İsrail'e destek veren uluslararası markalara karşı başlatılan boykot, yerli ürünlere ilgiyi artırırken, yerli markaların pazar paylarını yükseltmelerine olanak tanıyor.
Haber Giriş Tarihi: 09.12.2024 21:00
Haber Güncellenme Tarihi: 09.12.2024 21:16
Kaynak:
AA
İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarına destek veren ve bu ülkeye yardım gönderen uluslararası markalara karşı başlatılan boykot, yerli ürünlere olan ilgiyi artırmış durumda. İstanbul Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Perakendeciler Derneği (İstanbul PERDER) Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Güzeldere, tüketicilerdeki artan hassasiyetin, belirli markaların satışlarında yüzde 30-40 arasında düşüşlere yol açtığını belirtti. Özellikle temizlik, kişisel bakım, içecek ve kahve gibi kategorilerde yerli markaların pazar paylarının arttığını ifade etti.
Güzeldere, boykotun genellikle bireysel bir hareket olduğunu ancak tüketicilerin bu süreçte önemli bir rol oynadığını vurguladı. İlk başlarda boykotun etkisinin çok güçlü olduğunu, ancak zamanla bu hassasiyetin azaldığını belirtti. Yerli üreticilerin, ürünlerinin "yerli üretim" olduğunu belirten etiketler ekleyerek bu dönemde iyi bir fırsat yakaladığını da ekledi.
Oğuz Holding Üst Yöneticisi Enes Örer, şirketlerinin boykot dönemine hazırlıklı girmelerinin kendilerine büyük bir avantaj sağladığını dile getirdi. Sarıyer markasının, tatlandırıcı yerine doğrudan şeker kullanarak üretim yaptığına dikkat çeken Örer, bu sayede tüketici sadakatinin arttığını ve ürünlerinin satışlarının üç katına çıktığını söyledi. Şu anda pazarda yüzde 3'lük bir pazar payına sahip olduklarını belirten Örer, 2025 yılına kadar bu oranı iki katına çıkarmayı hedeflediklerini ekledi.
Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Başkanvekili İbrahim Güllü, boykotun yalnızca bir protesto şekli değil, aynı zamanda siyasi dengeleri etkileyebilecek güçlü bir araç olduğunu vurguladı. Güllü, tüketicilerin sosyal medyada yapılan çağrıları ciddiye alarak ürünleri boykot etmelerinin büyük bir etki yaratabileceğini söyledi. Türkiye'de boykotun yaygınlaşması için daha fazla bilgilendirme ve çağrı yapılması gerektiğini ifade etti.
Genel olarak, boykot hareketi yerli üreticiler için önemli fırsatlar yaratırken, uluslararası firmaların bu süreçte nasıl etkileneceği ve tüketicilerin hassasiyetlerinin ne kadar sürdürülebileceği merak konusu olmaya devam ediyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İsrail boykotu yerli markaları güçlendiriyor
İsrail'e destek veren uluslararası markalara karşı başlatılan boykot, yerli ürünlere ilgiyi artırırken, yerli markaların pazar paylarını yükseltmelerine olanak tanıyor.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarına destek veren ve bu ülkeye yardım gönderen uluslararası markalara karşı başlatılan boykot, yerli ürünlere olan ilgiyi artırmış durumda. İstanbul Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Perakendeciler Derneği (İstanbul PERDER) Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Güzeldere, tüketicilerdeki artan hassasiyetin, belirli markaların satışlarında yüzde 30-40 arasında düşüşlere yol açtığını belirtti. Özellikle temizlik, kişisel bakım, içecek ve kahve gibi kategorilerde yerli markaların pazar paylarının arttığını ifade etti.
Güzeldere, boykotun genellikle bireysel bir hareket olduğunu ancak tüketicilerin bu süreçte önemli bir rol oynadığını vurguladı. İlk başlarda boykotun etkisinin çok güçlü olduğunu, ancak zamanla bu hassasiyetin azaldığını belirtti. Yerli üreticilerin, ürünlerinin "yerli üretim" olduğunu belirten etiketler ekleyerek bu dönemde iyi bir fırsat yakaladığını da ekledi.
Oğuz Holding Üst Yöneticisi Enes Örer, şirketlerinin boykot dönemine hazırlıklı girmelerinin kendilerine büyük bir avantaj sağladığını dile getirdi. Sarıyer markasının, tatlandırıcı yerine doğrudan şeker kullanarak üretim yaptığına dikkat çeken Örer, bu sayede tüketici sadakatinin arttığını ve ürünlerinin satışlarının üç katına çıktığını söyledi. Şu anda pazarda yüzde 3'lük bir pazar payına sahip olduklarını belirten Örer, 2025 yılına kadar bu oranı iki katına çıkarmayı hedeflediklerini ekledi.
Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Başkanvekili İbrahim Güllü, boykotun yalnızca bir protesto şekli değil, aynı zamanda siyasi dengeleri etkileyebilecek güçlü bir araç olduğunu vurguladı. Güllü, tüketicilerin sosyal medyada yapılan çağrıları ciddiye alarak ürünleri boykot etmelerinin büyük bir etki yaratabileceğini söyledi. Türkiye'de boykotun yaygınlaşması için daha fazla bilgilendirme ve çağrı yapılması gerektiğini ifade etti.
Genel olarak, boykot hareketi yerli üreticiler için önemli fırsatlar yaratırken, uluslararası firmaların bu süreçte nasıl etkileneceği ve tüketicilerin hassasiyetlerinin ne kadar sürdürülebileceği merak konusu olmaya devam ediyor.
Kaynak: AA
Son Haberler
Billur Kalkavan'ın kardeşi Rıza Kalkavan, sahte alkol kurbanı oldu
Bursalılar yeni asgari ücret ile ilgili ne düşünüyor?
Başkan Bozbey duyurdu! İhtiyaç sahibi emeklilere 2’şer bin TL destek