Hava Durumu

#Hakan Fidan

Bursa Hayat Gazetesi - Hakan Fidan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hakan Fidan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bakan Fidan'dan Nijer'de önemli temaslar! Haber

Bakan Fidan'dan Nijer'de önemli temaslar!

Basın toplantısında, Bakan Fidan'la birlikte Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün ve Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar da hazır bulundu. Fidan, seçkin bir heyetle Nijer'i ziyaret ettiklerini ve burada son derece verimli görüşmeler yaptıklarını söyledi. "Cumhurbaşkanımızın vizyonu doğrultusunda Afrika ile ortaklık politikamız her geçen gün daha da kurumsallaşarak ilerlemekte. Diplomasi, ekonomi, finans, güvenlik, savunma, eğitim ve sağlık gibi alanlarda Afrika ülkeleriyle ortak çalışmalarımız yoğunlaşarak devam ediyor" diyen Fidan, Türkiye'nin 54 Afrika ülkesinin 44'ünde büyükelçiliğinin bulunduğunu hatırlattı. Fidan, Nijer ile tarihi ilişkilerinin Osmanlı dönemine kadar uzandığını ve son yıllarda Nijer ile ilişkileri daha yapısal bir zemine oturtmak için yoğun çaba içerisinde olduklarını belirtti. "Afrika ile ilişkilerimizi geliştirirken buradaki halkların, kardeşlerimizin yararını ve refahını esas alacak çalışmaları hayata geçiriyoruz. Afrika'daki barış, güvenlik ve istikrar da önceliklerimiz arasında yer almakta. Özellikle bildiğiniz gibi Sahel bölgesindeki istikrarsızlık, terör sorunu her geçen gün daha da kronik bir hal almış durumda." diyen Fidan, Nijer Başbakanı ve Ekonomi ve Finans Bakanı Ali Mahamane Lamine Zeine'nin şubatta Türkiye'yi ziyaret ettiğini hatırlattı. Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ikili ilişkilere stratejik bir perspektif kazandırma vizyonunu ortaya koyduğunu, bu doğrultuda seçkin heyetle birlikte yaptıkları Nijer ziyaretinde muhataplarıyla birçok konuyu ele alma imkanı bulduklarını dile getirdi. Terörle mücadele, eğitim, enerji, sağlık, ticaret, güvenlik, savunma dahil birçok konuyu görüştüklerini belirten Fidan, heyet olarak Başbakan Zeine ile bir araya geldiklerini, bakanların ve kurum başkanlarının muhataplarıyla ikili görüşmeler yaptıklarını söyledi. Fidan, eş zamanlı olarak üç çalışma grubu halinde, dış politika, güvenlik, savunma, enerji ve madencilik, ekonomi ve ticaret başlıklarını ayrıntılı şekilde ele aldıklarını, Nijer Devlet Başkanı Vatanın Korunması Ulusal Konseyi Başkanı General Abdourahmane Tiani tarafından kabul edildiklerini, toplantı sonuçlarını değerlendirdiklerini ve bir dizi ortak adım atma üzerinde mutabık kaldıklarını aktardı. Türkiye'nin terörle mücadele kapsamında sahip olduğu tecrübeyi dost ülkelerle paylaşma politikası izlediğini belirten Fidan, terörün Afrikalıların büyük sorunlarından biri olduğunu vurguladı. Fidan, şunları söyledi: "Somali'de yaptığımız gibi Nijer'de de terörle mücadele çerçevesinde savunma sanayisini ve istihbarat kapasitesini ilerletmek için neler yapabileceği hususunu ele aldık. Sahel bölgesindeki istikrarsızlığın ana kaynağı olan teröre karşı ne gibi adımlar atacağımızı ayrıca tartıştık. Eğitim ve sağlık alanında Dostluk Hastanesi, Maarif Okulları öğrenci bursları gibi faaliyetleri nasıl daha ileri taşıyabileceğimizi değerlendirdik. Ekonomi ve finans konularında işbirliğinin ilerletilmesi konusunu da görüştük. Türk yatırımcılarının artması, müteahhitlik hizmetleri ticaretin ahdi zeminin güçlendirilmesi gibi muhtelif konuları ele aldık. Enerji ve madencilik alanında da verimli görüşmelerimiz oldu. İşbirliğimizi geliştirmeyi ve yatırımları arttırmayı kararlaştırdık. Alınan kararları sistemli bir şekilde takip edeceğiz. Takvime bağlanan konuları ilgili bakanlık ve kurumlarımızla eş güdüm içinde hayata geçireceğiz. Ziyaretimizin her iki ülke için de hayırlara vesile olmasını diliyorum."

Dışişleri Bakanı Fidan: Haber

Dışişleri Bakanı Fidan: "Cumhurbaşkanımızın Suriye çağrısı dikkate alınmalı"

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal Bin Ferhan Al-Suud ile yaptığı görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Hakan Fidan, Suriye ile normalleşme sürecine ilişkin olarak, "Suriye ile ilgili Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu vizyon barış ile ilgili bir vizyon. Çok uzun zamandır kendisinin bölgede gerek kapalı diplomasiyle. gerek açık diplomasiyle yıllardır uyguladığı vizyon. Ortadoğu normalleşmesi, Libya’da normalleşme süreçleri, Kafkaslarda barış sürecine verilen destek, Urkayna-Rusya arasında arabuluculuk girişimleri, Afrika’da ortaya konan tavır, bu aslında Türkiye'nin bölgede bir barış ve huzur arayışında olduğunun göstergesi. Suriye uzun yıllardır kanayan bir yara. Bu yarayı kapatmak için en zorlu dönemimizde bile ki Cumhurbaşkanımızın siyaset vizyonunda bu vardır, mücadele anlarında bile diyalog kapısı direk ama dolaylı hep açık tutar. 20 yıldır yanında çalışan birisi olarak sayısız kere bu konular içinde yer aldım. Bunun son derece büyük faydalar sağladığını gördük. Her zaman için bir mücadele devam ederken, yanında diyalog kanalı açık tutulmuştur. Suriye ile 2017’den itibaren başlayan diyalog kanalının neticeye ulaması gerekiyordu. Özellikle Suriye ile Rusya ve İran'ın aracılık yaptığı görüşmeler çeşitli düzeylerde gerçekleşti. İstihbarat düzeyinde oldu, daha sonra Astana süreci oldu, her düzeyde Suriye ile doğrudan veya Rusya-İran üzerinden görüşmeler vuku buldu. Son bir yıldır görüşmelerde çok fazla bir hareketlilik yok. Bölge artık barış ve istikrarı arayan iklime gelmiş durumda. Zamanın ruhu bizi barışı aramaya zorluyor. Cumhurbaşkanımız liderli vizyonunu kullanarak en üst düzeyden barış çağrısında bulunmuştur. Umarım bunun değerini anlarlar. Bu herhangi bir çaresizliğin, zayıflığın durduğu yer değildir. Kendisini tanıyanlar bilir. Hiçbir mücadelene kaçmaz, tersine bütün soruların üstüne büyük bir dirençle gider. Bu çağrı önemli bir çağrı. Bizim tavsiyemiz bu çağrının dikkate alınması" ifadelerini kullandı. "BİZİM KAFAMIZ BU KONUDA NET" Suriye'de karmaşık bir tablo olduğuna dikkat çeken Fidan, "Bu karmaşık tablonun konuşulmaya başlanması ve sorunların tartışılması için bile ciddi bir zamana ihtiyacımız var. Alanda Ruslar var, İranlılar var, milisler var, muhaliflerin kontrolünde olan yerler, rejimin kontrolünde olan yerler var, PKK işgalinde olan yerler var, zaman zaman DEAŞ’ın yeniden ortaya çıkması var, kaçakçılar var, İsrail saldırıları var, İran ile Amerika arasında yaşanan kavgalar var, çok karmaşık tablo var. Bu tablo içerisinden bizim de hemen 900 küsur kilometrelik sınırımız olan komşumuz burayı stratejik şeklide ele almamız önemli. Bu ihtiyaçtan hareketle sayın Cumhurbaşkanımız bunu söyledi. Bütün bu karışıklıkları göz önüne alarak bizim yıllardır sürdürdüğümüz çabaların ortaya koyduğu bir tecrübe var. Bizim kafamız bu konuda net. Bu konuda sadece kendimizi düşünmüyoruz. Suriye’nin ihtiyaçları neler Başta siyasi bağımsızlık, toprak bütünlüğü bu konular önemli. 2254 sayılı BM Güvenlik Kurulu kararının ortaya koyduğu prensipler çerçevesinde bir ulusal diyalog mekanizması geliştirilmesi ve uluslararası toplum tarafından desteklenen çözüme gidilmesi önemli" şeklinde konuştu. "SURİYELİ MUHALİFLERİN REJİMLE OLAN İLİŞKİLERİNDE KENDİ ÖZGÜR KARARI ESASTIR" Türkiye'nin Suriye muhalefeti ile ilgili durduğu yeri değiştirmediğine dikkat çeken Fidan, "Biz Suriye muhalifleri ile ilgili durduğumuz yeri değiştirmiyoruz. Suriyeli muhaliflerin rejimle olan ilişkilerinde kendi özgür kararı esastır. Bizim durduğumuz yer ise onların bizim DEAŞ ile yaptığımız mücadelede, PKK ile yaptığımız Afrin’de, Tel Abyad’da, Resulayn’da omuz omuza yıllarca savaştık. Çok şehitler verildi. Bizim vefalı bir ülke olarak bu fedakarlığı unutmamız mümkün değil. Bu arkadaşlarımızın kendi özgür kararıdır. Suriye muhalefeti, Suriye rejimiyle ile nasıl bir diyalog içinde olacak onların kararıdır. Biz ancak yapıcı rol oynayabiliriz. Ama bizim bu fedakarlıkları unutmamız onları yarı yolda bırakmamız söz konusu değil. Aynı zamanda bu kardeşlerimiz kontrol ettikleri bölgelerde Türkiye’ye daha fazla mülteci gelmesini engelliyorlar, kaçakçılık konusunu engelliyorlar. Ayda bir istihbarat teşkilatımızla işbirliği yaparak bir DEAŞ hücresi yakalanıyor. Bu arkadaşlar birçok konuda sınırımızda sınırın diğer tarafında Türkiye’nin ulusal çıkarlarına hizmet eden adımlar atıyorlar" diye konuştu. Türkiye'nin mülteci politikasına ilişkin bir değişiklik olmadığını vurgulayan Fidan, "Mülteci kardeşlerimiz ile alakalı hiçbir zaman hükümet politikamız değişmemiştir. Gönüllü olmadığı sürece biz kimseyi buradan zorla gönderecek durumda değiliz. Bu konunda ortaya atılan iddiaları geçerliliği yoktur" dedi. "RUSYA VE İRAN’IN YAPICI ROL OYNAMASINI BEKLİYORUZ" Türkiye'nin barışı ve diyaloğu aramaya devam edeceğinin altını çizen Bakan Fidan, "Ama bu şu demek değildir. Türkiye imkanları gücü yüksek olan bir ülkedir. Her türlü aracı her türlü zamanda, gerektiği yerde kullanma iradesine ve stratejik aklına sahibiz. Ama şu andaki stratejik irademiz barışı ve diyaloğu zorlayarak konuları çözme yolunda. Burada Rusya ve İran’ın yapıcı rol oynamasını bekliyoruz. Aynı zamanda Suudi Arabistanlı kardeşlerimizle de bu konuyu konuştuk. Onların da Suriye rejimi ile ilişkilerin dayanarak yapıcı rol oynayacaklarına yönelik mutabakatımız oldu. Biz bu arayışın peşindeyiz. Bu başka türlü anlaşılmasın" açıklamalarında bulundu.

Bakan Fidan, Etiyopya ile Somalili meykidaşlarıyla görüştü Haber

Bakan Fidan, Etiyopya ile Somalili meykidaşlarıyla görüştü

Fidan, Etiyopya Dışişleri Bakanı Selassie ve Somali Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Fiqi'nin Ankara'da Türkiye'nin ev sahipliğinde buluşmalarının ardından mevkidaşlarıyla birlikte açıklama yaptı. Etiyopya ve Somali'den gelen mevkidaşlarıyla birlikte olmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirten Fidan, Türkiye'nin Etiyopya ve Somali'yle köklü ilişkileri ve geniş kapsamlı işbirliğiyle bu konuyla ilgili kolaylaştırıcı rol üstlendiğini ifade etti. Fidan, Türkiye'nin barış, diplomasi ve iyi niyete olan taahhüdünün ortak diyalog oluşturmak ve ortak temeller bulma konusundaki çabaları desteklediğini kaydederek, "Biz bugün kendimizi çok imtiyazlı bir pozisyonda buluyoruz. Her iki tarafın, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gösterdiği en üst seviyedeki güven ve vermiş oldukları yetki, bizim doğru yolda olduğumuz inancımızı güçlendiriyor." dedi. Bu görüşmeler sırasında hem mevkidaşlarıyla hem de heyetler arasında bütün tartışma noktaları üstünde görüş teatisinde bulunduklarını aktaran Fidan, her iki tarafın da konularla ilgili hassasiyetlerini dile getirdiklerini söyledi. Fidan, bütün tarafların çok daha iyi bir anlayışa ulaştığını dile getirerek, "Tabii ki çok komplike bir husustan bahsediyoruz, bunlar göz önünde bulundurulduğunda bu hususla ilgili başka değerlendirmelerin yapılması gerekeceği aşikardır. Bugün duyduklarımız ışığında gelecekle ilgili umudumuz pekişmiştir. Bakanlar ikinci tur bir görüşme için 2 Eylül 2024'te Ankara'da tekrar buluşmaya karar vermişlerdir." ifadelerini kullandı. Bu açıklamadan sonra görüşmelere ilişkin ortak beyan paylaşılacağını kaydeden Fidan, bugün iyi bir ilerleme katettiklerini ifade etti. Fidan, mevkidaşlarına Ankara'ya geldikleri için teşekkür ederek, ekiplerin birlikte çalışmaya iyi niyet esasında devam edeceklerini ve Ankara'daki bir sonraki toplantı için hazırlıkları devam ettireceklerini kaydetti. Bakan Fidan, Etiyopya ve Somali dışişleri bakanlarıyla birebir görüşmelerde de bulundu. TÜRKİYE-ETİYOPYA-SOMALİ "ORTAK ANKARA AÇIKLAMASI" YAYIMLANDI Fidan'ın açıklamasının ardından Dışişleri Bakanlığı, Türkiye, Etiyopya ve Somali arasında düzenlenen görüşmelere ilişkin "Ortak Ankara Açıklaması"nı yayımladı. Açıklamaya göre, Bakan Fidan'ın daveti üzerine, Etiyopya Dışişleri Bakanı Selassie ve Somali Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Fiqi bugün Ankara'da bir araya geldi. Etiyopya ve Somali Dışişleri Bakanları, Türkiye'nin kolaylaştırıcılığında, farklılıklarına yönelik samimi, dostça ve ileriye dönük, ayrı ayrı görüş alışverişinde bulundu ve görüş farklılıklarını karşılıklı olarak kabul edilebilir çerçevede ele almaya yönelik perspektifler geliştirdi. İki bakan, farklılıkların barışçı yöntemlerle çözülmesi konusundaki kararlılıklarını yineledi, kolaylaştırıcılığı ve yapıcı katkılarından dolayı Türkiye'ye takdirlerini ifade etti. Bakanlar, ihtilafların çözüme kavuşturulması ve bölgesel istikrarın sağlanması amacıyla diyaloğu sürdürme konusunda mutabık kalırken, 2 Eylül'de Ankara'da ikinci tur görüşmeleri gerçekleştirme konusunda anlaştı. Her iki taraf da bu girişiminden dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a şükranlarını sundu. ETİYOPYA İLE SOMALİLAND ARASINDA İMZALANAN MUTABAKAT ZAPTI Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed ve Somaliland Başkanı Musa Bihi Abdi, 1 Ocak'ta Somaliland sınırları içindeki 20 kilometre sahil şeridini 50 yıllık süreyle Etiyopya'nın kullanımına sunan, ayrıca Berbera Limanı'nda kullanım hakkı sağlayan bir Mutabakat Muhtırası imzalamıştı. İmza töreninde konuşan Somaliland Başbakanı Abdi, Etiyopya'nın Somaliland'ı ilk tanıyan ülke olacağını da açıklamıştı. Bu durum Somali tarafında büyük tepki yaratmıştı. Etiyopya makamları daha sonra yaptığı açıklamalarda, tanımanın şimdilik söz konusu olmadığını belirtmişti. 8 Mayıs'ta Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed'in Özel Temsilcisi Mulatu Teshome Wirtu ile Etiyopya Dışişleri Bakanı Selassie, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edilmişti. Görüşmede Etiyopya Başbakanı Ahmed'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan, muhatap Somali ile Etiyopya arasında Türkiye'nin arabuluculuk yapmasını talep eden mektubu elden tevdi edilmişti.

3. Dünya Savaşı tartışmaları! 3. Dünya Savaşı'nın olası nedenleri ve sonuçları Haber

3. Dünya Savaşı tartışmaları! 3. Dünya Savaşı'nın olası nedenleri ve sonuçları

Milli Savunma Bakanlığı'ndan (MSB) 3. Dünya Savaşı riski üzerine mesajlar geldi. MSB'nin açıklamasında, “3. Dünya Savaşı gibi karanlık bir tabloyu başta ülkemiz olmak üzere kimse istemez, ama ordumuzun da her türlü senaryoya hazır olduğunu belirtmek gerekir.” denildi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'da katıldığı bir televizyon programında "3. Dünya savaşı riski var. Dünya, 3. Dünya Savaşı riskini ciddiye almalı. Biz bunu ciddiye alıyoruz." ifadelerini kullanmıştı. Peki 3. Dünya Savaşı'nın çıkması durumunda olası sonuçlar nelerdir? Savaşı önlemek için neler yapılabilir? İşte detaylar... 3. Dünya Savaşı, küresel ölçekte ve büyük güçlerin yer aldığı varsayımsal bir savaş senaryosudur. Bu savaşın nükleer silahlar da dahil olmak üzere yıkıcı silahlar kullanılarak tüm dünyayı etkilemesi beklenmektedir. 3. DÜNYA SAVAŞI'NIN OLASI NEDENLERİ Uluslararası ilişkilerde gerginlik: Farklı ülkeler arasındaki siyasi, ideolojik veya ekonomik anlaşmazlıklar ve gerginlikler, büyük bir savaşa yol açabilir. Bölgesel çatışmaların tırmanması: Küçük çaplı bölgesel çatışmalar kontrol altına alınamazsa, daha geniş bir savaşa dönüşebilir ve tüm dünyayı etkileyebilir. Nükleer silahlanma: Nükleer silahlara sahip ülkeler arasındaki çekişmeler ve nükleer silah kullanımı, küresel bir savaşa yol açabilir. Siber saldırılar: Büyük çaplı siber saldırılar, kritik altyapıya zarar verebilir ve ülkeler arasında kaos ve çatışmaya yol açabilir. İklim değişikliği ve kaynak kıtlığı: İklim değişikliği ve kaynak kıtlığı gibi küresel sorunlar ülkeler arasında rekabete ve çatışmaya yol açabilir. 3. DÜNYA SAVAŞI'NIN OLASI SONUÇLARI Yaygın can kaybı ve yıkım: Nükleer silahlar da dahil olmak üzere yıkıcı silahların kullanımı, milyonlarca insanın ölümüne ve büyük çaplı yıkıma neden olabilir. Ekonomik çöküş: Küresel bir savaş, küresel ekonomiyi çökertebilir ve yaygın yoksulluk ve açlığa yol açabilir. Sosyal ve siyasi kaos: Savaş, toplumda yaygın kaos ve kargaşaya yol açabilir ve otoritelerin çökmesine neden olabilir. Uzun vadeli çevresel hasar: Nükleer silahların kullanımı, uzun vadeli çevresel hasara ve radyoaktif kirliliğe yol açabilir. 3. DÜNYA SAVAŞI'NI ÖNLEMEK İÇİN NELER YAPILABİLİR? Uluslararası ilişkilerde diyalog ve iş birliğini teşvik etmek: Farklı ülkeler arasındaki siyasi, ideolojik veya ekonomik anlaşmazlıkları barışçıl yollarla çözmek için diyalog ve iş birliği önemlidir. Bölgesel çatışmaları çözmek için uluslararası çabaları güçlendirmek: Küçük çaplı bölgesel çatışmalar kontrol altına alınmalı ve daha geniş bir savaşa dönüşmeleri engellenmelidir. Nükleer silahlanmayı durdurmak ve nükleer silahları ortadan kaldırmak: Nükleer silahların yayılması durdurulmalı ve tüm nükleer silahlar ortadan kaldırılmalıdır. Siber güvenliği artırmak ve siber saldırılara karşı koymak: Ülkeler siber saldırılara karşı daha dirençli hale getirilmeli ve siber güvenlik iş birliği teşvik edilmelidir. İklim değişikliği ve kaynak kıtlığı gibi küresel sorunlara adil ve sürdürülebilir çözümler bulmak: İklim değişikliği ve kaynak kıtlığı gibi küresel sorunlar, ülkeler arasında rekabete ve çatışmaya yol açmadan ele alınmalıdır. 3. Dünya Savaşı, tüm insanlık için ciddi bir tehdittir. Bu savaşı önlemek için uluslararası toplumun birlikte çalışması ve barışçıl çözümler bulması önemlidir. Not: Bu bilgiler sadece genel bilgi amaçlıdır ve siyasi tavsiye olarak yorumlanmamalıdır.

Türkiye BRICS'e üye olacak mı? Bakan Fidan'dan açıklama Haber

Türkiye BRICS'e üye olacak mı? Bakan Fidan'dan açıklama

Bakan Fidan, Habertürk canlı yayınında dış politika gündemini değerlendirdi, soruları yanıtladı. Son dönemde dünyanın birçok yerinde temaslarda bulunduğunu söyleyen Fidan, İsviçre'de Ukrayna Barış Konferansı'na katıldığını hatırlattı. Fidan, Türkiye'nin BRICS'e katılmasını "eksen kayması" olarak görenler olduğunu ancak Türkiye'nin dış politikasında eksen kaymasını gündemden çıkaralı çok uzun zaman olduğunu, Türkiye'nin BRICS meselesine bakarken özellikle alternatif ekonomik platformların dünyada nasıl şekillendiğini çok yakından takip ettiğini ifade etti. Bakan Fidan, BRICS'in G7'nin bir alternatifi olup olmadığına ilişkin soruya, "G7 daha fazla siyasi konuların, aynı stratejik hedefleri, aynı medeniyet alanını düşünen ülkelerin bir araya geldiği bir yer. BRICS ise biraz da o noktada ekonomik amaçlı başlamış bir platform, bir kural temelde yapısal bir hali yok" yanıtını verdi. BRICS'in AB'ye göre bütün medeniyetleri, ırkları, dinleri içerisinde barındıran bir platform olduğunu dile getiren Fidan, platformun AB'de olduğu gibi yapısal hale getirildiğinde, kurumsal hale dönüştürüldüğünde ciddi fayda üretebileceğini anlattı. Fidan, Türkiye'nin buradaki tutumunun, arayışının, diyaloglarının son derece normal olduğunun altını çizerek, Türkiye'nin BRICS üyesi ülkelerle ikili ilişkilerinin özellikle ekonomik alanda iyi düzeyde tutulmaya çalışıldığını söyledi. Türkiye'nin dış ticaret hacminin en yüksek olduğu iki ülkenin Çin ve Rusya olduğunu belirten Fidan, Türkiye'nin BRICS üyesi ülkelerle görüşmeler ve müzakereler yaptığını ifade etti. RUSYA ZİYARETİ Fidan, BRICS+ toplantısına katılmak üzere gittiği Rusya ziyaretinde Moskova ve Nijniy Novgorod’ta temaslarda bulunduğunu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rus devlet sisteminde önemli birçok aktörle bir araya geldiğini anımsattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilerleyen günlerde Putin ile Kazakistan’da bir araya gelme ihtimalinin olduğuna işaret eden Fidan, Rusya'yla ilişkilerde şu anda özellikle Suriye, Ukrayna, ikili işbirliğinde enerji konuları, ticaret hacmiyle ilgili meseleler ve Rusya'daki Türk firmaların durumunun fevkalade önemli olduğunu vurguladı. Fidan, Çin ve Rusya seyahati sırasında, savaş başka bir ülkeye sıçramasa da giderek savaş üzerinde dünyadaki bölünmenin arttığını gördüğünü aktararak, "Çin, Rusya, Kore, İran, bunlar artık bir diyalog partneri olmanın ötesinde artık dayanışmaya doğru, daha böyle yapısal bir ortaklığa doğru gidiyorlar. Tabii, bu aslında savaşın meydana getirdiği bir yaygınlaşma" diye konuştu. RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI Ukrayna konusunda özellikle barışın esas olduğunu ve bu noktada Rusya'nın duruş belirlemesi gerektiğine dair Türkiye’nin görüşlerini muhataplara ilettiklerini anlatan Fidan, sonrasında Putin'in Rus Dışişleri Bakanlığında yaptığı bir görüşmede ülkesinin Ukrayna ile savaşını durdurmadaki şartlarını madde madde sıraladığını hatırlattı. Fidan, Putin'in bu şartları dile getirmesinin önemli olduğuna değinerek, bu şartlar karşısında diğer tarafın da maddeler için "olur" ya da "olmaz" diyerek niyetini ortaya koyması gerektiğini dile getirdi. Bakan Fidan, "21. yüzyıldayız, 500 binden fazla insanın öldüğü, bir ülkenin altyapısıyla üstyapısıyla yok olmak üzere olduğu, milyonlarca insanın yerinden edildiği ve savaşın Rusya'nın içine taşındığı bir durumdayız. Bu yaygınlaşmayı artık kaldıracak durumda değiliz" şeklinde konuştu. Fidan, Rusya ile Ukrayna arasında İstanbul müzakere sürecine dair zemin olup olmadığına ilişkin, her zaman müzakere süreci için bir zemin gördüğünü kaydederek, tarafların bu zemini kullanmak isteyip istemediğinin önemli olduğuna işaret etti. Tarafların barışı, müzakereyi ve diyaloğu ilk dillendiren olarak pozisyonlarında hem karşı tarafa hem de kamuoylarına zayıflık göstermek istemediklerini aktaran Fidan, Avrupa ve ABD'de yapılacak seçim süreçlerinin de beklendiğini söyledi. Rusya'nın nükleer silah da dahil her türlü silahı kullanma konusunda tereddütleri olmayacağını defaatle ifade ettiğini hatırlatan Fidan, savaş başladığında kullanılan silahlar ve menzillerle şimdi kullanılanlar karşılaştırıldığında çok ciddi bir metodik yayılmanın olduğuna dikkati çekti. Fidan, Türkiye'nin savaşın başından itibaren bu konuda uyarıda bulunduğuna değinerek, "Savaş devam ettiği sürece bu risk devam edecek. Bundan kaçış yok. Çünkü her iki taraf da birbirine daha fazla hasar vermek için nitelikli daha farklı silahları, oyun değiştirici daha farklı yöntemleri kullanmak durumunda kalacaklar. Her şey devrede, dolayısıyla proxyler de devreye girdikten sonra bu kıvılcımla başka yerlere sıçrama imkanı var" dedi. "REJİMLE MUHALİFLER ARASINDAKİ SAVAŞ ŞU AN İTİBARIYLA DEVAM ETMİYOR" Fidan, Suriye'deki durumu da değerlendirerek, "Suriye'yle ilgili esas itibarıyla Rusların da bizim tarafın da şu ana kadar başardığı en önemli şey, rejimle muhalifler arasındaki savaşın şu an itibarıyla devam etmiyor oluşu" dedi. Rusya ve Türkiye'nin liderler düzeyinde vardığı mutabakat, yürütülen süreç ve formatların bunu mümkün kıldığını ve en büyük kazanımın da bu olduğunu vurgulayan Fidan, "Biz isterdik ki bu çatışmasızlık dönemini, sessizlik dönemini, Suriye rejimi akıllıca değerlendirsin. Anayasal sorunlarını gidermede, kendi muhalifleriyle barışmada, yurt dışına kaçmış, gitmiş, göçmüş milyonlarca insanı tekrar ülkesine geri getirmede ve ülkeyi yeniden yapıp ekonomisini canlandırmada bir fırsat olarak kullansın bunca yılı. Fakat biz buradan yeterince istifade edilmediğini görüyoruz" diye konuştu. Fidan, Putin ve diğer meslektaşlarıyla yaptığı görüşmelerde bu konuların altını çizdiğine dikkati çekerek, şunları söyledi: "Suriye'nin kendisi için yapması lazım bunu. Bölge için tabii ki biz kalkınma açısından önemli görüyoruz. Mültecilerin geri dönmesi açısından önemli görüyoruz. Biraz daha istikrare kavuşmuş, iktidarıyla, muhalefetiyle bütünleşik bir hale gelmiş Suriye'nin özellikle PKK terörüyle mücadelede daha etkin bir aktör olacağını düşünüyoruz. Dediğim gibi, Suriye'de Rusya'nın bulunuşu, İran'ın bulunuşu, İsrail'in sürekli operasyon yapıyor oluşu, çeşitli milis gruplarının bulunuşu, biraz daha meseleyi karmaşık hale getiriyor. Bu karmaşıklık içerisinde bizim kendi milli çıkarlarımızı koruyacak şekilde sürekli bir dinamik politika izlememiz önemli."  "SİZİN TERÖRLE MÜCADELENİZDEKİ HASSASİYETİN DAHA FAZLASINI BİZ PKK İLE MÜCADELEDE TAŞIYORUZ" Fidan, 9-11 Temmuz'da Washington'da düzenlenecek NATO Zirvesi'ne ilişkin, "Bizim için önemli olan, birincisi terörle mücadele konusunda ittifakın özellikle Türkiye'nin de endişelerini anlayacak ve kapsayacak şekilde bir hassasiyet geliştirmesi" dedi. Türkiye'nin bu önceliklerinin daha önceki zirvelerde, Madrid'de gündeme getirildiğini, Vilnius'ta yapısallaştırıldığını söyleyen Fidan, şöyle devam etti: "Özellikle NATO üyesi ülkelerin birbirlerine savunma sanayi ürünlerinde bir kısıtlama getirmemesi gerektiği konusunda da hassasiyetimizin altını çizdik. Bu konudaki beklentilerimiz yine bu şekilde devam ediyor. Birtakım hala sorunlu alanlar var, onların giderilmesi gerekiyor. Büyük ölçüde giderdiğimiz konular var, giderilmesi gereken konular var." Türkiye'nin PKK/YPG terör örgütü üzerinden NATO müttefikleriyle ilgili arasında bir güven problemi yaşandığına ilişkin soruyu yanıtlayan Fidan, "YPG konusunda problemli olduğumuz ülkeler, Amerika, İngiltere, biraz da Fransa. Amerika'nın çok, İngiltere arkasından çok görüntü vermeden... Oradaki varlığını devam ettirme adına Amerika'nın bulunduğu bütün operasyonlarda o da bulunuyor, o da bu işin içerisinde. Biz her düzlemde bu sıkıntıyı söylüyoruz. Bunun ittifakın ruhuna aykırı olduğu, Türkiye'nin böyle bir gerçekle artık yaşayamayacağı konusunda mümkün olan en üst düzeyli diplomasiyi devam ettiriyoruz" diye konuştu. "(ABD ve İngiltere) Sizin terörle mücadelenizdeki hassasiyetin daha fazlasını biz PKK ile mücadelede taşıyoruz, sınırımızın hemen öbür tarafında. Bizim burada herhangi bir pazarlık içerisinde olmamız asla söz konusu değil. Bu tehdit kendisi ortadan kendi kendini kaldırana kadar veya başka şekilde kaldırana kadar biz mücadele etmeye devam edeceğiz" diyen Fidan, Türkiye için bir tehdit olmamasının önemli olduğunu söyledi. Fidan, bu konuda Türkiye'nin argümanlarının güçlü olduğunu, niyetinin de ne kadar ciddi olduğunun anlaşıldığını ifade ederek, "Onun için biz stratejik bir sabırla ve akılla bu konunun karşı tarafın da anlayışıyla artık belli bir noktaya gelmesini ve PKK ile aramızdan çekilmesini istiyoruz" diye konuştu. AVRUPA'DA YÜKSELEN AŞIRI SAĞ Avrupa'da aşırı sağın yükselmesinden Türkiye'nin nasıl etkileneceğine ilişkin soruyu yanıtlayan Fidan, bir önceki görevinde de Avrupa'daki aşırı sağın bir "tehdit" kategorisinde değerlendirildiğini, Avrupa'nın da bunu tehdit olarak gördüğünü anlattı. Fidan, "Tehdit tanımına girdiğimiz zaman, yurt dışında yaşayan soydaşlarımıza da tehdit oluşturan hususları da tehdit olarak algılıyoruz. Sadece sınırlarımız içerisinde değil, aşırı sağın, çok sabıkalı bir tarihi var Avrupa'da, özellikle Türk ve Müslüman kitlelere yönelik. Bu gerçeklik ortadayken bizim bunu bu şekilde takip etmemiz fevkalede normal" şeklinde konuştu. Bakan Fidan, AB'nin Türkiye ile olan ilişkisinin her zaman "aşırı sağ iktidardaymış" gibi olduğuna değinerek, Avrupa'nın inşa edilen temel değerlere aykırı hareket ettiğini vurguladı. Avrupa'daki aşırı sağ hareketlerin kendini meşrulaştırmak için "siyonist" olduğunu aktaran Fidan, bu durumun aşırı sağ hareketin menfaatlerini korumak için olduğunu sö Göçmen karşıtı olmakla göçmenin geldiği medeniyetin karşıtı olmanın arasına sınır çizilmesine atıfta bulunan Fidan, kimlik siyasetinin oy kazanmak için araç olduğunun altını çizdi. Fidan, Avrupa'da, Türklere, İslam dünyasına ve Türk dünyasına karşı ötekileştirme hareketinin Avrupa'nın felsefesinin zıttı olduğuna dikkati çekerek, her ülkenin aşırı sağının farklı politalara sahip olduğunu ifade etti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.