"Denizden babam çıksa yerim" atasözü artık tarihe karışacak...
Çünkü denizlerden avlanan toplam deniz ürünlerinden daha fazlasını çiftliklerde üretiyoruz.
Ve yediğimiz 2 balıktan biri kültür çiftliklerinde üretiliyor.
Olmazsa olmazdır sağlık ve sağlık için elimizden geleni yaparız. En yoğun çalıştığımız bir iş gününde bile spor yapmayı aksatmayız. Oysa sağlığımızın temel belirleyicisi ise yediklerimiz ve içtiklerimizdir ki onların ne kadar sağlıklı ve doğal ortamlarda üretildiğini çokça da düşünmeyiz.
Omega 3 alınmasını önemseriz, haftada bir defa mutlaka balık yemeliyiz diye birçok öneri duyarız.
Ama balık alırken kaçımız balık doğal ortamında büyümüş mü yoksa kültür balığı mı diye bakıyoruz?
Tarım ve Orman Bakanlığının yayınladığı 2018 yılına ait su ürünleri istatistiklerini inceledik.
Bu verilere göre;
Özetle avlanarak gelen doğal deniz ürünleri toplamından daha fazlasını balık çiftliklerinde yetiştiriyoruz. Bu oran dünya genelinde ise hala avlanan deniz ürünleri, yetiştirilen deniz ürünleri toplamından fazla...
Şimdi gelelim balıklar açısından rakamsal verilere...
Ülkemizde avlanan balık istatistiklerine göre;
Yetiştirme balık istatistiklerine göre;
Özetle toplam 249 bin 631 ton balık avlarken 308 bin 92 ton balığı da yetiştiriyoruz.
Yani avladığımız her bir balığa karşılık 1,2 tane çiftlik-kültür balığı satılmak için piyasaya sürülmekte...
Sonuç; yediğimiz 2 balıktan biri bile denizden avlanan balık değil.
Zaten satanlar tezgâhlardaki çiftlik balıklarına "deniz mi" diye sorunca deniz içindeki çiftliklerde üretildiği için deniz dese de bu balıklar denizde avlanan balık değil.
Çiftlik balıkları denizde yetiştirilse bile yem ile beslenmekte ve daha az hareket etmektedir. Hastalıklara karşı korunmak içinde antibiyotik vb ilaçlar yetişme süreçlerinde kullanılmakta...
Ne kadar balık tüketiyoruz?
TÜDAV - Türkiye Deniz Araştırmaları Vakfının 2017 yılında yaptığı bir araştırma sonucuna göre ise;
Kültür Balıkları nelerdir diye baktığımızda ise;
Çipura, levrek, alabalık, somon en çok yetiştirilen balıklardır. Tarım ve Orman Bakanlığı web sitesinde bulunan Su Ürünleri Yetiştiriciliği Tesislerini incelediğinizde ise ayrıca mercan, aynalı sazan, nil, yayın, sinagrit, minakop, fangri, granyoz, karabalık, girdalahoz, mırmır, mavi yüzgeçli orkinos, eşkina, midye, barbun, sarıkuyruk, sivri burun karagöz, sargoz, kefal, morino, kalkan gibi balıklarında üretilmekte olduğunu görüyoruz.
Sağlıklı beslenmek için balık önemli bir besin kaynağı olduğuna göre ve bizlerde dünya ülkelerine göre daha az balıkla beslenen bir toplum olarak balık hususunda kafamızı fazlaca karıştırmayalım.
Omega 3 değeri nedeniyle fazlaca önerilen Norveç çiftliklerinde yetiştirilmiş somonların yerine mevsimine göre hem ucuz olan ve hem de kültür olmadığına emin olduğumuz Hamsi, İstavrit, Sardalya gibi balıkları seçelim, daha sağlıklı beslenelim.
Almanya’da hastanelere yapılan ödemeler ile ilgili düzenleme yapılıyor. Bu düzenlemeden, Medimagazin sitesindeki haber ile bilgi sahibi olduk. K:https://medimagazin.com.tr/ Neden böyle bir reforma ihtiyaç duyulduğu ise önemli…Almanya’da hastanelerin doluluk oranlarının artması ve hastalara yeterli
HPV – Human Papilloma Virüs – İnsan Papilloma Virüsü HPV enfeksiyonuna sebep, belirti vermeyen, oldukça bulaşıcı bir DNA virüsü. HPV Enfeksiyonu; halk arasında bilinen ismiyle “genital siğiller”. Dünyada cinsel yolla bulaşan en yaygın hastalıktır. Kadınlarda rahim ağzı, vulva vajina kanserleri, e
Antibiyotik; Enfeksiyon hastalıklarında, birçok mikrop türüne karşı kullanılan penisilin, streptomisin, teramisin ve benzeri gibi tedavi edici maddelerin ortak adı, Hayatımızın kurtarılmasında önemli olan bir ilaç, Hekim önerisi dışında kafamıza göre kullanılınca, iki ucu keskin bıçak olan
Hekimlerimizin çalışma hayatlarında en sık karşılaştıkları sorundur, ilaç reçetesi yazdırma istekleri, Hasta ortada yoktur, hastanın eşi, oğlu, kızı veya bir yakını talepte bulunur bu isteği, Talep edenlerce beklemedikleri cevap ise “hayır” yanıtıdır, sonrasında başlar tartışmalar, Oysa hasta yak
Geçen haftaki değerlendirmemizin başlığı “Aile Hekimliğini Gerçekten Geliştirmek İstiyor muyuz?” idi. Bu yazımız sonrası yapılan geri dönüşler gösterdi ki; öncelikle “Ülkemizde sağlık sisteminde model değişikliğine ihtiyaç var mı? “ sorusuna cevap aramalıyız… Neden mi? Öncelikle tüm dünya
Aile Hekimliği 2004 yılında pilot olarak başladı ve 2010 itibarı ile tüm ülke sathında uygulandı. Sağlık bilinci ve koruyucu sağlığın güçlendirilmesi ile hastalık ve hasta sayısının azaltılması hedeflendi. Güçlü organizasyonlarla tertip edilen süslü sağlık kongrelerinin ana konusu olarak tartışıld