Hüseyin Eren
Doğduğun yerde bayrama doyuluyor. Hislerin ilk hislendiği, aklın ilk aklettiği, şuurun ilk işlediği diyarda güzeldir bayram. Adımladığın, yürüdüğün, koştuğun, coştuğun sokaklar hala aşina, hala diri, hala can taşıyorsa, zaman seli bir o yana bir bu yana akar; yakmaz o akış, ayrı düşürmez, ayrılık ta
Ramazanın ilk günü iyimserdim sonraki günler yerini iyi olmayan şeylere terk etti; yine de iyiyi görmek istiyor, güzelliklerle bayram yaşamak istiyorum. Ulucami çevresi lokantalar Osmangazi Müftüsünün vaaz konusu idi serte yakın tatlı uyardı, sitemli idi. Haksız değil hani. Böyle bir mabedin yanın
Ramazan gelince eskilere gidilir, gençliğe çocukluğa, dedeler hatırlanır nineler anılır, neydi o günler diye hayıflanılır… Siyah beyaz günlerin yokluğu çok, huzuru bol demleridir o demler; sevecenlik vardır, diğerkâmlık vardır, yardımlaşma vardır, komşuluk vardır, paylaşmak vardır, arkadaşlık vardır
Bir şeye tamamıyla yönelmek, dikkatleri bir noktada toplamak, her şeyi ile teveccüh etmek; belli bir gayret, ceht ve disiplinle olur; sıradanlığın tesadüflüğün boş bekleyişin yeri yoktur bunda! Dikkat Dikkat; “Dikkat!” Büyük başarı elde edenler, gerçeği bulanlar, hakikate erenler dikkati iyi kulla
Hayatın kaç çeşit hali var denirse gökteki ay kadar denir; incecik beliriyor hilal oluyor, dolunaya dönüşüyor, sonra karanlığa gömülüyor ve yine doğuyor. İnsan serüveni böyle sanki doğum ve ölüm arası değişimler tekrar başa dönüş toprağa intikal, doğum haşir sabahında hem de hep birlikte, elektrik s
8 Mart öncesi ve sonrası ne günü, niye erkek günü yok? Bir güne sıkıştırılan samimiyetsiz konuşmalar cilalı cümleler, süslü sözlerle kadın kurtulur, layık olduğu değeri görür, mutlu ve bahtiyar olur mu? Olduysa şimdiye kadar olmuştur çünkü her yıl “kadınlar günü” kutlanıyor, 8 Mart denince akan sula
Bir insana gereğinden fazla teveccüh, kıymetinden fazla kıymet, ederinden fazla alaka göstermek; dengeleri bozuyor, ilişkileri zedeliyor, akması gereken seyri altüst ediyor hatta kopma noktasına getiriyor. Neyse o gerçekte; halk tabiri ile 3 köfteye 3 köfte, 5 köfteye 5 köfte… Her şeyin aşırısı zar
Ramazan daha ilk günden kendini belli etti; sokaklar sükûn, caddeler sakin, insanlar huzurlu. İlk teravihte -gittiğim camide- çocuklar gençlerle şenlendi gönlümüz şenlendi; işte bu dedirtmişti adeta! İnsanımız bu toprağımız bu hamurumuz bu. Onca yozlaştırma onca bozma onca ayartmaya rağmen millet a
Ne konuşalım ne yazalım, kiminle konuşalım kiminle yazışalım; sese ses renge renk, hale hal denk gelir mi karşılık bulur, fikirler uyuşur bakışlar birleşir mi? Yoksa çatışır münakaşaya düşer, uzaklaşma mı olur? Hayat hallerinde ikisi de oluyor; anlaşıyor dediğinle anlaşamadığın, anlaşamadığınla bir
Yaş ilerledikçe kırılgan mı oluyoruz ne; bakıştan etkileniyor, sözden kederleniyor, tavırdan hallere bürünüyoruz? Yılların birikimi kalp kıymıkları artıyor, küçük şeyden kanıyor, damarcıklar kabarıyor; bazen öfke, bazen sükûn akıyor… Damar hastalıkları kalp hastalıkları neden oluyor dersiniz? Damar