşlık vardır
Bir şeye tamamıyla yönelmek, dikkatleri bir noktada toplamak, her şeyi ile teveccüh etmek; belli bir gayret, ceht ve disiplinle olur; sıradanlığın tesadüflüğün boş bekleyişin yeri yoktur bunda! Dikkat Dikkat; “Dikkat!” Büyük başarı elde edenler, gerçeği bulanlar, hakikate erenler dikkati iyi kulla
Hayatın kaç çeşit hali var denirse gökteki ay kadar denir; incecik beliriyor hilal oluyor, dolunaya dönüşüyor, sonra karanlığa gömülüyor ve yine doğuyor. İnsan serüveni böyle sanki doğum ve ölüm arası değişimler tekrar başa dönüş toprağa intikal, doğum haşir sabahında hem de hep birlikte, elektrik s
8 Mart öncesi ve sonrası ne günü, niye erkek günü yok? Bir güne sıkıştırılan samimiyetsiz konuşmalar cilalı cümleler, süslü sözlerle kadın kurtulur, layık olduğu değeri görür, mutlu ve bahtiyar olur mu? Olduysa şimdiye kadar olmuştur çünkü her yıl “kadınlar günü” kutlanıyor, 8 Mart denince akan sula