Hava Durumu

#Virüs

Bursa Hayat Gazetesi - Virüs haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Virüs haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Virüsler nasıl evrimleşiyor? Haber

Virüsler nasıl evrimleşiyor?

Virüsler, mutasyon, doğal seleksiyon, genetik çeşitlilik ve konak etkileşimleri gibi faktörler aracılığıyla sürekli evrim geçirirler. Bu süreç, onların insan sağlığı üzerindeki etkilerini ve hastalık yayılımını şekillendirir. Virüslerin evrimi, hem sağlık bilimleri hem de ekosistem yönetimi açısından önemli bir konu olmaya devam etmektedir. Bilim insanlarının bu karmaşık mekanizmaları anlaması, gelecekteki enfeksiyon hastalıklarıyla mücadelede kritik bir rol oynamaktadır. 1. Virüslerin Evrimsel Temelleri Virüsler, genetik materyal (DNA veya RNA) içeren ve bir konak hücreye bağlanarak çoğalan mikroorganizmalardır. Konak hücreleri, virüslerin çoğalması için gerekli olan mekanizmaları sağlar. Virüslerin evrimi, temel olarak iki ana mekanizma etrafında şekillenir: mutasyon ve doğal seleksiyon. Mutasyon: Virüsler, genetik materyallerinde meydana gelen rastgele değişiklikler sonucunda mutasyona uğrayabilirler. Bu mutasyonlar, virüsün yapısını veya işlevini değiştirebilir ve yeni özellikler kazandırabilir. RNA virüsleri, DNA virüslerine kıyasla daha yüksek bir mutasyon oranına sahiptir, bu da onların hızla evrimleşmelerine olanak tanır. Doğal Seleksiyon: Mutasyonlar sonucunda ortaya çıkan yeni özellikler, virüslerin hayatta kalma ve çoğalma yeteneklerini etkiler. Örneğin, bir virüs mutasyonu, onu belirli bir antiviral tedaviye karşı dirençli hale getirebilir. Bu tür mutasyonlar, doğal seleksiyon yoluyla yaygınlaşır. 2. Genetik Çeşitlilik ve Rekombinasyon Virüslerin evrimindeki bir diğer önemli faktör, genetik çeşitliliktir. Virüsler, farklı türlerin genetik materyallerini birleştirerek yeni varyantlar oluşturabilir. Bu süreç, rekombinasyon olarak adlandırılır. Örneğin, aynı konak hücre içinde bulunan iki farklı virüs, genetik materyallerini birleştirerek yeni bir virüs oluşturabilir. Bu tür olaylar, özellikle RNA virüsleri arasında yaygındır ve yeni virüs türlerinin ortaya çıkmasına yol açabilir. 3. Konak Etkileşimleri Virüslerin evriminde konak etkileşimleri de önemli bir rol oynar. Virüsler, konak hücrelerinin savunma mekanizmalarına yanıt olarak evrimleşirler. Örneğin, insan bağışıklık sistemi, virüslere karşı etkili savunma mekanizmaları geliştirmiştir. Virüsler, bu mekanizmalardan kaçınmak için sürekli evrim geçirir. Bu evrimsel yarış, "konak ve patojen" arasındaki mücadele olarak adlandırılır. 4. İnsan Etkisi ve Zoonozlar Küresel ısınma, habitat kaybı ve insan aktiviteleri, zoonotik virüslerin (hayvanlardan insanlara geçen virüsler) ortaya çıkma riskini artırır. İnsanlar ve hayvanlar arasındaki etkileşimler, virüslerin genetik materyalini değiştirerek yeni varyantların ortaya çıkmasına neden olabilir. COVID-19 pandemisi, zoonotik virüslerin evrimi ve yayılımı konusundaki endişeleri artırmıştır. 5. Gelecek Perspektifleri Virüslerin evrimsel süreçleri, bilim insanları için önemli bir araştırma alanı olmayı sürdürmektedir. Genetik mühendislik ve biyoteknolojinin gelişmesi, virüslerin evrimini anlamamıza ve kontrol etmemize yardımcı olabilir. Ayrıca, gelecekteki pandemilerin önlenmesi ve tedavi stratejilerinin geliştirilmesi açısından bu bilgi hayati önem taşır.

Küresel ısınmanın virüs yayılımına etkisi: Yeni bir tehdit mi? Haber

Küresel ısınmanın virüs yayılımına etkisi: Yeni bir tehdit mi?

Küresel ısınma, dünya genelindeki iklim değişikliklerinin en belirgin ve tartışmalı sonuçlarından biridir. Sıcaklıkların artması, deniz seviyelerinin yükselmesi ve ekstrem hava olaylarının sıklığı gibi etkilere yol açarken, bilim insanları bu değişimlerin sağlık üzerindeki sonuçlarına da dikkat çekmektedir. Özellikle, küresel ısınmanın virüslerin yayılımı üzerindeki potansiyel etkileri, sağlık politikaları ve kamu sağlığı açısından önemli bir tartışma konusunu oluşturmaktadır. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE VİRAL HASTALIKLARIN YAYILIMI İklim değişikliği, birçok virüs ve vektörle taşınan hastalıkların yayılma dinamiklerini etkileyebilir. Sıcaklık ve nem oranlarındaki değişiklikler, vektörlerin (örneğin, sivrisinekler ve keneler) yaşam döngülerini, üreme oranlarını ve yayılma alanlarını etkiler. Örneğin, Zika, dengue ve sıtma gibi hastalıklar, iklim değişikliği nedeniyle daha önce görülmediği bölgelerde ortaya çıkabilir. Bu durum, hem insan sağlığı hem de ekosistem dengesi açısından ciddi tehditler doğurabilir. YENİ VİRAL TEHDİTLER VE ZOONOTİK HASTALIKLAR Küresel ısınma, zoonotik hastalıkların (hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklar) yayılma riskini de artırmaktadır. İklim değişikliği, hayvanların doğal yaşam alanlarını değiştirmekte ve insanlarla daha fazla etkileşime girmelerine yol açmaktadır. Bu durum, virüslerin insan popülasyonlarına geçişini kolaylaştırır. Örneğin, COVID-19’un kökenleri, vahşi hayvanlarla olan etkileşimlerin artışına bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Bu tür olayların gelecekte daha sık yaşanması, sağlık sistemlerini ve uluslararası işbirliğini zorlayacaktır. KÜRESEL SAĞLIK POLİTİKALARI VE ÖNLEM STRATEJİLERİ Küresel ısınmanın virüs yayılımına etkilerini azaltmak için güçlü ve proaktif sağlık politikalarına ihtiyaç vardır. Bu, hem iklim değişikliği ile mücadele stratejilerini hem de sağlık sistemlerinin dayanıklılığını artırmayı içermektedir. Ülkelerin, iklim değişikliği ve sağlık politikalarını entegre ederek, olası viral tehditlere karşı hazırlıklı olmaları önemlidir. Ayrıca, kamuoyunu bilinçlendirmek ve bireysel düzeyde önlemler almak da kritik bir rol oynamaktadır. Küresel ısınma, yalnızca çevresel bir sorun değil, aynı zamanda insan sağlığını etkileyen bir tehdittir. Virüslerin yayılımını artırarak, toplumları yeni ve daha tehlikeli hastalıklara maruz bırakabilir. Bu nedenle, iklim değişikliği ile mücadele ve sağlık politikalarının bir arada ele alınması, gelecek nesiller için kritik bir öncelik olmalıdır. Ancak bu şekilde, hem iklim değişikliği ile hem de viral hastalıklarla daha etkili bir mücadele süreci yürütülebilir.

Üst solunum yolu enfeksiyonlarında artış! Haber

Üst solunum yolu enfeksiyonlarında artış!

Prof. Dr. Memişoğlu, üst solunum yolu enfeksiyonlarında son dönemde yaşanan artışa ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu. Salgın konusunun, Kovid-19'dan sonra toplumun daha çok hassasiyet gösterdiği bir durum olduğunu ifade eden Memişoğlu, normal şartlarda özellikle kasım, aralık, ocak ve şubat aylarında üst solunum yolu enfeksiyonu olarak adlandırılan nezle, grip ve anjin gibi hastalıkların arttığı bir dönem yaşandığını anlattı. Soğuk havalarda üşütme ve soğuk algınlıklarının fazlalaştığını vurgulayan Memişoğlu, "Bu dönemde de var. Özellikle son birkaç haftadır yoğunluğumuz doğal olarak var. Geçmişte de vardı, şimdi de var. Bu daha çok influenza dediğimiz grip virüsü ağırlıklı. Ama diğer virüslerin de olduğu üst solunum yolu enfeksiyonunun fazlalaştığı bir dönemi yaşıyoruz." diye konuştu. "BUNUN DA ÜSTESİNDEN GELECEĞİZ, GELİYORUZ DA" Memişoğlu, bu üst solunum yolu enfeksiyonlarının genç, sağlıklı insanlarda çok fazla tahribata veya kalıcı hasara sebebiyet vermediğini, ancak özellikle yaşlılarda veya yan hastalığı, böbrek yetmezliği, şekeri ve kilosu olanlarda riskli hale geldiğini söyledi. Özellikle kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) olanlarda yoğun bakım veya birebir destek tedavisine ihtiyaç olabildiğini belirten Memişoğlu, "İstanbul'da tabii bir yoğunluk yaşıyoruz doğal olarak. Ama biz altyapımız olarak da hekimlerimiz olarak da Kovid'deki sağlık sisteminin ne kadar kuvvetli olduğunun ispatını yaptığımız gibi bunun da üstesinden geleceğiz, geliyoruz da." diye konuştu. Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, bütün ekiplerin alarmda olduğunu, tüm başhekimler, kamu hastane başkanlıkları, acil hizmetler ve halk sağlığı başkanlıkları dahil bu hastalıklarla mücadele ettiklerini aktardı. "GEÇMİŞTEKİ YAŞADIĞIMIZ SALGINLARDAN FARKLI BİR SALGIN SEYRİNİ ŞU ANDA GÖRMÜYORUZ" Memişoğlu, bir hastane yoğun bakımı dolduğunda hem özel sektör hem kamu hem de üniversite hastaneleri olmak üzere bütün yapıyı kullandıklarına işaret ederek şöyle konuştu: "Bu yoğunluğun birkaç hafta daha devam edeceğini öngörüyoruz. Ama artık şubattan, belki ortasından itibaren azalacağını tahmin ediyoruz. Milletimiz panik olmasın ama tedbirli olsun. Korkarak değil, önlem almak ve kendimizi korumak bununla en iyi mücadele yöntemi. Onun için insanlara kendilerini kırgın hissettikleri zaman, çocukları kırgın hissettiği zaman özellikle evde durmalarını, kalabalık ortamlara girmemelerini, sadece kendi sağlıklarını değil etraflarındaki insanların sağlığını da düşünerek gerekli zamanda maske kullanmasını veya zorunlu olmadıkça kalabalık ortamlara çıkmamasını öneriyoruz." İstanbul'un toplu ulaşım gibi alanlarda çok temas olan bir şehir olduğunu dile getiren Memişoğlu, "Onun için yoğunluğa göre insanlar kendilerini mümkünse koruyacaklar. Ama şunu bilsinler ki hem altyapımız hem insan gücümüz olarak Türkiye sağlık sistemi, her şeyin üstesinden geldiği gibi bunun da üstesinden gelir. Bazen bazı tevatürler var, 'ölüm oranları' vesaire ama bizim geçmişteki yaşadığımız salgınlardan farklı bir salgın seyrini şu anda görmüyoruz. İnşallah da böyle değişik bir seyir seyretmez." değerlendirmesinde bulundu. "DAHA ÇOK NEFES DARLIĞIYLA BAŞVURULUYOR" Halen yoğun bakımda tedavi görenlerin yaşlı veya böbrek, şeker, KOAH gibi yan hastalığı veya kilosu bulunan hastalar olduğunu ifade eden Memişoğlu, "Daha çok göğüs hastalıklarıyla, üst solunum yolu enfeksiyonuyla alakalı, nefes darlığıyla başvuruluyor. 2-3 yaşın altındaki çocuklarla 50 veya 60 yaş üzerindeki hastalarımız daha hassasiyetle bakılıp, daha kontrollü olarak hastanelerimizde tutuluyor." bilgisini verdi. Prof. Dr. Memişoğlu, özellikle yaşlı hastalara seslenerek, mümkün olduğunca kalabalık ortamlara girmemelerini tavsiye etti. Virüs veya bakterilerin nefes, hapşırma ya da temas yoluyla bulaştığını hatırlatan Memişoğlu, bu nedenle sağlıklı beslenilmesi, hareket edilmesi, mümkün olduğunca temiz hava alınması önerisinde bulundu. Memişoğlu, nefes darlığı, yüksek ateş ve aşırı halsizlik durumlarında ise acillere, polikliniklere ve aile hekimliklerine başvurulabileceğini sözlerine ekledi.

Dikkat: Cebinizde 'casus' olabilir! Haber

Dikkat: Cebinizde 'casus' olabilir!

Virüs, kötü amaçlı yazılımlar derken akıllı cep telefonu kullananların kâbusu haline dönüşen casus yazılımlar tüm bilgilerinizi kolayca ele geçirerek başınıza türlü belalar açabilir. Bilgisayar ya da tablet gibi cihazlara da sızabilen bu yazılımlar sayesinde bir başkasının cep telefonunu “ele geçirmek” artık çok daha kolay. Hatta sosyal medya platformlarında bu işlemin nasıl yapıldığına dair bilgiler de paylaşılıyor. Bunun son örneği eşi tarafından aldatıldığını düşünen bir kişinin sosyal medyaya yansıyan videosuyla gündeme taşındı. Videodaki kişi, bir telefoncuda yüklettiği casus yazılımla eşinin yazışmalarını takip edebildiğini anlattı. Videoda bahsi geçen uygulamaya ilişkin “şikâyet” sitelerine çok sayıda başvuru yapıldığını da görmek mümkün. Milliyet, insanların hayatını kâbusa çevirebilecek casus yazılımdan korunmak ya da cihazınızda olum olmadığını anlamanız için nelere dikkat edilmesi gerektiğini uzmanlarına sordu. RUHUNUZ BİLE DUYMAZ Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Bilişim Uzmanı Doç. Dr. Ali Murat Kırık, yasa dışı amaçla kullanılan casus yazılımların başkasının telefonundaki yazışmalara, konum bilgilerine, fotoğraf ve videolara gizlice erişim sağladığını söyledi. “Casus yazılımlar genellikle kullanıcının fark etmesini zorlaştırır” diyen Kırık, şunları kaydetti: “Hedef telefonun performansını olumsuz etkileyebilir, bu nedenle kullanmadan önce dikkatle değerlendirilmelidir. Güvenilir olmayan kaynaklardan kullanılan casus yazılımlar sıklıkla kötü amaçlı yazılımlar içerebilir ve hedef telefonun sahibini bilgilendirmeden çalışabilir. Bu hem kişisel verilerin kötüye kullanılma riskini artırır hem kullanıcının kendi cihazının güvenliğini tehlikeye atar. Buna örnek olarak eşleri veya sevgilileri izlemeyi söyleyebiliriz. Etik olarak kabul edilemez bu davranış, kişisel gizliliğe ciddi bir saldırı olduğu için hukuki sonuçları da olabilir.” NASIL ANLARIM? Doç. Dr. Kırık, kötü niyetli bu yazılımların resmi uygulama mağazalarında da yer alabildiğine dikkat çekerek, cihazınızda casus olup olmadığının nasıl anlaşılacağıyla ilgili bilgiler verdi: “Uygulamaların altında sahte memnuniyet yorumları bile olabilir. Uygulama mağazaları, bunları yayınlamadan önce belirli bir denetim sürecinden geçirir ancak kötü niyetli uygulamaların tespiti bazen zor olabilir. Kullanıcılar, güvendikleri uygulamaları seçmek için incelemeleri ve derecelendirmeleri dikkatlice okumalı, izinleri gözden geçirmeli, güncellemelere dikkat etmeli, uygulamaları resmi kaynaklardan indirmeli ve mobil cihazlarına antivirüs yazılımları yüklemelidir. Casus yazılımlar, genellikle gizlice çalışır ve belirgin izler bırakmamaya çalışır. Pil ömrünün hızla azalması, veri kullanımının normalden fazla olması, telefonun aniden yavaşlaması, uygulamaların beklenmedik izinler talep etmesi, telefonun aşırı ısınması, e-posta veya mesajlarda anormal aktiviteler, telefonun güvenlik yazılımları veya antivirüs programları ile taranarak casus yazılımın tespit edilmesi ve ciddi endişeleriniz varsa profesyonel yardım almalısınız. Bunlar telefonunuzun izlenip izlenmediğini düşündüğünüzde dikkate almanız gereken önemli işaretlerdir.” BİR YILDAN 3 YILA KADAR HAPİS Avukat Yaşar Öksüz, WhatsApp ve benzeri uygulamalar üzerinden yapılan aramalar veya yazışmaların, kişilerin özel hayatına giren konuların başında olduğunu ifade etti. Kişilerin özel hayatlarının anayasal güvence altında olduğuna dikkat çeken Öksüz hukuksal olarak hangi haklara sahip olunduğunu anlattı: “WhatsApp görüşmelerinin yasa dışı şekilde takip edilmesi özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur. Özel hayatın gizliliğini ihlal durumunda, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilir. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır. Ayrıca bir kişinin, başka bir kişiye ait telefona casus yazılımlar yüklemesi ayrı bir suçtur. Bu tür durumlarda Türk Ceza Kanunu’nun 243. maddesinde düzenlenen bilişim sistemine girme suçu oluşur. Bu suçun cezası ise 1 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezasıdır. Takip edildiğini anlayan kişi kendisine en yakın savcılığa veya karakola gidip şikâyetçi olması gerekir. Zira bu suçlar, şikâyete tabi suçlardandır. Şikâyet olmadığı sürece savcılık kendiliğinden inceleme başlatamaz. Şikâyetin, olayın öğrenilmesinden itibaren 6 ay içinde yapılması gerekir.” HEM FİZİKSEL HEM UZAKTAN YÜKLENİYOR Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim Araştırma Merkezi (SODİMER) Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan, casus yazılımların hedef telefona fiziksel olarak ya da uzaktan erişerek yüklenebildiğini anlattı. Eraslan, devamında da şunları dedi: “Hedef telefona fiziksel olarak erişerek casus yazılım yükleme çok görülen bir uygulama. Biz hep, telefon, tablet, bilgisayar gibi cihazlarınızı asla korunaksız bırakmayın deriz. Bu yöntem, genellikle Android telefonlar için kullanılır. Casus yazılım, hedef telefona bir USB kablosu veya Bluetooth aracılığıyla yüklenir. IPHONE’U OLANLAR… Uzaktan erişerek casus yazılım yükleme ise bir başka yöntemdir. Bu yöntem, hedef telefonun sahibinin izni olmadan casus yazılım yüklemek için kullanılır. Genellikle iPhone telefonlar için kullanılır. Casus yazılım, hedef telefonun iCloud hesabına erişerek yüklenir. Casus yazılımlar, hedef telefonun çeşitli verilerini takip edebilir. Bu veriler arasında, SMS, WhatsApp, Facebook Messenger, Telegram vb. uygulamalardaki yazışmalar, konum, GPS, Wi-Fi ve hücresel sinyalleri kullanarak konum takibi yapılır. Ayrıca telefondan yapılan alışverişler, aramalar, internet kullanımı vs. de izlenebilir. Ama başkasının telefon konuşmalarını kaydetmek yasal değildir. Kişisel verilerin korunması kanunu kapsamında, bir kişinin telefon konuşmalarını kaydetmek için o kişinin açık rızasına sahip olmak gerekir.” VİRÜSTEN FARKI NEDİR? Casus yazılım, bilgisayar, tablet, akıllı telefon gibi cihazlara kullanıcıların haberi olmadan sızan, kullanıcının izni olmadan verilerini toplayan ve topladığı verileri üçüncü taraflara satan bir tür kötü amaçlı yazılımdır. Casus yazılımlar, günümüz dünyasının en büyük siber tehlikelerinden biri olarak kabul ediliyor. Bir virüs değildir. Virüsler cihaz içinde yayılmaya çalışır, casus yazılımın ise cihaza bir kez girmesi yeterlidir.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.