Hava Durumu

#Uludağ Üniversitesi

Bursa Hayat Gazetesi - Uludağ Üniversitesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Uludağ Üniversitesi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Sessiz katil KOAH: Türkiye'de yüz binlerce kişiyi etkiliyor! Haber

Sessiz katil KOAH: Türkiye'de yüz binlerce kişiyi etkiliyor!

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslı Görek Dilektaşlı, Türkiye'de her 10 yetişkinden birinin KOAH hastası olduğunu ve hastalığın büyük bir kısmının tanı konulamadan ilerlediğini belirtti. Dünya KOAH Günü kapsamında yapılan açıklamada, KOAH'ın nefes darlığı, öksürük ve balgam gibi şikayetlerle kendini gösteren kronik bir akciğer hastalığı olduğu vurgulandı. Hastalığın en büyük nedeni olarak sigara ve hava kirliliği gösterilirken, çocukluk dönemi koşullarının da önemli bir risk faktörü olduğu belirtildi. KOAH'IN GİZLİ TEHLİKESİ Doç. Dr. Dilektaşlı, KOAH'ın en büyük sorunlarından birinin hastaların büyük bir kısmının tanı alamaması olduğunu söyledi. "Hastaların yüzde 60-80'i tanı konulmadan yaşıyor. Bu durum, hastalığın ilerlemesine ve komplikasyonlara yol açabiliyor." diyen Dilektaşlı, erken teşhis ve tedavinin önemine dikkat çekti. KOAH'IN TEDAVİSİ VE ÖNLENMESİ KOAH tedavisinde ilaçlar, akciğer rehabilitasyonu ve aşılar önemli rol oynuyor. İlaçlar, nefes darlığını azaltırken, akciğer rehabilitasyonu hastaların yaşam kalitesini artırıyor. Aşılar ise alevlenmeleri önleyerek hastalığın ilerlemesini yavaşlatıyor. TÜRKİYE'DE KOAH İLE MÜCADELE Uludağ Üniversitesi ve Bursa İl Sağlık Müdürlüğü, KOAH'a karşı ortak bir mücadele başlattı. Nilüfer ilçesinde başlatılan pilot projede, KOAH hastalarına yönelik farkındalık yaratılarak erken teşhis ve tedaviye ulaşmaları sağlanıyor. UZMANLARDAN KOAH İÇİN ÖNEMLİ UYARILAR Sigarayı Bırakmak: KOAH'ın en önemli risk faktörü sigara olduğu için, sigarayı bırakmak hastalığın ilerlemesini durdurmanın en etkili yoludur. Hava Kirliliğinden Korunmak: Maske kullanmak ve hava kalitesinin iyi olduğu yerlerde bulunmak, hastalık riskini azaltabilir. Düzenli Sağlık Kontrolü: Özellikle 40 yaş üstü bireylerin, düzenli olarak doktor kontrolüne gitmeleri önemlidir. Akciğer Rehabilitasyonuna Katılmak: Akciğer rehabilitasyonu, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilir.

Uludağ Üniversitesi’nde kampüs yaşamı Haber

Uludağ Üniversitesi’nde kampüs yaşamı

Uludağ Üniversitesi, Bursa’da bulunan köklü ve geniş bir kampüs hayatı sunan bir yükseköğrenim kurumudur. Hem eğitim kalitesi hem de sosyal olanakları ile dikkat çeken bu üniversite, öğrencilere zengin bir kampüs yaşamı deneyimi sunmaktadır. Bu makalede, Uludağ Üniversitesi'nde kampüs yaşamının dinamikleri, sunulan imkanlar ve öğrencilerin günlük hayatlarına dair detaylar ele alınacaktır. Kampüs Alanları ve Binalar Uludağ Üniversitesi'nin ana kampüsü, Bursa'nın Nilüfer ilçesinde geniş bir alan üzerine kuruludur. Kampüs, modern eğitim binaları, laboratuvarlar, kütüphaneler ve sosyal alanlarla donatılmıştır. Öğrenciler, çeşitli fakültelerin ve enstitülerin bulunduğu kampüste derslerin yanı sıra, sosyal ve kültürel etkinliklere de katılabilirler. Kütüphaneler ve Öğrenme Alanları Üniversitenin kütüphane olanakları oldukça geniştir. Merkez Kütüphane, öğrencilere geniş bir kaynak yelpazesi sunar ve çalışma alanları ile sessiz okuma köşeleri sağlar. Ayrıca, bazı fakülteler kendi kütüphanelerine sahiptir ve bu kütüphaneler, öğrencilerin ders çalışırken ihtiyaç duyabilecekleri özel kaynakları barındırır. Yurtlar ve Konaklama Uludağ Üniversitesi, öğrencilere kampüs içerisinde ve çevresinde konaklama seçenekleri sunar. Üniversitenin kendi yurtları dışında, devlet ve özel yurtlar da mevcuttur. Bu yurtlar, öğrencilere çeşitli olanaklar sunar ve konforlu bir yaşam alanı sağlar. Sosyal ve Spor Olanakları Kampüs içinde spor tesisleri, spor salonları ve açık hava etkinlik alanları bulunmaktadır. Öğrenciler, çeşitli spor dallarında eğitim alabilir ve rekabetçi müsabakalara katılabilirler. Ayrıca, üniversite bünyesinde çeşitli kulüpler ve topluluklar yer alır. Bu kulüpler, öğrencilerin ilgi alanlarına göre etkinlikler düzenler ve sosyal hayatı canlandırır. Kültürel ve Sosyal Etkinlikler Uludağ Üniversitesi, yıl boyunca birçok sosyal ve kültürel etkinlik düzenler. Konserler, tiyatro gösterimleri, sergiler ve çeşitli festivaller kampüs yaşamının bir parçasıdır. Bu etkinlikler, öğrencilerin sosyal hayatını zenginleştirir ve kampüs atmosferini canlı tutar. Öğrenci Kulüpleri ve Topluluklar Üniversite, öğrencilerin farklı ilgi alanlarına yönelik birçok kulüp ve topluluk sunar. Bu kulüpler, öğrencilerin hobilerini geliştirmelerine ve yeni beceriler kazanmalarına yardımcı olur. Kulüpler aynı zamanda çeşitli sosyal projeler ve gönüllü çalışmalara da öncülük eder. Uluslararası Öğrenci Topluluğu Uludağ Üniversitesi, uluslararası öğrenciler için de bir dizi destek ve etkinlik sunar. Uluslararası öğrenci ofisi, bu öğrencilerin kampüse adaptasyon süreçlerini kolaylaştırır ve çeşitli kültürel etkinlikler düzenler. Bu etkinlikler, farklı kültürlerin tanınmasına ve uluslararası bir ortamın oluşmasına katkı sağlar. Akademik ve Kariyer Destekleri Üniversite, öğrencilere akademik ve kariyer danışmanlığı hizmetleri sunar. Kariyer merkezi, öğrencilerin staj ve iş bulma süreçlerine destek olur ve profesyonel gelişim fırsatları sağlar. Araştırma ve Projeler Uludağ Üniversitesi, öğrencilere çeşitli araştırma projelerine katılma fırsatları sunar. Bu projeler, öğrencilerin akademik bilgi birikimlerini artırmalarına ve bilimsel çalışmalara katkıda bulunmalarına yardımcı olur. Uludağ Üniversitesi, öğrencilere zengin bir kampüs yaşamı sunarak, hem akademik hem de sosyal gelişimlerini destekler. Modern tesisleri, geniş sosyal olanakları ve kültürel etkinlikleri ile öğrencilere dinamik ve tatmin edici bir üniversite deneyimi sağlar. Üniversitenin sunduğu imkanlar ve etkinlikler, öğrencilerin kişisel ve profesyonel becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur ve kampüs yaşamını daha anlamlı hale getirir.

Bursa'da 60 yaşındaki zabıta üniversitede birinci oldu Haber

Bursa'da 60 yaşındaki zabıta üniversitede birinci oldu

40 yıllık zabıta memuru Algan, Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu Tohumculuk Teknolojisi programını 21 öğrenci arasından birincilikle bitirerek 60 yaşında yüksekokul diploması aldı. 30. dönem mezunlarını veren okuldaki iki yıllık eğitimini başarıyla tamamlayan iki çocuk babası Algan, tarımsal tohumluk üretim aşamaları hakkında yeterli niteliğe sahip olarak mezun olduğunu söyledi. “KARA DÜZEN ÜRETİM GERİDE KALDI” “Tarımda doğru bildiğimiz yanlışları 40 yıl sonra öğrendik” diyen Nedim Algan, kara düzen üretimin geri kaldığını belirterek; “Daha önce kara gürültüye çiftçilik yapıyormuşuz. Fazla tonaj almak uğruna fazla ilaç ve gübre kullanarak aslında insanların sağlığı ile oynuyormuşuz. Sağlıklı üretimin nasıl olması gerektiğini öğrendik” ifadelerini kullandı. Algan, gençlerin mesleki eğitime sahip çıkmalarını önemle vurgularken; “Gençlerimiz derslerine daha fazla katılım sağlasınlar. Bizim yaşımız artık 60 oldu ama bu ülkenin geleceği onlar” diye konuştu. Mustafakemalpaşa’da yaşayan Zabıta Komiseri Nedim Algan, hayalini kurduğu Bursa Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu Tohumculuk Teknolojisi programını başarıyla tamamlayarak 60 yaşında mezuniyet sevinci yaşadı. Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu 2023-2024 Akademik Yılı içerisinde diploma almaya hak kazanan öğrenciler için geniş katılımlı bir mezuniyet töreni düzenledi. Bursa’da Meslek Yüksekokulu bazında ilk bağımsız müdürlük olan kurum, 30. dönem mezunlarını verdi. İşletme Yönetimi, Muhasebe ve Vergi Uygulamaları, Pazarlama, Gıda Teknolojisi, Organik Tarım ile Tohumculuk Teknolojisi programlarında 32 yıldır meslek eğitimi veren Yüksekokul da 100 öğrenci kep atarak mezun oldu. Yüksekokul birincisi Gıda Teknolojisi programından Buse Şenbayrakdar olurken, 40 yıllık zabıta memuru Nedim Algan da Tohumculuk Teknolojisi programını birincilikle bitirdi. Mustafakemalpaşa Belediyesi’nde 10 yıldır görev yapan Algan, 60 yaşında diploma heyecanı yaşadı. Kültür Merkezi’ndeki törende diplomasını ve başarı belgesini alan bölüm birincisi Nedim Algan’ın sevincine ailesi ve mesai arkadaşları da ortak oldu. Evli ve 2 çocuk babası Algan, küçük yaşlardan itibaren ailesi ile birlikte kırsal Tepecik Mahallesi’nde çiftçilikle uğraştığını, kendisinin de domates, biber, mısır, kavun ve karpuz üretimi yaptığını söyledi. “DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLARI ÖĞRENDİK” İki yıllık eğitiminin kendisi için ufuk açıcı olduğunu vurgulayan Algan; “Okula derece ve kademe için gitmiştim ama sonradan anladım ki tarımda birçok uygulamayı yanlışyapıyormuşuz. Kullandığımız ilaçlardan, gübrelerden, ürettiğimiz sebze ve meyvelerdeki kalıntılara kadar tüm yanlışları burada öğrendik. Okulun bana en büyük katkısıda bu oldu.Maddi yönden ve daha da önemlisi insan sağlığı açısındanüretimin nasıl olması gerektiğini,kalıntıların nasıl yok edileceği, nasıl sağlıklı duruma getirileceğini hocalarımızın engin bilgileri sayesinde uygulayarak öğrendik.Daha önce kara gürültüye çiftçilik yapıyormuşuz. Fazla tonaj almak uğruna fazla ilaç ve gübre kullanarak aslında insanların sağlığı ile oynuyormuşuz. Aslıda çok ilaç ve gübre kullanmadan da üretim yapılabiliyormuş” dedi.

Başkan Bozbey çağrı yaptı: Bursa'da ağaçlandırma seferberliği Haber

Başkan Bozbey çağrı yaptı: Bursa'da ağaçlandırma seferberliği

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Uludağ Üniversitesi kampüsündeki yangın sonrası ormanların tekrar ağaçlandırılması için harekete geçti. Büyükşehir Belediyesi çalışanları adına fidan dikmekle işe başlayacaklarını söyleyen Başkan Bozbey, bu hareketin kentteki tüm kurum ve kuruluşlara örnek olmasını diledi. Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı Yolçatı Mahallesi'nde başlayıp Uludağ Üniversitesi kampüsündeki ormanlık alana sıçrayarak geniş bir alanda etkili olan yangın, havadan ve karadan ekiplerin yoğun gayretleri sonucu kontrol altına alındı. Bursa Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin de büyük mücadele verdiği yangın, 700 hektarlık bir alana zarar verdi. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, bölgenin tekrar ağaçlandırılması için seferberlik başlattı. "BURSA HEPİMİZİN" Haftaya üzücü bir haberle başladıklarını söyleyen Başkan Mustafa Bozbey, Yolçatı Mahallesi’nde başlayıp Uludağ Üniversitesi’nde devam eden orman yangınlarından etkilenen herkese geçmiş olsun dileklerini iletti. Yangın sonrası olağanüstü çaba sarf eden tüm ekiplere de teşekkür eden Başkan Bozbey, “Şimdi hep birlikte tüm Bursa'da yaşamı da umudu da yeniden yeşertme zamanı. Son zamanlarda yaşadığımız tüm yangınlar dahil olmak üzere kaybettiğimiz her bir ağacın yerine yenilerini yetiştirebilmek için Büyükşehir Belediyemizin 5890 çalışanı adına birer fidan dikmekle işe başlıyoruz. Başlattığımız bu hareketin tüm iştiraklerimize, Bursa’mızın sanayicilerine, kurum ve kuruluşlarına örnek olmasını diliyorum. Bursa bizim. Bursa hepimizin. Hep birlikte, yaşamı da umuda da yeniden yeşertelim” dedi.

Bursa'da 11 yıl kadavra olarak kullanıldı! Naaşı ailesine verildi Haber

Bursa'da 11 yıl kadavra olarak kullanıldı! Naaşı ailesine verildi

Bursa'da Askeri Hastane'de röntgen teknisyeni olarak görev yaparken emekli olan 70 yaşındaki 2 çocuk babası Fehmettin Saymaz, 2013 yılında zatürre teşhisiyle Onkoloji Hastanesi'ne yatırıldı. Burada vefat ederse bedeninin kadavra olarak kullanılmasını vasiyet eden Saymaz'ın naaşı 20 Mayıs 2013 tarihinde ölünce Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne götürüldü. Burada tıp fakültesi öğrencilerinin derslerinde kadavra olarak kullanılan Fehmettin Saymaz'ın naaşının 11 yıl sonra ailesine teslim edilmesine karar verildi. Aile fertlerinden kardeşi Ergin Saymaz (65) kızı Çiğdem Saymaz Narlı (56) ve Semra Kama (58) Uludağ Üniversitesi'nde törenle naaşı teslim aldılar. Fehmettin Saymaz'ın cenazesinin Ayvalık'ta düzenlenen tören ve cenaze namazının ardından ilçe mezarlığına defnedileceği öğrenildi. "BABAM İHTİYAÇ OLDUĞUNU HABERLERDE GÖRMÜŞ" Ayvalık Adliyesi'nden emekli olan ve burada yaşayan Çiğdem Saymaz Narlı cenazeyi teslim alırken şunları söyledi: "Babam 11 sene önce vefat etti. Ölmeden önce kendi isteği, kadavra olarak teslim olmaktı. Biz de çok büyük zorluklarla annem, eniştem uğraşarak teslim ettik. Bu tür durumlar yaygın olmuyormuş. Neredeyse vazgeçecektik. Uludağ Üniversitesi'ne kadavra olarak bağış yapıldı. Babam askeri hastanede röntgen teknisyeni olarak görev yapıyordu. En son görev yeri Denizli idi. Orada emekli oldu. Orada yaşıyorduk. Babamın neden vefat ettiği tam anlaşılamadı. Zatürre dediler. En son biz öğrendiğimizde, akciğerine sıçrama yapmış. Hangi kanser türüydü tam net bilmiyoruz. Çabuk ilerleyen bir hastalıkmış. Denizli'de bir aya yakın kaldık hastanede. Kendi imkanlarımızla Bursa'ya geldiğimizde ilk olarak Göğüs Hastanesi'nde tedavi gördü. Onkoloji Hastanesi'ne bir hafta sonrasında yattık. Bir hafta normal kaldı. Bir hafta da yoğun bakımda geçirdi. Kendi talebiyle kadavra olmasını istedi. Annem kabul etmeyeceği için bana, amcama söyledi. Haberlerde görmüş. Kadavrasız eğitimde tıp öğrencilerinin sıkıntı yaşadığını görmüş. Kadavra ihtiyacı olduğunu duymuş, eğer vefat edersem beni kadavra olarak bağışlayın diye ısrar etti. Bağış yaparken bize 5 yıl dediler. Korona virüs ve deprem döneminde kullanılmadığı söylendi. Geçen yıllarda telefonla aradım. Kadavra eksikliğinden dolayı daha uzun kalmış. Teslim alma talebi bizden geldi ve bugün defnedeceğiz. 11 yıl babamın hep yaşadığını düşündüm. Bugün bir eksik tamamlanmış gibi olacak. Ayvalık'ta defnedeceğiz" diye konuştu. "KADAVRA BAĞIŞI YETERSİZ" Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Prof Erdoğan Şendemir de Türkiye'de 120 Tıp Fakültesi olmasına rağmen beden bağışının çok düşük olduğunu ifade ederek, "Fehmettin Saymaz binlerce tıp fakültesi öğrencisine alabileceği en iyi eğitimi alabilmesi için bedenini bağışlayarak büyük hizmette bulundu. Ölçülebilir bir hizmet değildir. Ülkemizde 120 tıp fakültesi olmasın rağmen beden bağışı düşüktür. Pek çok tıp fakültesinde kadavra bulunmamaktadır. Bağışçıların varlığı ve aileleri bizim için anlamlı ve değerli. Nasıl organ bağışı ile çok hayat kurtulması mümkün ise beden bağışı da hekimlerin yetişmesi açısından karşılıksız değere sahiptir. Uzunca süre insanlığa hizmet etmiş Fehmettin Saymaz'ı ve yakınlarını şükranla anıyoruz. Büyük bir borçtur. Öğrencilerimiz buna saygıyla yaklaşıp alabilecekleri en büyük eğitim ve bilgiyi Fehmettin Saymaz'dan almışlardır. Sonsuz saygı ve şükranlarımızı sunuyoruz. Kadavra bağışı ne yazık ki yeterli değildir. 40 yıl önceki Avrupa'nın durumunu yaşıyoruz. Bağış sayısı yavaş yavaş artıyor. Ailelerin yaklaşımı ile birlikte bir ivme var. Yeterli mi hayır. Anadolu'da pek çok tıp fakültesinde kadavra bulmak zor. Batı kentlerinde Ege'de, Mersin'de, İstanbul, Ankara'da bağışlar arttı. Bunun yetmediği kesin. 8-10 öğrenciye bir beden sunabilmemiz lazım. Tıp Fakültesinde bir sınıfta 400 öğrencimiz var. Toplam 1600 öğrencimiz var. 10 öğrenciye bir beden sunacaksak çok sayıda bedene ihtiyacımız var. Öğrencilerimiz çok görmek istedikleri yeterlilikte bir bedenle karşı karşıya gelemiyorlar. Umutluyuz inançlıyız, ailelerden beklentimiz beden bağışlayanlardan geri kalmamaları. Tıp Fakültelerinin anatomi anabilim dallarına başvurmaları. Ben Saymaz'a ve ailesine teşekkürlerimi sunuyorum" diye konuştu.

Nilüfer Belediyesi'nden 'öğrenci yurdu' protokolü! Haber

Nilüfer Belediyesi'nden 'öğrenci yurdu' protokolü!

Uludağ Üniversitesi’ne ev sahipliği yapan ve bir öğrenci kenti olan Nilüfer’de gençlerin barınma ihtiyacını karşılamak için çeşitli çözümler üreten Nilüfer Belediyesi, kente yeni yurtlar kazandırıyor. Bu kapsamda Ertuğrul Mahallesi’nde 2 bin metrekarelik belediye hizmet alanı, yüksek öğrenim öğrenci yurdu yapılması amacıyla Türk Eğitim Vakfı’na tahsis edildi. Projesi, inşaatı ve işletmesi Türk Eğitim Vakfı tarafından yapılacak öğrenci yurdu için taraflar arasında protokol imzalandı. Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, TEV Genel Müdürü Banu Taşkın ve TEV Yönetim Kurulu Üyesi A. Fatma Dilek Mutuş’un imzaladığı protokol, Nilüfer Belediyesi Halkevi’nde gerçekleşti. Yurtların yetersizliği ve kiralardaki fahiş artış nedeniyle üniversite eğitimi için Bursa’ya gelen gençlerin ciddi bir barınma sorunuyla karşı karşıya kaldığını belirten Başkan Erdem, Nilüfer Belediyesi olarak gerekirse huzurevi gibi uygun kamu binalarını öğrencilere açarak geçici çözüm üretmeye çalıştıklarını söyledi. Ancak kalıcı çözüm üretmek için de arsa tahsis ederek ve yatırımcı desteği arayarak kente yeni yurtlar kazandırmaya çabaladıklarını ifade eden Başkan Erdem, “Bu çabalarımızın sonucunda Türk Eğitim Vakfı ile biraraya gelerek Nilüfer’e 300 öğrenci kapasiteli bir kız öğrenci yurdu kazandıracağız. Bu işbirliği öğrencilerin barınma sorununun çözümüne önemli katkı sağlayacaktır” dedi. Türk Eğitim Vakfı Genel Müdürü Taşkın ve Yönetim Kurulu Üyesi Mutuş ise, Bursa'da yeni bir eğitim yatırım gerçekleştirecek olmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getirdiler. Protokol imza töreninde TEV Yöneticileri ile Nilüfer Belediye Başkan Yardımcıları da hazır bulundu. 20 yıllık süreyi kapsayan protokol kapsamında; 2 yıl içerisinde yurt binasının projesi tamamlanarak inşaata başlanması ve sonraki 2 yılda da tamamlanarak hizmete açılması hedefleniyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.