Dirilmeyi bilmek

Kasavet kaplaması, enerji düşüklüğü, yorgunluk ve yılgınlık, vesveseye düşmek; yaşadığımız dünyanın kaçınılmaz hallerinden bunun için mücadele etmek de bize düşen ödev ve görev.

Pes etmek yok, pes eden kaybeder. Gevşemek bile kabul görmemiş bu yolda. Çetinliklerle dolu doğru yolu bulmak ve yolda dosdoğru yürümek; kurtuluş için bundan başka yol da yok!

Yalan ile doğrunun, sahici ile sahtenin, güzel ile çirkinin birbirine girdiği ve karıştığı demde hakikati bulmak öyle kolay değil; özveri ister, gayret ister, içteki vesveseleri bertaraf etmek, zihni arındırmak, kalbi pak etmek yanında dıştakilerle de mücadele etmek gerekir.

Gri günler yaşıyoruz!

İşgalin, zulmün adı demokrasi ihracı olmuş! Görselliğin sultasında oluyor bunlar, parmak ucu dokunuşlarla bilmeden bir yerlere sürükleniyor, neye uğradığımızı bile fark etmiyoruz.

Dikkat ve de dikkat!

Karamsarlık karanlığından kurtulmak, ümit içinde olmak ve ümit aşılamak, karanlığa bir mum yakmak, sahici bir söz söylemek, doğru bir davranışta bulunmak; bunu her günde tekrarlamak; belki dünyayı kurtaramayız ama kendi dünyamızı kurtarabiliriz!

Beşer olmamız hasebiyle her daim yüksek hakikatler üzere olmamız mümkün değil; ruhumuz gökler ötesine nazırken ayaklarımız toprağa basıyor. Çoğu kez salınım ve gerilim üzereyiz, med cezir akışlar içindeyiz.

Yaşadığımız dünya olumsuzluklarla dolu olsa, kötülükler rahatça yapılıyor, zulüm işleniyorsa da ümit veren güzel şeyler olmuyor değil; onları görmek ve çoğaltmak; karamsarlık ve vesvese zincirini kırar.

Küllerinden doğmayı bilmeli ve her günde dirilmeyi yaşamalıyız vesselam.