Hava Durumu

#Su

Bursa Hayat Gazetesi - Su haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Su haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Su neden köpürür? Fiziksel ve kimyasal açıklamalar Haber

Su neden köpürür? Fiziksel ve kimyasal açıklamalar

Su, yaşamın temel bileşenlerinden biri olup, birçok fiziksel ve kimyasal olaya ev sahipliği yapar. Bunlardan biri de suyun köpürmesidir. Peki, su neden köpürür? Bu fenomenin ardındaki fiziksel ve kimyasal süreçler, suyun yapısı ve çevresel koşullarla yakından ilişkilidir. 1. Su Moleküllerinin Yapısı Su, H₂O formülü ile gösterilen basit bir moleküldür. Her bir su molekülü, bir oksijen atomu ile iki hidrojen atomu arasında kovalent bağlarla oluşur. Oksijen atomu, hidrojen atomlarına göre daha elektronegatif olduğu için su molekülleri arasında polarite oluşturur. Bu polar yapı, suyun birbirine çekilen moleküller oluşturmasına neden olur. Moleküller arası bu çekim, suyun yüzey gerilimini artırır ve köpük oluşumunu etkiler. 2. Köpük Oluşumu Köpük, gazın sıvı içerisinde dağılımı ile oluşan bir sistemdir. Su, köpürdüğünde, havanın suyun içine hapsolması ile kabarcıklar oluşur. Bu kabarcıklar, suyun yüzey geriliminin azalmasıyla birlikte büyüyerek köpüğü oluşturur. Köpüğün stabilitesi, suyun kimyasal yapısı ve ortam koşullarına bağlıdır. 3. Fiziksel Faktörler Köpük oluşumunu etkileyen fiziksel faktörler arasında: Hava: Suya hava eklenmesi, kabarcıkların oluşmasına neden olur. Bu durum, örneğin suyun çalkalanması veya gazların eklenmesiyle gerçekleşir. Sıcaklık: Suyun sıcaklığı, moleküler hareketliliği etkileyerek köpük oluşumunu değiştirebilir. Sıcak su, daha fazla buharlaşma ve dolayısıyla daha fazla köpük üretme potansiyeline sahiptir. Yüzey Gerilimi: Yüzey gerilimi, sıvının yüzeyinde moleküllerin birbirine uyguladığı kuvvettir. Su, yüksek yüzey gerilimi nedeniyle güçlü kabarcıklar oluşturur. 4. Kimyasal Faktörler Köpük oluşumunda kimyasal faktörler de önemli bir rol oynar: Yüzey Aktif Maddeler: Sabun veya deterjan gibi yüzey aktif maddeler, suyun yüzey gerilimini düşürerek köpük oluşumunu teşvik eder. Bu maddeler, su moleküllerinin arasına girerek kabarcıkların stabil kalmasına yardımcı olur. Çözücü Özellikler: Su, birçok maddeyi çözme kapasitesine sahip olduğu için, çözünmüş gazlar veya katıların varlığı köpük oluşumunu etkileyebilir. Özellikle karbondioksit gibi gazlar, su içerisinde kabarcıkların oluşumunu hızlandırır. 5. Doğal ve Endüstriyel Uygulamalar Su köpürmesi, hem doğal olaylarda hem de endüstriyel uygulamalarda görülür. Örneğin, deniz dalgalarının köpürmesi doğal bir olaydır ve deniz ekosisteminde önemli bir rol oynar. Endüstriyel alanlarda ise, temizlik ürünleri ve kimyasal proseslerde köpük oluşumu sıkça kullanılır.

Çok fazla su içseydik ne olurdu? Haber

Çok fazla su içseydik ne olurdu?

Aşırı su tüketimi, çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilir ve vücudun elektrolit dengesini bozarak ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Dengeli ve yeterli su tüketimi, sağlığı korumanın anahtarıdır. Kişisel ihtiyaçlara uygun olarak su tüketiminin düzenlenmesi ve aşırıya kaçılmaması önemlidir. Eğer aşırı su içmenin belirtilerini yaşıyorsanız, bir sağlık uzmanına danışmak en doğru yaklaşım olacaktır. 1. Su Zehirlenmesi ve Hiponatremi a. Su Zehirlenmesi (Su Intoksikasyonu) Tanım: Su zehirlenmesi, vücudun aşırı miktarda suyu işleyememesi durumunda ortaya çıkar. Bu, suyun vücutta aşırı miktarda birikmesine ve elektrolit dengesinin bozulmasına yol açar. Semptomlar: Baş ağrısı, mide bulantısı, kusma, kafa karışıklığı, kas krampları ve hatta nöbetler gibi belirtiler görülebilir. b. Hiponatremi Tanım: Hiponatremi, kanda sodyum seviyelerinin düşmesi sonucu oluşan bir durumdur. Fazla su, kanda sodyum yoğunluğunu seyreltir, bu da hücrelerde aşırı su birikmesine yol açar. Semptomlar: Yorgunluk, baş dönmesi, bulantı, kafa karışıklığı, kas spazmları ve ağır vakalarda beyin ödemi, koma gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. 2. Böbrekler Üzerindeki Yük Böbrek Fonksiyonları: Böbrekler, vücuttaki fazla suyu atmakla görevli organlardır. Aşırı su tüketimi, böbreklerin iş yükünü artırarak bu organlar üzerinde baskı oluşturabilir. Uzun Vadeli Etkiler: Sürekli yüksek miktarda su tüketimi, böbreklerin aşırı çalışmasına ve uzun vadede böbrek sorunlarına neden olabilir. 3. Elektrolit Dengesizliği Elektrolitler: Su, vücuttaki elektrolitlerin (sodyum, potasyum, kalsiyum vb.) dengesini bozabilir. Elektrolitler, kas fonksiyonları ve sinir iletimi için gereklidir. Sonuçlar: Dengesiz elektrolitler, kas kramplarına, titremelere, baş dönmesine ve kalp ritmi bozukluklarına yol açabilir. 4. Sindirim Sistemi Üzerindeki Etkiler Mide Rahatsızlıkları: Aşırı su içmek, mideyi fazla doldurabilir ve sindirim sisteminde rahatsızlıklara neden olabilir. Bu durum mide bulantısı ve şişkinlik gibi sorunlara yol açabilir. Sindirim Sorunları: Ayrıca, suyun aşırı tüketilmesi, sindirim enzimlerinin konsantrasyonunu etkileyerek sindirim sorunlarına neden olabilir. 5. Vücut Isısı ve Termoregülasyon Isı Düzenlemesi: Su, vücut sıcaklığını düzenlemede önemli bir rol oynar. Ancak aşırı su tüketimi, vücut ısısının düzenlenmesini bozabilir ve hipotermi riskini artırabilir. Sonuç: Bu durum, aşırı serinleme ve düşük vücut ısısı sorunlarına neden olabilir. 6. Psikolojik Etkiler Zihinsel Fonksiyonlar: Aşırı su tüketimi, beyin fonksiyonlarını da etkileyebilir. Kafa karışıklığı, konsantrasyon zorlukları ve duygusal değişiklikler yaşanabilir. Stres ve Kaygı: Su zehirlenmesi durumu, bireylerde kaygı ve stres seviyelerini artırabilir, bu da genel yaşam kalitesini etkileyebilir. 7. Önleme ve Denge Dengeli Su Tüketimi: Vücudun ihtiyacı olan su miktarını karşılamak önemlidir. Genel olarak, günde yaklaşık 2-3 litre su içmek tavsiye edilir, ancak bu miktar kişisel ihtiyaçlara göre değişebilir. İzleme ve Ayarlama: Su tüketimini izlemek ve bireysel ihtiyaçlara göre ayarlamak, aşırı su tüketiminin önlenmesinde yardımcı olabilir.

Soğuk su mu, ılık su mu daha faydalı? Haber

Soğuk su mu, ılık su mu daha faydalı?

Su, yaşamımız için vazgeçilmez... Ancak, hangi sıcaklıkta su tüketmeliyiz sorusunusıklıkla düşünebiliriz. Soğuk su mu, ılık su mu daha faydalıdır? Bu soruya kesin bir cevap vermek yerine, her iki seçeneğin de farklı durumlar için farklı faydaları olduğunu söyleyebiliriz. Faydaları: Bazı araştırmalar, soğuk su içmenin vücudun ısıtma mekanizmalarını harekete geçirerek metabolizmayı hızlandırabileceğini ve dolayısıyla kilo vermeye yardımcı olabileceğini öne sürmektedir. Soğuk su, sinir sistemini uyararak daha uyanık olmanızı sağlayabilir.Cildi canlandırır: Soğuk suyla yüz yıkamak, gözenekleri sıkılaştırır ve cildi canlandırır. Potansiyel Zararları: Özellikle yemeklerden hemen sonra çok soğuk su içmek, sindirim sistemini yavaşlatabilir ve hazımsızlığa neden olabilir. Soğuk su, özellikle soğuk algınlığı veya boğaz enfeksiyonu durumlarında boğazı tahriş edebilir.Ilık Suyun Faydaları ve Potansiyel Zararları Faydaları: Ilık su, sindirimi kolaylaştırır ve besinlerin daha iyi emilmesini sağlar. Ilık su, kasları gevşeterek ağrıyı dindirmeye yardımcı olabilir. Ilık su, vücuttaki toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Potansiyel Zararları: Hiçbir belirgin zararı yoktur. HANGİSİNİ TERCİH ETMELİ? Aslında her iki suyun da kendine göre faydaları vardır. Ancak, genel olarak ılık su, vücut için daha uyumlu kabul edilir. Özellikle yemeklerden önce veya sonra ılık su içmek, sindirim sistemini rahatlatır ve besinlerin daha iyi emilmesini sağlar. Özetle, Sindirim için ılık su daha uygundur. Metabolizma için soğuk su, bazı araştırmalara göre daha etkili olabilir. Cilt için soğuk su daha canlandırıcıdır. Genel olarak ılık su, vücut için daha dengeli bir seçenektir. Hangi suyu tercih edeceğiniz kişisel tercihlerinize, sağlık durumunuza ve yaşam tarzınıza bağlıdır. Ancak, her iki suyu da dengeli bir şekilde tüketmek ve gün içinde yeterli miktarda su içmek genel sağlığınız için önemlidir. Bu bilgiler genel bilgilendirme amaçlıdır. Herhangi bir sağlık sorununuz varsa, bir uzmana danışmanız önemlidir.

Bursa'nın 2 ilçesinde sular kesilecek! Haber

Bursa'nın 2 ilçesinde sular kesilecek!

Bursa Mudanya ve Osmangazi'de yaşayan vatandaşlar, yapılacak su kesintisi hakkında arama motorları üzerinden kısa bir araştırma yapmaya başladı. Yapılan araştırmanın ardından, Mudanya ve osmangazi'nin hangi mahallelerinde su kesintisi yapılacağının bilgisine ulaşıldı. İşte detaylar... BUSKİ’den yapılan açıklama şu şekilde: BUSKİ Genel Müdürlüğümüz İçmesuyu Dairesi Başkanlığı tarafından yapılacak çalışmalar kapsamında, Osmangazi İlçesi Demirtaş Sakarya Mahallesi ve civarında  08.08.2024 tarihinde   09.00 - 18.00 saatleri arasında su kesintisi yapılacaktır.  MUDANYA BUSKİ Genel Müdürlüğümüz İçmesuyu Dairesi Başkanlığı tarafından yapılacak çalışmalar kapsamında  Mudanya İlçesi Çayönü Mahallesi ve civarında  08.08.2024  tarihinde  09:00 – 18:00 saatleri arasında su kesintisi yapılacaktır.  BURSA SU KESİNTİSİ İÇİN NERESİ ARANIR? Bursa'da su kesintileri ile ilgili bilgi almak için genellikle Bursa Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (BUSKİ) ile iletişime geçmeniz gerekir. BUSKİ'nin müşteri hizmetleri telefon numarası, web sitesi veya sosyal medya hesaplarından güncel bilgilere ulaşabilirsiniz.  Su kesintisi bilgilerini öğrenmek için aşağıdaki yolları kullanabilirsiniz: Telefonla İletişim: 185 veya 444 5 185 numaralı telefonları arayarak bilgi alabilirsiniz. Web Sitesi: BUSKİ'nin resmi web sitesi üzerinde "Su Kesintileri" ve "Çalışmalar" başlıkları altından güncel bilgilere ulaşabilirsiniz. SU KESİNTİLERİNE KARŞI ACİL DURUM PLANLARI: NASIL HAZIRLANMALIYIZ? Su, yaşamın temel taşlarından biri olup, her an erişilebilir olması gereken kritik bir kaynaktır. Ancak, su kesintileri, çeşitli sebeplerle aniden ortaya çıkabilir ve bu durum, bireyler ve topluluklar için büyük sorunlar yaratabilir. Su kesintilerine karşı etkili bir acil durum planı hazırlamak, bu tür kriz anlarında hem güvenliği hem de konforu sağlamanın anahtarıdır. İşte su kesintilerine karşı hazırlık yaparken dikkate almanız gereken bazı önemli adımlar: 1. Su Kaynağı ve Depolama Planı Oluşturun Su kesintilerine hazırlıklı olmak için ilk adım, yeterli miktarda suyun depolanmasıdır. Evde suyun kesilmesi durumunda kullanılmak üzere en az üç günlük su stoğu bulundurulmalıdır. Su depolama için: Su Şişeleri: Plastik su şişeleri, uzun süreli depolama için uygundur. Ancak, şişelerin düzenli olarak değiştirilmesi gerektiğini unutmayın. Su Depolama Tankları: Büyük ölçekli su ihtiyacı için depo tankları kullanılabilir. Temiz Kaplar: Acil durumlarda suyun taşınması için temiz kaplar ve variller kullanılabilir. 2. Acil Durum Kiti Hazırlayın Bir acil durum kitinin içinde su kesintileri sırasında ihtiyaç duyabileceğiniz malzemeler bulunmalıdır: Su Filtreleri: Acil durumlar için suyu arıtmak üzere taşınabilir su filtreleri edinmek faydalıdır. İlaçlar ve Temizlik Malzemeleri: Su ile temizlik yaparken kullanılabilecek temel temizlik malzemeleri ve kişisel hijyen ürünlerini unutmayın. Gıda Stoku: Su kesintisi sırasında gıda stoklarınızın da yeterli olduğundan emin olun. Konserve gıdalar ve uzun ömürlü yiyecekler iyi bir seçim olabilir. 3. Su Tasarrufu ve Alternatif Kullanım Stratejileri Geliştirin Su kesintileri sırasında mevcut suyun verimli kullanılması kritik öneme sahiptir. Şunları yapabilirsiniz: Su Tasarrufu: Su tasarrufu konusunda alışkanlıklar geliştirin. Diş fırçalarken suyu kapalı tutmak, duş sürelerini kısaltmak ve düşük akışlı musluklar kullanmak gibi önlemler alın. Yağmurların Kullanımı: Yağmur sularını toplamak için sistemler kurarak bitkiler ve temizlik için kullanılabilir. 4. Su Kesintilerine Karşı Bilinçli Olun Su kesintilerinin nedenleri ve nasıl yönetileceği hakkında bilgi sahibi olun. Su kesintisi durumunda nasıl bilgi alacağınızı ve nasıl yanıt vereceğinizi öğrenin: Yerel Su Sağlayıcıları ile İletişim: Su sağlayıcınızın iletişim bilgilerini ve acil durum uyarı sistemlerini takip edin. Topluluk İletişimi: Su kesintilerinin bölgesel etkileri hakkında bilgi almak için toplulukla iletişimde kalın.

Bursa'da şifalı su kaynağına sosyal medya etkisi: 'Kurudu' Haber

Bursa'da şifalı su kaynağına sosyal medya etkisi: 'Kurudu'

Bursa'nın İznik ilçesinde şeker hastalığına iyi geldiği gerekçesiyle Türkiye'nin her bir köşesinden hastalığına çare arayanların akın ettiği şifalı su kaynağı kurudu. Farklı illerden gelen vatandaşlar, suyun kuruduğunu görünce şok oldu. Karatekin Mahallesi'nde dağların eteklerinden gelen suyun şeker hastalarına şifa olduğu, 500 kişinin yaşadığı mahallede kimsenin şeker hastalığına yakalanmadığı iddia edildi. Hastalığa iyi geldiği düşünülen suda, tahlillerde bor miktarının fazla çıktığı tespit edilmişti. Mahallenin merkezinden ve cami şadırvanından su dolduran vatandaşlar köy camiine isterlerse yardımda da bulunabiliyor. SU KAYNAĞI BİR ANDA KURUDU İznik'in Karatekin Mahellesi'nde şeker hastalığına iyi geldiği söylenen su kaynağı sosyal medyada meşhur olup, Türkiye'nin birçok noktasından hastalığına şifa arayanların uğrak yeri haline gelmişti. Özellikle hafta sonları binlerce vatandaş su almak için Karatekin Mahallesi'ne akın etti. Suyun şifası dilden dile yayıldı. İki gün önce ise şifalı suyun kaynağı tükendi, mahalledeki su da kurudu. BUSKİ ekipleri su tankerleri ile mahalleye takviye yapmaya başladı. Mahalle sakinleri ise yaptıkları açıklamalarda, “Suyumuz duyulduktan sonra mahallemize akın ettiler, suyumuz kurudu. Ne yapacağımız bilmiyoruz” dedi. Uzak yollardan su için mahalleye gelen bir vatandaş ise, “Uzak yollardan geldim, bir baktım su kurumuş. Ne yapacağımı bilmiyorum, şoktayım” diye konuştu.

Su kıtlığının kültürel ve sosyal boyutları: Toplumlar üzerindeki etkiler Haber

Su kıtlığının kültürel ve sosyal boyutları: Toplumlar üzerindeki etkiler

Su kıtlığı, sadece çevresel bir sorun değil, aynı zamanda kültürel ve sosyal dinamikleri derinden etkileyen bir krizdir. Geleneksel su kullanımı, kültürel kimlik, toplumsal sağlık ve eşitsizlikler gibi birçok alanı etkileyerek toplumların sosyal yapısını değiştirir. Bu etkilerin anlaşılması, su kıtlığına yönelik etkili çözümler geliştirilmesi için önemlidir. Toplumlar, su kaynaklarını koruma ve yönetme konusunda daha bilinçli adımlar atarak bu krizle başa çıkabilirler. SU KITLIĞININ KÜLTÜREL ETKİLERİ Geleneksel Su Kullanım Alışkanlıkları: Su kıtlığı, yerel toplulukların geleneksel su kullanım yöntemlerini ve ritüellerini tehdit edebilir. Özellikle, tarımsal ve günlük yaşamda suyun önemli bir yer tuttuğu kültürel pratikler, kıtlık nedeniyle değişebilir veya yok olabilir. Örneğin, bazı toplumlar suyun kutsal kabul edildiği ritüellere sahiptir ve suyun azalması bu ritüellerin değişmesine yol açabilir. Kültürel Kimlik ve Su: Su kaynaklarının azalması, kültürel kimliği oluşturan unsurlardan biri olan suya olan bağlılığı etkileyebilir. Örneğin, gölde yaşayan topluluklar için gölün kuruması sadece ekosistemsel bir sorun değil, aynı zamanda kültürel bir travma olabilir. Su ile özdeşleşmiş festivaller ve törenler, su kıtlığı nedeniyle uygulanamaz hale gelebilir. Mülkiyet ve Su Hakkı: Su kaynaklarının azalması, su hakları konusunda çatışmalara neden olabilir. Su üzerindeki mülkiyet hakları, kültürel normlar ve toplumsal anlaşmazlıklar su kıtlığı durumunda daha belirgin hale gelir. Suya erişim hakkı, toplumsal adaletsizlikleri ve eşitsizlikleri artırabilir. SU KITLIĞININ SOSYAL ETKİLERİ Toplumsal Yapı ve Sağlık: Su kıtlığı, sağlık üzerindeki etkileri nedeniyle sosyal yapıyı doğrudan etkiler. Yetersiz su, hijyen koşullarının bozulmasına ve su kaynaklı hastalıkların yayılmasına neden olabilir. Bu durum, toplumsal sağlık sistemleri üzerinde baskı oluşturur ve sosyal dayanışmayı gerektirir. Ekonomik ve Sosyal Eşitsizlikler: Su kıtlığı, genellikle sosyal ve ekonomik eşitsizlikleri artırır. Su kaynaklarına erişimi olan ve olmayan gruplar arasında farklar oluşur. Suya erişimde yaşanan zorluklar, özellikle düşük gelirli ve kırılgan topluluklar için daha belirgin hale gelir ve bu durum sosyal gerilimlere neden olabilir. Göç ve Yer Değiştirme: Su kıtlığı, göç hareketlerini tetikleyebilir. Su kaynaklarının azalması, insanların yaşadıkları bölgelerden ayrılmalarına veya su kaynaklarına daha yakın bölgelere göç etmelerine neden olabilir. Bu durum, sosyal yapıyı ve toplumsal ilişkileri yeniden şekillendirir. Eğitim ve Bilinçlenme: Su kıtlığının etkileri, eğitim ve bilinçlenme çabalarını da etkiler. Su kıtlığı ile mücadele için toplumsal eğitim programları geliştirilir ve bu süreçte toplumun bilinçlenmesi sağlanır. Eğitim, su kıtlığının sosyal ve kültürel etkilerine karşı bir araç olarak kullanılabilir.

Hayatın vazgeçilmez kaynağı: İşte su israfının ekonomik yükü... Haber

Hayatın vazgeçilmez kaynağı: İşte su israfının ekonomik yükü...

Su, dünya üzerinde hayatın devamı için vazgeçilmez bir kaynaktır. Ancak, su kaynaklarının hızla tükenmesi ve kirlenmesi, su israfının ne kadar ciddi bir sorun olduğunu gözler önüne seriyor. Su israfı sadece çevresel değil, aynı zamanda ekonomik açıdan da büyük yükler getirmektedir.  SU İSRAFININ EKONOMİK YÜKÜ Su israfı, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde önemli ekonomik kayıplara neden olur. İşte su israfının ekonomik yükünü oluşturan bazı faktörler: Su Arıtma ve Dağıtım Maliyetleri: Su israfı, su arıtma ve dağıtım sistemlerinin verimsiz çalışmasına neden olabilir. Arıtma tesislerinin daha fazla enerji ve kaynak kullanması, suyun maliyetini artırır. Su israfı yüksek olan bölgelerde, altyapı ve enerji maliyetleri de artar. Enerji Tüketimi: Suyun arıtılması, pompalanması ve dağıtılması, büyük miktarda enerji gerektirir. Su israfı, bu süreçlerin daha uzun süre devam etmesine neden olur, dolayısıyla enerji tüketimi artar ve bu da ek maliyetler getirir. Altyapı ve Bakım Maliyetleri: Su sızıntıları ve israfı, altyapı sistemlerinin daha sık bakımını ve onarımını gerektirir. Bu, belediyeler ve kamu hizmetleri için ekstra maliyetler anlamına gelir. Çevresel ve Ekosistem Maliyetleri: Su israfı, doğal ekosistemlerin zarar görmesine ve biyolojik çeşitliliğin kaybolmasına yol açabilir. Bu durum, tarım ve balıkçılık gibi sektörlerde ekonomik kayıplara neden olabilir. TASARRUF YAPMANIN FİNANSAL FAYDALARI Su tasarrufu yapmak, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde önemli finansal tasarruflar sağlayabilir. İşte su tasarrufunun finansal faydaları: Düşük Su Faturaları: Su tasarrufu, bireysel su tüketimini azaltarak su faturalarının düşmesini sağlar. Küçük değişiklikler, uzun vadede önemli tasarruflara yol açabilir. Enerji Tasarrufu: Suyun ısıtılması, taşınması ve arıtılması enerji tüketimini artırır. Su tasarrufu, enerji tüketimini azaltarak enerji faturalarında da tasarruf sağlar. Uzun Vadeli Altyapı Tasarrufları: Su israfının azaltılması, altyapının daha az yıpranmasına ve bakım maliyetlerinin düşmesine yardımcı olabilir. Bu, hem yerel yönetimlerin hem de kamu hizmetlerinin mali yükünü hafifletir. Çevresel Tasarruflar: Su tasarrufu, doğal kaynakların korunmasına yardımcı olur. Bu da, ekosistemlerin sağlıklı kalmasını ve doğal afetlerin maliyetlerinin azaltılmasını sağlar. SU TASARRUFU İÇİN PRATİK İPUÇLARI Su tasarrufu sağlamak için atılabilecek bazı pratik adımlar şunlardır: Su Tasarruflu Armatürler Kullanmak: Düşük akışlı musluk başlıkları ve duş başlıkları kullanarak su tüketimini azaltabilirsiniz. Sızdıran Muslukları Onarmak: Musluk ve borulardaki sızıntıları hemen onarmak, gereksiz su israfını önler. Su Kullanımını İzlemek: Su kullanımını düzenli olarak takip etmek, aşırı tüketimi fark etmenize yardımcı olabilir. Bitki Sulama Yöntemlerini İyileştirmek: Sabah erken saatlerde veya akşam geç saatlerde sulama yaparak su buharlaşmasını azaltabilirsiniz.

2 buçuk litre su tüketilmeli uyarısı Haber

2 buçuk litre su tüketilmeli uyarısı

Hatay'da görevli Diyetisyen Tuğçe Öntürk, kavurucu sıcaklıkların etkili olduğu bu günlerde insanların sıvı kaybını önlemek için günlük 2 buçuk litre su içmeleri gerektiğini söyledi. Yaz aylarının gelmesiyle sıcaklıklar ülke genelinde arttığı gibi Hatay'da da 40 derecenin üzerine çıktı. Yüksek sıcaklıklar açık alanda çalışan tarım işçileri başta olmak üzere çeşitli meslek gruplarını olumsuz etkiliyor. Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi'nde görevli Diyetisyen Tuğçe Öntürk, sıvı kaybının gazlı içeceklerin yerine sade maden suyu veya ayran gibi içeceklerle dengelenebileceğini ifade etti. Çay ve kahve tüketiminde aşırıya kaçınılmamasını söyleyen Diyetisyen Öntürk, yeteri kadar sıvı alınmadığı takdirde; mide bulantısı, baş ağrısı ve halsizlik gibi şikayetler meydana geldiğini belirtti. “SIVI KAYBINI ÖNLEMEK İÇİN GÜNLÜK 2,5 LİTRE SU ALIMINI ÖNERMEKTEYİZ” Artan sıcaklıklarla birlikte vücudumuzdaki sıvı kaybı arttığına dikkat çeken Diyetisyen Öntürk, “Yeteri kadar sıvı alınmadığında mide bulantısı, baş ağrısı, halsizlik gibi şikayetler meydana gelebilmektedir. Bu şikayetleri önlemek için günlük en az 2,5 litre su alımını önermekteyiz. Şekerli ve gazlı içecekler yerine sade maden suyu, ayran, evde yapılmış limonata gibi sağlıklı içecek alternatifleri tercih edilmelidir. Çay ve kahve tüketiminde aşırıya kaçınılmamalıdır. Sindirimi zor olan çok yağlı, baharatlı besinlerden uzak durmamız gerekmekte. Bunlar yerine kolay sindirilen, sıvı, vitamin, mineral yönünden zengin, mevsimine uygun sebze meyve tüketimini artırmalıyız. Ayrıca sıcak havalarda besinler daha çabuk bozulabileceğinden besinlerin saklama şartlarına da dikkat etmemiz gerekmektedir” ifadelerini kullandı.  

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.