Hava Durumu

#Terör

Bursa Hayat Gazetesi - Terör haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Terör haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bakan Güler: 'Türkiye bir terör devletinin kurulmasına asla izin vermeyecek' Haber

Bakan Güler: 'Türkiye bir terör devletinin kurulmasına asla izin vermeyecek'

Güler, 13-14 Haziran'da Brüksel’deki NATO Karargahı'nda düzenlenen NATO Savunma Bakanları Toplantısı'na katılmasının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Bu kapsamda NATO-Ukrayna Temas Grubu toplantısına da katıldığını belirten Güler, "Toplantılarda hem ülkemizin değişik konulardaki görüşlerini ifade ettik hem de mevkidaşlarımızla bir araya gelerek görüş alışverişinde bulunduk. Genel olarak çok faydalı ve verimli geçtiğini değerlendiriyorum." ifadelerini kullandı. "NATO'nun en büyük ikinci ordusuna sahip güçlü ve güvenilir bir üyesi olarak dayanışmanın, caydırıcılığın odak noktası olduğu anlayışıyla NATO'ya katkılarımızı sürdürdüğümüzü hatırlattık." diyen Güler, Türkiye'nin İttifak bünyesinde yürütülen çalışmaları yakından izlediğini, NATO’daki sorumlulukları yerine getirmeyi sürdürerek NATO'ya ve Avrupa-Atlantik bölgesinin güvenliğine kayda değer ve önemli katkılarda bulunmaya devam edeceğini dile getirdiğini söyledi. Toplantıda Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve Karadeniz’in güvenliğine ilişkin neler konuşulduğuyla ilgili soruya yanıtında Güler, Türkiye'nin başta toprak bütünlüğü olmak üzere Ukrayna’ya güçlü desteğini ifade ettiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Montrö Sözleşmesi'ni hassasiyetle uyguladığımızı ve Karadeniz’de en uzun kıyıya sahip müttefik olarak 'bölgesel sahiplik ilkesi'ne verdiğimiz önemi dile getirdik. Diğer yandan Bulgaristan ve Romanya ile birlikte teşkil ettiğimiz Karadeniz Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu İnisiyatifi’nin gelecek ay aktive edileceğini ifade ettik." Bakan Güler, NATO'nun önemli bir müttefiki olarak Türkiye’ye yönelik bazı ülkelerin lisans kısıtlamalarının gündeme gelip gelmediğiyle ilgili soruyu şöyle yanıtladı: "NATO Karargahı'ndaki toplantılar sırasında ve mevkidaşlarımızla gerçekleşen görüşmelerde NATO'nun komuta ve kuvvet yapısına, harekat ve misyonlarına kara-deniz-hava ve uzaydaki gayretlerine yaptığımız kayda değer katkılarımızı bir kez daha hatırlatma fırsatımız oldu. Bu kapsamda ülkemize uygulanan ihraç lisans kısıtlamalarının kabul edilebilir olmadığını vurguladık. Ayrıca Avrupa Birliği (AB) üyesi olmayan müttefiklerin, AB'nin savunma girişimlerine tam katılımının sağlanması gerektiğinin de altını çizdik." GAZZE'DEKİ DURUM Toplantı sırasında Gazze’deki durumun da konuşulup konuşulmadığının sorulması üzerine Güler, şunları söyledi: "Temaslarımız sırasında başta Gazze’de devam eden savaş olmak üzere istikrarsızlık kaynaklı sorunlara çözüm bulmanın ittifakın lehine olduğunu ifade ettik. Gazze’de masum sivillerin katledilmesini şiddetle kınadığımızı, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinde 10 Haziran'da kabul edilen 2735 sayılı kararın da en kısa sürede eksiksiz uygulanmasının kalıcı ateşkesin sağlanması ve insani facianın önlenmesi bakımından elzem olduğunu ve BM kararları doğrultusunda iki devletli bir çözümü güçlü bir şekilde desteklediğimizi belirttik." TERÖR ÖRGÜTÜNÜN SURİYE'NİN KUZEYİNDEKİ FAALİYETLERİ Bakan Güler, terör örgütü PKK/YPG'nin Suriye'nin kuzeyindeki faaliyetlerinin gündeme gelip gelmediğiyle ilgili soruya şöyle karşılık verdi: "Ülkemizin PKK/YPG dahil terörizmle mücadele ettiğini ifade ettik. Terör örgütü PKK/YPG'nin ise 'DEAŞ ile mücadele' adı altında uluslararası kamuoyunu yanılttığını anlattık. NATO’nun güney sınırında, Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde bir 'terör koridoru' kurulmasına asla müsaade etmeyeceğimizi bir kez daha vurguladık." F-16 TEDARİKİ VE ABD'NİN PKK/YPG'YE VERDİĞİ DESTEK Milli Savunma Bakanı Güler, "F-16 tedariki konusu olumlu yönde ilerlerken ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü PKK/YPG'ye verdiği destek de sürüyor. Son dönemde Türkiye-ABD ilişkilerinin geldiği noktayı nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna verdiği yanıtta şunları ifade etti: "Türkiye-ABD ilişkileri, uzun ve sağlam bir geçmişe dayanmaktadır. İki NATO müttefiki olarak ortak değerleri ve çıkarları paylaşıyoruz. F-16 tedarik süreci öngörülen takvime göre ilerliyor. Son uçağın teslimine kadar bu önemli projenin sorunsuz bir şekilde tamamlanmasını ve bu olumlu havanın ilişkilerimizin diğer alanlarına da yansımasını temenni ediyoruz. Bildiğiniz gibi, yeni NATO stratejik konseptinde de iki ana tehditten biri terörle mücadeledir ancak maalesef, müttefiklik dayanışmasına aykırı bir şekilde, ABD'nin Suriye’de terör örgütü ile süregelen işbirliği, ulusal güvenliğimizi tehdit etmeye devam etmektedir. Terör örgütünün ileri bir tarihe ertelediği sözde seçim hamlesinin hukuksal bir temeli bulunmamaktadır. Sözde seçimler, esasen, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasını da içeren BM'nin 2254 numaralı kararına da aykırıdır." Güler, Türkiye'nin güney sınırlarının hemen ötesinde bir terör devletinin kurulmasına asla izin vermeyeceğini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Amacımız, bölgedeki teröristleri etkisiz hale getirmek, sınır güvenliğimizi sağlamak ve Suriye halkının huzur ve güvenliğine katkıda bulunmaktır. Bizim ABD'den beklentimiz, 2019 yılındaki taahhütlerini yerine getirmesi ve PKK/YPG'ye verilen tüm desteği kesmesidir. ABD'li muhataplarımıza DEAŞ'la mücadele kapsamında ihtiyacı olan desteği vermeye hazır olduğumuzu her platformda ve her seviyede iletiyoruz. Biz, üzerimize düşen tüm sorumlulukları yerine getirmeye, bölgemizde ve dünyada barışa, işbirliğine katkı sağlamaya devam edeceğiz. Bu aşamada ABD ile ikili ilişkilerimizde önümüze bakmak ve olumlu bir gündeme odaklanmak istiyoruz." AVRUPA'NIN "KENDİ GÜVENLİK ÇATISINI" KURMA ARAYIŞI Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, bazı Avrupa ülkelerinin "kendi güvenlik çatılarını" kurmaya yönelik açıklamalarıyla ilgili Türkiye'nin bakış açısını ise şöyle özetledi: "Washington zirvesine giden süreçte, değişen güvenlik ortamı çerçevesinde İttifak’ın ihtiyaçlarının karşılanması için tüm müttefiklerle yakın işbirliğimizi sürdürüyoruz. Avrupa-Atlantik bölgesinde savunma ve caydırıcılığın sağlanması ve üye ülkelerin güvenliklerinin kolektif teminatı NATO’dur. Kurulduğu günden bugüne kadar yaptıklarıyla başarısını kanıtlamış bir örgüttür. AB üyesi müttefiklerin, NATO’nun güvenlik şemsiyesinin dışında alternatif arayışları içinde olması, İttifak’ın birlik ve beraberliğine zarar verir, başarıya ulaşması da mümkün değildir. Tüm müttefiklerin savunma ve güvenliği için tek platform NATO’dur. AB'nin çabaları ancak ve ancak NATO’ya tamamlayıcı nitelikte olursa faydalı olur ve ancak bu durumda biz de içerisinde yer almayı değerlendiririz."

Bursa'daki terör saldırısı davasında karar! Haber

Bursa'daki terör saldırısı davasında karar!

İzmir ve Bursa'da infaz koruma memurlarının servis araçlarına yönelik terör saldırılarıyla ilgili yargılanan terör örgütü MLKP üyesi Cebrail Gündoğdu, Bursa'daki saldırıyla ilgili dosyada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Birleştirilerek İzmir 18. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın karar duruşmasına, tutuklu sanık Cebrail Gündoğdu ile 7 tutuksuz sanık, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Sanık Gündoğdu, son savunmasında kendisinin eylemleri gerçekleştirdiğine dair herhangi bir delil bulunmadığını, hakkında verilen ifadelerde bir tutarlılık olmadığını ve kendisine komplo kurulduğunu iddia ederek beraatini istedi. Tutuksuz sanıklar da beraatlerini talep etti. Mahkeme heyeti, 4 tutuksuz sanığın beraatine karar verirken tutuksuz sanıklar D.S.K, K.Ö, ve R.İ'yi "terör örgütüne yardım" suçundan 1 yıl 13'er ay hapis cezasına çarptırdı. Sanık Gündoğdu, Bursa'daki saldırıya ilişkin dosyadan "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" ve "bir kişinin ölümüne sebebiyet vermek" suçlarından 2 kez ağırlaştırılmış müebbet, "adam öldürmeye teşebbüs" suçundan ise 23 kez 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sanığa, "tehlikeli madde bulundurmak" suçundan 6 yıl 8 ay, "evrakta sahtecilik" suçundan da 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Mahkeme heyeti, sanık Cebrail Gündoğdu'nun İzmir'in Buca ilçesindeki olaya ilişkin dosyadan ise beraatine hükmetti. OLAYIN GEÇMİŞİ İzmir'in Buca ilçesinde 31 Ağustos 2017'de infaz koruma memurlarını taşıyan servis otobüsünün geçişi sırasında çöp konteynerinde meydana gelen patlama sonucu 10 kişi yaralanmıştı. Bursa'da da 20 Nisan 2022'de infaz koruma memurlarının bulunduğu servisin geçişi sırasında meydana gelen patlamada 1 infaz koruma memuru şehit olmuş, 23 ceza infaz kurumu personeli yaralanmıştı. Bu saldırıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında terör örgütü MLKP üyesi olduğu ve örgütün kamplarında sabotaj eğitimi aldığı belirlenen Cebrail Gündoğdu, İzmir'de yakalanmıştı. Gündoğdu ile ona barınması, konaklaması ve ulaşımı konusunda yardım ettikleri öne sürülen 7 şüpheli hakkında "silahlı terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla dava açılmıştı. Bursa 8. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık Gündoğdu açısından iki kentte devam eden davaların İzmir 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nde birleştirilmesine karar vermişti.

Rusya'daki terör saldırısında Türkiye detayı! Haber

Rusya'daki terör saldırısında Türkiye detayı!

Terör örgütü DEAŞ'ın üstlendiği Moskova'daki terör saldırısını gerçekleştiren saldırganlarla ilgili yeni detaylar ortaya çıktı. Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Tacik saldırganlardan ikisinin uzun süredir Moskova'da ikamet ettiği, Rusya'daki ikamet sürelerini uzatmak için ülkeden çıkış yapmaları gereken saldırganların, coğrafi yakınlığı ve Rusya-Ukrayna Savaşı sonrasına uygulanan ambargoların fazla seçenek bırakmaması nedeniyle Türkiye'ye geldikleri belirlendi. Haklarında herhangi bir "arama kaydı" bulunmayan saldırganların pasaportlarını kullanarak Türkiye ve Rusya arasında seyahat edebildiği belirtildi. RUSYA'DA RADİKALLEŞTİLER Saldırganlardan Shamsidin Fariduni'nin 20 Şubat'ta havayoluyla Rusya'dan Türkiye'ye giriş yaptığı, İstanbul Fatih'te bir otelde kaldıktan sonra 2 Mart'ta İstanbul Havalimanı'ndan Rusya'ya gittiği tespit edildi. Diğer saldırgan Saidakram Rajabalizoda'nın ise 5 Ocak'ta İstanbul'a gelerek Fatih'te bir otelde bir süre kaldığı, daha sonra Fariduni ile aynı uçakta Moskova'ya döndüğü belirlendi. Fariduni'nin yakalandığında yapılan ön ifadesinde, vizesi bittiği için Türkiye’ye gidip geldiğini itiraf ettiği belirtildi. Güvenlik kaynakları, 2 saldırganın Rusya'da radikalleştiği, Türkiye'de geçirdikleri sürenin kısa olduğu, bu sürenin "radikalleşme" için yeterince uzun olmadığı değerlendirmesinde bulundu. TÜRKİYE'Yİ DE HEDEF ALMIŞLARDI Rusya'nın başkenti Moskova'daki konser salonundaki terör saldırısının sorumluluğunu terör örgütü DEAŞ üstlenmişti. Güvenlik kaynakları, son dönemde DEAŞ'ın sözde Horasan Vilayeti kolunun saldırılarını aynı coğrafya üzerinde gerçekleştirdiğine dikkat çekti. Terör örgütü DEAŞ'ın en fazla hedef aldığı ülkelerin başında Türkiye geliyor. Son olarak 28 Ocak 2024'te iki DEAŞ'lı terörist Sarıyer'deki Santa Maria Kilisesi'nde bir saldırı gerçekleştirmiş, 1 kişi hayatını kaybetmişti. Bu saldırının ardından DEAŞ'a yönelik peş peşe operasyonlar düzenlenmiş, çok sayıda kişi gözaltına alınmıştı. Güvenlik kaynakları, PKK, DEAŞ ve El Kaide gibi örgütler arasında ayrım yapmaksızın terörle mücadelesini kararlılıkla sürdürdüğünü kaydetti. AYNI COĞRAFYADA SALDIRILAR GERÇEKLEŞTİRDİLER Bu yılın başında İran'ın Kirman kentinde İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin 4'üncü ölüm yılında düzenlediği saldırıda 84 kişi hayatını kaybetmiş, 284 kişi yaralanmıştı. Terör örgütünün Afganistan ve çevre bölgelerde faaliyet gösteren kolu olarak bilinen DEAŞ sözde Horasan Vilayeti, Ekim 2022’de İran’ın Şiraz kentinde bulunan Şah Çerağ Camisi'ne saldırı düzenlemiş, 15 kişi hayatını kaybetmiş, 40 kişi de yaralanmıştı. DEAŞ, Aralık 2022'de ise Afganistan'ın başkenti Kabil'de Çinlilere ait bir otele silahlı ve bombalı saldırı düzenlemiş, saldırıda da 3 kişi hayatını kaybetmiş, 15 kişi yaralanmıştı.

Bakan Yerlikaya'dan açıklama! Türkiye genelinde kaç terörist etkisiz hale getirildi? Haber

Bakan Yerlikaya'dan açıklama! Türkiye genelinde kaç terörist etkisiz hale getirildi?

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Meclis Toplantısı'nda konuşan Yerlikaya, genç, yaşlı, kadın, erkek ayrımı yapmaksızın herkesin huzur ve güvenliğinin Bakanlığa emanet edildiğini söyledi. Türk milletinin cesareti, samimiyeti ve işin doğru yapılmasını sevdiğini belirten Yerlikaya, "Bizim milletimiz eleştiri yapılsa bile hemen celalleneni değil, sabırla dinleyeni, daha sonra da tane, tane anlatanı sever. Bizim milletimiz hatasını fark ettiği zaman erdemlidir, hemen ondan dönüp doğrusunu yapanı sever. Özür dileyeni de sever, helallik dileyeni de sever. Ama bir başarı olduğu zaman havalanandan da pek hoşlanmaz çünkü başarı Allah'tan." ifadesini kullandı. Çalışma arkadaşlarına bu minvalde seslenen Yerlikaya, "Yolda yürürken bizim tempomuza ayak uydurmayan veya bizim bu ilkelerimize uymayan ve evrakta sabitlenenlerle yolumuzu ayırıyoruz. Daha detaya girmeye gerek yok. Ama başarıyı ödüllendirmekte cimri davranmıyoruz. Bir hata özellikle de kasıtlı bir hata yaptıysa cezalandırmakla da biz adalet ne diyorsa kesinlikle onu yapıyoruz." diye konuştu. "Önle-Yakala" mottosuyla hareket ettiklerini anlatan Yerlikaya, İçişleri Bakanlığı bünyesindeki çalışmaları anlattı. Yerlikaya, 1 Haziran 2023-12 Mart 2024 tarihleri arasında PKK/KCK terör örgütüne yönelik Türkiye genelinde 18 bin 734 kırsal, 3 bin 500 şehir olmak üzere toplamda 22 bin 234 operasyon yapıldığını, 60'ı ölü, 640 sağ veya yaralı, 117 teslim olmak üzere 817 teröristin etkisiz hale getirildiğini belirtti. Bu çalışmalarda ise 283 şehir operasyonunun İstanbul'da yapıldığını aktaran Yerlikaya, 514 gözaltı, 125 tutuklu, 144 adli kontrol işlemi olduğunu ve 87 teröristin etkisiz hale getirildiğini kaydetti. Yerlikaya, FETÖ/DEAŞ ve sol terör örgütlerine yönelik operasyonlar ile engellenen terör eylemlerinin bilgilerini paylaştı. Türkiye genelinde terörizmin finansmanına yönelik operasyonlara değinen Yerlikaya, 1 Haziran 2023 ila 12 Mart 2024 tarihleri arasında 183 operasyon yapıldığını bu kapsamda 1106 gözaltı, 179 tutuklu işlemi yapılarak 28 milyon 678 bin lira ele geçirildiğini söyledi. Gri listeye vurgu yapan Yerlikaya, şöyle konuştu: "Gri listenin alt parametre olarak kırk maddesi var, biz geldiğimizde dördü kalmıştı, 3'ü İçişleri, 1'i Adalet Bakanlığında. Bunların tamamını bitirdik biz. Tabii bu yaptığımız, birazdan yapacağımız organize suç örgütleriyle ilgili, diğer bu finansmanla ilgili yapılanların her biri sadece bunları siz görmüyorsunuz ki tüm dünya bunu izliyor, onlar da görüyor, söylüyorlar. Bunlarla ilgili yurtdışı basınında çok enteresan kalemler yazı yazıyor ve bütün bunlar öyle olumlu bir tesir yapıyor ki nisan ayında, mayısın ilk haftalarında bu komisyon gelecek yerinde son değerlendirmesini yapacak ve haziranın ilk haftasında da gri listeden ilk biz çıkacağımızı ümit ediyoruz, çünkü yapmamız gereken her şeyi yaptık. Eğer Mehmet Şimşek bakanımızın da ifade ettiği gibi 'Halen' diye bir karar alıyorlarsa bu da bizimle ilgili siyasi bir duruşla ilgilidir ki biz öyle bir şey yapacaklarına da ihtimal vermiyoruz, vermek istemiyoruz." Yerlikaya, organize suçlara yönelik yürütülen operasyonlarla ilgili olarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Şehirde bir tane eşkıya istemiyorum." sözlerini aktararak, "Dedim 'Sayın Cumhurbaşkanım talimat bu, destek bu olduktan sonra Allah'ın izniyle. Her zaman bunu söylüyorsunuz zaten, baş üstüne. Adalet Bakanlığı savcılarımıza, mahkemelerimize, Hazine ve Maliye Bakanlığımızla, MASAK ve diğer ilgili kurum ve kuruluşlarla biz İçişleri Bakanlığı olarak müthiş bir uyumun bereketi diye. Uyum, bereket nasıl oluyor biliyor musunuz? '12 aydan beri fiziki teknik takip planlı hareket yapacağım diye uğraşırken ya bu neredeyse 4 ayda bitiyor.' diyor, dedik ya bereket bu." İlgili bakanlıklarla uyumlu bir süreç geçirdiklerini kaydeden Yerlikaya, "Bir organize suç örgütüyle ilgili 'mış' gibi yapmak yok. Dosyayı öyle bir yapacaksınız ki savcılarıyla, mahkemeyle görüştüğümüz zaman, arkadaşlarımız konuştuğu zaman 'Dosya dolu mu?' diyorum ben, adamlar diyor ki 'Efendim Allah sizden razı olsun, İçişleri ailesinden öyle bir dosya geldi ki cuk, hareket edemeyecek.' dosya böyle." dedi. Çalışma arkadaşlarına verdiği talimatları aktaran Yerlikaya, şöyle konuştu: "Biz organize suç örgütleriyle ilgili valilerimize, emniyet müdürlerimize, arkadaşlarımıza, istihbaratıma verdiğim talimat şu, bakın aynı şeyi size de söylüyorum, ekranda da söylüyorum diyorum ki ey valilerim, ey müdürlerim, paşalarım bakın 'Bir şehirde benim vatandaşıma musallat olan bir yerel, bölgesel, ulusal, uluslararası niteliği önemli, bir çete var. Bunu vatandaş biliyor ve halen siz makul, mantıklı, beni ikna edeceğiniz bir sebepten dolayı fişi takmadınız, kamerayı görmediniz, izleyip yani planlı, projeli bir iş henüz yapmadıysanız kusura bakmayın ben sizle yürümem, durdurmam ben sizi orada, hayatta sizle yol yürümem.' diyorum. Çünkü ben de dahil hepimizin bu aziz milletimizin içerisinde yetiştirdiği öyle güzel alternatiflerimiz var ki hepimiz için böyle. Yani reel sektörde nasıl bir rekabet varsa kamuda da 'Bakanım bir de beni müdür yap da bak ben nasıl cevvalim.' diyen bir sürü insan var. Ya hakkını ver ya da bizim önümüzden çekil, biz koşmak istiyoruz." Yerlikaya, yaptıkları çalışmaları anlatmasının ardından Samsun'da oğlu uyuşturucu maddeyi bırakan bir annenin kendisine yazdığı teşekkür mektubunu okudu. Asayiş başlığındaki verileri anlatırken emniyet güçlerinin yakasına kamera takılacağını dile getiren Yerlikaya, şu ifadeleri kullandı: "Başta büyükşehirler olmak üzere jandarma ve polisimizin, trafik asayiş ekiplerinin yüz tanımalı -ASELSAN yapıyor bunu yerli ve milli hepsinde- bir yaka kamerası olacak. İstanbul'dan başlayacağız. Bu personel ve araç işini de biz en yeni, en donanımlı araçları trafik ve asayiş ekiplerimize vereceğiz. 2 yıl içerisinde ASELSAN'la öyle anlaştık yüz tanımalı yaka kamerası şimdi her yerde bunlar olacak sadece ana arterlerde değil. Yarın bir gün araçlar durdurulduğu zaman diyecek ki kardeşimiz -latife yapıyorum dikkat toplamak için- 'Sen benim kim olduğumu biliyor musun?' diyecek, o da 'Sen hiç zahmet etme şimdi yaka kamerasından senin cemaziyelevvelin zaten benim ekranıma düşüyor.' diyecek. Bakın dünyada sistem bu, aynısı bizde de oluyor ve bu yerli ve milli oluyor." Bakan Yerlikaya, bu teknoloji sayesinde polis ve vatandaşlar arasında yaşanan olayları tespit edebileceklerini anlattı. Yerlikaya, göçle ilgili olarak da yoğun çalışmalar sürdürdüklerini belirterek eğer organize edilirse İTO'dan bir ekibi de hudut güvenliğini gözlemlemek üzere sınırda ağırlayabileceklerini söyledi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.