Marmara Denizi Haberleri - Son Dakika Marmara Denizi Haber Güncel Gelişmeler

Nilüfer Çayı'ndaki kirliliğe son! Bu çalışmayla Marmara Denizi nefes alacak

Uludağ'dan doğan ve Bursa Ovası'nı sulayarak tarım ve ekolojik denge için hayati öneme sahip olan Nilüfer Çayı, Susurluk Çayı ile birleşip Marmara Denizi'ne dökülmektedir. Bu nedenle, şehir merkezinin atık sularının bırakıldığı Nilüfer Çayı ve kolları, hem Bursa hem de Marmara Denizi için büyük önem arz etmektedir. Bu atık suların arıtılma kalitesi, her iki bölgenin sağlığı açısından kritik bir faktördür. Aras ve Doç. Dr. Babak Vaheddoost ile Arş. Gör. Damla Yılmaz'ın liderliğinde gerçekleştirilen ve TÜBİTAK, Bursa Büyükşehir Belediyesi ile BUSKİ'nin destek verdiği çalışma, Nilüfer Çayı'na deşarj edilen atık suların daha verimli bir şekilde arıtılmasını amaçlıyor. ‘SU KALİTESİNDE BELİRGİN BİR DÜŞÜŞ’ Projeyle ilgili açıklamalarda bulunan Aras, Nilüfer Çayı'nın su miktarının mevsimsel yağışlara bağlı olarak değiştiğini ancak son yıllarda yaşanan kuraklık ve yer altı suyu seviyelerindeki düşüşün buradaki su miktarının azalmasına yol açtığını söyledi. Aras, "Nilüfer Çayı'nda yüksek azot ve fosfor seviyeleri tespit edilmiş. Bu durum tabii ki su ekosisteminde oksijen seviyesinin düşmesine ve biyolojik çeşitliliğin azalmasına neden oluyor. Dolayısıyla da su kalitesinde belirgin bir düşüş olduğunu gözlemliyoruz." İfadelerine yer verdi. Aras, daha verimli bir atık su arıtma tasarımının su kirliliği ve müsilajın önlenmesinde büyük bir rol oynadığını belirterek, atık suların daha etkin bir şekilde arıtılmasıyla Nilüfer Çayı'nın su kalitesinin iyileştirilmesinin mümkün olduğunu vurguladı. Ayrıca, minimum enerjiyle daha etkili bir atık su arıtma süreci planlamaya çalıştıklarını ifade etti. ‘YENİ DİZAYNLAR GELİŞTİRMEYE ÇALIŞIYORUZ’ Aras, konuşmasının devamında; "Burada biyolojik süreçlerin olduğu havalandırma havuzlarından ölçümler alıyoruz. Su hızı ve oksijen miktarı ölçümünü yapıyoruz ve daha sonra bunu bilgisayar ortamında bir programda simüle ederek çeşitli hız miktarlarının, oksijen miktarlarının ne kadar değiştiğini belirlemeye çalışıyoruz. Ölü noktaları tespit ediyoruz ve bununla birlikte verimi yükseltecek çalışmaları bilgisayar ortamında simüle ediyoruz. Burada verimin düşük olduğu bölgelerde verimi nasıl artırabiliriz? Yani arıtmayı ne kadar daha iyi yapabiliriz? Arıtma tesisindeki ünitelerde yeniden bir dizayn yapmaya çalışıyoruz. Bu arıtma tesislerinde havalandırıcılar var. Bu havalandırıcıların yerini ve konumunu yeniden dizayn etmek istiyoruz. Suyu karıştıran, karıştırıcı dediğimiz üniteler var. Bunları yeniden dizayn edip daha yüksek verimde yani biyolojik arıtmayı çok daha ileri seviyeye taşıyacak yeni dizaynlar geliştirmeye çalışıyoruz." dedi. ATIK SU NASIL TEMİZLENİYOR? Aras, Bursa Doğu Atıksu Arıtma Tesisinde saha ölçüm çalışmaları yaptıklarını belirterek, araştırma süreci hakkında; "Atık su nasıl temizleniyor? Biyolojik bir aktivite. Yani atık suyun arıtılması aslında çok basit bir mekanizma. Atık sudaki bakterileri devreye sokabilmek için tek kullandığımız şey oksijen, suya oksijen veriyoruz, oksijenle birlikte su temizleniyor. Oksijen veren difüzörlerin tasarımını biz su hızlarını ölçerek yapmaya çalışıyoruz. Suyu ne kadar çok dolaştırabiliriz diye. Şimdilik sadece ölçüm çalışmalarına başladık. Analiz kısımlarına henüz geçmedik. Şu anda bilgisayar ortamına aktarma aşamasındayız." açıklamasında bulundu. Aras, Nilüfer Çayı'nda mevsimsel olarak su seviyelerinin çok düştüğü dönemlerde, buraya karışan atık sudaki kirleticilerin suda daha uzun süre kalabildiğini belirterek, üzerinde çalıştıkları tasarımla arıtma tesisinin verimliliğini artırarak, Nilüfer Çayı'na karışan suyun daha temiz hale gelmesini sağlayacaklarını vurguladı. ‘MÜSİLAJIN AZALTILMASINA YARDIMCI OLACAĞIZ’ Aras, "Marmara Bölgesi sanayi bölgesi olduğu için sanayiden gelen atıkların Marmara Denizi'ne ulaşması kirlenmeyi doğuruyor ve kirlenmeyle birlikte bu sürece sebebiyet veriyor. Özellikle karbon, azot ve fosfor gibi besin maddelerinin yüksek olması Marmara Denizi'ndeki mikroorganizma ve fitoplanktonların aşırı çoğalmasına neden oluyor. Bizim bu çalışmamız neticesinde Nilüfer Çayı'na karışan hem evsel hem de sanayi atıkları daha iyi arıtılacak, böylece daha temiz bir atık suyun Marmara Denizi'ne verilmesiyle müsilajın azaltılmasına yardımcı olacağız." dedi. TÜM ŞEHİRLERİN ATIK SU ARITMA TESİSLERİNDE İYİLEŞTİRME YAPILMALI Aras, yaklaşık 3,5 milyon insanın yaşadığı Bursa'da yalnızca bu çalışmanın yeterli olmayacağını ve Marmara Denizi'ne deşarj yapan tüm şehirlerin atık su arıtma tesislerinde iyileştirmeler yapılması gerektiğini belirtti. Bu çalışmaların gerçekleştirilmesiyle, müsilajın başlıca nedeni olan atık suların bertaraf edilmesinin mümkün olacağını ifade etti. HEM ÇEVRESEL HEM DE EKONOMİK ANLAMDA ÖNEMLİ KAZANIM Prof. Dr. Egemen Aras, konuşmasının sonunda, 2 yıl içinde tamamlanacak projeyle enerji tüketimini en aza indirirken tesis verimliliğini en üst seviyeye çıkaracak özgün havalandırma havuzu tasarımları sunacaklarını vurguladı. Bu sayede hem çevresel hem de ekonomik anlamda önemli kazanımlar elde edileceğini belirtti.

Gemlik’te dalgıçlar, Marmara Denizi’ndeki müsilajı görüntüledi!

Bursa'nın Gemlik ilçesinin Harmankaya mevkisinde, çevreye duyarlı bir organizasyon kapsamında dalış yapan dalgıçlar, Marmara Denizi'nde 18 metre derinlikte yoğun müsilaj tabakalarıyla karşılaştı. Gemlik Belediyesi, Bursa Kent Konseyi ve Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği tarafından düzenlenen etkinlikte, Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren ve dalgıçlar, farkındalık oluşturmak amacıyla denize açıldı. Dalış sonrası açıklamalarda bulunan Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, Marmara Denizi'nin içinde bulunduğu kötü durumu gözler önüne serdi. "Maalesef bugün gördük ki, o inci çamura batmış. Yılların getirdiği sonuç bu" diyen Deviren, müsilaj sorununa karşı acil önlemler alınması gerektiğinin altını çizdi. "Siyaset üstü tavır sergilememiz gerektiği açık bir şekilde görülüyor. Bilim insanlarına güvenmeli ve onların önerileri doğrultusunda hareket etmeliyiz" ifadelerini kullandı. MÜSİLAJIN NEDENLERİ ORTADAN KALDIRILMALI Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi çevresinde yaşayan 25 milyon kişinin müsilajın oluşmasına katkı sağladığını belirtti. Sarı, "Müsilajın ortaya çıkmasına neden olan faktörleri ortadan kaldırmadan bu sorundan kurtulmak mümkün değil" diyerek evsel, sanayi ve tarımsal atıklar ile yanlış kıyı kullanımı gibi faktörlere dikkat çekti. "Hepimiz bu sürecin bir parçasıyız" diyerek çözüm için tüm bireylerin sorumluluk taşıması gerektiğini söyledi. 18 METRE DERİNLİKTE MÜSİLAJ GÖRÜLDÜ Dalgıçlardan 2 yıldız dalış eğitmeni Mehmet Tufan, gerçekleştirdikleri dalışta müsilajın yoğunluğunu vurguladı. "8,5 metrede bir tül perde gibi müsilaj ile karşılaştık. 27 metreye kadar dalış yaptık ve 18 metre altı tamamen yoğun, bulut şeklinde müsilajla kaplıydı. Işıklarımızı açmamıza rağmen ötesini göremedik" diyerek denizin içindeki kirliliğin ne kadar ciddi bir boyuta ulaştığını anlattı. "Bu, hepimizin adına çok üzücü. Denizlerin kirliliği vicdanla temizlenir" şeklinde konuşan Tufan, çözüm için toplumsal bir hareketlilik gerektiğini belirtti. Gemlik Kent Konseyi Başkanı Sedat Akkuş da çevre bilincinin artırılmasına yönelik yapılan organizasyonların önemini vurgulayarak, "Böylesi etkinliklerle toplumun her kesimine ulaşmayı ve çevre konusunda bilinçlendirici çalışmalar yapmayı hedefliyoruz" dedi.

MBB’nin 50. yılında tüm paydaşlar Bursa’da bir araya gelecek

Marmara Belediyeler Birliği (MBB), 50. yılını kutlamak adına Marmara Denizi’ni odağına alarak önemli bir toplantıya ev sahipliği yapacak. 19 Şubat 2025 tarihinde Bursa’da gerçekleştirilecek olan etkinlik, Marmara Denizi’nin korunmasına yönelik önemli adımların atılmasına zemin hazırlayacak. MBB'NİN 50. YILI ETKİNLİKLERİ BAŞLIYOR 1975 yılında demokratik yerel yönetimlerin gelişmesini ve çevre sorunlarına çözüm arayışlarını desteklemek amacıyla kurulan Marmara Belediyeler Birliği, 50. yılını kutlamak için çeşitli etkinlikler düzenlemeyi planlıyor. Bu etkinliklerden ilki, Marmara Denizi ile ilgili olarak 19 Şubat 2025 tarihinde Bursa'da yapılacak toplantı olacak. "50 Yıldır Marmara Denizi İçin Birlikte" başlıklı etkinlik, MBB ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in ev sahipliğinde Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi Hüdavendigar Salonu’nda, saat 10:30 ile 12:30 arasında gerçekleştirilecek. ETKİNLİK DETAYLARI BELLİ OLDU MARMARA DENİZİ EYLEM PLANI VE İLERİ BİYOLOJİK ARITMA TESİSLERİ 2021’de Marmara Denizi’nin büyük bir kısmını etkileyen müsilaj krizi, çevre kirliliği ve deniz sağlığının korunması için başlatılan Marmara Denizi Eylem Planı’nın önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Marmara Belediyeler Birliği’nin koordinesinde düzenlenen bu toplantıda, denizin korunmasına yönelik alınan önlemler ve süreçteki ilerlemeler masaya yatırılacak. Özellikle evsel ve kentsel atıksu arıtma tesislerinin ileri biyolojik atıksu arıtma tesislerine dönüştürülmesi konusu gündemde olacak. MARMARA DENİZİ’NİN GELECEĞİ İÇİN ORTAK ÇÖZÜMLER Toplantıya, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Marmara Denizi’ne kıyısı olan büyükşehirlerin belediye başkanları ve bilim insanları katılacak. İleri biyolojik atıksu arıtma tesislerinin Marmara Denizi’ne kıyısı olan 5 büyükşehir (Balıkesir, Bursa, İstanbul, Kocaeli, Tekirdağ) ile 2 ilin (Çanakkale, Yalova) dönüşüm süreçleri tartışılacak ve karşılaşılan zorluklar ele alınarak çözüm önerileri üzerinde durulacak. BÜYÜK KATILIMLA IV. MARMARA DENİZİ SEMPOZYUMU MBB’nin bu etkinliğinin ardından, Nisan ayında yapılacak olan IV. Marmara Denizi Sempozyumu için hazırlıklar devam ediyor. Marmara Denizi’yle ilgili tüm paydaşları bir araya getirecek olan sempozyumda, çevre sorunları, bilimsel araştırmalar ve çözüm önerileri geniş bir gündemle ele alınacak.

Bursa’da Nilüfer Çayı için iş birliği: Kaçak deşarjlara karşı sıkı denetim

Bursa’nın önemli su kaynaklarından olan Nilüfer Çayı, temizliği ve sağlıklı akışı için titiz bir çalışmanın hedefi oldu. Bursa Büyükşehir Belediyesi, BUSKİ Genel Müdürlüğü, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ve Bursa Valiliği’nin işbirliğiyle başlatılan proje kapsamında, Nilüfer Çayı’ndaki kaçak deşarjlar detaylı şekilde denetleniyor. Proje, kirliliğe yol açan unsurların ortadan kaldırılmasını ve çayın daha temiz bir şekilde akmasını sağlamayı amaçlıyor. TEMİZLİK ÇALIŞMALARI BAŞLADI Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin başlattığı bu çevre dostu proje, yalnızca Nilüfer Çayı’nın temizlenmesiyle sınırlı kalmayacak. Ayrıca, Marmara Denizi'nde yaşanan müsilaj sorununun önüne geçilmesi için de önemli bir adım atılacak. Çevresel sürdürülebilirliği sağlamak ve doğa dostu bir Bursa yaratmak için yapılan bu çalışmalar, Bursa'nın diğer illere örnek olacak bir projeye dönüşmeyi hedefliyor. BAŞKAN BOZBEY: "GELECEĞE EN DEĞERLİ MİRASIMIZ" Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, projeyle ilgili yaptığı açıklamada, Nilüfer Çayı’nın Bursa için çok değerli bir su kaynağı olduğunu belirterek, bu kaynağı korumanın tüm Bursa halkı için önemli bir sorumluluk olduğunu söyledi. Başkan Bozbey, "Bu tür ortak çalışmalarla Nilüfer Çayı’nın temizliğini sağlamak ve çevreye duyarlı bir Bursa oluşturmak adına attığımız bu adımlar, geleceğimize bırakacağımız en değerli miras olacaktır" dedi. KAÇAK DEŞARJLARLA MÜCADELE EDİLECEK BUSKİ Genel Müdür Yardımcısı Ali Alper Makam, yapılan çalışmaların her aşamasının titizlikle yürütüleceğini ifade etti. Ekiplerin, Nilüfer Çayı boyunca yapacakları denetimlerle kaçak deşarjları tespit edip, bu deşarjların çevreye verdiği zararları ortadan kaldıracaklarını belirtti. Makam, ayrıca bu tür kaçak bağlantılara karşı ilgili firmalar hakkında yaptırımların uygulanacağına da dikkat çekti. “Nilüfer Çayı üzerindeki kaçak deşarjların önü kesilecek ve bu kirliliğin önüne geçilecektir” dedi. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde başlatılan bu projeyle, Nilüfer Çayı’nın temizliği ve Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj sorununun önlenmesi hedefleniyor. Proje, Bursa’daki çevre değerlerinin korunmasına büyük katkı sağlarken, diğer illere de örnek teşkil edecek nitelikte.

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İBB’ye Bursa’yı örnek gösterdi

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Marmara Denizi'nde yaşanan müsilaj sorunuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Müsilaj ile mücadelede, tüm belediyelerin sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini belirten Başkan Büyükakın, Bursa'nın bu konuda attığı adımları örnek göstererek, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin de arıtma tesisi yapması gerektiğini ifade etti. "BU KONU PARTİ MESELESİ DEĞİL" Başkan Büyükakın, sözlerine şöyle devam etti: “Kocaeli’de, Bursa’da arıtmaların tamamı çalışıyor. Bu bir partiye ait belediye konusu da değil. Bursa, CHP yönetiminde olmasına rağmen işini yapıyor ve tebrik ediyorum. Bu mesele, siyasi bir mesele değil. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de arıtma tesisi yapması gerekiyor. Biz, ‘şu kadar içme suyu hattı yaptık’ denildiğinde bunlar önemli fakat asıl soru şu: Ne kadar arıtma tesisi yaptınız? Arıtma tesisi yapmadınız, tam tersine temel atmama töreni yaptınız. Marmara Denizi, sadece İstanbul’un değil, tüm bölgenin ortak sorunu. Kocaeli, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Tekirdağ, Yalova… Hepimiz bu denizden faydalanıyoruz. Sorun çözülmedikçe Marmara’nın kurtulma şansı yok." "ESKİ OKSİJEN SEVİYESİ İÇİN 5 YIL YETERLİ OLUR" Başkan Büyükakın, müsilajın önüne geçebilmek için yapılması gereken arıtma işlemleri hakkında da açıklamalarda bulundu. “Müsilajın oluşmasına sebep olan mikroorganizmanın besin kaynağı azot ve fosfordur” diyen Büyükakın, biyolojik arıtma tesislerinde bu maddelerin alınması gerektiğini belirtti. Büyükakın, “Eğer tüm tedbirleri alırsak Marmara Denizi’nin eski oksijen seviyesine dönmesi için 5 yıl yeterli olur” dedi. Bilim insanları tarafından oluşturulan bir heyetin bu konuda kendilerine tavsiyelerde bulunduğunu ve Marmara Denizi’nin sağlıklı bir ekosisteme kavuşabilmesi için hızlıca adım atılması gerektiğini vurgulayan Başkan Büyükakın, yerel yönetimlerin ve devletin işbirliği içinde hareket etmesinin önemine değindi.

Marmara Denizi'nde müsilaj sorunu! Yeniden gündemde

Marmara Denizi'nde 2021'de yaşanan müsilaj sorunu, yoğun çalışmalar sonucunda büyük ölçüde çözülmüştü. Ancak, sorunun tekrar etmemesi için hazırlanan Marmara Denizi Eylem Planı doğrultusunda çalışmalar devam ediyor. Bu kapsamda, belediyelerin atık su arıtma tesislerini geliştirmeleri amacıyla toplantılar düzenleniyor. Son dönemde Marmara Denizi'nde müsilaj belirtilerinin görülmesi üzerine, konu yeniden gündeme geldi ve Bilim Kurulu toplandı. Toplantıya Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı, Marmara Araştırma Merkezi Başkanı, Bursa Teknik Üniversitesi, Bursa Uludağ Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Gebze Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Piri Reis Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Kocaeli üniversitelerinden bilim kurulu üyeleri ile konuya ilişkin çalışması olan akademisyenler katılım sağladı. 'TEDBİRLERİ ELE ALDIK' Bakan Yardımcısı Varank, toplantıda açıklamalarda bulundu. Varank açıklamasında; 'Denizdeki sıcaklığın yükselişi, denizin durağanlığı ve artan kirlilik, özellikle azot ve fosfor artışı ile müsilaj oluşuyor. İlk iki madde bütünüyle iklim değişikliğine bağlı ve buna doğrudan mücadele etme şansımız bulunmuyor. Ancak uyum sağlayabiliriz. Üçüncü maddede ise özellikle kentsel, endüstriyel ve tarımsal kaynaklı kirlilik baskısı sonucunda müsilaj oluşuyor. Belediyeler ileri biyolojik atık su arıtma tesislerini yapmadığı için Marmara Denizi'nin kirlilik yükü azaltılamadı. Gelinen süreçte ileri arıtmaya dönüşüm oranının bugüne kadar sınırlı (yüzde 0.7) bir artış gösterdiği gözlendi. Marmara Denizi'ne deşarj edilen azot-fosfor kirlilik yükünde çok sınırlı azalma sağlanabilmiş, ayrıca yayılı kaynak kirliliğini önlemeye yönelik olarak yapılması gereken yapay sulak alanlar da fiziki imkansızlıklar nedeniyle yapılamamıştır. 2021 yılında yaşanmış olan müsilaj afetinin tekrar yaşanmaması adına gelinen nokta göz önünde bulundurularak acil alınması gereken tedbirleri ele aldık.' ifadelerine yer verdi. ATIK SU ARITMA TESİSLERİNİN İYİLEŞTİRİLMESİ KONUSUNDA EKSİKLİK Toplantıda, belediyelerin atık su arıtma tesislerinin mevcut durumu değerlendirildi. Çevre Yönetimi Genel Müdürü, Marmara Denizi Eylem Planı'ndaki hedeflerin büyük ölçüde gerçekleştirildiğini ancak atık su arıtma tesislerinin iyileştirilmesi konusunda eksiklikler olduğunu söyledi. Toplantıda Marmara Denizi'nin mevcut durumu ve çözüm önerileri bilim adamları tarafından detaylı şekilde ele alındı. MARMOD ve DEN-İZ projelerinin analiz bulguları paylaşıldı. Prof. Dr. Barış Salihoğlu ve Prof. Dr. Burcu Özsoy, denizdeki çevresel kalite kriterlerinin yıllara göre değişimini anlatan bir sunum gerçekleştirdi. . Ayrıca Doç. Dr. Ahsen Yüksek, Prof. Dr. Gülşen Altuğ, Doç. Dr. Ayşegül Akpınar da Bilim ve Teknik Kurulu'nda sunum yaptı. Bilim kurulu üyelerine verilen sözle, müsilaj sorununa dair görüşler alındı. Üyeler, atık su arıtma tesislerinin ileri biyolojik sisteme geçirilmesi, Susurluk Havzası gibi bölgelerde doğal temizleme yöntemlerinin kullanılması, ekosistem temelli balıkçılık ve yerli bakteri kullanımı gibi konularda önemli önerilerde bulundu.

Marmara Denizi'nde çiftlik midyesi üretimi ikiye katlandı!

Türkiye’nin önemli midye üretim bölgelerinden biri olan Marmara Denizi'nde, çiftlik midyesi üretimi son yıllarda büyük bir artış gösterdi. Yalova, Balıkesir ve Çanakkale İlleri Midye Yetiştiricileri Üretici Birliği Başkanı Özerdem Maltaş, Türkiye genelinde yıllık 8 bin tonun üzerinde çiftlik midyesi üretildiğini ve bu üretimin büyük kısmının midye dolması olarak tüketildiğini açıkladı. Maltaş, çiftlik midyesi üretiminin son 4 yılda iki katına çıkarak, hedeflerinin 50 bin ton olduğunu belirtti. ÜRETİMİNİ 4 YILDA İKİ KATINA ÇIKARDI Maltaş, yaptığı açıklamada, Türkiye’deki çiftlik midyesi üretiminin gittikçe daha kontrollü ve sağlıklı şartlarda yapıldığını vurguladı. 2020 yılında 4 bin ton olan çiftlik midyesi üretiminin 2024 yılında 8 bin tonun üzerine çıktığını belirten Maltaş, yeni yatırımlar ve gelişen üretim teknikleriyle bu rakamın daha da artacağını kaydetti. MARMARA DENİZİ’NDE DENİZDE ASKI ÜRETİMİ Çiftlik midyeleri, Marmara Denizi'nde denizde kurulu çiftliklerde, şamandıralarla askıda tutulan halatlarda üretiliyor. Bu yöntemle midyeler deniz tabanıyla temasa geçmeden büyüyor. Tüketici sağlığını korumak için Tarım ve Orman Bakanlığı, her hafta deniz suyu ve ürün numunelerini analiz ediyor. Maltaş, Marmara Denizi’nin temiz kalmasına katkı sağlayan midyelerin organik üretimle yetiştirildiğini belirtti. KONTROLLÜ ÜRETİM TÜKETİCİLERİN SAĞLIĞINI KORUYOR Türkiye’de üretilen çiftlik midyelerinin büyük kısmı, sağlıklı bir şekilde işlenip midye dolması olarak tüketiliyor. Maltaş, sağlıksız merdiven altı üretimin tehlikelerine de dikkat çekerek, tüketicilerin menşei ve üretim koşullarını sorgulamaları gerektiğini söyledi. Çiftlik midyesi üretiminin kontrollü ve kurallı yapılmasının, sektörde ihracat potansiyelini artırabileceğini ifade etti. YENİ YATIRIMLAR VE İHRACAT POTANSİYELİ Maltaş, Marmara Bölgesi'nde yeni kurulan çiftliklerle birlikte üretimin birkaç yıl içinde 10 bin tonun üzerine çıkmasının beklendiğini, bu durumun ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Avrupa Birliği onaylı tesislerde yapılan kontrollü üretimin, ihracatın artmasına zemin hazırlayacağını dile getiren Maltaş, Ortadoğu ve Rusya'dan Avrupa’ya doğru genişleyen ihracat pazarının sektöre yeni bir ivme kazandıracağını vurguladı.

Marmara Denizi’nde tehdit yeniden baş gösterdi! 24 metreye kadar yayıldı

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi'nde 2021'de büyük zarara yol açan müsilaj oluşumunun yeniden başladığını açıkladı. 10 metre derinlikten 24 metreye kadar yayılan müsilaj, deniz yüzeyinde sarı köpükler olarak görülüyor. Sarı, Marmara Denizi'nin ortalama 2-2.5 derece daha sıcak olduğunu ve kirlilik yükünün hala kritik seviyelerde bulunduğunu belirtti. Müsilajın nedenleri arasında deniz kirliliği, durağan deniz şartları ve iklim değişikliğini sayan Sarı, kirlilik yükünün azaltılmasının Marmara Denizi'ni korumak için acil bir gereklilik olduğunu vurguladı. Aksi takdirde müsilajın balıkçılığı ve turizmi olumsuz etkileyeceği uyarısında bulundu.

Bursa-Orhangazi arası kaç saat sürüyor?

Orhangazi, Bursa’nın Marmara Denizi’nin güney kıyısında ve İznik Gölü’nün batısında yer alan önemli bir ilçedir. Tarihi ve doğal güzellikleri ile dikkat çeken bu bölge, zengin tarım arazileri sayesinde ekonomik açıdan da büyük bir potansiyele sahiptir. Orhangazi, çevresindeki dağlar ve göl manzarasıyla çarpıcı bir doğal güzelliğe sahiptir. Kuzeyde Samanlı Dağları, güneyde ise Katırlı Dağları ile çevrili olan ilçe, çanak şeklinde bir yapıya sahiptir. Bu coğrafi yapı, bölgenin iklimini de etkileyerek tarım için elverişli bir ortam sunmaktadır. Ayrıca, İznik Gölü’nün kıyısında yer alması, yerel ekosistemi zenginleştirirken, su sporları ve doğa yürüyüşleri gibi aktiviteler için de ideal bir zemin oluşturmaktadır. TARİH VE KÜLTÜR Eski adı Pazarköy olan Orhangazi, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu nedenle, ilçede tarihi kalıntılar ve kültürel zenginlikler bulmak mümkündür. Tarihi yapılar arasında camiler, çeşmeler ve eski konaklar yer almaktadır. Yerel halk, geleneklerini ve kültürel mirasını koruma konusunda oldukça hassastır. BURSA ORHANGAZİ ARASI KAÇ KM? Bursa şehir merkezine 45 kilometre uzaklıkta bulunan Orhangazi, Bursa-İstanbul Yolu üzerindeki konumu sayesinde stratejik bir kavşak noktasıdır. Bursa ile Orhangazi arasındaki mesafe yaklaşık 53 kilometredir ve bu yolculuk araba veya taksiyle yaklaşık 57 dakika sürmektedir. ORHANGAZİ'NİN NÜFUSU 2020 yılı itibarıyla Orhangazi’nin nüfusu 80.118 kişidir. Bu nüfus, ilçenin sosyal yapısını zenginleştirmekte ve farklı kültürel etkinliklerin gerçekleşmesine olanak tanımaktadır. Yerel halkın sosyal yaşamı, çeşitli festivaller, tarım fuarları ve kültürel etkinliklerle renklendirilmektedir. Özellikle yaz aylarında İznik Gölü kıyısında düzenlenen etkinlikler, hem yerel halkı hem de ziyaretçileri bir araya getirmektedir.