#Grip

Bursa Hayat Gazetesi - Grip haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Grip haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Sonbaharı sağlıklı geçirmek için bağışıklığınızı güçlendirin Haber

Sonbaharı sağlıklı geçirmek için bağışıklığınızı güçlendirin

Sonbahar mevsimi, havaların serinlemesi ve doğanın renk değiştirmesiyle birlikte gelirken, bağışıklık sistemimizin güçlendirilmesi gereken bir dönemdir. Mevsim geçişleri, özellikle soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklara karşı vücudu savunmasız bırakabilir. Bu nedenle, sağlıklı bir sonbahar geçirmek için bağışıklık sisteminizi destekleyecek adımlar atmak oldukça önemlidir. İşte bağışıklığınızı güçlendirmek için dikkate almanız gereken bazı öneriler. 1. Dengeli Beslenme Bağışıklık sisteminizin güçlü kalması için beslenmenize özen göstermelisiniz. Taze meyve ve sebzeler, bağışıklığı artıran vitaminler ve mineraller açısından zengindir. Özellikle C vitamini (portakal, kivi, biber), D vitamini (yağlı balıklar, süt ürünleri) ve çinko (kabuklu yemişler, tam tahıllar) içeren gıdalar tercih edilmelidir. Ayrıca, probiyotik açısından zengin yoğurt ve fermente gıdalar, bağırsak sağlığını destekleyerek bağışıklığı güçlendirir. 2. Yeterli Su Tüketimi Vücudun su dengesinin korunması, bağışıklık sisteminin düzgün çalışması için kritik öneme sahiptir. Günde en az 2-3 litre su içmek, toksinlerin atılmasına yardımcı olur ve hücrelerin sağlıklı çalışmasını destekler. Ayrıca, bitki çayları ve doğal meyve suları da sıvı alımınıza katkıda bulunur. 3. Düzenli Egzersiz Fiziksel aktivite, bağışıklık sistemini güçlendirmenin en etkili yollarından biridir. Haftada en az 150 dakika orta şiddetli egzersiz yapmak, kan akışını artırarak vücudu daha dirençli hale getirir. Yürüyüş, koşu, yoga veya bisiklet sürmek gibi aktiviteler hem fiziksel hem de mental sağlığınıza katkıda bulunur. 4. Yeterli Uyku Uykunun bağışıklık üzerindeki etkisi büyüktür. Yetersiz uyku, bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabilir. Her gece 7-9 saat uyumak, vücudun kendini yenilemesine ve bağışıklık hücrelerinin üretimine yardımcı olur. Düzenli bir uyku düzeni oluşturmak, kaliteli uyku almanıza katkı sağlar. 5. Stres Yönetimi Stres, bağışıklık sistemini olumsuz etkileyen bir faktördür. Stresli durumlarla başa çıkmak için meditasyon, derin nefes alma teknikleri ve hobi edinmek gibi yöntemler kullanabilirsiniz. Doğa yürüyüşleri veya yoga yapmak, hem zihinsel hem de fiziksel sağlığınıza fayda sağlar. 6. Aşılamalar Sonbahar mevsiminde grip aşısı yaptırmak, özellikle risk grubundaki bireyler için önemlidir. Aşı, bağışıklık sisteminizi güçlendirerek gripten korunmanıza yardımcı olur. Aşı takviminizi kontrol etmek ve gerektiğinde aşılanmak sağlığınızı korumak açısından faydalıdır.

‘Üçlü salgın’ uyarısı! Haber

‘Üçlü salgın’ uyarısı!

Grip, COVID-19 ve RSV vakalarının sayısının toplumda aynı anda önemli ölçüde arttığı durumu ifade eden üçlü salgın hakkında bilgilendirmede bulunan Saygı Hastanesi Göğüs Hastalıkları Doktoru Prof. Dr. Kürşat Uzun, “Üçlü salgın önlenemeyebilir, ancak hazırlıklı olmak ve koruyucu önlemler toplumlarımızdaki en savunmasız kişilerin hastalanmasını, hastaneye kaldırılmasını ve hayatlarını kaybetmesini önlemeye yardımcı olabilir” dedi. Saygı Hastanesi Göğüs Hastalıkları Doktoru Prof. Dr. Kürşat Uzun, tripledemi (üçlü salgın) hakkında bilgilendirmede bulundu. Uzun, “Viral enfeksiyonlar genellikle üst veya alt solunum yollarını etkiler. Spesifik patojenler genellikle karakteristik klinik belirtilere neden olsa da, her biri viral solunum hastalıklarının çoğuna neden olabilir. Viral solunum yolu hastalığının şiddeti büyük ölçüde değişkendir, yaşlı hastalarda ve bebeklerde şiddetli hastalık ihtimali daha yüksektir. Kişiler, ya doğrudan viral enfeksiyonun kendisinden etkilenerek ya da altta yatan akciğer-kalp hastalıklarının alevlenmesi ile veya zatürre, sinüzit veya orta kulak iltihabına yakalanarak doktor veya hastaneye başvurabilir. Solunum yolu virüsleri, toplumda grip benzeri hastalıkların görülme sıklığından sorumludur. Solunum virüsleri ağır hastalıklara da neden olabilir. Bu virüsler genellikle hafif seyreden hastalıklardır. Bazı rahatsızlıkları olanlar, yaşlılar, gençler ve hamile kadınlar gibi yüksek risk altındaki kişilerde potansiyel olarak hastaneye yatış veya ölümle sonuçlanabilecek ciddi hastalıklar gelişebilir. Grip ve COVID-19 belirtileri neredeyse birbirine çok benzerdir. Bu belirtiler, ateş, üşüme, öksürük, hırıltı, boğaz ağrısı, burun akıntısı, kas ve vücut ağrıları, baş ağrıları, yorgunluk, kusma, ishal ve tat veya koku kaybı gibi belirtilerdir. Grip belirtileri genellikle aniden ortaya çıkarken, COVID-19 belirtileri yavaş yavaş gelişebilir. Bu viral enfeksiyon hastalıkların tanısını doğrulamak için test yapılır. COVID-19 daha fazla sayıda hastaneye yatışa neden olmaya devam ettiği ve grip ile RSV'nin toplamından çok daha fazla ölüme yol açtığı bildirilmiştir. Son yıllara kadar, normalde sonbaharın son, ilkbaharın ilk kısmı ve kış aylarında influenza (grip) hastalıkları ile birlikte soğuk algınlığı artarken, günümüzde corona pandemisiyle birlikte hem influenza hem de diğer virüslerin sıklığında artış gözlendi. Fakat, günümüzde burun akıntısı, öksürük, ağrı, tıkanıklık ve belki de ateş gibi viral enfeksiyon şikayetleri ile sağlık kuruluşlarına başvuranlarda hem Covid-19 hem de influenza testlerinin negatif olması bu hastaların neye yakalandığını öğrenmek için doktorları araştırmaya itmiştir. Bu araştırmalar, birkaç tipik solunum yolu virüsünün aynı anda zirve yaptığı ve COVID, grip ve solunum sinsityal virüsünün (RSV) yanı sıra soğuk algınlığı, diğer koronavirüsler ve ateş, burun akıntısı, öksürük, hapşırma ve boğaz ağrısı gibi tipik solunum semptomlarına neden olan parainfluenza virüsleri gibi benzer semptomlara neden olan diğer "grip benzeri hastalıkların" yüksek seviyelerde olduğu bildirilmiştir., Bilim adamları bu durum için tripledemi (üçlü salgın) terimini kullanmaya başlamıştır. Tripledemi, grip, COVID-19 ve RSV vakalarının sayısının toplumda aynı anda önemli ölçüde arttığı bir durumu ifade eder. Üç solunum yolu virüsünden kaynaklanan enfeksiyonların sayısındaki artış, aile hekimlikleri, hastaneler ve acil servislere aşırı başvurmaya neden olmuştur. Üçlü salgında rolü olan virüslere bağlı gelişen hastalıklar çoğunlukla hafif atlatılmakla beraber, özellikle riskli gruplarda ölümcül olabilir. Ölümcül sonuçları önlemeye çalışmak veya viral hastalıkların yayılmasını önlemek kısmen, toplumların bu enfeksiyonlara karşı aşıların güncellenmesi ve bulaşmayı önlediği bilinen diğer halk sağlığı önlemleri de dahil olmak üzere çeşitli önlemlerin alınmasına bağlı olabilir. Üçlü salgın önlenemeyebilir, ancak hazırlıklı olmak ve koruyucu önlemler toplumlarımızdaki en savunmasız kişilerin hastalanmasını, hastaneye kaldırılmasını ve hayatlarını kaybetmesini önlemeye yardımcı olabilir. Sadece bu kış değil, bundan sonraki her kış bu virüslerin tekrar artmasını bekleyebiliriz. Unutmayalım bu virüsler çok bulaşıcıdır. Üçlü salgın olarak COVID-19, grip ve RSV'nin yayılma yolları çok benzerdir. Bu virüsler, enfekte olmuş bir kişinin öksürmek veya hapşırma ile solunum damlacıklarını başka bir kişinin ağzına, burnuna veya gözlerine kolayca yayar. Ayrıca bir kişi solunum damlacıklarıyla kirlenmiş bir yüzeye dokunduğunda ve ardından yüzüne dokunduğunda da virüsler yayılabilirler. Bu nedenle herkes kendisini ve ailesini viral enfeksiyonlardan korunma konusunda bilgi düzeyini yüksek tutmaya çalışmalıdır. Peki bu durumdan en az hasarla nasıl kurtulabiliriz? İlk önce virüslerin nasıl yayıldığını bilip ona göre halk sağlığı önlemlerini almalıyız, bunlar özellikle kalabalık yerlerde maske takmak, hasta olan kişilerle yakın temastan kaçınmak, ellerinizi sık sık sabun ve suyla en az 20 saniye boyunca yıkamak, sabun ve su yoksa alkol bazlı bir el dezenfektanı kullanmak, gözlere, buruna ve ağıza dokunmaktan kaçınmak, bardakları veya yemek kaplarını paylaşmamak, hastaysanız, başkalarıyla teması mümkün olduğunca sınırlamak, öksürük ve hapşırıklarınızı ellerinizle değil, bir mendille veya gömleğinizin üst koluyla kapatmak ve sık dokunulan yüzeyleri temizlemek ve dezenfekte etmek. İkinci ve en etkili yol olarak başta riskli gruplar olmak üzere kişilerin aşılanmasıdır. Aşıları güncel olan kişilerde ciddi semptomlar, hastaneye yatış ve ölüm riski daha düşüktür. Aşılar özellikle astım, diyabet ve kalp ya da akciğer hastalığı gibi kronik rahatsızlıkları olan kişiler için önemlidir, çünkü bu kişilerde komplikasyon riski daha yüksektir. Eskiden beri, özellikle sonbahar ve kış aylarında influenza aşısının yapılması önemlidir. Corona pandemisinden dolayı, bundan sonra Covid-19 aşısının yapılması önemli olacaktır. Günümüzdeki üçlü salgından dolayı özellikle 60 yaş ve üzeri yetişkinler doktor tavsiyesi ile RSV aşısı olmalıdır. Bundan sonra viral enfeksiyonlar, solunum virüslerinin zirve yaptığı ocak, şubat ve mart aylarından sonra havaların ısınması, açık hava aktivitelerinin artması ve daha iyi havalandırmayla birlikte azalmaya başlayacaktır” dedi.

Uzmanı uyardı: "Konuşma sırasında bile bulaşabilir” Haber

Uzmanı uyardı: "Konuşma sırasında bile bulaşabilir”

Acıbadem Bodrum Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Yıldız Gören Emnalar, influenza virüslerinin neden olduğu grip hastalığının her yıl milyonlarca çocuğu etkilediğini anlatarak anne babalara önemli bilgiler verdi. Gribin kolayca yayıldığını ve özellikle küçük çocuklar, yaşlılar, hamile kadınlar ve astım, diyabet gibi kronik hastalığı olan kişilerde ciddi hastalıklara neden olabildiğini söyleyen Dr. Emnalar bu hastalıkların görüldüğü kişilerde ve 5 yaşından küçük çocuklarda, özellikle de 2 yaşından küçüklerde hastaneye yatışla sonlanabileceğine dikkat çekti. Dr. Emnalar grip virüsünün sonbahardan ilkbahara yani ekim ayından nisana kadar etkin olduğunu ancak yaygınlık bakımından Aralık ve Şubat ayları arasında zirve yaptığını dile getirdi. Grip olan çoğu kişinin birkaç gün ile 2 haftadan daha kısa süre içinde iyileştiğini belirten Dr. Emnalar, “Ateş, titreme, öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı ve/ veya burun tıkanıklığı, baş ağrısı, kas ve vücut ağrıları, yorgunluk, kusma ve/ veya ishal (çocuklarda erişkine göre daha yaygındır) en sık görülen belirtilerdir. Gribe bağlı en ciddi komplikasyonlar ise zatürre, vücut sıvılarında kayıp (dehidratasyon), astım ve diyabet gibi kronik hastalığı olanlarda kötüleşme şeklindedir” dedi. “VİRÜSLER KONUŞMA SIRASINDA BİLE BAŞKASINA BULAŞABİLİR” Grip yani influenza virüsünün hasta kişi konuştuğunda, öksürdüğünde veya hapşırdığında yayılarak virüs içeren damlacıkların yakınındaki insanların ağız ve burnuna yerleştiğini anlatan Dr. Emnalar “Ayrıca virüsün bulaştığı kapı tokmağı gibi eşyalara dokunma ve sonrasında da kendi göz, burun veya ağzına dokunma ile de grip virüsü bulaşabilir. Bu süre çocuklarda ve çok hasta olan insanlarda daha fazla olabilir. Şikayetlerin başlamasından 1 gün öncesi ile hastalandıktan 5-7 gün sonrasına kadar insanlar virüsü başkalarına bulaştırabilir. Bu nedenle grip olan kişi ateş düşürücü almadan 24 saat ateşsiz dönem geçene kadar evde kalmalı ve başkalarından uzak durmalıdır” diye konuştu. “ÇOCUĞUNUZA SU VE SULU GIDALARI BOLCA İÇİRİN” Çocuğun öncelikle dinlenmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Emnalar "Çocuğunuz okula gidiyorsa hastalık döneminde göndermemeye çalışın, kalabalık ortamlardan uzak tutun, evde kalarak dinlenmesini sağlayın. Bu hem hasta olan çocuğunuzun daha çabuk iyileşmesini sağlar, hem de virüsün başkalarına yayılmasını engeller. Bulunduğu odayı sık sık havalandırın, odada sigara içilmesine izin vermeyin. Odasını fazla ısıtmayın, mümkünse 22 dereceye sabitleyin" dedi. Ayrıca su, çorba, taze sıkılmış meyve suları, çorba, komposto ve bitki çayları gibi gıdalar ile bol sıvı tüketilmesini, C vitamini bakımından zengin sebze ve meyve yenilmesini tavsiye etti. “HER YIL GRİP AŞISI YAPTIRIN” Dr. Emnalar gripten korunmanın en iyi yolunun, grip aşısı olduğunu vurgulayarak 6 aylıktan büyük tüm çocuklar ile yetişkinlere, mümkünse salgın sezonu başlamadan yani ekim ayı sonuna kadar her yıl grip aşısı yaptırılmasını tavsiye etti. Hamile iken grip aşısı olunduğunda, doğumdan sonra, bebeğin kendi grip aşısı olacak zamana gelene kadar birkaç ay korunduğuna değinen Dr. Emnalar çocukları grip hastalığından korumak için bakım veren kişilerin de grip aşısı olması gerektiğini söyledi. Aşının gribe karşı koruma sağlayabilmesi için yaklaşık 2 hafta geçmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Uzmandan uyarı! Hızla yayılıyor Haber

Uzmandan uyarı! Hızla yayılıyor

Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Mevlüt Salim, sonbahar ve kış aylarında mevsimsel salgınlar şeklinde ortaya çıkan ve halk arasında domuz gribi olarak bilinen grip (influenza) enfeksiyonlarına son zamanlarda çocuklar arasında oldukça sık rastlanmasıyla ilgili olarak anne babaları uyardı. Hastalığa sebep olan influenza virüsünün A, B ve C tipleri arasından daha çok A ve B tiplerinin salgınlara yol açtığını belirten Dr. Salim, bilhassa okulların açılmasının ardından kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirilmesiyle influenza vakalarında artış gözlendiğini söyledi. Dr. Salim, influenzanın 'ani başlayan ateş, öksürük, boğaz ağrısı, baş ağrısı, yaygın kas ağrıları, yorgunluk, halsizlik, iştahsızlık, bulantı ve kusma' yakınmalarıyla kendini gösterdiğini ifade etti. Bu hastalıkta değişen derecelerde solunum yolu tutulumlarına bağlı bronşit, zatürre gibi sorunlar da görülebildiğine değinen Dr. Salim, özellikle küçük bebekler ve kronik hastalığı olan çocuklarda hastane yatışlarına ve hayatı tehdit eden ciddi klinik tablolara yol açabildiğini dile getirdi. “BURUNDAN ALINAN SÜRÜNTÜ ÖRNEĞİYLE TEŞHİS KOYULABİLİR” İnfluenza mevsiminde sebebi net olarak ortaya konulmamış ateş, öksürük, boğaz ağrısı yakınmaları olan çocuklarda gripten şüphelenmek gerektiğini vurgulayan Dr. Salim, burundan alınan bir sürüntü örneğiyle hızlı şekilde teşhis konulabildiğini ifade etti. Dr. Salim, çocukları influenza enfeksiyonundan korumak için yapılabilecekleri şöyle anlattı: “Grip mevsiminde kalabalık ortamlardan mümkün olduğunca uzak tutulması çok önemlidir. Hasta bireylerin çocukları sevmesi, öpmesi engellenmelidir. Ellerini yıkayabilecek yaşta ise çocuğa etkin bir el yıkama öğretilmeli ve uygulanmalıdır. Küçük bebeklerin bakımını yapanların sık sık ellerini yıkamaları da çok önemlidir. İnfluenza damlacık yoluyla bulaşan bir enfeksiyon olduğundan kapalı ortamlar sık sık havalandırılmalıdır. Bağışıklık sisteminin güçlü tutulması için iyi bir uyku, yeterli ve dengeli beslenme, bol sıvı tüketilmesi de oldukça önemli hususlardır.” Tüm bu önlemlere dikkat edilmesinin yanında çocukların yetişkinlere oranla hastalığı daha çok bulaştırdıklarına dikkat çeken Dr. Salim, "Çocuklar yetişkinlere oranla çok daha fazla kişi ve objeyle temas ederler, özellikle küçükler ellerini daha az yıkarlar, pek çok nesneyi ağızlarına götürürler ya da el hijyenine dikkat etmeyebilirler. Bu da, solunum yolunda elverişli ortam bulan virüsün hızlıca ve daha çok kişiye bulaşmasına zemin hazırlar. Bu sebeple grip salgınlarını önlemek için öncelikle çocuklarımızın önlem almasını sağlamalı, gerekli bilgileri onlara aktarmalıyız" dedi. “6 AYDAN BÜYÜK ÇOCUKLAR AŞILANMALI” Gribin, şikayetlerin daha ağır seyrettiği ilk 3-4 gün boyunca daha bulaşıcı olduğuna işaret eden Dr. Salim, bünyeden bünyeye değişmekle birlikte 10 gün ila 2 haftada geçtiğini söyledi. Bu sürenin mümkün olduğunca evde istirahat ederek, bol sıvı tüketerek geçirilmesinin hem iyileşmeyi sağlayacağı hem de enfeksiyonun başkalarına bulaşmasını önleyeceğini sözlerine ekledi. Bununla birlikte her yıl grip mevsiminin başlangıcında 6 aydan büyük bütün çocukların mutlaka influenzaya karşı aşılanmasını tavsiye eden Dr. Salim, “Her yıl aşılanma gereği olmasının nedeni, aşının sağladığı bağışıklığın bir sonraki yıl azalmasıdır. Çocukların aşılanması yetişkinleri de hastalıktan koruyacaktır. İnfluenza aşıları, her yıl bir sonraki influenza mevsiminde dolaşımda olacağı öngörülen virüs tiplerinden üçünü içerecek şekilde tekrar hazırlanmaktadır” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.