Vücudumuzun yakıtı: Glikoz

Vücudumuzun çalışması için sürekli bir enerjiye ihtiyacı vardır. Bu enerjiyi, tükettiğimiz besinlerdeki karbonhidratlardan elde ederiz. Karbonhidratlar, sindirim sistemimizde glikoz adı verilen basit şekerlere dönüştürülür. Glikoz daha sonra kan dolaşımına karışarak vücudumuzun her bir hücresine ulaşır. Tıpkı bir arabanın motorunun benzine ihtiyacı olduğu gibi, vücudumuzun her bir hücresinin de glikoza ihtiyacı vardır. Bu nedenle, kanımızdaki glikoz seviyesi, vücudumuzun enerji dengesini sağlamak için çok önemlidir.

KAN ŞEKERİNİN OLUŞUMU…

Yediğimiz karbonhidratlar (ekmek, makarna, pirinç, meyve, sebze vb.) sindirim sistemimizde glikoza parçalanır.

Bu glikoz, ince bağırsaktan kan dolaşımına geçer.

Kan şekerindeki artış, pankreastan insülin hormonu salgılanmasına neden olur.

İnsülin, glikozu hücrelerin içine taşıyarak kullanılmasını sağlar.

Fazla glikoz ise karaciğer ve kaslarda glikojen olarak depolanır.

Kan şekerinin normal seviyelerde kalması, vücudumuzdaki karmaşık bir sistem sayesinde sağlanır.

Kan şekeri düştüğünde, pankreas glukagon hormonu salgılar ve karaciğerdeki glikojenin glikoza dönüştürülerek kana verilmesini sağlar.

KAN ŞEKERİNİN ÖNEMİ NEDİR?

Tüm vücut fonksiyonlarının düzenli çalışması için kan şekerinin belirli bir seviyede olması gerekir.

Beyin, enerji ihtiyacının büyük bir kısmını glikozdan karşılar. Düşük kan şekeri, baş dönmesi, yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü gibi sorunlara yol açabilir.

Kan şekeri, kalp, böbrek ve sinir sistemi gibi diğer organların sağlıklı çalışması için de önemlidir.

KAN ŞEKERİ DÜZEYİNİN BOZULMASI NELERE NEDEN OLUR?

İnsülin direnci veya yetersizliği, diyabet gibi durumlar yüksek kan şekerine (Hiperglisemi: Yüksek Kan Şekeri) neden olabilir.

Çok fazla insülin kullanımı, yetersiz beslenme veya aşırı egzersiz gibi durumlar düşük kan şekerine (Hipoglikemi: Düşük Kan Şekeri) neden olabilir.

Kan şekeri düzeyinin düzenli olarak kontrol edilmesi, özellikle diyabet hastaları için çok önemlidir.