Hava Durumu

#Iha

Bursa Hayat Gazetesi - Iha haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Iha haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

258 yangında 301 saat boyunca görev yaptılar Haber

258 yangında 301 saat boyunca görev yaptılar

OGM, alevlere müdahalede teknolojiden en üst düzeyde yararlanırken, bu mücadelede uçak, helikopter, İHA, gözetleme kulesi, kamera ve arazözler de kullanılıyor. Orman yangınlarıyla mücadelede kullanılan araçlar her yıl yenilenerek sayıları artırılıyor. Bu yıl ülke genelinde 105 helikopter, 26 uçak ve 14 İHA, orman yangınlarına müdahalede görev alıyor. 776 gözetleme kulesi yangınların tespitinde önemli rol üstlenirken, yangınlarla mücadelede 1686 arazöz ve 2 bin 655 ilk müdahale aracı da kullanılıyor. Orman yangınlarıyla mücadele ordusunda 15 bin 500 yangın işçisi, 4 bin teknik personel, 5 bin 500 orman muhafaza memuru ve 122 bin gönüllü yer alıyor. KARAR DESTEK SİSTEMİ DEVREDE Türkiye, yangınların tespitine ve yönetimine yardımcı olmak için kamera, İHA ve yapay zeka destekli Karar Destek Sistemi'ni de devreye aldı. Yangınların önlenmesi ve müdahalesinde önemli görev üstlenen İHA'lar, orman yangınlarının gözlenmesi, tespiti ile büyüyen ve büyüme eğiliminde olan yangınlara müdahalede önemli görev üstleniyor. İHA'lar, dar ve zorlu arazi koşullarında kullanılıyor, yatay ve dikey iniş, kalkış yapabiliyor. OGM ile BAYKAR işbirliğiyle 2020'den bu yana Bayraktar TB2 ve Aksungur İHA'lar, yangınların erken tespiti ve söndürme çalışmalarının verimli yönetilmesinde kullanılıyor. Bu arada Türkiye, Avrupa'da orman yangınlarında yüksek teknolojiye sahip İHA kullanan ilk ülke olarak öne çıkıyor. Yerli ve milli imkanlarla geliştirilen İHA'lar, gözcülük yaparak yangının başlangıcı ve ilerleyen aşamalarında elde ettiği görüntülerin teknolojik altyapıyla değerlendirilip alevlere erken ve etkin müdahale edilmesini sağlıyor. İHA'lar, son olarak orman yangınlarının yoğun yaşandığı 15–18 Ağustos günlerinde 258 yangında 301 saat uçuş gerçekleştirdi. KÜÇÜK BİR PARLAMAYI BİLE TESPİT EDEBİLİYOR İHA'lar, üzerlerine entegre edilen güçlü termal kameralar sayesinde 100 kilometre mesafeden 1 metrekarelik ısı kaynağını veya küçük bir parlamayı tespit edebiliyor. Bu görüntüler, Ankara'da bulunan Yangın Yönetim Merkezi'ne aktarılıyor. BAYKAR tarafından geliştirilen teknolojik altyapı sayesinde merkezin talimatları sahaya yönlendiriliyor. Sahada görev yapan personel de tablet bilgisayarlardan yangının konumunu belirleyerek ekipleri yönlendiriyor. Söndürme işleminin ardından yanan ağaçların toprak altında kalan kısımlarında hava şartlarına bağlı oluşan yeni kıvılcımlara müdahalede de İHA'lardan yararlanılıyor. İHA kameralarındaki IR özelliğiyle sönen alanlarda oluşabilecek riskli durumlar tespit edilerek yeni yangınların önüne geçiliyor.

BUÜ'de gençlerin İHA projesine iş dünyasından destek Haber

BUÜ'de gençlerin İHA projesine iş dünyasından destek

BUÜ Sema İHA Takımı’nın malzeme ihtiyaçlarını emlak sektörünün önemli işletmelerinden Bereketli Topraklar firması karşılayacak. Hazırlanan işbirliği protokolüne Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ile firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Bilal Aktaş imza attı. "PROJE ÜRETEN HEVESLİ GENÇLERE SAHİBİZ" Törende konuşan Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, TEKNOFEST başta olmak üzere ulusal ve uluslararası arenadaki yarışlara hazırlanan öğrencilerin her zaman kendilerini gururlandırdığını vurguladı. Gençlere lisans eğitiminin yanı sıra araştırma ve üretme bilinci de aşılamaya çalıştıklarını aktaran Rektör Yılmaz; “Öğrencilerimize burada sadece alan eğitimi vermiyoruz. Teorik derslerin yanı sıra pratik uygulamalar da yaparak bir anlamda onları mezuniyet sonrasına en iyi şekilde hazırlamaya çalışıyoruz. Takım olma, birlikte araştırma yapma ve proje üretme konusunda hevesli gençlere sahibiz. Onların bu isteği bizleri mutlu ediyor. TEKNOFEST ve diğer yarışlara çok sayıda öğrencimiz katılıyor. Önemli başarılar da elde ediyorlar. Bu yıl da yine iddialıyız. Her biri ile gurur duyuyoruz. Sema İHA Takımı da başarılı ve üretken topluluklarımızın arasında yer alıyor. Onlara yarışlarda başarılar diliyoruz. Firmamıza da desteklerinden ötürü teşekkürlerimizi iletiyoruz. Protokolümüzün yeni işbirliklerine vesile olmasını temenni ediyorum” şeklinde konuştu. "GURUR VE ONUR KAYNAĞI OLACAK" Bereketli Topraklar Yönetim Kurulu Başkanı Bilal Aktaş ise yeni bir firma olduklarına işaret ederek; “Ben de Uludağ Üniversitesi mezunuyum. Üniversitemizde 13 bursiyerimiz var. Her zaman buraya ve buradaki gençlere sahip çıkmak için elimizden gelen desteği vermeye hazırız. Bu işbirliğine de yine bir bursiyerimiz vesile oldu. Topluluğun varlığından ve ihtiyaçlarından bahsetti. Biz de seve seve yardımcı olabileceğimizi belirttik. Gençlerin her iki kulvarda da üstün başarılar elde edeceğine inanıyoruz. Üniversitemizle de yeni işbirlikleri yapmak bizler için gurur ve onur kaynağı olacaktır. Firma olarak üniversitemizin yanında olmaya ve elimizden gelen desteği vermeye devam edeceğiz. Protokolümüz hayırlı olsun” dedi. İmza töreninde BUÜ Genel Sekreteri Mehmet Aydemir, akademik ve idari personel ile takım üyeleri de hazır bulundu.

Dr. Polat: Haber

Dr. Polat: "İsrail ABD'siz İran'a savaş açamaz"

Orta Doğu’da yaşananları değerlendiren Bursa Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Furkan Polat, "Orta Doğu son dönemlerde yine ciddi krizlerle karşı karşıya gelmiş durumda. Özellikle İran ile İsrail arasındaki kriz, kronikleşmiş bir hal almaya başladı. Bu tür rekabetlerde aktörlerin karşısına üç farklı seçenek çıkar. Birincisi aktörlerden biri karşı tarafa blöf yapar, karşı taraf ise geri adım atarak bir saygınlık veya stratejik kayıp yaşamakla birlikte krizin son bulmasına imkan tanır. İkinci seçenekte ise, aktörler karşılıklı olarak bir geri adım atma durumu tercih ederler, bu durumda da kriz kendiliğinden son bulur. Son olarak üçüncüsünde ise, aktörler mevcut pozisyonlarından taviz vermezler. Daha sert adımlar atmaya başlarlar. Bu da kaçınılmaz olarak aktörler arasında bir savaşa yola açarlar" dedi. "İRAN VE İSRAİL KRİZİ, DAHA DA TIRMANARAK BİR SAVAŞA YOL AÇMASI KISA VADEDE MÜMKÜN DEĞİL" Bu 3 senaryo üzerinden İran-İsrail ilişkisini değerlendiren Öğretim Üyesi Dr. Furkan Polat, "İran ve İsrail arasındaki ilişkilerde ilk senaryonun gerçekleşmeyeceğini çok net bir şekilde söyleyebiliriz. Her iki tarafta geri adım atma niyetinde değil. Bunu hem İsrail’in Şam’daki büyükelçilik saldırısında gördük. Hem de İran’ın İsrail’e misilleme olarak insansız hava araçları ve balistik füzelerini kullanarak yaptığı saldırıda net bir biçimde gördük. Dolayısıyla iki tarafta geri adım atma niyetinde değil. İkinci seçeneği bir tarafa bırakacak olursak, üçüncü seçenekteki gibi tarafların krizi daha da tırmandırarak bir savaşa yol açması ise kısa vadede mümkün olmayacak gibi görünüyor" ifadelerine yer verdi. "İSRAİL'İN ABD’SİZ İRAN’A SAVAŞ AÇMASI MÜMKÜN DEĞİL" İran tarafından yapılan açıklamalara bakıldığında İran’ın net bir biçimde İsrail’e doğrudan savaşmak gibi bir niyetinin olmadığını belirten Polat, "Diğer taraftan İsrail ise İran ile savaşma konusunda o kadar isteksiz değil. Ancak bunun da bazı şartları var. İsrail, Amerika’nın bölgeye dahil olarak İran’a yönelik bir operasyon yapılma taraftarıdır. Ancak ABD cephesine bakıldığında ise hem bu yıl içerisinde yapılması planlanan seçimlerin başkan üzerindeki baskısı, hem de Amerika’nın uzun yıllardır yaklaşık 15 yıldır Orta Doğu'ya doğrudan angaje olmamak gibi bir stratejik yaklaşımı söz konusudur. Bu opsiyonu da kısa vadede pek mümkün kılmıyor. Dolayısıyla önümüzde tek bir seçenek kalıyor. Bu aşamada aktörlerin krizi yavaş yavaş iki tarafın da geri adım atarak sonlandırmasını bekliyoruz. Mevcut durumda bu senaryonun gerçekleşme ihtimalini yüksek görüyorum. Özellikle İran ile İsrail arasındaki kriz kronikleşmeye başladı diyebiliriz" dedi. "TÜRKİYE, ORTA DOĞU’DA MÜMKÜN MERTEBE KRİZLERİN BARIŞÇIL BİR BİÇİMDE ÇÖZÜMLENMESİNİ ARZULUYOR" Türkiye'nin, 7 Ekim’den beri bölgesel krizlerin artık bir noktada durması gerektiği yönünde bir politika benimsemiş durumda olduğunu ifade eden Polat, "Malum, son 15 yıldır Orta Doğu’da yoğun bir rekabet söz konusu bölgesel aktörler arasında. Buna bir de devlet dışı silahlı aktörler ve başarısız devletler eklenmiş durumdadır. Dolayısıyla Orta Doğu, 2000 yıllarının başından 2010 yıllarına kadar olan kısmen istikrarlı dönemini özlemiş durumdadır. Dolayısıyla Türkiye, ne İran-İsrail arasında, ne de İsrail-Hamas arasında böyle bir çatışmanın devamlılığı yönünde bir politika arzulamıyor. Türkiye, Orta Doğu’da mümkün mertebe krizlerin barışçıl bir biçimde çözümlenmesini arzuluyor. Bu çerçevede de girişimlerini sürdürüyor. Türkiye’nin kendi çıkarları açısından da bu oldukça önemli. Aksi takdirde, çeşitli insani krizler, terör örgütlerinin yeniden palazlanması gibi veya başarısız devletlerin ortaya çıkması gibi Türkiye’nin güvenliğini yanından ilgilendiren başka kriz alanları ortaya çıkıyor. Dolayısıyla Türkiye, bu tür krizlerin daha barışçıl yollarla çözümü için mücadele ediyor" şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.