Uzmanlar, ergenlerin risk algısının zayıf olduğunu belirtirken, prefrontal korteksin gelişmemiş olmasının etkili olduğunu söylüyor. Psikolog Yıldırım, sosyal medya ve çevresel faktörlerin de ergenlerin tehlikeli davranışlarını etkilediğini vurguluyor.
Haber Giriş Tarihi: 08.04.2025 19:21
Haber Güncellenme Tarihi: 08.04.2025 19:49
Kaynak:
Haber Merkezi
Uzmanlara göre, ergenlik çağındaki bireylerin tehlikeye karşı duyarlılığı yetişkinlere oranla daha düşük. Bu farkın temel nedeni ise beynin karar verme, risk analizi ve dürtü kontrolüyle ilgili bölgesi olan prefrontal korteksin henüz tam anlamıyla gelişimini tamamlamamış olması.
NP Etiler Tıp Merkezi’nden Çocuk ve Ergen Uzman Klinik Psikoloğu Aybeniz Yıldırım, ergenlerde görülen riskli davranışların çok boyutlu nedenlere dayandığını belirtiyor. Hormonal değişikliklerin, kimlik arayışının, sosyal çevreden kabul görme ihtiyacının ve çevresel etkilerin bu süreci etkileyen başlıca faktörler olduğunu ifade eden Yıldırım, “Sosyal medya da bu tabloda etkili bir rol oynayabiliyor; tehlikeli davranışları cazip göstererek, gençlerin tehlike algılarını bulanıklaştırabiliyor,” diyor.
BEYNİN KRİTİK BÖLGESİ HALA GELİŞİMDE
Ergen beyninin henüz tam olgunlaşmadığını hatırlatan Yıldırım, özellikle prefrontal korteksin gelişiminin 20'li yaşların sonuna kadar sürdüğünü vurguluyor. Bu bölge, riskleri ölçme, mantıklı kararlar alma ve dürtüleri kontrol etme gibi işlevlerde görev yapıyor. Buna karşın, duygusal tepkileri yöneten amigdalanın bu dönemde daha aktif olması, gençlerin ani ve tehlikeli kararlar almasına zemin hazırlıyor.
RİSKLİ DAVRANIŞLARIN TEMEL DİNAMİKLERİ
Risk alma eğiliminin sadece biyolojik süreçlerle açıklanamayacağını belirten Yıldırım, psikolojik ve sosyal etmenlerin de büyük rol oynadığını söylüyor. Kimlik oluşturma, bağımsızlık isteği ve arkadaş grubunun etkisi, gençlerin sınırları zorlayan davranışlar sergilemesine yol açabiliyor. Aile içindeki stres, arkadaş çevresindeki olumsuz etkiler ya da okul başarısızlıkları da bu davranışları tetikleyebiliyor.
SOSYAL MEDYA: GÖRÜNMEYEN TEHLİKE
Yıldırım’a göre dijital platformlar, ergenlerin davranış biçimlerini şekillendirmede oldukça güçlü. Sosyal medyada yayılan içerikler, kimi zaman tehlikeli davranışları popülerleştirip gençler için bir ‘kendini kanıtlama aracı’ haline gelebiliyor. Takipçi kazanma veya ilgi çekme arzusu, gençlerin gerçeklikten uzak kararlar almasına neden olabiliyor.
AİLE TUTUMU HER ŞEYİ DEĞİŞTİREBİLİR
Ebeveyn davranışlarının çocukların tehlike algısı üzerinde doğrudan etkili olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Aşırı korumacı aileler, çocukların bağımsız karar alma becerisini baskılayabilirken; ilgisiz ebeveynlik ise çocukta kontrolsüzlük duygusuna yol açabiliyor. Her iki uçta da ergenin riskleri değerlendirme kapasitesi zayıflıyor,” diye belirtiyor.
ÇÖZÜM ÇOK YÖNLÜ YAKLAŞIMDA
Ergenleri riskli davranışlardan korumanın tek yolu bilinçli bir çevre yaratmak. Eğitim programları, aile desteği ve olumlu rol modellerle gençlerin sağlıklı kararlar alma yetileri güçlendirilebilir. Yıldırım, “Ergenlerin riskleri fark etmesini sağlamak, sadece uyarı vermekle değil; onları anlayan, yönlendiren ve destekleyen bir sistemle mümkündür,” diyerek sözlerini tamamlıyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Bursa Hayat Gazetesi
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ergen beyni neden riskleri görmezden geliyor?
Uzmanlar, ergenlerin risk algısının zayıf olduğunu belirtirken, prefrontal korteksin gelişmemiş olmasının etkili olduğunu söylüyor. Psikolog Yıldırım, sosyal medya ve çevresel faktörlerin de ergenlerin tehlikeli davranışlarını etkilediğini vurguluyor.
Uzmanlara göre, ergenlik çağındaki bireylerin tehlikeye karşı duyarlılığı yetişkinlere oranla daha düşük. Bu farkın temel nedeni ise beynin karar verme, risk analizi ve dürtü kontrolüyle ilgili bölgesi olan prefrontal korteksin henüz tam anlamıyla gelişimini tamamlamamış olması.
NP Etiler Tıp Merkezi’nden Çocuk ve Ergen Uzman Klinik Psikoloğu Aybeniz Yıldırım, ergenlerde görülen riskli davranışların çok boyutlu nedenlere dayandığını belirtiyor. Hormonal değişikliklerin, kimlik arayışının, sosyal çevreden kabul görme ihtiyacının ve çevresel etkilerin bu süreci etkileyen başlıca faktörler olduğunu ifade eden Yıldırım, “Sosyal medya da bu tabloda etkili bir rol oynayabiliyor; tehlikeli davranışları cazip göstererek, gençlerin tehlike algılarını bulanıklaştırabiliyor,” diyor.
BEYNİN KRİTİK BÖLGESİ HALA GELİŞİMDE
Ergen beyninin henüz tam olgunlaşmadığını hatırlatan Yıldırım, özellikle prefrontal korteksin gelişiminin 20'li yaşların sonuna kadar sürdüğünü vurguluyor. Bu bölge, riskleri ölçme, mantıklı kararlar alma ve dürtüleri kontrol etme gibi işlevlerde görev yapıyor. Buna karşın, duygusal tepkileri yöneten amigdalanın bu dönemde daha aktif olması, gençlerin ani ve tehlikeli kararlar almasına zemin hazırlıyor.
RİSKLİ DAVRANIŞLARIN TEMEL DİNAMİKLERİ
Risk alma eğiliminin sadece biyolojik süreçlerle açıklanamayacağını belirten Yıldırım, psikolojik ve sosyal etmenlerin de büyük rol oynadığını söylüyor. Kimlik oluşturma, bağımsızlık isteği ve arkadaş grubunun etkisi, gençlerin sınırları zorlayan davranışlar sergilemesine yol açabiliyor. Aile içindeki stres, arkadaş çevresindeki olumsuz etkiler ya da okul başarısızlıkları da bu davranışları tetikleyebiliyor.
SOSYAL MEDYA: GÖRÜNMEYEN TEHLİKE
Yıldırım’a göre dijital platformlar, ergenlerin davranış biçimlerini şekillendirmede oldukça güçlü. Sosyal medyada yayılan içerikler, kimi zaman tehlikeli davranışları popülerleştirip gençler için bir ‘kendini kanıtlama aracı’ haline gelebiliyor. Takipçi kazanma veya ilgi çekme arzusu, gençlerin gerçeklikten uzak kararlar almasına neden olabiliyor.
AİLE TUTUMU HER ŞEYİ DEĞİŞTİREBİLİR
Ebeveyn davranışlarının çocukların tehlike algısı üzerinde doğrudan etkili olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Aşırı korumacı aileler, çocukların bağımsız karar alma becerisini baskılayabilirken; ilgisiz ebeveynlik ise çocukta kontrolsüzlük duygusuna yol açabiliyor. Her iki uçta da ergenin riskleri değerlendirme kapasitesi zayıflıyor,” diye belirtiyor.
ÇÖZÜM ÇOK YÖNLÜ YAKLAŞIMDA
Ergenleri riskli davranışlardan korumanın tek yolu bilinçli bir çevre yaratmak. Eğitim programları, aile desteği ve olumlu rol modellerle gençlerin sağlıklı kararlar alma yetileri güçlendirilebilir. Yıldırım, “Ergenlerin riskleri fark etmesini sağlamak, sadece uyarı vermekle değil; onları anlayan, yönlendiren ve destekleyen bir sistemle mümkündür,” diyerek sözlerini tamamlıyor.
Kaynak: Haber Merkezi
Son Haberler
Yolcu otobüsü devrildi: Yaralılar var!
Türkiye genelinde yol durumu güncellendi | 1 Mayıs'ta yola çıkacak sürücüler dikkat!
Bursa’da tartışmada bıçaklanarak öldü! Cinayet şüphelisi kadın tutuklandı