Hava Durumu

#Lübnan

Bursa Hayat Gazetesi - Lübnan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Lübnan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İsrail Devleti'ni kim kurdu? Haber

İsrail Devleti'ni kim kurdu?

14 Mayıs 1948'de, Birleşmiş Milletler'in paylaşım planı uyarınca David Ben-Gurion, İsrail Devleti'nin kuruluşunu ilan etti. Bu tarih, Orta Doğu tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olarak kabul ediliyor. Aynı gün, Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak orduları İsrail topraklarına saldırı başlatarak bölgedeki çatışmaların fitilini ateşlediler. 1949'un başlarında, Birleşmiş Milletler öncülüğünde İsrail ile savaşa giren Arap ülkeleri arasında doğrudan müzakereler düzenlendi. Irak dışında, bu ülkelerin hepsi müzakerelere katıldı ve sonuç olarak bir ateşkes anlaşması imzalandı. Bu anlaşmaya göre, İsrail topraklarının sahil şeridi, Celile ve Necef bölgesi kendisine bırakıldı; Batı Şeria, Ürdün yönetimine geçerken, Gazze Mısır'a bırakıldı. Kudüs ise doğu kısmı Ürdün'e, batı kısmı ise İsrail'e verildi. İsrail'in Coğrafi Konumu İsrail, Orta Doğu'da, Doğu Akdeniz kıyısında yer almaktadır. Batısında Akdeniz, kuzeyinde Lübnan ve Suriye, doğusunda Ürdün, güneybatısında ise Sina Yarımadası ve Gazze bulunmaktadır. Ülkenin güney kesimi, Necef Çölü ile kaplıdır. Kuzeydoğu bölgesi, Şeria Hendeğine açılırken, güneydoğuda dik yükseltiler mevcuttur. Bu bölge, Lut Gölü gibi önemli doğal alanları da içermektedir. Akdeniz kıyısının kuzey bölümü ise Yafa'dan başlayarak Karmel Dağı'na kadar uzanan Şaron Ovası olarak bilinir. İsrail’in coğrafi konumu, bölgedeki stratejik ve siyasi dinamikler açısından büyük önem taşımaktadır. Bu gelişmeler, Orta Doğu'daki çatışmaların ve uluslararası ilişkilerin şekillenmesinde kritik rol oynamaktadır.

Lübnan'dan tahliye sürecinde asılsız iddialara resmi açıklama Haber

Lübnan'dan tahliye sürecinde asılsız iddialara resmi açıklama

İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, sosyal medya platformlarında yayılan bir iddiaya ilişkin bir açıklama yaptı. "Türkiye'den Lübnan'a Türk vatandaşlarını tahliye etmek için yollanan gemiye önce yabancı uyruklular alındı ve kavga çıktı" şeklindeki iddiaların asılsız olduğu vurgulandı. Açıklamada, Lübnan'dan Türk vatandaşlarının tahliye sürecinde herhangi bir kavga veya huzursuzluk yaşanmadığına dikkat çekildi. Ayrıca, iddiaların aksine bu süreçte Lübnan askerlerinin herhangi bir müdahalede bulunduğuna dair bir durumun söz konusu olmadığı belirtildi. Beyrut'tan Türk vatandaşlarının güvenli bir şekilde tahliye edilmesi, TCG Sancaktar ve TCG Bayraktar gemileri aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Bu gemiler, Türkiye'den Beyrut'a 300 ton insani yardım malzemesi taşıyarak, Türk vatandaşlarını tahliye etme görevine de devam etmektedir. Açıklamada, öncelikle Türk vatandaşlarının tahliye edildiği, ardından devletimizden talepte bulunan yabancı ülke vatandaşlarının da güvenli bir şekilde tahliye edildiği ifade edildi. Dışişleri Bakanlığı, tahliye sürecinin başarılı bir şekilde ilerlediğini duyurarak, toplamda 878 Türk vatandaşı, 24 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) vatandaşı ve birinci derece yakınları dahil olmak üzere toplam 966 kişinin Lübnan’dan güvenle tahliye edildiğini bildirdi. Bakanlık, gemilerin bu akşam (10 Ekim) Mersin Limanı'na varmasının beklendiğini de açıkladı. Son olarak, İletişim Başkanlığı yetkilileri, bu tür asılsız iddialara itibar edilmemesi gerektiğini vurgulayarak, kamuoyunu dikkatli olmaya ve doğrulanmamış bilgileri yaymamaya davet etti.

Beyrut: Neden önemli? Patlama ne zaman gerçekleşti? Haber

Beyrut: Neden önemli? Patlama ne zaman gerçekleşti?

Beyrut, Lübnan'ın başkenti ve Orta Doğu'nun geçmişteki parlayan yıldızı olarak tanınıyor. Nüfusu 1,5 milyonun üzerinde olan bu şehir, Akdeniz ikliminin etkisiyle zengin bir kültürel mirasa ev sahipliği yapıyor. Ancak, 1970’lerden itibaren yaşanan toplumsal ve siyasi karışıklıklar, Beyrut’un ekonomik ve kültürel merkezi olma özelliğini kaybetmesine neden oldu. Osmanlı döneminde planlı bir şekilde gelişen Beyrut, 1943'te bağımsızlık kazanmasının ardından hızlı bir büyüme sürecine girdi. İç savaştan önce şehirdeki Hristiyan ve Müslüman nüfus eşitken, günümüzde Müslümanlar çoğunluğu oluşturuyor. Beyrut'un doğusunda Hristiyanlar, batısında ise Müslümanlar yoğunlaşmış durumda. 1960'lardan sonra gelen göçlerle Şii nüfusu artış gösterdi. BEYRUT NEDEN ÖNEMLİ? Beyrut, Lübnan'ın hükümet merkezi olmasının yanı sıra, ülkedeki birçok banka ve şirketin bulunduğu önemli bir ekonomik merkezdir. Şehir, hem Lübnan hem de bölge için stratejik bir liman işlevi görmektedir. Küreselleşme ve Dünya Şehirleri Araştırma Ağı tarafından "Beta +" Dünya Şehri olarak derecelendirilen Beyrut, uluslararası ticaretin merkezi konumundadır. 1950-70 yılları arasında Beyrut, Ortadoğu'nun ekonomik merkezi olarak öne çıktı. Serbest ekonomi politikaları ve cazip bankacılık hizmetleri, şehri Arap zenginleri için önemli bir finans merkezi haline getirdi. Beyrut Amerikan Üniversitesi gibi eğitim kurumları, şehri diğer Arap ülkelerinden gelen öğrenciler için cazip kıldı.  İÇ SAVAŞ VE SONRASI Ancak, 1975'te başlayan iç savaş, şehri harabe haline getirdi. Savaş sona erdiğinde, Beyrut'un birçok bölgesi ağır hasar almış, 150.000 Lübnanlı yaşamını yitirmişti. 2006'da yaşanan İsrail-Lübnan Krizi sırasında da şehir ciddi şekilde zarar gördü. 2020 BEYRUT PATLAMASI Son olarak, 4 Ağustos 2020'de meydana gelen patlama, Beyrut'u yeniden derinden etkiledi. Limanda depolanan 2.750 ton amonyum nitratın infilak etmesi sonucu 200'den fazla kişi hayatını kaybetti ve 300.000'den fazla insan evsiz kaldı. Bu olay, şehirdeki yaraların hala tam anlamıyla sarılamadığını gösteriyor. GELECEK BELİRSİZLİĞİ Beyrut'un tarihi ve kültürel zenginliği, zorlu süreçlerle şekillenmiştir. Bugün, şehir hem geçmişin izlerini taşıyor hem de yeniden doğuş sürecini yaşıyor. Geleceği hala belirsiz olsa da, Beyrut'un dayanıklılığı ve tarihi önemi, onu her zaman ilgi çekici kılacaktır.

Meloni: Yeni trajedilere artık tanık olamayız Haber

Meloni: Yeni trajedilere artık tanık olamayız

İsrail güçlerinin Gazze’de başlattığı saldırıların yeni dalgası Lübnan’da devam ediyor. İsrail ordusu tarafından saldırı altında olan Lübnan’da yüzlerce kişi hayatını kaybetti. Binlerce kişi saldırılar nedeniyle yerinden edildi ve göç etmek durumunda kaldı. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni Birlemiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada İsrail’in saldırıları hakkında açıklamalarda bulundu. Başbakan Giorgia Meloni şu açıklamalarda bulundu. İtalyan hükümetinin Filistin Devleti’ne verdiği desteği yineleyen Meloni, İsrail’in saldırılarına karşı açıklamada yaptı. Meloni şu ifadeleri kullandı: “Lübnan'ın güneyi ve doğusunda son günlerde yaşananlara benzer trajedilere artık tanık olamayız. İsrail Devleti'nin kendisini dış saldırılara karşı savunma hakkını teyit ediyoruz. Geçen 7 Ekim'deki korkunç olay gibi ama aynı zamanda uluslararası hukuka saygı gösterilmesini istiyoruz. Meloni Filistin devletinin kurulmasına verdiği desteği yineledi: "Fakat bunun yakın zamanda aydınlığa kavuşması için Filistinlilerin bunu diyalogdan ilham alan bir liderliğe emanet etmesi gerekiyor.” MELONİ: "BÖYLE TRAJEDİLERE TANIK OLAMAYIZ" Başbakan Giorgia Meloni, New York'taki BM toplantısında yaptığı konuşmada, Orta Doğu'da olup bitenlerle ilgili kaygılarını dile getirdi. Meloni; "Lübnan'ın güneyi ve doğusunda son günlerde yaşananlar gibi trajedilere artık tanık olamayız. Aralarında çok sayıda çocuğun da bulunduğu silahsız sivillere saldırılar uluslararası hukuka aykırıdır" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.