#Sera

Bursa Hayat Gazetesi - Sera haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sera haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Dışarısı 40 içerisi 50 derece! Serada işçilerin zorlu mesaisi Haber

Dışarısı 40 içerisi 50 derece! Serada işçilerin zorlu mesaisi

Hava sıcaklıklarının artmasıyla sıcaktan bunalan vatandaşlar, çeşitli yöntemlerle serinlemeye çalışıyor. Kimi vatandaşlar ise geçimini sağlayabilmek için sıcağa aldırmadan çalışmak zorunda. Bunlar arasında, günün 8 saatini serada zorlu çalışma temposunda geçiren işçiler de yer alıyor. Akdeniz ilçesine bağlı Adanalıoğlu beldesindeki seralarda sabah saat 05.00'te iş başı yapan işçiler, sıcak hava ve nem altında saat 13.00'e kadar biber hasat ediyor. Termometreler hava sıcaklığını 35 ila 40 derece arasını gösterirken, sera içinde hissedilen sıcaklıklar ise 45 ila 50 dereceye kadar çıkabiliyor. Son günlerde hava sıcaklığı mevsim normallerinin üzerinde seyrederken, oluşan nemle birlikte seralar adeta 'hamam gibi' olmaya başladı. "DIŞARISI 40 DERECEYE YAKINSA, İÇERİSİ 50 DERECE CİVARINDA" İşçilerden Mustafa Yılmaz, serada çalışırken sürekli terlediğini bu nedenle da sık sık tişört değiştirmek zorunda kaldığını söyledi. Yıldız, "Yapacak hiçbir şey yok. Ekmek parası için koşuyoruz. Şu an dışarısı 40 dereceye yakınsa, içerisi 50 derece civarında. Şu an birinci tişörtü değiştirdim, ikinci tişörte geçtim. Daha 2 dakika olmadı, yine kan ter içinde kaldım. Gerçekten aşırı bir sıcak var ama yapacak bir şey yok. Başka yapacak iş olmadığı için serada çalışıyoruz. Biz çiftçiler yetiştirmezsek, sizler nereden yiyeceksiniz" şeklinde konuştu. "İŞÇİLER BAZEN SICAKTAN DOLAYI BAYILIYOR" Sabah saat 05.00'te işe başladıklarını ve öğlen saat 13.00'e kadar biber hasadı yaptıklarını ifade eden Ali Deniz de "Sabah 05.00'ten öğlen 13.00'e kadar çalışıyoruz. Bir iki saat mola verdikten sonra saat 15.00'te tekrar işe başlıyoruz. Serada sıcaklıklar bazen 45-50 dereceyi buluyor. Görüyorsunuz zorluklarımızı, çiftçinin hali budur. Çiftçi sıcak soğuk dinlemez, malının üstündedir, emeğinin üstündedir. İşçiler bazen sıcaktan dolayı bayılıyor. Su dahi yetiştiremiyoruz” diye konuştu. İşçi kadınlardan birisi ise "Çok sıcak, yani biz sıcaktan çalışamıyoruz, bazen sıcaktan boğuluyoruz” dedi.

Hasat başladı! Yerli muzda sera fiyatı belli oldu Haber

Hasat başladı! Yerli muzda sera fiyatı belli oldu

Depremin ardından büyük yıkım yaşanan Hatay’da çiftçiler üreterek memleketlerini yaşatmaya devam ediyorlar. Türkiye’nin en bereketli topraklarından olan Arsuz ilçesi, Üçgüllük Mahallesi’nde çiftçilik yapan Sercan Satmaz’ın 100 dönümlük serasında yetiştirdiği muzda hasat başladı. İthal muza rakip olan yerli muz, yurt içinde birçok noktaya gönderiliyor. Yerli muz, seradan 32 TL’den alıcı buluyor. Hatay'ın bereketli topraklarında muz hasadına başlayan 37 yaşındaki çiftçi Sercan Satmaz, "100 dönüm üzerinde seramız var. Bizim ürünlerimiz Anamur'u aratmıyor, bizim burada sadece biraz acemilik var. Toprak olarak biz onlardan daha üstünüz. Normalde muz ekimi her ay yapılır hangi ayda ekersen bir yıl sonra o ayda ürün alırsın. Mart ayında ekersen, Mart ayında hasat alırsın. Eylül ayında ektiğin ağacın, tonajı ortalama 40 kilo olur. Mart ayında ektiğin ağacın tonajı 20 kilo olur. Ama Mart ayında yetişen ürünün fiyatı daha yüksek olur. Tarlada çalışan işçiler günlük asgari ücret usulü maaş alıyor. Devletimiz asgari ücreti ne veriyorsa biz onun üzerinden gidiyoruz. Bizim malımız iç piyasa muzu, burada kestiğimiz zaman depoya götürüyoruz. Depoda bunun işlemesi var, kesip kesip havuzlara koyuyoruz. Havuzda yıkanıp paketlenip depolara koyuyoruz depoda bunun raf ömrü yaklaşık 3-4 gün de etilen gazıyla sarartıp, piyasaya gönderiyoruz tarladan. Biz Anamur'a bağlıyız, biz onun üzerinden gidiyoruz fiyat 30 TL ile 32 TL arasında dalında" şeklinde konuştu.

Fabrika gibi okulda üreterek öğreniyorlar Haber

Fabrika gibi okulda üreterek öğreniyorlar

Bayburt Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Yiyecek İçecek Hizmetleri Alanı öğrencileri, 'Hem Üretim, Hem Eğitim' sloganıyla bir yandan üretim yapıyorlar, bir yandan da okulda öğrendikleri bilgileri serada uygulama imkanı bularak, bilgilerini pekiştiriyorlar. Fabrika gibi işleyen okulda, sebze yetiştiriciliğinin yanı sıra atık malzemelerden eşyalar üretiliyor, sporsal faaliyetlerde başarılar elde ediliyor. Her alanda aşkla çalışan meslek liseliler ekonomiye katkıda bulunurken, 'Meslek Lisesi, Memleket Meselesi' sloganıyla da üretimle de adından söz ettiriyor. Öğrenciler, okulun bahçesinde kurulan seraya yılın belli dönemlerinde sebze ekiyorlar. Hasat dönemi gelince de ektikleri sebze, meyveleri toplayarak dalından tüketiyorlar. Serada sebze, meyve yetiştiren öğrencilerin mahsulleri okulun yemekhanesinde pişirilerek, diğer öğrencilerin de toplanan sebzelerden tüketmesi sağlanıyor. Hasat edilen sebze ve meyveler, okulda öğrenim gören tüm öğrencilerin öğlen yemeğinde sofralarında yer alıyor. Öğretmenleri gözetiminde serada ekim, bakım, biçim yaparak çalışan öğrenciler, işlerini hem severek yapıyorlar, hem de kendi el emekleriyle ortaya ürün çıkarmanın mutluluklarını yaşıyorlar. Kasa kasa, kilo kilo ıspanak toplayan öğrenciler, topladıkları ıspanakları okulun yemekhanesine getirdiler. Okulun aşçısı Doğan Alper Karagülle, öğrencilerin hasat ettiği ıspanakları bir güzel yıkayıp, temizledikten sonra öğrenciler için öğlen yemeğine hazırladı. Üretimin her aşamasında yer alan öğrenciler, kendi üretimi olan sebzeleri tüketmenin, toprakla iç içe çalışmanın keyfini sürdüklerini belirterek, yeni dönemde de tarlayı farklı sebze ve meyvelerle buluşturacaklarını söylediler. "ÜRETİRKEN ÖĞRENSİNLER, EMEĞİN KIYMETİNİ BİLSİNLER İSTEDİK" Öğrencilere üretimin kıymetini anlatabilmek için 'Hem Üretim, Hem Eğitim' sloganıyla yola çıktıklarını ifade eden Müdür Yardımcısı Arif Köprücü, "Bu serayı geçen sene Tarım İl Müdürlüğümüzün teşvikiyle yaptık. Geçen yıl tek mahsul almıştık, bu sene ilk olarak ıspanağımızı ektik, hasadını yaptık. Ispanak hasadından sonra domates, salatalık ve biberlerimizi ekeceğiz. Mevsim el verirse sezonu yeşil soğan, maydanoz gibi farklı sebzelerle tamamlamayı düşünüyoruz. 'Hem Üretim, Hem Eğitim' sloganıyla bu yola girdik, amacımız öğrencilerimize üretimin kıymetini, önemini anlatabilmekti. Bir taraftan da öğrencilerimize emeğin kolay olmadığını anlatarak, bu farkındalığı kazanmalarını amaçladık. Sebzeleri, meyveleri manavların tezgahlarında değil de böyle topraktayken görsünler istedik, manava gelinceye kadar hangi aşamalardan geçiyor, nasıl onlarca insan bu iş için emek veriyor buna şahit olsunlar istedik. Ispanak hasadımızı yaptık, şu an ıspanaklarımız yemekhanemize doğru yola çıktılar. İnşallah öğle yemeğinde de hep beraber yiyeceğiz" dedi. "ALLAH DEVLETİMİZDEN RAZI OLSUN" "Soframızdaki yemeklerin, evimizde pişen yemeklerden hiçbir farkı yok" diyerek devletin sağladığı imkanlardan memnun olduğunu belirten Hamit Bayram isimli öğrenci, "Şu an soframızdaki yemeklerin evimizde annemizin yaptığı yemeklerden hiçbir farkı yok. Bizlere böyle bir imkan sağladığı için Allah devletimizden razı olsun. Arkadaşlarımızla birlikte bugün serada topladığımız ıspanaklar pişirildi, şimdi de soframızda hep birlikte yiyoruz" diyerek konuştu. "BİR SAAT ÖNCE SERADAYDI ŞİMDİ SOFRAMIZDA" Serada topladıkları ıspanakları bir güzel afiyetle yiyen Mehmet Taha Polat isimli bir diğer öğrenci ise, "Bir saat önce hasadını yaptığımız ıspanağı aşçımız pişirdi. Bir saat önce seradaydı, şimdi soframızda. Öğretmenimle, arkadaşlarımla beraber yiyoruz. Tadı muhteşemdi, çok lezzetliydi" ifadelerini kullandı.

Seralarda bu rengi kullanmak  bitki verimini artırıyor Haber

Seralarda bu rengi kullanmak bitki verimini artırıyor

Kastamonu'da bulunan Abdurrahmanpaşa Lisesi öğrencileri tarafından, TÜBİTAK 4006 projesi çerçevesinde geliştirilen proje ile seralardaki verimin naylon rengine göre değiştiği tespit edildi. Öğretmenleri Cahide Yöntem danışmanlığında, öğrenciler tarafından geliştirilen “Işığın Tayfından Naylon Brandaya Kimyasaldan Doğala” proje çerçevesinde beyaz ışığın bitkilerin gelişimindeki rolü incelendi. Bu çerçevede öğrenciler tarafından 14 adet saksıya domates fidesi dikildi. Saksılara dikilen fidelerin gelişimi farklı renklerdeki sera brandaları kullanılarak incelendi.1 aydan fazla süren deney neticesinde öğrenciler, deneyin ilk haftasında hayvansal gübrede yetiştirilen bitkilerin daha hızlı büyüdüğünü tespit etti. Deneyin ikinci haftasında kompost ve hayvansal gübre toprağında bitki yapraklarının daha fazla oranda arttığı görülürken, seralarda kullanılan mor renkte naylon brandanın da hem verime hem de fidenin daha hızlı gelişmesine katkı sağladığı belirlendi. “SERALARIMIZDA MOR, KIRMIZI VE YEŞİL IŞIKTI ÖZELLİKLE FOTOSENTEZ GELİŞİMİNİN ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİ İNCELEMEYE ÇALIŞTIK” Proje ile ilgili bilgi veren Abdurrahmanpaşa Lisesi Biyoloji Öğretmeni Cahide Yöntem, “11. sınıf öğrencilerimizle birlikte ışığın tayfını inceleyerek naylon branda ve çeşitli toprakları kullanarak fotosentezin etkisini incelemeye çalıştık. Burada Engelmann’ın yapmış olduğu alg ve bakteriler üzerindeki yaptığı çalışmayı bizler kendimiz seralar üzerinde yaparak değerlendirmelerde bulunduk. Çalışmamızda Engelmann isimli bilim adamının deneylerinden yararlandık. Yapılan çalışmada ipliksi algler kullanılmıştı ve bakterilerin özellikle sıcak alanlarda toplandıkları için bizler seralarımızda mor, kırmızı ve yeşil ışığın fotosentez gelişiminin üzerindeki etkisini incelemeye çalıştık. Yapılan çalışmada bitkilere uyarlandığında hem naylon branda kullanımında nelere dikkat edilmesini gerektiğini hem de çiftçilerimize yardımcı olmak ve burada değişik toprak türlerini de kullanarak kompost toprak, gübreli toprak ve normal toprakları kullanarak bitki üzerindeki gelişimini incelemeye çalıştık. Bu çalışmamızda bilim adamı Engelmann’dan esinlendiğimiz için çalışmamızda özellikle mor renk ile kırmızı ve mavi ışıktaki fotosentez kalitesinin yüksek olduğunu, yeşil ışıkta ise daha düşük kalitede olduğunu gördük” dedi. “MOR RENKTEKİ BRANDANIN KULLANILMASINI DAHA UYGUN” Abdurrahmanpaşa Lisesi 11. sınıf öğrencisi Defne Söyler ise, “Arkadaşım Didem ile birlikte renklerin fotosentez gelişimine etkilerini inceledik. Deneyimizde de eski bir deney türü olan Engelmann deneyini kullandık. Engelmann kendi deneyinde fotosenteze etki eden farklı renklerin ve boyutların olduğunu incelemiştir. Bizler de 7 farklı renkli gökkuşağı rengini kullandık. Engelmann, ışığın farklı dalga boylarının fotosentez üzerindeki etkisini araştırmak için farklı algler ve bakteriler kullanmıştır ve ışığı prizmanın üzerinden geçirerek alglerin üzerine yansıtmıştır. Deneyin sonucunda ise oksijenli yerlerde yaşayan bakterilerin mor, mavi ve kırmızı renkteki yerlerde alglerin daha fazla toplandığını ve daha fazla fotosentezin bulunduğunu tespit etmiştir. Deneyimizin sonucuna göre aslında sera kurulurken sarı ya da beyaz renk branda yerine mor, kırmızı ya da mavi renkteki özellikle de mor renkteki brandanın kullanılmasını daha uygun ve daha verimli olacağını, daha kısa sürede daha fazla ürün elde edebileceklerini ortaya koyduk deneyimizle” diye konuştu. “BEYAZ RENKTE BRANDA ÖRTTÜĞÜMÜZDE SERADAKİ BİTKİLERİN DAHA KÜÇÜK VE AZ GELİŞTİKLERİNİ GÖRDÜK” Deneye katkı sağlayan 11. sınıf öğrencisi Didem Çavaç ise, “Burada farklı renkli brandaların bitkinin gelişimine ve fotosenteze nasıl sonuçlar vereceğini araştırmaya çalıştık. Sonuç olarak yaptığımız deneylerde mor, mavi ve kırmızı renklerde bitkilerin daha fazla geliştiklerini ve daha da hızlı uzadıklarını, daha verimli bir bitki oluşturduklarını gözlemledik. Ayrıca toprak çeşitlerini de inceledik. Gübreli toprak ile normal toprak arasındaki farkları inceledik. Gübreli toprakta bitkinin daha da büyüdüğünü ve geliştiğini gözlemledik, normal toprakta ise bitkimiz daha küçük ve cılız kaldı. Biz bu deneyleri yaparken iki farklı saksıya aynı bitkiden diktik. Saksının birisinde normal toprak diğerinde de gübreli toprağı kullandık. Farklı renklerdeki brandalarla da saksılarımızı kapatarak bir sera etkisi oluşturarak saksıya diktiğimiz fidelerin gelişimini incelemeye çalıştık. 1 aydan fazladır bu deney için çalışıyoruz. Deneyimizin sonucunda seracılarımız, kendilerine sera oluştururken mor, mavi ve kırmızı renkteki brandaları kullanmalarını tavsiye ediyoruz. Çünkü beyaz renkli branda örttüğümüzde seradaki bitkilerin daha küçük ve az geliştiklerini gördük. Fakat mor, kırmızı ya da mavide renkteki branda da bu bitkilerin daha fazla geliştiklerini ve büyüdüklerini gördük. Bu sayede de fidemiz ne kadar fazla büyürse bize de o kadar fazla domates verecektik ve verim daha fazla olacaktır” şeklinde konuştu. Öğrencilerin yaptığı deney, açılan sergide katılımcılara sunuldu. Katılımcılar öğrencilerin yaptığı deneyle ilgili bilgi aldı.

Kendi imkanlarıyla kurduğu serada çalıştıracak işçi bulamıyor Haber

Kendi imkanlarıyla kurduğu serada çalıştıracak işçi bulamıyor

Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde marketler, sebze ihtiyacını 65 kilometre uzaklıktaki Elazığ’dan toptancılar vasıtasıyla sağlanıyor. Amasya, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde emekli olan 58 yaşındaki Recep Yıldırım, memleketi Tunceli’nin Çemişgezek ilçesine yerleşerek, kamu desteği almadan sera kurarak sebze üretimine başladı. Yurdun farklı illerinden tedarik ettiği fideleri kendi emeğiyle oluşturduğu serasında yetiştirmeye başlayan Yıldırım, profesyonel bir sistemle kurduğu serasında çalıştıracak eleman problemi yaşıyor. İyi tarım uygulamaları standardına uygun, ilaç kalıntısı olmadan, insanlara daha sağlıklı ve taze ürün tüketme imkanı sağlamak isteyen Yıldırım, üretim yapmak isteyenlere de gönüllü danışmanlık yapmak istiyor. Üretimin ülke ekonomisine katkısını düşünerek, hem vatandaşlara daha ucuz sebze yetiştirebilmek hem de üretimi özendirici yapmak amacıyla başlattığı çalışmayla, büyük bir emekle diktiği fideler ilk meyvelerini vermeye başladı. ''ÖRNEK OLSUN DİYE ÜRETİME BAŞLADIM’’ Çemişgezek ilçe merkezinde sera kuran 3 çocuk babası Recep Yıldırım, çalışacak işçi bulamamasına rağmen, kendi imkanlarıyla meşakkatli çalışmalarını sürdürüyor. Kendi emekleriyle oluşturduğu serada, ürettikleri ürünlerle ilçe ve dolayısıyla ülke ekonomisine katkıda bulunmaya devam edeceklerini aktaran Recep Yıldırım, "58 yaşındayım. Amasya Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğünden emekli oldum. Emekli olduktan sonra memleketim olan Çemişgezek'e gelerek buraya yerleştim. Çevreme üretimle ilgili örnek olsun diye sera işine başladım. Demir ustalığı, işçiliği de dahil olmak üzere, tamamıyla kendi imkanlarımla yapmış olduğum bir sera kurdum. Türkiye'nin farklı vilayetlerinden Antalya, Amasya, Tokat'tan domates ve salatalık fideleri getirerek diktim. Üretimimiz devam ediyor. Salatalıklarımızı toplamaya başladık. Kısmet olursa domateslerimiz de 40 - 45 gün içinde kızarmaya başlayıp yetişecek. Bu işe başlamamın bir sebebi de yöre halkımızın domates ve sebze teminini Elazığ'dan temin etmesidir. Üretimin burada olabileceğini de göstermek istedim. Üretimin tamamen yerli imkanlarla ve organik şartlarda yapılabileceğini de göstermek istedim. Bundan dolayı bir eğitimim var. İnşallah insanlarımız bir şeyleri görür, bir şeyleri öğrenir. Bir şeyleri yetiştirme peşine düşer diye düşündüm. İnşallah insanımız emekli olduktan sonra evinde koltuk üstünde oturmaz, kahve köşelerinde gezmez’’ dedi. ''İŞÇİ SIKINTIMIZ VAR'' Memlekette işçi sıkıntısı olduğunu kaydeden Yıldırım, ''Yani işçi bulamıyoruz. Üç çocuğum var, eşim de dahil. Ailemdeki beş kişi, hepimiz üniversite mezunuyuz. Kendim endüstriyel elektronik ve kamu yönetimi mezunuyum. Ankara Ulus Makine 1984 Makine Teknik Lisesi mezunuyum. Ailemde herkes kendi işinde. Ama işsiz insanların da bir işler yapması, bir kazanç sağlaması için bu işe giriştik. Vatandaş gelsin üretileni yerinden alsın. Yani bizden on liraya alınan mal, yirmi, yirmi beş liraya piyasalarda satılıyor. Gelsin vatandaş on liraya buradan alsın. En azından halka bir hizmetimiz olsun. Yani ucuz fiyata, ucuz mahsul, organik mahsul tüketsinler. Bu işe gönül vermek isteyen, bu işten, üretimden para kazanmak isteyenlere de gönüllü danışmanlık da yapabilirim. Çünkü ekonomimizin düzelmesi, halkın kendi üretimini kendi yapması, kendi ihtiyaçlarını ucuza karşılamasından geçer. İnsanlar üretime destek olsun. Bizim işimiz inşallah insanlara iyi örnek olur’’ diye konuştu. Çemişgezek ilçe merkezinde dalından satışa sunulmayı bekleyen ürünler, vatandaşların da ilgisini çekiyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.