Hava Durumu

#Konya Ovası

Bursa Hayat Gazetesi - Konya Ovası haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Konya Ovası haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Konya Ovası'nda obruk oluşmasına neden olan faktörler nelerdir? Haber

Konya Ovası'nda obruk oluşmasına neden olan faktörler nelerdir?

Obruklar, yer altında kireçtaşı gibi eriyebilen kayaçların zamanla boşluklar oluşturması ve bu boşlukların tavanlarının çökmesiyle meydana gelen karstik yer şekilleridir. Bu doğal oluşumlar, özellikle eriyebilir kayaçların bulunduğu bölgelerde sıkça gözlemlenir. Yer altı suyu, karbondioksit ile birleşerek karbonik asit oluşturur. Bu asit, kireç taşlarını zamanla çözer ve yer altında mağaralar oluşmasına neden olur. Mağaranın üstündeki toprak, bu süreç devam ettikçe çöker ve geride derin çukurlar bırakır. Bu çöküntüler, obruk olarak adlandırılır. Obruklar genellikle iki şekilde oluşur: İlk olarak, alttaki eriyebilir kayaçların su ile çözülmesi sonucu oluşan boşluklar, zamanla genişler ve üzerindeki toprak dolarak çöküntüler meydana gelir. İkinci olarak, bir mağara tavanının çökmesi sonucu dik kenarlı kraterler oluşabilir, bu da özellikle nüfusun yoğun olduğu bölgelerde tehlike oluşturabilir. KONYA'DA OBRUK NEDEN OLUŞUR?  Obrukların oluşumu için bazı jeolojik ve hidrolojik şartlar gereklidir. Bu şartlar arasında, karstik alanların bulunması, yeraltı su seviyelerinin farklı havzalar arasında akış göstermesi ve bu havzalar arasında yüksek bir eşik bulunması yer alır. Konya Ovası ve Tuz Gölü havzası arasında bulunan Obruk platosu, bu şartları sağlayan bir örnektir. Konya'nın yeraltı suyu, bu plato üzerinden Tuz Gölü havzasına doğru akarak obrukların oluşumunu tetikler. Ayrıca, yerel fay hatlarının da obrukların oluşumuna katkıda bulunduğu belirtilmektedir. Örneğin, Tuz Gölü'nün güneybatısındaki faylar, Dikmen-Kolca obruklarının oluşumuna neden olmuştur. Türkiye'nin yeraltı sularının üçte birini barındıran Konya Havzası, 20'yi aşkın obruk ile dikkat çekmektedir. En bilinen obruklardan biri, 300 metre genişliği ve 145 metre derinliği ile Kızören obruğudur. Konya'nın Obruk kasabası da bu obruğun adını taşır. Obrukların diğer özellikleri arasında, yaz aylarında koyu lacivert ve yeşil renklerinin, ilerleyen günlerde çivit mavisi ve berrak bir renge dönüşmesi bulunur. Konya’daki diğer obruklar arasında Meyil, Çıralı, Gökhöyük, Kuru, Kangallı ve Hamam obrukları yer alır. Antalya ilinin doğu kesimindeki Çimiköy platosunda da obruklar bulunur. Bu bölgede 22 obruk tespit edilmiştir; Mucur Obruğu, Cennet ve Cehennem obrukları bunlar arasında bilinenlerdir. Obrukların içi genellikle su ile doludur ve bu suyun derinliği ile berraklığı nedeniyle bazı obruklar su altı dalışları için uygun alanlar sunar. Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-Türkiye) tarafından başlatılan "Konya Kapalı Havzası'nın Akılcı Kullanımına Doğru" adlı proje, bu doğal oluşumların korunmasını ve sürdürülebilir kullanımını amaçlamaktadır.

Anız yangınlarına karşı çiftçilere uzmanından uyarı Haber

Anız yangınlarına karşı çiftçilere uzmanından uyarı

Türkiye'nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya Ovasında hububat hasadı devam ediyor. 38 bin 873 kilometrekare yüzölçümünün yüzde 47'si tarım arazisi olarak kullanılan Konya Ovasında üretim yapan çiftçilere anız yangını ile ilgili uyarılar arttı. “ANIZ YANGINLARI TOPRAKTAKİ ORGANİK MADDENİN ÖLMESİNE NEDEN OLUYOR” Konya yöresinde arpa hasatlarıyla beraber, buğday hasatlarının da başladığını aktaran Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, “Havaların aşırı sıcak gitmesi hububat alanlarının özellikle yol kenarındaki otlarda da aşırı derecede kurumalara neden oluyor. Asfalt kenarındaki tarlalarda çiftçilerimizin yangın riskine karşılık önlem almaları gerekiyor. Burada vatandaşlarımızın da dikkat etmesi gereken konular var. Özellikle cam tarzındaki ürünleri ve sigara izmaritlerini araçlarından dışarıya atmamaları gerekiyor. Bu dönemleri inşallah kaza bela yaşamadan atlatırız. Anız yangınını zaten her zaman söylüyoruz, tavsiye etmiyoruz. Çiftçilerimizin anız yangınlarına karşı önlem almaları gerekiyor. Anızlarını yakmamaları gerekiyor. Bu anız yangınları topraktaki organik maddenin ve faydalı bakterilerin de ölmelerine neden olduğu için kesinlikle yangın olan yerlerde hızlı bir şekilde itfaiye veya ilgili kurumlara bildirmesi gerekiyor” dedi. “ELEKTRİK DİREKLERİNDE EN UFAK BİR SES DUYDUKLARINDA İLGİLİ KURUMLARA BİLDİRİN” Tarla içinde veya kenarında elektrik hattı olan çiftçilere seslenen Burak Kırkgöz, “Konya'da arazi toplulaştırmaları yapılıyor, yapılmaya devam ediyor. Bu toplulaştırmanın sonrasında arazilerin içlerinde kalan elektrik hatları, trafolar, kuyuların elektrik hatları, arazinin kenarlarına taşınması gerekiyor. Burada çiftçilerimizin özellikle arazisinden elektrik hattı geçen tarlalarında hasar oluştuğu dönemlerde elektrik direklerinde en ufak bir ses duyduklarında veya kıvılcım atma durumu olduğunda ilgili kurumlara bildirerek bu hasarın düzeltilmesi ve bu bundan kaynaklı yangının önüne geçmeleri gerekiyor. Tabii burada ekipler her zaman çalışma sağlıyor. 7/24 burada çiftçilerimizin en ufak bir problem yaşadıklarında dediğimiz gibi ilgili kurumlara bildirerek bu tarz sıkıntılar yaşamamaları için çözümleri bulmaları gerekiyor” diye konuştu.

Konya'da endişelendiren görüntü:  Yapılar zarar görüyor! Haber

Konya'da endişelendiren görüntü: Yapılar zarar görüyor!

Kuraklığın yanı sıra yer altı suyu seviyesindeki azalmaya bağlı oluşan yarıklar, Orta ve Batı Anadolu havzalarının önemli sorunlarından biri haline geldi. Konya Ovası'nda son yıllarda hızla artan obrukların yanı sıra yarıklar da yöre halkını tedirgin ediyor. Çumra, Emirgazi, Tuzlukçu, Selçuklu, Karapınar ve Altınekin ilçelerinde görülen yüzey yarıklarının sayısı her geçen gün artıyor. Yaklaşık 1 ay önce Çumra ilçesi Adakale Mahallesi'nde oluşan 2 kilometre uzunluktaki yarık, derinliğiyle görenleri endişelendiriyor. Altınekin ilçesi Dedeler Mahallesi'nde ise geçen yıl oluşumu başlayan yarıklar, her ne kadar yağışlar ve toprak taşınımı nedeniyle izleri silinse de yerleşim yerindeki yapılarda bozulmalara neden oluyor. Mahalledeki mezarlıkta, Osmanlı dönemi eserlerinden, kitabesinden 1528'de yaptırıldığı anlaşılan, Horasanlı tasavvuf alimlerinden Taşgun Baba'nın metfun olduğu türbenin duvarlarında yarıklar nedeniyle çatlak meydana geldi. Dedeler Mahallesi Muhtarı Erdoğan Şen, AA muhabirine, geçen yıl merada oluşan 2 kilometrelik yarıkların yerleşim yerlerinde hasara yol açtığını söyledi. Yarıkların hasarının her geçen gün arttığına dikkati çeken Şen, "Yarıklar mahallemizin kuzeyine doğru ilerledikçe yeni restorasyon olmasına rağmen türbenin duvarlarında oynama ve çatlaklar meydana geldi, halen de devam ediyor. Yeni yeni çatlaklar oluşmaya başladı." diye konuştu. Şen, mahallede sulu tarım yapıldığını belirterek, "Yer altı suyuyla tarım yapıldığı için mahallemizin yüzde 60'ında su bitmiş vaziyette. Şu anda 430 metre derinliğe kadar kuyu kazılıyor. Mısır ya da yeşillik sulandıkça su çekilmeye devam ediyor." dedi. Yarıklar nedeniyle ev ve garajlarda da çatlakların sürdüğüne değinen Şen, mülk sahiplerinin bunun üzerine tadilat yaptırdığını dile getirdi. "KURAKLIK, YARIKLARI TETİKLİYOR" Konya Teknik Üniversitesi Obruk Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık da yarık oluşumunun devam ettiğini söyledi. Çumra, Emirgazi, Tuzlukçu, Selçuklu, Karapınar ve Altınekin ilçelerinde görülen yüzey bozulmalarının hepsinde ekibiyle yüzey araştırmaları yaptıklarını ifade eden Arık, bu 6 bölgedeki en derin ve büyük olanının ise Çumra'daki uzunluğu 2 kilometreyi, yarık açıklığı 1 metre, derinliği ise 7-8 metreyi bulan yüzey deformasyonu olduğunu bildirdi. Altınekin'de güneyde doğu-batı yönlü faya paralel şekilde yüzey yarıklarının görüldüğünü anlatan Arık, şunları kaydetti: "Buradakiler sismik değil, depremle çok fazla ilgisi yok ancak havzada uzun yıllardır devam eden kuraklık, iklim değişikliği ve bu havza içindeki yoğun su kullanımı yer altı seviyesini giderek düşürüyor. Suyunu kaybetmiş olan güncel sedimanlar da (kayaç) sıkışıyor. Sıkışmaların olduğu yerde havza kenarındaki ince yerlerden kalınlaşan yere doğru olan bölgelerde bu şekilde yarıklar olacak. Havza içinde kuraklık devam ettiği sürece yarıklar olmaya devam edecek."

Konya Ovası'nda rekolte beklentisi düştü Haber

Konya Ovası'nda rekolte beklentisi düştü

Türkiye'nin tahıl ambarı Konya Ovası'nda Nisan ayına kadar yağışların düşük olması kıraç alanlarda kuraklığa kapı araladı. Zaman zaman etkili olan yağışlar kıraç alanlarda üretim yapan çiftçileri sevindirdi. Yapılan analizler sonrası bazı bölgelerde bitkilerin strese girdiği raporlandı. Yumurtlama dönemi olarak bilinen başaklanma döneminde ise aralıklarla yağan yağışların yetersiz kaldığını belirten uzmanlar, özellikle kıraç alanlarda rekolte düşüşü yaşanacağını ifade etti. “NİSAN AYININ SONUNDA YAĞMUR YAĞMASAYDI KIRAÇ ALANLARDA HİÇ HASAT YAPILMAYACAKTI” Konya çevresinde Nisan ayının başında beklenen yağışların düşmediğini anlatan Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, “Tabii yağışların dengeli ve düzenli yağmasını bekliyoruz. Nisan ayının başında yağmaması kıraç alanlardaki bitkilerin strese girmesine ve bu alanlardaki verimin düşmesine neden olacaktı. Nisan ayının sonunda yağan bu dönemdeki yağmur kıraç alanlarda bir nebze de olsa rahatlamaya neden oldu. Nisan ayının sonunda eğer yağmur yağmasaydı belki kıraç alanlarda hiç hasat dahi yapılmayacaktı. Bu yağışlar Mayıs ayında da devam ederse kıraç alanlardan hasat yapılacak. Tabii bu dönemde yağan yağış rekolteyi çok ciddi anlamda artıracak diyemeyiz. Çünkü Nisan ayının başında bitkiler iyice strese girmiş, hava sıcaklıkları da aşırı fazla gitmesi bitkilerin stresini biraz daha arttırdı. İnşallah bundan sonraki süreçte yağışlar dengeli ve düzenli yağar” dedi. “KARDEŞLEME DÖNEMİNDEN SONRA KONYA OVASI'NA HEMEN HEMEN HİÇ YAĞIŞ DÜŞMEDİ” Geçen hububat sezonunda da benzer bir iklimin yaşandığını kaydeden Burak Kırkgöz, “Yılbaşından sonra beklediğimiz yağışları maalesef alamadık. Geçen sene de buna benzer bir iklim vardı. Lakin Nisan yağışları dengeli ve düzenli yağmıştı. Kardeşleme döneminden sonra Konya Ovası'na hemen hemen hiç yağış düşmedi. Geçen seneki rekolteyi yakalamamız biraz zor gözüküyor. Bu yıl rekoltede bir nebze de olsa düşüş yaşanabilir. Bunun için şu dönemden sonra yapılabilecek çok fazla da bir şey yok. Sulu alanlarımızda herhangi bir problemimiz yok ama bu sene arpalarda özellikle bir rekolte düşüşü bekliyoruz. Kısmen buğdayda da rekolte düşüşü yaşanabilir ama çok ciddi bir rekolte düşüşü değil bu. Kısmen olsa da özellikle arpalarda çünkü kıraç alanlarda yoğun bir şekilde ekilişi olduğu için bir rekolte düşüşü bekleniyor” şeklinde konuştu. Başkan Kırkgöz, Meteorolojinin verdiği bilgilere göre son haftalarda yine de yağışlar devam edeceğini tahmin edildiğini belirterek, "Mayısın başında da önümüzdeki haftalarda da yağış gözüküyor. Tabii havanın, rüzgarın bunlarda çok büyük etkeni var. Bu yağışlar geliyor gibi gözüküp daha sonrasında kaybolabiliyor. İnşallah yağış alırız ve verimli bir sezon geçiririz. Mahsullerimiz için bereketli olur bu yağışlar” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.