Hava Durumu

#Putin

Bursa Hayat Gazetesi - Putin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Putin haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Putin ile görüşen Viktor Orban'a AB’den tepki Haber

Putin ile görüşen Viktor Orban'a AB’den tepki

Macaristan Başbakanı Viktor Orban, 2 Temmuz’da Ukrayna’nın başkenti Kiev’e sürpriz ziyaret gerçekleştirerek Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile görüşmesinin ardından bugün de “barış misyonunun ikinci durağı” olarak tanımladığı Moskova’ya geldi. Macaristan’ın Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanlığını devralmasından hemen sonra başlattığı “barış misyonu” ile Avrupa Birliği yetkililerinin eleştirilerine hedef olan Orban, Kremlin’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldi. “YAKINDA MACARİSTAN, AVRUPA’DA TÜM TARAFLARLA KONUŞABİLEN TEK ÜLKE HALİNE GELECEK” Görüşme öncesi Orban’la el sıkışan Putin, “Bu defa sadece uzun süreli bir partnerimiz olarak değil, aynı zamanda AB Dönem Başkanı olarak geldiğinizi görüyorum” diye konuştu. Görüşmenin basına açık kısmında ise Putin, “Umarım bu zorlu şartlarda ikili ilişkiler hakkında görüş alışverişinde bulunma fırsatımız olur. Tabii elbette, Avrupa’nın en büyük krizi olan Ukrayna’daki gelişmelerin perspektiflerini görüşme fırsatı bulacağımızı umuyorum. Pozisyonunuzu ve Avrupalı ortaklarımızın pozisyonlarını bana aktarmanızı bekliyorum” diye konuştu. Orban ise “böylesine zorlu şartlarda dahi” kendisiyle görüştüğü için Putin’e teşekkür etti. Macar lider, “Artık, savaşın her iki tarafıyla da konuşabilen ülkelerin sayısı giderek azalıyor. Yakında Macaristan, Avrupa’da tüm taraflarla konuşabilen tek ülke haline gelecek” dedi. “MACARİSTAN BAŞBAKANI, HİÇBİR ŞEKİLDE AB’Yİ TEMSİL ETMİYOR” Haberlere tepki gösteren Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Macar lider Orban’ın Moskova’da hiçbir şekilde AB’yi temsil etmediğini söyledi. Orban’ın AB Konseyi’nden Moskova ziyareti için hiçbir yetki almadığını vurgulayan Borrell, “AB’nin Rusya’nın Ukrayna aleyhindeki saldırganlık savaşı konusundaki tutumu, Avrupa Konseyi’nin kabul ettiği sonuç belgelerinin birçoğuna yansımaktadır. Dolayısıyla, Macaristan Başbakanı hiçbir şekilde AB’yi temsil etmemektedir” diye konuştu. Borrell, Putin’in Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından suçlandığını ve hakkında tutuklama emri bulunduğunu da hatırlattı. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise sosyal medyada yayınladığı paylaşımında, “Putin, taviz vererek durdurulamaz. Ukrayna’da kapsamlı, adil ve kalıcı bir barışın yolunu ancak birlik ve kararlılık açacaktır” ifadelerini kullandı. “EĞER GERÇEKTEN BARIŞ İSTİYORSAN, KANLI BİR DİKTATÖRLE EL SIKIŞMAZSIN” Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nauseda, Orban’ın Moskova ziyaretine ilişkin açıklamasında, “Orban’ın Moskova’ya gitmek hususundaki tek taraflı kararı, hiçbir şekilde AB’nin pozisyonunu temsil etmez veya şekillendirmez. Bu ayrıca Macaristan’ın AB Dönem Başkanlığı’nın güvenilirliğini zedeler. Eğer gerçekten barış istiyorsan, kanlı bir diktatörle el sıkışmaz, tüm çabalarını Ukrayna’yı desteklemeye adarsın” dedi. SARKOZY, ORBAN’A DESTEK VERDİ Orban’a destek veren eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy de Ukrayna’daki savaşın askeri yollarla çözümünün mümkün olmadığını ifade etti. Sarkozy, “Barış ancak diplomatik müzakereler yoluyla elde edilebilir. Günün sonunda, kararı taraflar verecek. Fakat ilk adım, iletişim kanallarının yeniden tesisi olmalı. Macaristan Başbakanı, bu konu üzerinde çalışarak doğru şeyi yapıyor” diye konuştu. Macaristan basını ise Viktor Orban’ın “tek kişilik barış misyonu” ile Brüksel’in onurunu incittiğini yazdı.

Putin ile Kuzey Kore lideri Kim, Pyongyang'da görüştü Haber

Putin ile Kuzey Kore lideri Kim, Pyongyang'da görüştü

Kremlin Sarayı'ndan yapılan açıklamaya göre, Kuzey Kore'yi ziyaret eden Putin ile Kim'in görüşmesi başkentte düzenlenen törenle başladı. Görüşme, iki ülkenin bakan ve yetkililerinin katılımıyla genişletilmiş formatta devam etti. Görüşmenin basına açık kısmında konuşan Putin, Rusya ile Kuzey Kore arasındaki ilişkilere değinerek, "Rusya ve Kuzey Kore, yıllardır sağlam dostluk ve iyi komşuluk ilişkileri ile birbirine bağlı. Ülkelerimiz arasındaki etkileşim eşitlik ve birbirimizin çıkarlarına karşılıklı saygı ilkelerine dayanıyor." dedi. Putin, "Ukrayna meselesi dahil olmak üzere Rus politikasına yönelik tutarlı ve değişmez desteğinize değer veriyoruz. Burada, ABD ve müttefiklerinin Rusya'ya yıllardır dayatmaya çalıştığı hegemonik ve yayılmacılık politikasına karşı mücadelemizi kastediyorum." diye konuştu. İki ülke arasındaki ilişkileri genişletecek bir belge hazırlandığını aktaran Putin, Kim ile görüşmenin verimli geçmesi temennisinde bulundu. Putin, Kuzey Kore lideri Kim'i Moskova'ya davet etti. "RUSYA İLE STRATEJİK BAĞIMIZI DAHA DA GÜÇLENDİRMEYİ HEDEFLİYORUZ" Kuzey Kore lideri Kim Jong-Un da Putin ile görüşmesinin önemine işaret ederek, "Ülkelerimiz arasındaki ilişkiler, en yüksek gelişim dönemine girdi ve stratejik öneme sahip. Ülkelerimiz arasındaki ilişkiler, geçen yüzyılda Kore-Sovyet ilişkileri dönemiyle bile kıyaslanamayacak kadar yüksek refah dönemine girdi." bilgisini paylaştı. Rusya'nın dış politikasına destek verdiklerini dile getiren Kim, "Kuzey Kore hükümeti, güçlü Rusya Federasyonu'nun dünyada stratejik istikrar ve dengenin korunmasındaki önemli misyonunu ve rolünü takdirle karşılıyor, Rus hükümeti, ordusu ve halkını, ülkenin egemenliğinin, güvenlik çıkarlarının ve toprak bütünlüğünün korunması amacıyla Ukrayna'da özel askeri operasyonu uygulamasında destekliyoruz." ifadesini kullandı. Dünyadaki durumun değişken olduğunu ve gittikçe zorlaştığını belirten Kim, "Bu durumda Rusya ile Rusya yönetimi ile stratejik bağımızı daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca Rusya'nın siyasetini tümüyle koşulsuz destekleyeceğiz." sözlerini sarf etti.

Putin, yeni döneminde ilk ziyareti Çin'e gerçekleştirdi Haber

Putin, yeni döneminde ilk ziyareti Çin'e gerçekleştirdi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yeniden devlet başkanı seçilmesinin ardından ilk yurtdışı ziyaretini Çin’e gerçekleştiriyor. Vladimir Putin için Pekin’de resmi karşılama töreni düzenlendi. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping tarafından karşılanan Putin, törenin ardından Xi ile başkanlık konutuna geçti. Heyetlerin de yer aldığı kısa bir görüşmenin ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Çin Devlet Başkanı Xi Jinping baş başa görüşmeye geçti. İki ülke arasındaki ticari ilişkilere değinen Putin, “Moskova ve Pekin'in gerçekten sağlam bir pratik işbirliği geçmişi var. 2023 yılında ikili ticaret neredeyse dörtte bir oranında artarak 227 milyar dolar gibi iyi rakama ulaştı. Çin, ticari ve ekonomik alanda ana ortağımızdır. Geçen yılın verilerine göre Rusya, Çin’in ticaret ortağı olan ülkeler listesinde dördüncü sırada yer aldı. Mart 2023'teki Moskova ziyaretinizin ardından Rusya-Çin ekonomik işbirliğinin kilit alanlarının 2030'a kadar geliştirilmesine yönelik bir planın onaylanması bunda doğrudan rol oynadı. Önceliklerimiz arasında enerji, sanayi, tarım, ileri teknoloji, inovasyon, altyapı, inşaat ve ulaştırma alanlarında işbirlikleri yer alıyor” dedi. “DEMOKRATİK DÜZENİ SAVUNUYORUZ” Çin ile dünya siyasetinde aynı yaklaşım içinde olduklarını söyleyen Putin, “Rusya ile Çin arasındaki ilişkilerin fırsatçılığa ve kimseye karşı olmaması büyük önem taşıyor. Bugün dünya meselelerindeki iş birliğimiz, uluslararası alanda istikrarı sağlayan temel faktörlerden biridir. Birlikte adalet ilkelerini ve çok kutuplu gerçekleri yansıtan, uluslararası hukuka dayalı demokratik bir dünya düzenini savunuyoruz. Rusya ve Çin, BM, BRICS, ŞİÖ ve G20'de başarılı bir şekilde iş birliğini sürdürüyor. Avrasya Topluluğu'nun potansiyellerini ve ‘Tek Kuşak, Tek Yol’ girişimini birleştirmek için Avrasya alanındaki entegrasyon süreçlerini daha da uyumlu hale getirmeye kararlıyız” ifadelerini kullandı. İki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin 75. yıldönümü olduğuna dikkat çeken Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ise “Yeni dönemde her zaman olduğu gibi Rusya ile iyi komşuluk, güven ilişkilerini, iki halk arasındaki yakınlığı arttırmayı, çok ulusluluğu ve kalkınma için ortak çaba göstermeyi amaçlıyoruz” dedi. Xi Jinping ayrıca Rusya ile birlikte eşitlik ve adaleti sağlamak için ortak çaba gösterdiklerini de vurguladı. Bugünkü Çin-Rusya ilişkilerinin zor kazanıldığını belirten Xi, “İki tarafın da buna değer vermesi ve geliştirmesi gerekiyor” ifadesini kullandı.

Putin, 5'inci kez yemin edecek Haber

Putin, 5'inci kez yemin edecek

Rusya’da mart ayında yapılan devlet başkanı seçiminde yüzde 77,49 katılımla oyların yüzde 87,28’ini kazanan Putin, 7 Mayıs’ta Kremlin Sarayı’nda düzenlenen törenle yemin edecek ve 6 yıl daha görevini sürdürmeye devam edecek. Putin'in yemin etmesiyle iş başındaki hükümet de istifa edecek. 2020'de yapılan anayasa değişikliği gereği artık yeni hükümet Rusya Parlamentosunun onayıyla görevine başlayacak. Putin, yemin töreninden sonra yeni hükümetin kurulması için başbakan adayını Rusya Parlamentosunun alt kanadı Duma’da milletvekillerinin onayına sunacak. Parlamento, başbakan adayını kabul etme ya da reddetme yetkisine sahip. Eğer milletvekilleri başbakan adayını 3 defa reddederse bu defa Putin, kendisi doğrudan parlamentonun onayına gerek olmadan başbakanı atayabilecek. Böyle bir durumda Putin, parlamentoyu feshetme ve yeniden milletvekili seçimleri yapma hakkına sahip olacak. BAŞBAKAN ADAYLIĞI İÇİN MİŞUSTİN’İN İSMİ ÖNE ÇIKIYOR Rus basınında yapılan yorumlarda, mevcut Rusya Başbakanı Mihail Mişustin’in değişme ihtimalinin zor olduğu görüşü öne çıkıyor. Savaş döneminde Batı ülkelerinin yaptırımları yüzünden ekonomik anlamda çöküş yaşanması beklenen ülke ekonomisinin, beklentilerin aksine büyüme sağladığı gerekçesiyle Mişustin başarılı bir hükümet başkanı olarak görülüyor. Başbakan, atanmasından sonra başbakan yardımcılıkları ile icracı bakanlıklar için adaylarını önerecek. Parlamentonun, kabinenin bu üyelerini de onaylaması gerekecek. Rusya Devlet Başkanı Putin, dışişleri bakanı, savunma bakanı, adalet bakanı, acil durumlar bakanı ve içişleri bakanını Rusya Parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi ile istişare ederek Duma’nın onayı olmadan doğrudan atayacak. Yasalar gereği, yeni hükümetin onaylanma süreci en fazla 20 Mayıs’a kadar sürebilecek. Ancak başbakan ve bakanlar kurulu aday listesinin 7 Mayıs’ta yemin töreninden sonra hemen parlamentoya sunulacağı, ertesi gün de Rusya Parlamentosunun alt kanadı Duma’da onaylanabileceği öngörülüyor. EKONOMİ KANADINDA İSİM DEĞİŞİKLİĞİ BEKLENMİYOR Mevcut bakanlar kurulunda ekonomi ve maliye ile ilgili bakanlıklarda başarılı icraat dolayısıyla ciddi bir isim değişikliği beklenmiyor. Batılı ülkeler, Şubat 2022'de başlayan Ukrayna savaşının ardından Rusya'nın ekonomisi ve uluslararası ticaretine yönelik modern tarihin en kapsamlı yaptırımlarını uygulamaya başladı. Özellikle yaptırımlarla, Rus ekonomisinin temelini oluşturan enerji, finans, savunma sanayisi, lojistik ve havacılık gibi sektörler hedef alındı. Batı’daki bankalarda, Rusya’ya ait 300 milyar dolardan fazla varlık donduruldu. Rus bankaları SWIFT sisteminden çıkarıldı. Batılı çok sayıda şirket savaşın ardından Rusya pazarından çekildi, faaliyetlerini durdurdu veya önemli oranda azalttı. Aynı yıl ülke ekonomisi yüzde 2,1 küçüldü. Ancak bütün bunlara rağmen görevdeki Mişustin hükümetinin aldığı tedbirlerle Rus ekonomisi bazı aksaklıklara rağmen 2023'te Avrupa ve ABD'yi geride bırakarak yüzde 3,6 büyüme gerçekleştirdi. Hatta geçen yıl ülkedeki işsizlik oranı yüzde 2,9’a kadar gerileyerek tarihin en düşük seviyesine indi. İCRACI BAKANLIKLARDA DEĞİŞİKLİK GÖZ ARDI EDİLMİYOR Bir süredir kamuoyunda eğitim, spor ve kültür politikalarındaki eleştiriler nedeniyle ilgili bakanlıklarda isim değişikliği tahmini yapılırken Gençlik Bakanlığı oluşturulması ihtimali de bulunuyor. Uzun yıllardır Rus diplomasinin başında bulunan tecrübeli isim Sergey Lavrov’un dışişleri bakanlığı, Rus ordusunu ve Ukrayna’daki savaşı yöneten Sergey Şoygu’nun da savunma bakanlığı koltuğunu koruyacağı konuşuluyor. YENİ HÜKÜMETİ BEKLEYEN ÖDEVLER Rus lider Putin’in ekonomik alanda yeni hükümetten beklentisi yüksek. Rusya’nın yeni bölgeler olarak nitelendirdiği Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson’un kalkınmasına yönelik ödevleri hükümetin masasına koyacak olan Putin, yeni silahların seri üretimi ve bu yöndeki bilimsel araştırmaların artmasını bekliyor. Hükümetin uluslararası finans alanında dolardan bağımsız hareket etmek için Rusya’nın ortaklarıyla çalışmalarına ağırlık vermesini isteyen Putin’in öncelikleri arasında Rusya’ya yatırım yapılması, girişimcilerin devlet tarafından desteklenmesi de yer alıyor. Rus toplumunu "Batı’nın sapkın kültürel değerlerinden" korumaya yönelik politikaları öncelikleri arasında sıralayan Putin'in, eğitim kalitesinin artırılması ve ailenin korunmasına yönelik politikaların hayata geçirilmesini bekliyor. PUTİN 5. KEZ DEVLET BAŞKANI OLUYOR Putin'in görev süresini uzatacak 2020'deki anayasa değişikliği referandumunu halk yüzde 77,92 ile kabul etmişti. Bu anayasa düzenlemesiyle Putin'in ilki 2012'de başlayan ve 2024'te bugün sona erecek iki dönemlik görev süresi sıfırlandı. Böylece Putin, yeniden devlet başkanı seçildi. Bu değişiklikle Putin'in 2036'ya kadar devlet başkanı olarak kalabilmesinin yolu da açıldı. Bu yıl 15-17 Mart'taki devlet başkanı seçiminde sandıktan galip çıkan Putin, Rusya Devlet Başkanlığı görevini 5. kez yapacak. Sovyetler Birliği döneminde 1975'te Devlet Güvenlik Komitesinde (KGB) istihbarat elemanı olarak çalışma hayatına başlayan Putin, 1998'de Rusya Federasyonu'nun istihbarat kurumu Federal Güvenlik Servisinin (FSB) direktörlüğünü yaptı. 1999'da Rusya'nın 5. başbakanı olan Putin, 31 Aralık 1999'da Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin'in ani şekilde istifa etmesiyle devlet başkan vekili oldu. 2000'de yapılan devlet başkanı seçimini kazanan Putin, 2008'e kadar bu görevi 2 dönem yürüttü. Putin, iktidarının ilk döneminde Çeçenistan savaşı yüzünden güvenlik konularında etkin politikalar geliştirdi. Aynı zamanda dağılan Sovyetler Birliği’nden miras kalan kötü ekonomik koşulları düzeltmek için ilk adımları atmaya başlayan Putin, Batı ile iyi ilişkiler kurdu, yeni petrol ve doğal gaz anlaşmaları yaptı. Batı’dan çektiği yatırımlarla Rus ekonomisini geliştirmeye çalışan Putin, eski Devlet Başkanı Boris Yeltsin döneminde devlet mallarının özelleştirilmesiyle ortaya çıkan oligarklarla mücadele etti. Putin, ikinci başkanlık döneminde, "yayılmacı" olarak nitelediği Batılı politikaları engellemeye yönelik hedefler geliştirdi. NATO’nun genişlemesine karşı koymak için çıkarlarını savunma çabasına giren Moskova, ABD’nin tek kutuplu dünya düzeninin kabul edilemez olduğu tezini öne çıkardı. 2008-2012 döneminde devlet başkanlığına Dmitriy Medvedev seçilirken, Putin 2. kez Rusya'nın başbakanı oldu. Moskova, NATO'nun 2008'deki zirvede Ukrayna ve Gürcistan’ın ittifaka üyeliklerini gündeme getirmesini, Rusya’ya yönelik çevreleme politikası olarak değerlendirdi. Medvedev’den ziyade siyaseten Putin’in etkin olduğu Moskova yönetimi, Rusya’nın Batı tarafından çevrelenmesi algısı üzerine politikalar üretti. 2008’de Rusya-Gürcistan savaşı yaşandı. Moskova, savaş sonrasında Gürcistan’dan tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya ve Abhazya’yı tanıdı. Bu dönemde dünya ekonomik krizinin sonuçlarının üstesinden gelmekle meşgul olan Moskova, 1990’larda yaşanan demografik sorununu çözmek için uğraştı. Putin, 2012-2018 döneminde 3. kez tekrar devlet başkanı seçildi. Batı ile rekabetin yaşandığı bu dönemde, NATO’nun Rus nüfuz alanında etkin olma çabasına dikkati çekilerek, İttifak Rusya için başlıca askeri tehdit olarak benimsendi. Ukrayna krizinin baş göstermesi üzerine Rusya, 2014’te Kırım’ı yasa dışı şekilde ilhak etti. Moskova, 30 Eylül 2015’te terör örgütü DEAŞ ile mücadele gerekçesiyle Suriye’ye müdahale etti. Rusya, Belarus ve Kazakistan tarafından temelleri atılan, sonradan Kırgızistan ve Ermenistan’ın da üye olduğu Avrasya Ekonomik Birliği resmen 2015’te kuruldu. Putin, 2018'deki seçimlerde de yaklaşık yüzde 77 oy alarak 4. kez devlet başkanı oldu. Bu dönem, Rusya ile Batı arasında gerek siyasi gerek ekonomik olarak gerginliğin en hat safhada yaşandığı dönem olarak kayıtlara geçti. Ukrayna krizinin savaşa dönüştüğü sürecin başında Putin, 21 Şubat 2022’de Kremlin Sarayı'nda düzenlenen törenle sözde Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Luhansk Halk Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını tanıdı. Putin, 24 Şubat 2022’de sabahın erken saatlerinde televizyondan halka hitap ederek "Ukrayna'nın doğusundaki Donbas'a özel askeri operasyon" başlattıklarını duyurdu. Bu şekilde Rusya'nın Ukrayna'ya savaşı başladı. Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson bölgeleri Putin’in 30 Eylül 2022’de imzaladığı kararnameyle yasa dışı ilhak edildi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.