#Iklim

Bursa Hayat Gazetesi - Iklim haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Iklim haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Doğanın dengesini koruma yolları Haber

Doğanın dengesini koruma yolları

İklim değişikliği, dünyanın dört bir yanında ekosistemlerin dengesini tehdit eden en büyük çevresel sorunlardan biridir. Sıcaklık artışları, aşırı hava olayları, deniz seviyesindeki yükselmeler ve biyoçeşitliliğin azalması gibi etkiler, doğal yaşam alanlarını ve türleri olumsuz etkilemektedir.  İklim Değişikliğinin Ekosistemler Üzerindeki Etkileri Biyoçeşitlilik Kaybı Biyoçeşitlilik, bir ekosistemdeki canlı türlerinin çeşitliliği ve bu türlerin ekosistem işlevlerine katkısıdır. İklim değişikliği, birçok türün habitatını tehdit etmekte ve bu durum bazı türlerin yok olmasına yol açmaktadır. Örneğin, sıcaklık artışı ile birlikte, kutup bölgelerinde yaşayan türler yaşam alanlarını kaybetmekte ve göç etmek zorunda kalmaktadır. Bu tür değişimler, ekosistemlerde dengesizliklere neden olur ve biyoçeşitliliği tehlikeye atar. Su Kaynaklarının Azalması İklim değişikliği, kuraklık ve aşırı yağış olaylarının sıklığını artırarak su kaynaklarını tehdit eder. Kuraklık dönemleri, su kıtlığına yol açarak tarımda verim kaybına neden olurken, aşırı yağışlar da sel felaketlerine yol açar. Bu durum, hem tarımsal üretimi hem de içme suyu kaynaklarını olumsuz etkileyerek ekosistemlerin sağlığını tehdit eder. Okyanus Asidifikasyonu Karbon dioksit emilimi, okyanusların asidik hale gelmesine neden olur. Okyanusların asidikleşmesi, özellikle mercan resifleri gibi hassas ekosistemlerin yok olmasına yol açar. Mercanlar, deniz ekosistemlerinin temel bileşenlerinden biridir ve onların yokluğu, birçok deniz türünün besin zincirini tehdit eder. Aşırı Hava Olayları İklim değişikliği, sıcaklık dalgalanmaları, fırtınalar ve diğer aşırı hava olaylarının sıklığını artırmaktadır. Bu tür olaylar, ekosistemlerdeki habitatları yok eder ve türlerin hayatta kalma şansını azaltır. Ayrıca, bu olayların ardından ekosistemlerin kendini yenileme süreci uzun zaman alabilir. DOĞANIN DENGESİNİ KORUMA YOLLARI 1. Sürdürülebilir Tarım Uygulamaları Sürdürülebilir tarım uygulamaları, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmanın önemli bir yoludur. Kimyasal gübre ve pestisit kullanımının azaltılması, organik tarım uygulamalarının teşvik edilmesi, toprak sağlığını koruyarak ekosistemlerin dengesini sağlar. Permakültür ve agroekoloji gibi yöntemler, doğanın döngüsel süreçlerine saygı göstererek sürdürülebilir bir tarım anlayışı sunar. 2. Doğal Alanların Korunması Doğal alanların korunması, biyoçeşitliliği koruma ve ekosistem hizmetlerini sürdürme açısından kritik öneme sahiptir. Milli parklar, doğal rezervler ve koruma alanları, doğanın korunmasına katkı sağlar. Bu alanların artırılması, birçok türün korunmasına yardımcı olurken, aynı zamanda ekoturizmin de gelişmesine olanak tanır. 3. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Fosil yakıt kullanımının azaltılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim, sera gazı emisyonlarını azaltarak iklim değişikliğinin etkilerini hafifletir. Güneş, rüzgar ve hidroelektrik enerji gibi temiz enerji kaynakları, hem çevre dostu hem de sürdürülebilir enerji çözümleridir. Bu geçiş, enerji bağımlılığını azaltırken, ekonomik büyümeye de katkıda bulunur. 4. Toplumsal Farkındalık ve Eğitim İklim değişikliği konusunda toplumsal farkındalık oluşturmak, bireylerin ve toplulukların daha sürdürülebilir yaşam biçimlerine yönelmelerine yardımcı olur. Eğitim programları ve kampanyalar, halkın bilinçlenmesini sağlar. Özellikle genç nesillere yönelik eğitimler, gelecekte iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynar. 5. Uluslararası İşbirliği İklim değişikliği, küresel bir sorun olduğundan, uluslararası düzeyde işbirlikleri geliştirmek gereklidir. Paris İklim Anlaşması gibi girişimler, ülkelerin emisyon hedeflerini belirlemelerine yardımcı olur. Bu tür işbirlikleri, ülkelerin iklim değişikliği ile mücadelede daha etkili olmasını sağlar.

Sıcaklık ve tarım: Tarım ürünlerinin kalitesine etkisi Haber

Sıcaklık ve tarım: Tarım ürünlerinin kalitesine etkisi

Sıcaklık artışları, tarım ürünlerinin kalitesini doğrudan etkileyen önemli bir faktördür. Bitkilerin büyüme süreçleri, besin değerleri, tat ve aroma profilleri üzerindeki olumsuz etkileri, gıda güvenliğini tehdit eden unsurlar arasında yer almaktadır. Bu nedenle, iklim değişikliği ile mücadele etmek ve tarımsal stratejileri geliştirmek, hem üreticiler hem de tüketiciler için hayati öneme sahiptir. 1. Sıcaklık Artışı ve Bitki Gelişimi Sıcaklık, bitkilerin büyüme ve gelişim süreçlerini doğrudan etkiler. Her bitki türü, belirli sıcaklık aralıklarında en iyi şekilde gelişir. Ancak, artan sıcaklıklar bitki gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir: Fotosentez: Yüksek sıcaklıklar, fotosentez sürecini hızlandırabilir; ancak aşırı sıcaklık, bitkilerin su stresine girmesine ve fotosentez verimliliğinin düşmesine neden olabilir. Büyüme Dönemleri: Sıcaklık değişimleri, bitkilerin büyüme dönemlerini değiştirebilir. Bu durum, ürünlerin olgunlaşma sürelerini etkileyerek kalitesiz ürünlerin ortaya çıkmasına yol açabilir. 2. Tarım Ürünlerinin Kalitesi Artan sıcaklıkların tarım ürünlerinin kalitesine etkisi, birçok farklı boyutta ele alınabilir: Besin Değerleri: Yüksek sıcaklıklar, bazı bitkilerin besin değerlerini etkileyebilir. Örneğin, domates gibi bazı sebzelerin vitamin ve mineral içeriği, aşırı sıcaklıklar altında düşebilir. Tat ve Aroma: Sıcaklık, tarım ürünlerinin tat ve aroma profillerini de etkileyebilir. Özellikle meyvelerde, sıcaklık artışı şeker ve asit dengesini bozarak, istenmeyen tatların ortaya çıkmasına neden olabilir. Meyve ve Sebze Kalitesi: Sıcaklık artışı, meyve ve sebzelerin dış görünümünü etkileyerek, renk ve boyut gibi kalite kriterlerini olumsuz etkileyebilir. Özellikle aşırı sıcaklık, çatlama ve deformasyona neden olabilir. 3. Su Stresi ve Kalite Yüksek sıcaklıklar, su buharlaşmasını artırarak tarımda su stresine yol açar. Su stresi, bitkilerin büyümesini ve kalitesini etkileyen önemli bir faktördür: Su Kaynaklarının Yönetimi: Su kısıtlılığının yaşandığı bölgelerde, bitkilerin yeterli su alamaması, ürün kalitesini düşürür. Özellikle kuraklık dönemlerinde, besin maddeleri ve suyun dengesiz dağılımı, bitkilerin sağlığını olumsuz etkileyebilir. Aşırı Sulama ve Toprak Kalitesi: Yetersiz su alımı kadar, aşırı sulama da toprak kalitesini etkileyebilir. Aşırı su, toprakta tuz birikimine neden olabilir ve bu durum, bitkilerin kök gelişimini olumsuz yönde etkiler. 4. Tarımsal Stratejiler ve Çözümler Artan sıcaklıkların tarım ürünlerinin kalitesine etkilerini minimize etmek için bazı stratejiler uygulanabilir: Dayanıklı Türlerin Seçimi: İklime uygun, dayanıklı bitki türlerinin seçilmesi, sıcaklık artışlarının olumsuz etkilerini azaltabilir. Su Yönetimi: Su kaynaklarının etkin yönetimi, sulama sistemlerinin optimize edilmesi ve su tasarrufu sağlayan yöntemlerin benimsenmesi önemlidir. Tarım Teknolojileri: İklim değişikliği ile başa çıkmak için yeni teknolojilerin entegrasyonu, tarımsal verimlilik ve ürün kalitesini artırabilir. Örneğin, hassas tarım teknikleri, sulama ve gübreleme süreçlerini optimize ederek kaliteyi artırabilir.

İklim değişikliği ve denizler: Yükselen su seviyeleri ve artan tehditler Haber

İklim değişikliği ve denizler: Yükselen su seviyeleri ve artan tehditler

Dünyamız, küresel ısınma ve insan faaliyetlerinin yol açtığı diğer çevresel faktörler nedeniyle hızlı bir şekilde değişiyor. Bu değişimlerin en belirgin ve endişe verici sonuçlarından biri de deniz seviyesinin yükselmesidir. Bu makalede, iklim değişikliğinin denizler üzerindeki etkilerini, yükselen su seviyelerinin getirdiği tehditleri ve bu tehditle başa çıkmak için neler yapılabileceğini inceleyeceğiz. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE DENİZ SEVİYESİNİN YÜKSELMESİ İklim değişikliği, deniz seviyesinin yükselmesine katkıda bulunan iki ana faktöre neden olur: Buzulların Erimesi: Dünyadaki buzullar ve buzullar eridikçe, denizlere büyük miktarda tatlı su eklenir. Bu tatlı su, okyanusların tuzluluğunu azaltarak hacimlerinin artmasına neden olur. Termal Genleşme: Okyanuslar ısındıkça hacimleri de artar. Bu, termal genleşme olarak bilinir ve deniz seviyesinin yükselmesine katkıda bulunan bir diğer faktördür. YÜKSELEN SU SEVİYELERİNİN TEHDİTLERİ Yükselen deniz seviyeleri, kıyı bölgelerinde yaşayan milyonlarca insan için birçok tehdit oluşturmaktadır. Bu tehditlerden bazıları şunlardır: Kıyı Erozyonu: Yükselen denizler, kıyı şeridini aşındırarak evleri, altyapıyı ve tarım arazilerini tehdit eder. Tuzlu Su Girişimi: Tuzlu su, tatlı su kaynaklarını kirleterek tarım ve içme suyu için kullanılabilirliğini azaltır. Sel: Yükselen deniz seviyeleri, fırtınalar sırasında daha yüksek sel riskine yol açar. Bu da kıyı bölgelerinde yıkıma ve can kaybına neden olabilir. Mülteci Sorunu: Yükselen deniz seviyeleri nedeniyle evlerini kaybeden insanlar, yeni yaşam alanları bulmak için göç etmek zorunda kalabilir. NE YAPILABİLİR? İklim değişikliğinin denizler üzerindeki etkilerini ve yükselen su seviyelerinin getirdiği tehditleri azaltmak için birçok şey yapılabilir. Bu çözümlerden bazıları şunlardır: Sera Gazı Emisyonlarını Azaltmak: İklim değişikliğinin temel nedeni sera gazı emisyonlarıdır. Bu emisyonları azaltmak için fosil yakıtlara olan bağımlılığımızı azaltmalı, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeli ve enerji verimliliğini artırmalıyız. Kıyı Şeridini Korumak: Kıyı şeridini aşınmadan korumak için setler, dalgakıranlar ve diğer yapılar inşa edilebilir. Su Kaynaklarını Korumak: Tuzlu su girişimini önlemek için tatlı su kaynakları korunmalı ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilmelidir. Sel Riskini Azaltmak: Sel riskini azaltmak için sel duvarları inşa edilebilir ve uyarı sistemleri geliştirilebilir. Uyumluluk ve Göç: Yükselen deniz seviyelerine uyum sağlamak ve evlerini kaybeden insanlara yardımcı olmak için göç politikaları geliştirilmelidir. SONUÇ İklim değişikliği ve deniz seviyesinin yükselmesi, dünya çapında milyonlarca insan için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu tehditlere karşı mücadele etmek ve gelecek nesiller için denizlerimizi korumak için acil ve küresel bir çaba gerekmektedir. Bireysel olarak yapabileceğimiz birçok şey var, ancak en önemli adım, sera gazı emisyonlarını azaltmak ve iklim değişikliğinin temel nedenlerini ele almak için politika yapıcıları ve işletmeleri harekete geçirmektir.

Dünya genelinde çalışanların yüzde 70'i risk altında Haber

Dünya genelinde çalışanların yüzde 70'i risk altında

ILO'nun, "Değişen İklimde İş Sağlığı ve Güvenliğinin Sağlanması" başlıklı raporu yayımlandı. Buna göre, iklim değişikliği küresel olarak çalışanların yüzde 70'i için ciddi sağlık sorunlarına neden olurken, bunlar arasında kanser, kalp-damar ve solunum hastalıkları, böbrek fonksiyon bozuklukları ve zihinsel sağlık sorunları yer alıyor. Mevcut iş sağlığı ve güvenliği koşulları, ortaya çıkan risklerle başa çıkmakta zorlanıyor. İklim değişikliği halihazırda dünya genelinde çalışanların güvenliği ve sağlığı üzerinde ciddi etki oluştururken, 2020'de 2,4 milyardan fazla işçinin (3,4 milyarlık küresel iş gücünden) çalışma sırasında aşırı sıcaklığa maruz kaldığı belirtildi. Küresel iş gücünün payı olarak hesaplandığında 2020'de yüzde 65,5 olan bu oran yüzde 70,9'a yükseldi. Aşırı sıcaklar nedeniyle çalışma sırasında 22,8 milyon yaralanma yaşanırken, bu sebeple yılda 18 bin 970 işçinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. 1,6 milyar işçi ultraviyole radyasyonuna maruz kalırken, her yıl 18 bin 960 çalışan melanom dışı deri kanseri nedeniyle yaşamını yitiriyor. Öte yandan 1,6 milyar işçi çalışma sırasında hava kirliliğine maruz kalırken, bu durum, her yıl açık havada çalışanlar arasında 860 bine kadar "çalışma kaynaklı" ölümlerin yaşanmasına neden oluyor. Tarım sektöründe çalışan 870 milyondan fazla işçi zirai ilaçlara maruz kalıyor, her yıl 300 binden fazla ölüm pestisit zehirlenmesinden kaynaklanıyor. Her yıl 15 bin çalışma kaynaklı can kaybı, parazit ve vektör kaynaklı hastalıklar nedeniyle yaşanıyor. "İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇALIŞANLAR İÇİN EK SAĞLIK TEHLİKELERİ OLUŞTURUYOR" Raporda görüşlerine yer verilen ILO'nun iş sağlığı ve güvenliği konusunda ekip lideri olarak görev yapan Manal Azzi, iklim değişikliğinin çalışanlar için önemli sağlık sorunları oluşturduğunu belirtti. Azzi, "Mesleki güvenlik ve sağlık hususları, iklim değişikliğine karşı müdahalelerimizin bir parçası haline gelmeli. Güvenli ve sağlıklı ortamlarda çalışmak, ILO'nun çalışma hayatındaki temel ilkelerinden ve haklarından biri olarak kabul ediliyor. İşin diğer her alanında olduğu gibi iklim değişikliği konusunda da bu taahhüdümüzü yerine getirmeliyiz."

Almanya’da iklim aktivistlerinden protesto! Haber

Almanya’da iklim aktivistlerinden protesto!

Almanya’nın başkenti Berlin’de “Son Nesil” adlı iklim aktivistleri siyasileri ve kamuyu küresel ısınma ve iklim üzerindeki etkilerine karşı uyarmak amacıyla Zafer Anıtı'nın önünde bir araya geldi. Daha önce küçük gruplar halinde iklim karşıtı gösteri düzenleyen Son Nesil aktivistleri bu kez gibi Zafer Anıtı'nın önündeki 17 Juni Caddesi'nde oturma eylemi gerçekleştirdi. Yaklaşık bin eylemci 17 Juni Caddesi'ni trafiğe kapattı. Eylemleriyle federal hükümetin bir an önce fosil yakıt kullanımından çıkmasını isteyen Son Nesil protestocuları, üzerlerinde “Fosil yakıtlardan uzaklaşın”, “Uyan ve ayağa kalk”, “Yıkılma noktalarından önceki son nesil” gibi sloganlar yazan pankartlar taşıdı. Eylemciler, gösteri sırasında gerçekleştirdikleri konuşmalarda, fosil yakıtlardan çıkılması ve çevre dostu enerjiye geçilmesi için çağrı yaptı. KENDİLERİNİ ASFALTA YAPIŞTIRIYORLAR Son Nesil aktivistleri son yıllarda, Almanya'da gerçekleştirdikleri ilginç eylemlerle gündemde. Aktivistler zaman zaman, belirledikleri bir ana caddeyi ya da şehir içi otoyolunu küçük gruplar halinde işgal ediyor, aniden caddeye çıkarak ellerini yapışkanlarla asfalta yapıştırıyor. Polis özel çözeltilerle aktivistlerin ellerini saatlerce caddeden çözmeye çalışıyor. Eylemler sırasında aktivistler sık sık sürücülerle karşı karşıya geliyor ve bazen de çatışmalar yaşanıyor. Aktivistler ayrıca tarihi Brandenburg Kapısı'na, lüks mağazaların vitrinlerine boya fırlatarak dikkat çeken eylemler de gerçekleştiriyor. Son Nesil'in bu yıl içerisinde sadece Berlin'de gerçekleştirdiği eylemlerle yaklaşık 200 bin Euro zarara neden olduğu öğrenildi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.