İstanbul Haberleri - Son Dakika İstanbul Haber Güncel Gelişmeler

İstanbul'un gizli cenneti Terkos Gölü’nde renklerin yansıması

Sonbaharın gelişiyle İstanbul’daki Terkos Gölü, doğanın renk cümbüşüyle adeta bir film platosuna dönüştü. Kızıl eğrelti otları ve beyaz nilüferlerin oluşturduğu pembe, kırmızı ve yeşil tonlarındaki manzara, havadan çekilen görüntülerle masalsı kareler ortaya çıkardı. Gölün üzerindeki tekneler ve bitki örtüsü, kartpostallık bir görsel şölen sundu.

Danimarka'nın kırmızı bültenle aradığı kaçakçı Türkiye’de yakalandı

Danimarka tarafından "Yasaklı Madde Ticareti" suçundan uluslararası seviyede aranan Mike Gerner Larsen, İstanbul'da düzenlenen başarılı bir operasyonla yakalandı. İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Interpol tarafından çıkarılan Kırmızı Bülten ile aranan Larsen, İstanbul’un Başakşehir ilçesinde gerçekleştirilen "KUYU-38" operasyonu kapsamında gözaltına alındı. Operasyon, İçişleri Bakanlığı'nın koordinesinde, Interpol-Europol Daire Başkanlığı, Göç İdaresi Başkanlığı ve İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nün Narkotik Suçlarla Mücadele, İstihbarat ve Göçmen Kaçakçılığı ve Hudut Kapıları Şube Müdürlükleri tarafından yürütülen ortak çalışmalar sonucu gerçekleştirildi. Larsen’in, Danimarka’ya yasaklı madde kaçakçılığı yaptığı ve suç ortaklarıyla birlikte bu faaliyetleri sürdürdüğü tespit edildi. İçişleri Bakanlığı, operasyona ilişkin yaptığı açıklamada, “Hangi bültenle aranırsa aransın, halkımızın huzurunu kaçıran uluslararası organize suç örgütlerine, zehir tacirlerine göz açtırmayacağız. Hepsini tek tek yakalayıp adalete teslim edeceğiz” ifadelerini kullandı. Mike Gerner Larsen’in yakalanmasının, uluslararası kaçakçılıkla mücadelede önemli bir adım olduğu belirtiliyor.

2024 Bursa'nın nüfusu kaç?

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, Türkiye'de ikamet eden nüfus 31 Aralık 2023 itibarıyla bir önceki yıla göre 92 bin 824 kişi artarak 85 milyon 372 bin 377 kişi oldu. Bu rakamın 42 milyon 734 bin 71'ini erkekler, 42 milyon 638 bin 306'sını ise kadınlar oluşturdu. Yani toplam nüfusun %50,1'i erkeklerden, %49,9'u kadınlardan oluşuyor. Yabancı nüfus ise azalma gösterdi. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre, Türkiye'de ikamet eden yabancı nüfus, bir önceki yıla göre 253 bin 293 kişi azalarak 1 milyon 570 bin 543 kişi oldu. Bu grubun %48,6'sı erkek, %51,4'ü kadın. NÜFUS ARTIŞ HIZI DÜŞÜŞTE 2022 yılında yıllık nüfus artış hızı binde 7,1 iken, 2023 yılında bu oran binde 1,1 olarak kaydedildi. Bursa, İstanbul'dan büyük mü? İstanbul'un nüfusu da dikkat çekici bir düşüş yaşadı. 2023 itibarıyla İstanbul'un nüfusu 15 milyon 655 bin 924 kişi oldu ve bir önceki yıla göre 252 bin 27 kişi azaldı. Türkiye nüfusunun ,34'ünü barındıran İstanbul'u, 5 milyon 803 bin 482 kişiyle Ankara, 4 milyon 479 bin 525 kişiyle İzmir, 3 milyon 214 bin 571 kişiyle Bursa ve 2 milyon 696 bin 249 kişiyle Antalya izledi. Bu veriler, Türkiye'nin demografik yapısında önemli değişiklikler yaşandığını ve nüfus dinamiklerinin değiştiğini göstermektedir.

Olası Marmara Depremi: Hazırlıklı olmak hayat kurtarır

Marmara Bölgesi, Türkiye’nin en kalabalık ve sanayi açısından en gelişmiş bölgesi olmasının yanı sıra, aynı zamanda yüksek deprem riski taşımaktadır. Uzmanlar, bölgedeki fay hatlarının geçmişteki büyük depremleri göz önünde bulundurularak, yeni bir depremin kaçınılmaz olduğunu vurgulamaktadır. Bu nedenle, olası bir Marmara depremine karşı hazırlıklı olmak hayat kurtarıcıdır. Neden Marmara Depremi Bu Kadar Endişe Verici? Tarihsel Veriler: Marmara Bölgesi, tarih boyunca büyük depremlere ev sahipliği yapmıştır. Bu depremlerin tekrarlama aralıkları ve etkileri, bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuştur. Fay Hattı: Marmara Denizi altında bulunan aktif fay hattı, büyük bir enerji biriktirmektedir. Bu enerjinin bir anda açığa çıkması durumunda yıkıcı bir deprem meydana gelebilir. Nüfus Yoğunluğu: İstanbul gibi büyük bir metropolün Marmara Bölgesi'nde yer alması, olası bir depremin etkilerini katbekat artırmaktadır. Milyonlarca insanın hayatı ve büyük bir ekonomik kayıp riski söz konusudur. Olası Bir Depremin Etkileri Can Kayıpları: Yüksek binaların yıkılması, toprak kaymaları ve tsunami gibi olaylar, büyük can kayıplarına neden olabilir. Maddi Zararlar: Altyapı, ulaşım, enerji ve iletişim sistemlerinin büyük ölçüde zarar görmesi, ekonomik kayıplara yol açacaktır. Sosyal ve Psikolojik Etkiler: Depremin yarattığı yıkım, toplumda büyük bir travmaya ve psikolojik sorunlara neden olabilir. Hazırlıklı Olmanın Önemi Olası bir depreme karşı hazırlıklı olmak, can kayıplarını ve maddi zararları azaltmak için hayati önem taşımaktadır. Bina Güvenliği: Oturduğunuz binanın depreme dayanıklı olup olmadığını kontrol edin. Gerekirse güçlendirme çalışmaları yaptırın. Aile Acil Durum Planı: Ailenizle birlikte bir acil durum planı oluşturun. Buluşma noktası, iletişim yöntemleri ve acil durum çantası gibi konuları belirleyin. Eğitim: Deprem anında ve sonrasında yapılması gerekenler hakkında bilgi sahibi olun. Deprem Sigortası: Ev ve eşyalarınızı deprem sigortası ile güvence altına alın. Devletin Sorumlulukları Bilimsel Araştırmalar: Deprem riskini değerlendirmek için sürekli bilimsel araştırmalar yapılması ve bu araştırmaların sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılması gerekmektedir. Kentsel Dönüşüm: Depreme dayanıksız yapıların güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması için kentsel dönüşüm projeleri hızlandırılmalıdır. Eğitim ve Farkındalık: Toplumun her kesimine deprem bilinci aşılanması için eğitim çalışmalarına ağırlık verilmelidir. Acil Durum Planları: Olası bir depremde hızlı ve etkili müdahale edebilmek için acil durum planları hazırlanmalı ve düzenli olarak tatbik edilmelidir. Sonuç olarak, Marmara depremi gibi büyük bir doğal afet, önlenemez olsa da, etkileri azaltılabilir. Bireysel ve toplumsal olarak yapacağımız hazırlıklar, olası bir felakette hayat kurtarabilir.

Cem Garipoğlu'nun DNA raporu açıklandı: Mezardaki kemikler kime ait?

Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, Münevver Karabulut'un katili Cem Garipoğlu'ndan alınan DNA örneklerinin anne ve babasıyla doğrudan uyumlu olduğunu açıkladı. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklama şu şekilde: Cezaevinde intihar ettiği tespit edilerek defnedilen Cem Garipoğlu'nun, ölmediği ve defnedilen kişinin farklı biri olduğuna yönelik iddialar üzerine Karabulut ailesinin talebi ve Silivri Cumhuriyet Başsavcılığının kararıyla 3 Ekim 2024 tarihinde feth-i kabir işlemi yapılmıştır. İstanbul Adli Tıp Kurumu uzmanları tarafından yapılan inceleme sonrasında Biyoloji İhtisas Dairesi'nde kemik, diş ve diğer tüm örnekler üzerinde DNA incelemeleri büyük bir titizlikle gerçekleştirilmiştir. Yapılan işlemlerin sonucunda mezardan çıkarılan örneklerin, Baba Mehmet Nida ve Anne Tülay Makbule'nin müşterek çocuğu Cem Garipoğlu'na ait olup yine bu kişinin 2014 yılında otopsi işlemi yapılarak intihar ettiği belirlenen şahısla birebir aynı DNA profiline sahip olduğu tespit edilmiştir.

Ebubekir Sofuoğlu ne dedi?

Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu hakkında bir soruşturma başlattı. Sofuoğlu, İstanbul Fatih'te Semih Çelik tarafından vahşice öldürülen Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner ile ilgili yaptığı paylaşım ile tüm tepkileri üzerine çekmişti. Peki, Ebubekir Sofuoğlu ne dedi? Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: Katillere en ağır cezalar verilsin mi? Verilsin tabii ki, geç bile kalındı. Ama bu asıl çözüm değil, sivrisineği öldürmektir. Aslolan bataklığı kurutmaktır. Onun için de Allah'ın rızasına uygun yaşamaktır. Eğer bu kızcağız İslam hassasiyeti ile yetiştirilmiş olsaydı kendisine namahrem olan bu katille hiç tanışmayacaktı bile ve şu an hayattaydı. İslami hassasiyetler çiğnenmeye devam ettikçe, tabii ki istemiyorum ama bu acı hadiselerle ne yazık ki karşılaşmaya da devam edeceğiz. Gördüğünüz gibi batıdan ithal ettiğiniz şeytanın kanunları masumları koruyamıyor ve İslami kanunlar hiçbir şekilde yürürlükte olmamasına rağmen yine bir yığın it sürüsü hala İslam'ı suçluyor. Neymiş efendim; baskı varmış, gençler baskıdan kurtulmaya çalışıyorlarmış diye hiçbir gerçek temeli olmayan saçma sapan iddialarla, çocukların asıl katline sebep olan o batının şeytan kanunlarının sebep olduğu cinayetleri bu şekilde gizlemeye çalışıyorlar.

6 ekim ne günü? İstanbul'un kurtuluş mücadelesi

İstanbul'un kurtuluşu, 6 Ekim 1923 tarihinde gerçekleşmiştir. Bu tarih, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından yapılan planlamalar ve Kurtuluş Savaşı'nın sona ermesi ile İstanbul'un tekrar Türk topraklarına katılması anlamına gelir. İSTANBUL'UN KURTULUŞU: BİR MİLLETİN BAĞIMSIZLIK DESTANI İstanbul'un kurtuluşu, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sürecinde yaşanan en önemli olaylardan biridir. Uzun süren bir işgalin ardından, 6 Ekim 1923'te Türk Ordusu tarafından kurtarılan şehir, ülkenin yeniden doğuşunun sembolü haline gelmiştir. İŞGAL DÖNEMİ VE KURTULUŞ MÜCADELESİ Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda, İstanbul İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmiştir. Bu durum, Türk milletinin büyük bir direniş göstermesine neden olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde başlatılan Kurtuluş Savaşı, öncelikle Anadolu'da başarıya ulaşmış ve ardından tüm ülkenin kurtarılması için çabalar yoğunlaştırılmıştır. 6 EKİM 1923: KURTULUŞ GÜNÜ Uzun süren mücadelelerin ardından, 6 Ekim 1923'te Türk Ordusu, İstanbul'u işgal güçlerinden kurtarmıştır. Bu zafer, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesindeki en önemli dönüm noktalarından biri olmuştur. İSTANBUL'UN KURTULUŞUNUN ÖNEMİ Bağımsızlığın Sembolü: İstanbul'un kurtuluşu, Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığının ilan edilmesinden kısa bir süre sonra gerçekleşmiş ve bu bağımsızlığın simgesi haline gelmiştir. Milli Birlik ve Beraberlik: Kurtuluş Savaşı ve İstanbul'un kurtuluşu, Türk milletini bir araya getirmiş ve milli birlik ve beraberlik duygusunu güçlendirmiştir. Yeni Bir Devletin Doğuşu: İstanbul'un kurtuluşu, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı önemli bir dönüm noktası olmuştur. İSTANBUL'UN KURTULUŞUNUN ANLAMI İstanbul'un kurtuluşu sadece bir coğrafi zafer değil, aynı zamanda Türk milletinin azmi, kararlılığı ve bağımsızlık aşkının bir sembolüdür. Bu olay, gelecek nesillere önemli bir miras olarak bırakılmıştır. GÜNÜMÜZDE İSTANBUL'UN KURTULUŞU Bugün, İstanbul'un kurtuluşu her yıl büyük bir coşkuyla kutlanmaktadır. Bu kutlamalar, Türk milletinin tarihine sahip çıkmasının ve gelecek nesillere bu önemli mirası aktarmasının bir göstergesidir.

İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil'e gözyaşlarıyla son veda!

İstanbul Fatih'te yaşanan kan dondurucu olayın ardından, hayatlarını kaybeden iki genç kadının cenazeleri bugün toprağa verildi. Semih Çelik isimli şüphelinin vahşi cinayetlerine kurban giden Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner için düzenlenen cenaze törenleri, büyük bir üzüntüyle karşılandı. İkbal Uzuner için Fatih Camisi'nde kılınan cenaze namazına, yakınlarının yanı sıra İstanbul Valisi Davut Gül ve Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan da katıldı. Tören sırasında yaşanan üzüntü, bazı yakınların fenalık geçirmesine neden oldu. Uzuner, daha sonra Edirnekapı Şehitliği Mezarlığı'na defnedildi. Ayşenur Halil için ise Gaziosmanpaşa Pazariçi Saadet Camisi'nde cenaze namazı kılındı. Tören, İstanbul Vali Yardımcısı Hasan Gözen ve Eyüpsultan Belediye Başkanı Mithat Bülent Özmen'in de katılımıyla gerçekleştirildi. Halil, aile kabristanlığına defnedildi. Her iki cenaze töreni için de polis ekipleri tarafından geniş güvenlik önlemleri alındı. Ancak, cinayetleri işleyen Semih Çelik'in cenaze namazının, güvenlik endişeleri nedeniyle iptal edildiği öğrenildi.

Bursalı enginar üreticisi toptancılar tarafından darp edildi

Bursa’da enginar çiftçiliği ile uğraşan Ergün Yılmaz, iş görüşmesi için İstanbul Maltepe’ye gitti. Daha önceden ticaret yaptığı toptancılar ile görüşen Yılmaz, toptancı ve adamlarının kendisinden bu yılda uygun fiyattan ürün almak istediğini söyledi. Çiftçi Yılmaz daha önce yaptıkları ticaret nedeniyle toptancının elinde bulunan senedi geri istedi. Senedi vermediklerini iddia eden Bursalı çiftçi, karşı tarafın yeniden mal istediğini ve kendisine zorla sözleşme imzalatmaya çalıştıklarını ifade etti. Durumu kabul etmeyen Ergün Yılmaz karşı taraftan 8-9 kişinin saldırısına uğradı. Görüşme yaptıkları kafede insanların yardımı sayesinde canını kurtaran adam, “Savcılığın gereğini yapmasını istiyorum. Saldırıya uğradım, kaçırmak istediler, tehdit ettiler. En sonunda tehditlere boyun eğmediğim için saldırdılar” dedi. Olay anında Ergün Yılmaz’ın yanında bulunan arkadaşı Hüseyin Büyükdağ, adamların gelir gelmez önlerine senet attıklarını ve imzalamalarını istediklerini belirterek, “Bu ülkede kanun, nizam var. Senin bu adamdan alacağın varsa mahkemeye ver. Ergün'e kalk gidelim dedim. Biz kalkınca birisi bana arkadan vurdu. Olayın sıcaklığıyla hissetmedim. O sırada herkes Ergün'e vurmaya başladı. Ergün'ü feci şekilde darp ettiler” dedi. Yaşanan olayla ilgili polis ekipleri soruşturma başlatırken, Bursalı enginar çiftçisi Ergün Yılmaz bu kişilere asla ürün vermeyeceğini söyledi.