Hava Durumu

#Samsun

Bursa Hayat Gazetesi - Samsun haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Samsun haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Göl çöle döndü! 'Tamamen kuruyabilir' Haber

Göl çöle döndü! 'Tamamen kuruyabilir'

Yüzen adaların bulunduğu doğa harikası Ladik Gölü, kırmızı alarm veriyor. Havadan görüntülenen gölde çölü andıran manzaralar ortaya çıktı. Oldukça düşen su seviyesi nedeniyle dibi görünen Ladik Gölü ile ilgili Prof. Dr. Cevdet Yılmaz, "Lâdik gölü tamamıyla kuruyabilir. Çünkü Lâdik Gölü'nün gelir-gider dengesi son yıllarda çok bozuldu" dedi. Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'ndeki en önemli doğal göllerinden biri olan, yüzen adaları ve turna balığı ile ünlü Lâdik Gölü, kuraklıktan oldukça etkilendi. 870 dekarlık alanda bulunan gölün bazı bölümleri meraya dönüşerek hayvanlar otlamaya başladı. Gölde suların çekilmesiyle ortaya çatlayan toprak manzaraları çıktı. Göle renk katan binlerce pelikan kuşunun doğal yaşam alanı daraldı. Ladik Gölü ve pelikanlar havadan görüntülenerek kuraklığın boyutu gözler önüne serildi. "UZUN VADELİ ACİL EYLEM PLANLARINA İHTİYAÇ VAR" Ladik Gölü'ndeki durumu değerlendiren Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Eğitim Fakültesi Coğrafya Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cevdet Yılmaz, "Lâdik ilçesinde bulunan ve adını buradan alan Lâdik Gölü, Türkiye'nin en önemli tektonik kökenli doğal tatlı su alanlarından biri. Son yıllarda dünya genelinde görülen sıcaklık artışları ve buna bağlı olarak ortaya çıkan kuraklık ülkemizde açık su yüzeyleri olan doğal göllerimizi de etkiliyor. Anadolu'da birçok göl kurudu. Lâdik Gölü de yaz kuraklığından fazlasıyla etkilendi ve suları çekilerek geniş bir alanda göl tabanı ortaya çıktı. Önlem alınmadığı takdirde Lâdik Gölü tamamıyla kuruyabilir. Çünkü Lâdik Gölü'nün gelir gider dengesi son yıllarda çok bozuldu. Yaz kuraklıklarıyla bu denge onarılamaz hale geldi. Göl alanında gelir gider dengesinin kurulması ve gölün tekrar eski dönemlerdeki görünümünü alması için kısa ve uzun vadeli acil eylem planlarına ihtiyaç var" diye konuştu. "1 METRENİN ALTINA KADAR GERİLEDİ" Göl sahasının yarı yarıya azaldığını belirten Prof. Dr. Cevdet Yılmaz, “Lâdik Gölü, Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde olup, Lâdik ilçe merkezine de çok yakın. Göl geçmişte 7 km uzunluğa, 2 km genişliğe sahipti. En derin yeri 6 m civarında olup, yaklaşık 870 hektar alan kaplıyordu. Günümüzde göl sahası yarı yarıya azaldığı gibi su seviyesi de oldukça düşerek 1 metrenin altına kadar geriledi. Lâdik Gölü'nü besleyen küçük akarsuların çoğu gölün hemen güneyindeki Akdağ'dan kaynağını alıyor. Geçmişten günümüze göl ve çevresinde; avcılık ve balıkçılığın yanı sıra sazlıklara bağlı olarak hasırcılık, çiçek toprağı (torf) elde etme, gölün fazla sularından sulamada faydalanma, yazın göl sularının çekildiği alanlarda mera hayvancılığı gibi faaliyetler vardı. Göl önemli bir sulak alan olup, aynı zamanda göçmen kuşların barınma ve uğrak yeri olduğu için Önemli Kuş Alanı (ÖKA) statüsüne alınmış, ayrıca son dönemlerde yüzen adalarıyla da adından söz ettirmeye başlamıştı" şeklinde konuştu. "BÜYÜK BİR FELAKETLE SONUÇLANABİLİR, GÖL BÜTÜNÜYLE KURUYABİLİR" Prof. Dr. Yılmaz şunları söyledi: "Lâdik Gölü deniz seviyesinden yaklaşık 900 m yüksekte. Karadeniz sahiline göre daha az nemli olması, hemen gerisinde Akdağ'ın hem kış turizm merkezi hem yazın yaylalarıyla ayrı bir çekicilik taşıması, Lâdik kasabası gibi tarihi bir yerleşmenin hemen yakınında, Lâdik-Taşova güzergâhı üzerinde anayol üzerinde bulunması gibi çekiciliklerle yine son yıllarda turizm sektöründe de öne çıkmaya başlamış, çevresindeki turistik tesis sayısı artmaya başlamıştı. Lâdik Gölü'nü besleyen ana kaynaklar Akdağ çıkışlı olup bu sular günümüzde ticari şirketler tarafından şişelenerek satıldığı için gölün beslenmesi bu kesimlerde neredeyse sıfıra yaklaşmıştır. Hemen doğusundaki Destek Boğazı yörede su bölümü çizgisini oluşturmakta, bu yüzden Lâdik Gölü doğu tarafından beslenememektedir. Çevredeki küçük diğer dereler de gölü beslemekte yetersiz kaldıkları gibi, ani sağanak yağışlar sonucu taşıdıkları bol alüvyonlarla göl tabanını doldurarak gölün daha da sığlaşmasına sebep olmaktadırlar. Batıda, gölün ayak kısmında DSİ'nin bir regülatörü vardır. Bu regülatör ile Lâdik Gölü suları Tersakan Çayı üzerinden Merzifon'daki Yedikır Barajı'nın yedek su rezervuarı işlevini görmektedir. Kurak mevsimlerde Suluova'nın tarımsal sulama suyu ihtiyacı Yedikır Barajı'ndan, Yedikır'ın yedek su ihtiyacı da Ladik Gölü'nden karşılanmaktadır. Bu regülatörle göl sularının seviyesi yüksek tutulabilir fakat bu durumda tarımsal sulama etkilenmektedir. Son yıllarda Akdağ'ın yeterince kar yağışı görmemesi dağlık alan ekosistemini de bozmuş, bu alandan sızarak veya akarak gelen suların miktarını azaltmıştır. Bu da yetmezmiş gibi, Akdağ'dan kaynağını alan suların çok büyük kısmı kontrol altına alınıp içme suyu olarak şişelenip satıldığı ve işin içine su ticareti girdiği için bu kaynaklardan gölün beslenmesi de artık neredeyse imkânsızdır. Görüldüğü gibi Lâdik Gölü havzası büyük bir ekosistemdir ve birbiri ile ilişkili çok sayıda faktör Lâdik Gölü'nü etkilemektedir. Bu süreçte artan kuraklık ve göl seviyesindeki değişim büyük bir felaketle sonuçlanabilir, göl bütünüyle kuruyabilir. Gölün gelir gider dengesini gözetecek yakın ve uzak vadeli iyileştirici ve sürdürülebilir projelere, havza yönetim modellerine ihtiyaç vardır. Ancak bunlar yapılır, göl havzasına bir bütünün parçaları gibi bakılır, ona göre bir yönetim planı uygulanırsa göl kurtulabilir ve gelecek nesillere ulaşabilir." "YILLAR ÖNCESİNDE BU GÖL KENARINDA 3-5 KİLO TURNA BALIĞI TUTARDIM" Ladik'te yaşayan eğitimci-yazar Hadi Ergül ise "Uzun zamandır devam eden kuraklık, küresel ısınma, gözbebeği olan Ladik Gölümüzü bitirme noktasına getirdi. Üzülerek belirtmek istiyorum ki etrafındaki köylülere, çevresindeki insanlara aş olan iş olan göl çaresizlik içerisinde kendi yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Binlerce canlının yaşadığı gölümüzde pelikanlar, dünyaca ünlü turna balıkları, tahta balıkları ve yıllar öncesinde hasır dokunan kamışları, yüzen adacıkları ile örnek olan gün geçtikçe değerini, kıymetini kaybetmektedir. Bunun yanı sıra aşırı, bilinçsiz, beceriksiz yapılan sulama faaliyetleri ile göl tamamen susuz kaldı. Yıllar öncesinde bu göl kenarında ben kaşık oltam ile 15 dakika içerisinde 3-5 kilo turna balığı tutardım. Benimle birlikte yüzlerce kişi aynı güzelliği yaşıyordu. Bugün ne o insanları var, ne o balıklar var. Sadece gölün yapışmış toprakları çaresiz yüzen pelikanları var” ifadelerini kullandı.

5 TL'lik şişe, 50 Euro'ya satılıyor! Haber

5 TL'lik şişe, 50 Euro'ya satılıyor!

37 yıldır hediyelik eşya imal edip satan Temel Samangül, son yıllarda farklı bir alana yöneldi. Pirince isim yazmanın yanı sıra birçok hediyelik eşya da üreten Samangül, atık şişeleri ekonomiye kazandırmak için sanat eserine dönüştürme kararı aldı. Atık içki, sirke, gazoz gibi cam şişeleri toplatan Samangül, bu eserlere ören yerlerinin figürlerini yerleştirerek, şişe rölyef haline getirerek satışa sundu. Yerli ve yabancı turistlerin oldukça ilgisini çeken şişe rölyefler iç piyasada turistik yerlerde satışa sunulurken, Avrupa’ya ise 50 eurodan ihraç ediliyor. “ŞİŞELERİ 5 TL’YE ALIP, 50 EUROYA AVRUPA’YA SATIYORUZ” Türkiye’de şişelerin fiyatının alıcılar tarafından pahalı karşılandığını ancak Avrupa’ya kolaylıkla sattıklarını ifade eden Temel Samangül, “Yaptıklarımı, ürünlerimi burada sergileyebiliyorum. Yurt dışı bağlantılı oluyor, yurt içi bağlantılı oluyor. Bildiğimiz atık şişeleri alıyorum, topluyorum, işliyorum ve bunlar atölyemizde sanat eserine dönüşüyor. Samsun’da bunları tam sergileyemiyoruz. Nedeni fiyat, alım gücüne göre burada bayağı yüksek oluyor. Ama yurt dışında bunlar komik bir rakam olduğu için euro bazında çok rahatlıkla satıyoruz. Şu an yeterince atık şişe bulamıyorum. Bulduklarımızı ise en fazla 5 – 10 TL arasında bir fiyattan alıyorum. Şişelere uygulanan işlem, işçiliği, emeği, enerjisi her şeyi içerisinde 50 euroya yurt dışında çok rahatlıkla satıyoruz. Bu da yaklaşık şu anda bin 800 TL gibi bir rakama karşılık geliyor” dedi. “EN ÇOK İNGİLTERE VE FRANSA’DA TALEP GÖRÜYOR” Rölyefe dönüşen atık şişelerin en çok İngiltere ve Fransa’da ilgi gördüğüne değinen Samangül, “Türkiye’de Muğla ve Antalya civarına da bu şişeleri rahatlıkla satıyoruz. Yurt dışı siparişlerimiz oluyor. Samsun gibi bir yerde ise bu rakamlar oldukça fazla geldiğinden satmıyoruz. Bu nedenle Samsun’da daha küçük süs ve takı eşyaları yapıp, satıyoruz. Sanat eserine dönüşen şişeler yurt dışında daha çok İngiltere ve Fransa’ya satılıyor. Yurt dışı siparişlerimiz 50 adetten başlayıp, 300 adete kadar çıkabiliyor. Bu şişeleri yurtdışından bizden alıp içerisini doldurup, daha da pahalı bir fiyata satıyorlar. Şişelerin arkasına bir de isim yazma yeri de yapıyoruz. Avrupa’da bu kısmı o gün sofrada olanlar doldurup, kendi aralarında kimde kalması için kura çekiyorlar. Bu da şişeyi onlar için daha değerli ve anlamlı kılıyor. Avrupalılar şişeye önem veriyor ve bu da farklı bir kültür” diye konuştu. Türk Lirası bazında bin 800 liraya karşılık gelen şişeler, yerli ve yabancı turistlerin de oldukça dikkatini çekiyor.

Samsun Kayseri arası kaç kilometre? Haber

Samsun Kayseri arası kaç kilometre?

Karadeniz'in incisi Samsun ile Selçuklu mimarisinin önemli örneklerine ev sahipliği yapan Kayseri arasındaki mesafe, bu iki şehir arasında seyahat planlayanlar için merak konusu olmaktadır. Farklı sebeplerle eğitim, iş, tatil gibi amaçlarla gerçekleştirilecek bu yolculukta tercih edilen ulaşım aracı da mesafe ve yolculuk süresini etkileyen faktörlerden biridir. Peki, Samsun-Kayseriarası kaç km? İşte detaylar.. SAMSUN-KAYSERİ ARASI KAÇ KİLOMETRE? Samsun'dan Kayseri'ye en kısa karayolu mesafesi 447 kilometredir. Bu rota, D795 karayolunu takip ederek tamamlanır. Yolculuk süresi ise trafik durumuna, hava durumuna ve molalara bağlı olarak yaklaşık 5 buçuk - 6 saat arasında değişir. ULAŞIM SEÇENEKLERİ 1. Özel Araç: Mesafe: 447 km Yolculuk Süresi: Ortalam 5 saat Avantajlar: Kendi programınızı ve rotanızı belirleme özgürlüğü, mola verme esnekliği, bagaj sınırlı değil. Dezavantajlar: Yol yorgunluğu, sürücü sorumluluğu, benzin masrafı, park yeri bulma sorunu. 2. Otobüs: Mesafe: 447 km (yaklaşık) Yolculuk Süresi: 6 buçuk - 7 saat sürmektedir Avantajlar: Rahat ve konforlu yolculuk, yorgunluktan kurtulma, sürücü sorumluluğu yok, uygun fiyatlı. Dezavantajlar: Program ve rota esnekliği sınırlı, mola verme sıklığı ve süresi sınırlı, bagaj sınırlaması olabilir. YOLCULUK HAKKINDA BİLGİLER Karayolu: Kış aylarında kar yağışı ve buzlanma gibi hava koşullarına karşı dikkatli olunmalı, kış lastikleri takılmalıdır. Otobüs: Biletinizi önceden almanızı tavsiye ederiz. Yolculuk boyunca mola vermeyi unutmayın. Uçak: Samsun ve Kayseri arasında direkt uçuş bulunmamaktadır. İstanbul veya Ankara gibi bir şehir üzerinden aktarmalı uçuş yapabilirsiniz. Uçakla gitmek en hızlı seçenek olsa da, en pahalı seçenektir. KAYSERİ'DE GÖRÜLECEK YERLER: Tarihi Yerler Kayseri Kalesi Hunat Hatun Külliyesi Döner Kümbet Kurşunlu Cami Kayseri Arkeoloji Müzesi Doğal Güzellikler Erciyes Dağı Soğanlı Vadisi Ağırnas Yeraltı Şehri Sultan Sazlığı Milli Parkı Müzeler Gezher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi Atatürk Evi Müzesi Kayseri Etnografya Müzesi Bunlar, Kayseri'de görülecek yerlerden sadece birkaçı. Şehri keşfetmek için zaman ayırın ve Kayseri'nin sunduğu her şeyin tadını çıkarın.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.