Olaf Scholz Haberleri - Son Dakika Olaf Scholz Haber Güncel Gelişmeler

Almanya Başbakanı Scholz'dan Kamala Harris yorumu

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, ABD Başkanı Joe Biden'ın seçim yarışından çekilmesinin ardından desteğini açıkladığı Başkan Yardımcısı Kamala Harris hakkında açıklamalarda bulundu. Scholz, Harris'i ABD seçimlerini kazanabilecek "yetkin ve deneyimli" bir siyasetçi olarak nitelendirirken, açıkça destek vermedi. Scholz, "ABD'deki seçim kampanyası, şimdi biraz yeni bir kadro ve yeni bir takım ile kesinlikle heyecan verici olacak. Kamala Harris'in seçimi kazanmasının çok muhtemel olduğunu düşünüyorum, ancak buna ABD'li seçmenler karar verecek” dedi. Harris ile birkaç kez görüştüğünü söyleyen Scholz, “Harris ne yaptığını çok iyi bilen, yetkin ve deneyimli bir siyasetçi. Ne istediğini ve ne yapabileceğini biliyor” dedi. Scholz, ABD'de kasım ayında yapılacak seçimleri kim kazanırsa kazansın onunla en iyi şekilde çalışacağını söyledi. Biden gibi kendisinin de yeniden seçilmekten vazgeçip vazgeçmeyeceği sorulduğunda Scholz, esprili bir şekilde "Bu güzel ve dostane soru için teşekkür ederim” dedi.

Almanya garanti verdi: Rusya-Ukrayna Savaşı'nda taraf olmayacağız

Scholz, Federal Meclis'te milletvekillerinin gündeme ilişkin sorularına cevap verdi. Sol Parti Milletvekili Gesine Lötzsch'ün, "Son seçim kampanyasında afişlerde kendinizi 'barış şansölyesi' olarak sundunuz, aynı dönemde Almanya'dan (Ukrayna'ya) tedarik edilen silahların Rusya topraklarına ateş edilebilmesine izin verdiniz. Bunu sadece çelişkili değil, tehlikeli de buluyorum. Halkımıza Almanya'nın savaşın tarafı olmayacağının garantisini veriyor musunuz?" şeklindeki sorusuna Scholz, "Evet bu garantiyi veriyorum." dedi. Rusya-Ukrayna Savaşı'nda ateşkesin nasıl sağlanabileceğine ilişkin soruya da Scholz, "Bana göre Ukrayna'nın teslim olmasını içeren bir ateşkes Almanya olarak asla desteklemememiz gereken bir ateşkestir." ifadesini kullandı. Scholz, bunun soyut bir konu olmadığının, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in "tuhaf barış teklifinde" görülebildiğini belirterek Rus Devlet Başkanı'nın savaşı sona erdirme niyetinde olmadığını savundu. Putin, 14 Haziran'da, "Ukrayna'nın birliklerini Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya'dan çekmesi ve NATO'ya katılma isteğinden vazgeçmesi halinde Kiev ile müzakerelere başlayabileceklerini" belirtmişti.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz'dan AB ülkelerine çağrı

Lüksemburg Başbakanı Luc Frieden ile Berlin'de bir araya gelen Scholz, düzenlenen ortak basın toplantısında, "AB üyesi ülkelerin çoğunluğu tarafından Ukrayna için şu ana kadar planlanan silah sevkiyatı her halükarda çok küçük. Bu nedenle Avrupa Birliği'ndeki müttefiklerimize Ukrayna lehine çabalarını arttırmaları çağrısında bulunuyorum." dedi. Scholz, Avrupa'nın Ukrayna'nın, özgürlüğün, uluslararası hukukun ve değerlerinin yanında olduğunu göstermesi gerektiğini vurguladı. Almanya'nın ABD'den sonra Ukrayna'nın en güçlü destekçisi konumunda olduğunu hatırlatan Şansölye Scholz, Ukrayna'ya sadece bu yıl için 8 milyar euro değerinde silah ve malzeme tedariki için hazırlık yapıldığını aktardı. Lüksemburg Başbakanı Luc Frieden de AB'yi genişlemeye uygun hale getirmeye çalışacaklarını belirterek, "Hukukun üstünlüğünün Avrupa'nın her yerinde tam ve eksiksiz şekilde işlemesini sağlamak için çalışacağız. Kendimize özgü tartışma kültürümüzle Avrupa'yı gelecekte de barış ve refahın bir aracı olarak savunmaya devam edeceğiz." şeklinde konuştu. Ukrayna'nın siyasi, mali, askeri ve yeniden yapılanma açısından desteklenmesi söz konusu olduğunda katkıda bulunacaklarını dile getiren Frieden, "Lüksemburg ve diğer tüm devletler de katkıda bulunacaklardır. Şansölye'nin herkesin dayanışma içerisinde katkıda bulunması gerektiği yönündeki görüşünü paylaşıyorum. Çünkü bu, iki yıl önce başlayan ve korkunç sonuçları olan savaştan sonra ülkelerimizin egemenliği, barış ve özgürlük meselesidir. Bu, Ukrayna topraklarının bir parçası olan bir bölgeden daha fazlası ile ilgilidir." değerlendirmesinde bulundu.

Almanya Başbakanı: 'Bu yılın sonuna kadar tamamlanacak'

Almanya Anayasa Mahkemesi, 15 Ekim'de, Alman koalisyon hükûmetinin Kovid-19 salgını döneminden kalma 60 milyar avroluk kullanılmamış krediyi bir iklim fonuna aktarma kararının anayasaya aykırı olduğuna karar vermişti. Kararın ardından Alman federal hükûmeti tartışmalı bütçe konusunda zor kararlarla karşı karşıya kaldı. Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller Partisi ve Hür Demokrat Parti'nin (FDP) oluşturduğu koalisyon hükûmeti, mahkemenin kararının ardından 2023 ve 2024 federal bütçelerini anayasaya uygun şekilde hazırlamaya çalışıyor. Ekonomistlere göre mahkemenin kararı, federal hükûmeti bu yasama döneminin en büyük ekonomi politikası sorunuyla karşı karşıya bıraktı. Kararın ardından Alman koalisyon hükûmeti bütçe krizine halen çözüm bulmakta zorlanırken Scholz, sosyal medya platform X’de yayınlanan videosunda, hükûmetin gelecek yılın bütçesi için hızlıca çalıştığını belirterek gerekli tüm kararların bu yıl alınacağı sözünü verdi. Scholz, "F2024 bütçesini mahkeme kararının ışığında hızlı ve gerekli özenle revize edeceğiz." dedi. İş dünyasında mahkemenin aldığı kararın yansımalarına ilişkin endişeleri yatıştırmaya çalışan Scholz, yüksek enerji fiyatlarından kaynaklanan yükü hafifletmeye yönelik kamu mali yardımının tehdit altında olmadığına işaret etti. Olaf Scholz, Almanya Anayasa Mahkemesinin acil yardımların devamı için kapıyı açık bıraktığını dile getirerek "En önemli mesaj, mahkeme kararının hala borç frenleme konusunda acil istisnalara izin verdiğidir." dedi. Rusya-Ukrayna savaşının sonuçlarının Alman ekonomisi üzerindeki etkisini hafifletmeye çalıştıklarını anlatan Scholz, sıfır karbon emisyonuna ulaşmak ve ülkenin daha dijitalleşmesi için çaba harcadıklarını dile getirdi. Başbakan Olaf Scholz, hükûmetin ülkenin bütçe açığını gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 0,35'i ile sınırlayan Anayasa'daki borç freni mekanizmasının 2023 için askıya alınmasını da meclisten isteyeceğini de bildirdi. Bu arada, koalisyon hükûmetinde Hür Demokrat Parti, mali disiplini güçlü bir şekilde savunduğu için mekanizmanın askıya alınmasına karşı çıkıyordu. Öte yandan, kamu harcamalarının artırılmasını savunan Yeşiller Partisi’nden Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck, parti kongresinde borç freninde reform yapılması yönünde çağrıda bulundu. Habeck, mekanizmanın esnek olmadığını, istihdamın ve yaratımların yurt dışına taşınmasını durdurmak için sanayiye verilen hayati desteği engellediğini savundu. Habeck, "Borç freni böyleyken gönüllü olarak ellerimizi arkadan bağladık ve boks maçına çıkıyoruz." ifadesini kullandı. MAHKEMENİN KARARI Mahkeme, ülkenin borç frenindeki istisnaların ihlali nedeniyle 2021 yılı ikinci ek bütçesinin anayasaya aykırı ve geçersiz olduğunu ilan etmişti. Alman hükûmeti, 2021'deki bütçe değişikliğiyle Kovid-19 salgını tedbirlerine yönelik 60 milyar avro tutarındaki kullanılmayan krediyi İklim ve Dönüşüm Fonu'na (KTF) aktarmaya karar vermişti. Mahkemenin kararında, ilk olarak borç tavanının, Kovid-19 krizinde de olduğu gibi ancak acil bir durum olması durumunda aşılabileceği, buna karşın fonların iklim fonuna aktarılmasının bu koşulları karşılamadığı ifade edilmişti. Mahkeme, bu tür acil kredilerin ancak onaylandığı yılda kullanılabileceğini açıkça belirtmişti. Kovid-19 salgını sırasındaki acil durum nedeniyle Alman federal hükûmetinin, borç alımını 60 milyar avro artırmasına karşın Kovid-19 ve sonuçlarıyla başa çıkmak için söz konusu krediye ihtiyaç duyulmadı. Alman koalisyon hükumeti, söz konusu krediyi ülkenin İklim ve Dönüşüm Fonu için kullanmak istemişti. Kararın Almanya'nın 2023 ve 2024 bütçesini etkilemesi bekleniyordu. Karar, hükûmetin, artık ek olarak, 60 milyar avroyu da hesaba katmasını ve vergi artışlarında hükümet ortakları arasındaki anlaşmazlık nedeniyle başka yerlerdeki harcamaları kısmasını gerektirecek.