Hava Durumu

#Güney Afrika

Bursa Hayat Gazetesi - Güney Afrika haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Güney Afrika haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Güney Afrika'da kar yağışı: Beklenmedik manzara Haber

Güney Afrika'da kar yağışı: Beklenmedik manzara

Güney Afrika, genellikle tropikal ve subtropikal iklimiyle tanınan bir ülke. Bu nedenle, çoğu insanın aklına ilk gelen şey sıcak güneş, safari ve plajlardır. Ancak, ülkenin bazı bölgelerinde, özellikle yüksek rakımlı dağlık alanlarda, kış aylarında kar yağışı görülebilir. Bu durum, ülkenin iklim çeşitliliğinin bir göstergesi olarak oldukça ilginçtir. Neden Güney Afrika'da Kar Yağışı Nadirdir? Tropikal ve Subtropikal İklim: Ülkenin büyük bir kısmı tropikal ve subtropikal iklim kuşağında yer alır. Bu bölgelerde sıcaklıklar genellikle yüksektir ve kar yağışı için uygun koşullar nadiren oluşur. Alçak Rakımlı Arazi: Güney Afrika'nın büyük bir kısmı alçak rakımlı ovalardan oluşur. Kar yağışı için gerekli olan düşük sıcaklıklar genellikle yüksek rakımlı dağlık bölgelerde görülür. Kar Yağışının Görüldüğü Bölgeler Drakensberg Dağları: Güney Afrika'nın en yüksek dağ sırası olan Drakensberg'de kış aylarında kar yağışı oldukça yaygındır. Bu dağlar, ülkenin en soğuk bölgelerinden biridir ve kayak gibi kış sporları için de uygun koşullar sunar. Lesotho: Güney Afrika içinde yer alan Lesotho krallığı, tamamen yüksek rakımlı bir ülke olduğu için kar yağışı daha sık görülür. Eastern Cape: Bu bölgenin bazı yüksek rakımlı bölgelerinde de kar yağışı yaşanabilir. Kar Yağışının Etkileri Ekoturizm: Kar yağışı, Güney Afrika'nın bazı bölgelerinde ekoturizmi canlandırır. Özellikle Drakensberg Dağları, kış aylarında kar sporları yapmak isteyen turistleri çeker. Yerel Halk İçin Zorluklar: Kar yağışı, yerel halk için bazı zorluklara neden olabilir. Yolların kapanması, ulaşımın kesilmesi ve elektrik kesintileri gibi sorunlar yaşanabilir. Doğa için Önemli: Kar yağışı, bölgedeki ekosistem için önemli bir su kaynağıdır. Kar eriyerek yer altı sularını besler ve bitki örtüsünün gelişimine katkıda bulunur. Sonuç Güney Afrika'da kar yağışı, ülkenin iklim çeşitliliğini gösteren ilginç bir doğa olayıdır. Her ne kadar ülkenin büyük bir kısmında kar yağışı nadir olsa da, yüksek rakımlı bölgelerde kış aylarında bu beyaz örtüyü görmek mümkündür. Kar yağışı, hem turizm hem de yerel halk için önemli etkiler yaratır.

Nelson Mandela: Özgürlük ve barış ikonu Haber

Nelson Mandela: Özgürlük ve barış ikonu

Nelson Rolihlahla Mandela, 18 Temmuz 1918'de Güney Afrika'nın Thembu kabilesinde doğdu. 20. yüzyılın en önemli figürlerinden biri olarak kabul edilen Mandela, ırkçılığa karşı mücadelesi ve barışçıl aktivizmiyle tanınır. Güney Afrika'nın ilk siyah cumhurbaşkanı olan Mandela, 27 yıl hapis yattıktan sonra ülkesini apartheid rejiminden kurtarmayı başardı. MANDELA'NIN ÇOCUKLUĞU VE GENÇLİĞİ: Mandela, Thembu kabilesinin reisi olan babasının en küçük oğlu olarak dünyaya geldi. Küçük yaşta babasını kaybeden Mandela, annesi ve kabilenin büyükleri tarafından büyütüldü. Mandela, geleneksel bir eğitim aldıktan sonra Clarkebury Enstitüsü'nde ve Fort Hare Üniversitesi'nde okudu. Hukuk eğitimi alan Mandela, ırkçılığa karşı mücadeleye erken yaşta başladı. SİYASİ AKTİVİZM VE HAPİSHANE YILLARI: Mandela, 1944 yılında Afrika Milli Kongresi'ne (ANC) katıldı. ANC, apartheid rejimine karşı barışçıl protestolar düzenleyen bir siyasi partiydi. Mandela, ANC'nin liderlik kademelerinde hızla yükseldi ve 1950'li yıllarda partinin en önemli figürlerinden biri haline geldi. 1961 yılında Sharpeville Katliamı'ndan sonra Mandela, sabotaj ve silahlı direniş suçlarından tutuklandı. 1962'de Rivonia Dava'sı olarak bilinen davada yargılanan Mandela, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Mandela, 27 yılını Robben Adası'ndaki hapishanede zor koşullarda geçirdi. Bu süre boyunca Mandela, asla pes etmedi ve umudunu kaybetmedi. Hapishanede yazdığı mektuplar ve otobiyografisi, apartheid rejimine karşı mücadelede bir ilham kaynağı oldu. ÖZGÜRLÜK VE CUMHURBAŞKANLIĞI: 1990 yılında, apartheid rejiminin lideri F.W. de Klerk, Mandela'yı hapisten tahliye etti. Mandela, ANC'nin lideri olarak apartheid rejiminin sona ermesi için de Klerk ile müzakerelere başladı. 1993 yılında Nobel Barış Ödülü'nü kazanan Mandela, 1994 yılında yapılan ilk demokratik seçimlerde Güney Afrika'nın ilk siyah cumhurbaşkanı seçildi. Mandela, cumhurbaşkanlığı döneminde ırkçılığın ve apartheid rejiminin mirasının üstesinden gelmeye çalıştı. Ülkeyi birleştirmek ve barışı sağlamak için büyük çaba gösterdi. Mandela'nın Truth and Reconciliation Komisyonu, apartheid rejiminin suçlarını soruşturdu ve kurbanların ailelerine tazminat sağladı. Mandela, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimi genişletmek için de önemli girişimlerde bulundu. EMEKLİLİK VE ÖLÜM: 1999 yılında görev süresini tamamlayan Mandela, emekliliğinde insan hakları ve barış savunuculuğu yapmaya devam etti. Dünyanın birçok yerinde konferanslara ve etkinliklere katılan Mandela, yoksulluk ve HIV/AIDS gibi küresel sorunlara dikkat çekti. Nelson Mandela, 5 Aralık 2013 yılında 95 yaşındayken hayatını kaybetti. Mandela'nın ölümünün ardından birçok ülkede yas ilan edildi ve anısına saygı duruşlarında bulunuldu. NELSON MANDELA'NIN MİRASI: Mandela, ırkçılığa karşı mücadelede ve barışçıl aktivizmde bir ikon haline geldi. Dünyanın birçok yerinde insan hakları ve adalet ödüllerine layık görüldü. Mandela'nın hayatı ve mücadelesi, bize umut ve cesaret veriyor. Mandela'nın mirası, gelecek nesiller için bir ilham kaynağı olmaya devam ediyor.

Güney Afrika sandık başına gidiyor Haber

Güney Afrika sandık başına gidiyor

Güney Afrika Seçim Komisyonu'nun (IEC) paylaştığı verilere göre, 60 milyon nüfusa sahip ülkede kayıtlı 28 milyona yakın seçmen, yarın 07.00-21.00 saatlerinde 23 bin 292 seçim merkezinde oy kullanabilecek. Parlamentonun alt kanadı Ulusal Meclis'teki 400 milletvekilinin ve ülkenin 9 eyaletindeki yasama meclisi üyelerinin seçileceği 2024 genel seçimi, ülkenin 30 yıllık demokrasi tarihindeki 7'nci genel seçim olma özelliği taşıyor. 1994 SONRASI EN KRİTİK SEÇİM Ülkeyi 1948-1994 yıllarında yöneten beyaz ırkçı apartheid rejimine karşı direnişin merkezini oluşturan Afrika Ulusal Kongresi (ANC), 1994'teki ilk genel seçimlerden beri 30 yıldır tek başına iktidar partisi olmayı sürdürüyor. Anketlerin büyük çoğunluğu, 2019 genel seçiminde yüzde 57 oy oranına sahip ANC'nin, bu seçimde ilk kez yüzde 50'nin altına inebileceğine işaret ediyor. Güney Afrika'nın ilk kez bir koalisyon hükümeti tarafından yönetilmesine neden olabilecek bu seçim, 1994 sonrası en kritik seçim olarak değerlendiriliyor. Son yıllarda giderek artan işsizlik ve suç oranları, derinleşen elektrik ve su krizi, yolsuzlukla mücadeledeki yetersizlikler, Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa liderliğindeki ANC'nin oylarındaki olası düşüşün başlıca nedenleri arasında gösteriliyor. ANA MUHALEFET LİDERLİĞİNDE 7'Lİ MASA Son genel seçimde oyların yüzde 21'e yakınını alan ana muhalefet partisi Demokratik İttifak'ın (DA) oy tabanı Western Cape eyaleti başta olmak üzere büyük oranda siyahi olmayan nüfusa dayanıyor. Beyaz siyasetçi John Steenhuisen liderliğindeki DA, geçen yıl Inkatha Özgürlük Partisi (IFP), Özgürlük Cephesi Artı (VP), ActionSA, Birleşik Bağımsız Hareket (UIM), Spektrum Ulusal Partisi (SNP) ve Bağımsız Güney Afrika Ulusal Yurttaşlık Örgütü ile Çok Partili Sözleşme (MPC) ittifakını kurmuştu. AA muhabirinin güncel seçim anketlerinden derlediği veriler, bu partilerin toplam oy oranının yüzde 30'a yakın olabileceğine işaret ediyor. SEÇİMİN SÜRPRİZ AKTÖRÜ: ULUSUN MIZRAĞI Güney Afrika'yı 2009-2018 döneminde yöneten ve yolsuzluk suçlamasıyla partisi ANC tarafından yönetimden el çektirilen Zuma'nın 2023'te kurduğu Ulusun Mızrağı'nın (MK), bu seçimin sürpriz aktörlerinden biri olabileceği öngörülüyor. Anketler, MK'nin katılacağı ilk seçimde yüzde 10'nun üzerinde oy oranına ulaşabileceğine işaret ediyor. Ülkenin en büyük etnik grubu Zuluların çoğunlukla yaşadığı doğu eyaleti KwaZulu-Natal, MK'nin oy deposu olarak gösteriliyor. Sol tandanslı bir parti olan MK, ismini, ülkenin ilk siyahi devlet başkanı Nelson Mandela tarafından kurulan ve apartheid ile mücadelede ANC silahlı kanadını oluşturan Ulusun Mızrağı örgütünden alıyor. ANC'nin, isim ve logo konusunda telif hakkı ihlali yapıldığı gerekçesiyle MK'nin seçimlerden men edilmesine ilişkin Seçim Mahkemesi'ne yaptığı başvuru 28 Mart'ta reddedilmişti. Anayasa Mahkemesi'nde 20 Mayıs'ta görülen davada, 2021 yılında mahkemeye itaatsizlik suçundan 15 ay hapis cezası alan Zuma'nın seçimlere katılması sabıka kaydından dolayı yasaklanmıştı. EKONOMİK ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇILARI Zuma döneminde 2008-2012 yıllarında ANC'nin gençlik kolları başkanlığını yürüten ve aşırılıklarıyla parti itibarına zarar verdiği gerekçesiyle ihraç edilen Julius Malema tarafından 2013 yılında kurulan Ekonomik Özgürlük Savaşçıları (EFF), halihazırda mecliste en çok sandalyesi bulunan üçüncü parti olma özelliği taşıyor. Anketler, son seçimlerde yüzde 11'e yakın oy alan EFF'nin, bu seçimlerde de benzer bir oy oranına sahip olabileceğini gösteriyor. Afrika milliyetçiliği tabanında aşırı sol ideolojiye sahip EFF, yoksul halka toprak dağıtımı, madenlerin kamusallaştırılması, beyazların arazilerine el konulması gibi vaatleriyle öne çıkıyor. GÜNEY AFRİKALI SEÇMENİN ACİL SORUNLARI G20 ve BRICS üyesi Güney Afrika, gelişmiş altyapısı, zengin yeraltı kaynakları ve güçlü finans kuruluşlarıyla, kıtanın en büyük 3 ekonomisi arasında yer alıyor. Kıtanın en büyük 10 şirketinin tamamına ev sahipliği yapan ülke, dünyanın önde gelen elmas, altın, platin, demir ve kömür üreticileri arasında bulunuyor. Bununla birlikte yaygın görülen yoksulluk ve gelir adaletsizliği ülkenin temel problemlerinin başında geliyor. Güney Afrika, dünyada gelir dağılımı eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülke olma özelliği taşıyor. Son yıllarda giderek artan ve bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 33'ü bulan yüksek işsizlik de Güney Afrika'nın kronikleşmiş problemleri arasında yer alıyor. Geçen yıl her saat başı ortalama 3 cinayetin işlendiği ülkede, suç olaylarındaki artış ciddi güvenlik endişelerini de beraberinde getiriyor. Günde 10 saate varan elektrik kesintilerinin yaşandığı elektrik krizi ise gerek ekonomiyi, gerekse günlük hayatı sekteye uğratıyor ve Güney Afrikalı seçmenin en mühim sorunları arasında bulunuyor. Yolsuzlukla mücadeledeki yetersizlikler de hükümetin en çok eleştirdiği konular listesinde en üst sıralarda kabul ediliyor.

Güney Afrika'dan Refah'a yönelik saldırılar durdurulsun talebi Haber

Güney Afrika'dan Refah'a yönelik saldırılar durdurulsun talebi

İsrail'in Refah'ta başlattığı saldırıların Gazzelilerin haklarını telafisi mümkün olmayan şekilde zarara uğrattığı gerekçesiyle Güney Afrika Cumhuriyeti’nin, UAD'nin yeni tedbirlere hükmetmesine ilişkin talepleri Mahkeme'de görüşülmeye başlandı. Lahey merkezli UAD'de iki gün sürecek duruşmaların ilk gününde, Güney Afrika tarafı sunum yaptı. Duruşmalarda Güney Afrika adına ilk sözü alan Lahey Büyükelçisi Vusimuzi Madonsela, İsrail'in Gazze'deki saldırılarının, dün 76. yıl dönümü olan Filistinlilerin zorunlu göçe tabi tutulduğu Nekbe (Büyük Felaket) bağlamında gerçekleştiğini kaydetti. Güney Afrika'nın, Gazze'yi neredeyse haritadan silen ve insanlığın vicdanını sarsan soykırımı durdurmak için elinden geleni yapmak üzere mahkemeye yeniden talepte bulunduğunu belirten Madonsela, "İsrail cezasızlıkla hareket ediyor. Bu da Güney Afrika'ya adaleti aramaktan başka bir seçenek bırakmıyor" dedi. Madonsela, UAD'nin ilk kararından bu yana İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırılarını tırmandırarak Divan’ın bağlayıcı emirlerini kasten ihlal ettiğinin altını çizdi. "MAHKEME, ELİNDEKİ EN İYİ KANITLARA DAYANARAK DAVAYI ELE ALMALI" Büyükelçi Madonsela'nın ardından söz alan Güney Afrika hukuk heyetinden Profesör Vaughan Lowe da Güney Afrika'nın talepte bulunmasından bu yana İsrail'in Refah'taki eylemlerinin "Gazze'nin tamamen yok edildiği nihai oyunun parçası olduğunun giderek daha açık hale geldiğini" söyledi. Lowe, bunu, "Gazze'nin ve Filistin halkının yok edilmesindeki son adım" olarak niteledi. Avukat Lowe, İsrail'in Gazze'de inceleme yapan soruşturmacıları engellerken aynı zamanda "yetersiz kanıt" nedeniyle UAD sürecine karşı çıkmasının, tutarsız olduğuna işaret ederek, "Mahkeme, elindeki en iyi kanıtlara dayanarak davayı ele almalı." diye konuştu. REFAH, SİVİLLER İÇİN "YAŞANABİLİR SON BÖLGE" Güney Afrika Cumhuriyeti'nin İsrail'e karşı Lahey'de açtığı davanın başında yer alan avukat Prof. Dr. John Dugard, İsrail ordusunun saldırılarını sürdürdüğü Gazze'nin güneyindeki Refah'ı, siviller için "yaşanabilir son bölge" olarak nitelendirdi. İsrail'in, uzun zamandır beklediği işgali gerçekleştirerek kritik sınır geçişlerini, insani yardım, tıbbi malzeme ve yakıt akışını durduğunu vurgulayan Dugard, İsrail'in eylemlerinin insancıl hukukun temel ilkelerini ihlal ettiğini ve Gazze'de acı çeken Filistinlilere nihai darbe teşkil ettiğini söyledi. Dugard, bu eylemlerin "soykırım suçunun da kanıtı" olduğu değerlendirmesinde bulundu. UAD'nin sadece kendi otoritesi için değil, uluslararası hukukun otoritesi için de harekete geçmesi gerektiğinin altını çizen Dugard, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tedbir kararlarının uygulanabilmesi için Gazze’deki askeri operasyonların sonlandırılması zaruridir. Divan, İsrail ve İsrail'e destek veren ülkelere Gazze'de uygulanmasını istediği ihtiyati tedbirleri açık şekilde belirtmelidir. Divanın, daha önceki kararlarında da belirttiği gibi, İsrail'in Gazze'de soykırım işlediği tehlikesi karşısında mahkemenin, yargı yetkisi ve tedbir kararına hükmetme yetkisi bulunmaktadır." "İSRAİL MAHKEMENİN KARARLARINA KARŞI ÇIKMIŞ, KARARLARIN GEREĞİNİ YERİNE GETİRMEMİŞTİR" Güney Afrika'yı temsil eden avukatlardan Max du Plessis de Birleşmiş Milletler'in (BM) açıklamasına atıfta bulunarak, Gazze'de hiçbir yerin güvenli olmadığına dikkati çekti. Du Plessis, "İsrail, Gazze'deki saldırılarına devam ederek, yardımları keserek, yoğun nüfuslu Refah’ı bombalayarak bu mahkemenin kararlarına karşı çıkmış, kararların gereğini yerine getirmemiştir" ifadesini kullandı. İsrail'in, hem Refah Sınır Kapısı'nı hem de Refah'taki Karem Abu Salem geçişlerinin kontrolünü ele geçirerek, Gazze'deki yaşamın devam etmesini sağlayan insan ve malzeme giriş çıkışını kontrol altına aldığına değinen Du Plessis, şunları kaydetti: "İsrail sürekli olarak şiddetli askeri saldırılar düzenlediği Refah'ta 1,5 milyon yerinden edilmiş Filistinli barındırmakta olup; bölgedeki yüz binlerce yaralı, engelli, yetim çocuk, tüm bu zor koşullar altında insani yardım ve gerekli tedaviden mahrum bırakılıyor." Gazze'deki İsrailli askerlerin yakın zamanda yayınlanan görüntü ve ifadelerine de atıfta bulunan Du Plessis, askerlerin, tahliye bölgelerini ve kalan tüm Filistinlileri, meşru hedef olarak gördüğü "imha bölgeleri" olarak tanımladığına işaret etti. Türkiye'nin Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal ile Adalet Müşaviri Dr. Abdullah Ömeroğlu da duruşmayı takip etti. GÜNEY AFRİKA, 10 MAYIS'TA YENİ TEDBİR KARARI TALEP ETMİŞTİ Divan, 26 Ocak'ta açıkladığı tedbir kararlarında, İsrail’in Soykırım Sözleşmesi'ndeki yükümlülüklerine uygun davranması gerektiğini belirterek, 6 maddede ihtiyati tedbir kararına hükmetmişti. İsrail'in bu tedbir kararlarına uymaması ve Gazze'de kötüleşen insani durumun ardından Güney Afrika, ilk olarak "İsrail'in Refah kentine planladığı saldırının ortaya çıkaracağı büyük çaplı öldürme, zarar verme ve yıkım eylemleri" nedeniyle 13 Şubat'ta UAD'den acilen yeni tedbirlere hükmedilmesini talep etmişti. Divan, 16 Şubat'taki kararında, mahkemenin yeni tedbirlere hükmetmesini gerektiren ölçüde önemli gelişmeler olmadığı gerekçesiyle 26 Ocak'ta hükmedilen tedbirleri yeterli bulmuştu. Güney Afrika ikinci olarak 6 Mart'ta Gazze'de baş gösteren kıtlık nedeniyle ikinci kez ek tedbir talebinde bulunmuş ve Divan, 28 Mart'ta İsrail aleyhine özellikle insani yardımların Filistinlilere ulaşmasını sağlaması için ek tedbirlere hükmetmişti. Güney Afrika, 10 Mayıs'ta Divan'a tedbir kararına hükmetmesi için başvurdu. TALEP EDİLEN YENİ TEDBİRLER Güney Afrika'nın İsrail'e karşı alınmasını talep ettiği yeni tedbirler şunlar: "1- İsrail, Refah'taki askeri saldırılarını durduracak ve derhal geri çekilecek. 2- İsrail, Gazze'deki durumu incelemek ve delillerin korunmasını ve saklanmasını sağlamak amacıyla BM kuruluşları başta olmak üzere sivil toplum kuruluşları, araştırmacılar ve gazetecilerin Gazze'ye engelsiz erişimini sağlamak ve kolaylaştırmak için derhal tüm etkili önlemleri alacak ve ordusunun, erişimi engelleyecek şekilde hareket etmemesini sağlayacak. 3- İsrail, yeni tedbir kararının açıklanmasından sonra bir hafta içinde hem önceki tedbirlerin hem de yeni talep edilen tedbirlerin uygulanması için aldığı önlemleri anlatan erişime açık bir raporu Divan'a sunacak." UAD'DE İSRAİL ALEYHİNE AÇILAN SOYKIRIM DAVASI Güney Afrika Cumhuriyeti, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle 29 Aralık 2023'te İsrail aleyhine UAD'de dava açmıştı. Güney Afrika, Gazze'deki durumun aciliyet teşkil etmesi sebebiyle UAD'den ihtiyati tedbirlere hükmetmesini istemiş ve tedbir talebine ilişkin duruşmalar 11-12 Ocak tarihlerinde Hollanda'nın Lahey kentindeki Barış Sarayı'nda yapılmıştı. Divan, 26 Ocak'ta açıkladığı tedbir kararlarında, İsrail’in Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesinde tanımlanan fiillerin işlenmemesi için elinden gelen tüm önlemleri almasına, İsrail ordusunun Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesindeki fiilleri işlemesini engelleyecek önlemleri ivedilikle almasına, Gazze'deki Filistinlilere yönelik soykırım çağrısı yapanları önlemek, engellemek ve cezalandırmak için gereken tüm adımları atmasına, Gazze'deki Filistinlilerin karşılaştığı olumsuz yaşam koşullarını ortadan kaldırmak için ihtiyaç duyulan temel hizmetlere ve insani yardımın sağlanmasını mümkün kılan acil ve etkili önlemleri almasına, Gazze'deki Filistinlilere karşı Soykırım Sözleşmesi'nin ihlalini gösteren delillerin yok edilmesini önlemek ve korunmasını sağlamak için etkili tedbirler almasına, kararın yürürlüğe girmesinden itibaren 1 ayda alınan tüm tedbirler hakkında mahkemeye bir rapor sunmasına hükmetmişti. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’nin davaya müdahil olacağını açıklamıştı.

Güney Afrika: 'Acilen ek tedbir alınmalı' Haber

Güney Afrika: 'Acilen ek tedbir alınmalı'

Güney Afrika, Uluslararası Adalet Divanı'nın daha önce aldığı tedbir kararlarının Gazze'deki değişen koşullar karşısında yetersiz kaldığını belirtti. İsrail'e karşı açılan soykırım davasında öngörülen geçici tedbirlerin gözden geçirilmesi istendi. Güney Afrika, ek tedbirlerin belirlenmesi için de Mahkemeye acil bir talepte bulundu. Talepte ayrıca, “İsrail'in Refah'a saldırısıyla ortaya çıkan durumun, Gazze'deki Filistin halkının haklarına onarılamaz zararlar vereceği” vurgulandı. UAD'DE İSRAİL ALEYHİNE AÇILAN SOYKIRIM DAVASI Güney Afrika Cumhuriyeti, 29 Aralık 2023'te, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle İsrail aleyhine UAD'de dava açmıştı. Güney Afrika, Gazze'deki durumun aciliyet teşkil etmesi sebebiyle UAD'den ihtiyati tedbirlere hükmetmesini istemiş ve tedbir talebine ilişkin duruşmalar, 11-12 Ocak'ta Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılmıştı. Divan, 26 Ocak'ta açıkladığı tedbir kararlarında, İsrail’in Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesinde tanımlanan fiillerin işlenmemesi için elinden gelen tüm önlemleri almasına, İsrail ordusunun Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesindeki fiilleri işlemesini engelleyecek önlemleri ivedilikle almasına, Gazze'deki Filistinlilere yönelik soykırım çağrısı yapanları önlemek, engellemek ve cezalandırmak için gereken tüm adımları atmasına, Gazze'deki Filistinlilerin karşılaştığı olumsuz yaşam koşullarını ortadan kaldırmak için ihtiyaç duyulan temel hizmetlere ve insani yardımın sağlanmasını mümkün kılan acil ve etkili önlemleri almasına, Gazze'deki Filistinlilere karşı Soykırım Sözleşmesi'nin ihlalini gösteren delillerin yok edilmesini önlemek ve korunmasını sağlamak için etkili tedbirler almasına, kararın yürürlüğe girmesinden itibaren 1 ayda alınan tüm tedbirler hakkında mahkemeye bir rapor sunmasına hükmetmişti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.