Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Fay Hattı

Bursa Hayat Gazetesi - Fay Hattı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Fay Hattı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Fay hatları üzerinde yerleşim: Riskler ve önlemler Haber

Fay hatları üzerinde yerleşim: Riskler ve önlemler

Fay hatları, yer kabuğunda meydana gelen kırılmalar ve yer değiştirmelerin olduğu bölgelerdir. Bu bölgelerde yaşanan depremler, tarih boyunca insanlık için büyük yıkımlara neden olmuştur. Özellikle kıyı bölgelerindeki fay hatları üzerindeki yerleşimler, hem deprem hem de tsunami riskine karşı daha savunmasızdır. FAY HATLARI ÜZERİNDE YERLEŞİMİN RİSKLERİ Deprem Riskleri: Fay hatları üzerindeki yerleşimlerde en büyük risk depremlerdir. Büyük depremler, binaların yıkılması, can kayıpları, altyapı hasarları ve ekonomik kayıplara neden olabilir. Tsunami Riskleri: Özellikle okyanus kıyılarındaki fay hatları üzerinde meydana gelen depremler, tsunami oluşumuna neden olabilir. Tsunamiler, kıyı bölgelerini sular altında bırakarak büyük yıkımlara yol açar. Heyelan ve Likitfaksiyon Riskleri: Deprem sırasında zeminlerin sıvılaşması (likitfaksiyon) ve yamaçlarda meydana gelen heyelanlar, binaların hasar görmesine ve can kayıplarına neden olabilir. Yangın Riskleri: Deprem sonucu meydana gelen yangınlar, hasarları daha da artırabilir. Psikolojik Etkiler: Depremler, insanların psikolojik olarak olumsuz etkilenmesine ve toplumsal çöküşlere yol açabilir. FAY HATLARI ÜZERİNDE YERLEŞİMİN ÖNLEMLERİ Yerleşim Planlaması ve İmar Yönetmelikleri: Fay hatları üzerindeki yerleşimler, imar planlarına uygun olarak yapılmalı ve riskli alanlarda yapılaşma engellenmelidir. Binaların depreme dayanıklı olması için yapı yönetmeliklerine uygun olarak inşa edilmesi gerekmektedir. Zemin Etütleri: Binaların yapılacağı zeminlerin taşıma kapasiteleri ve sıvılaşma potansiyelleri detaylı olarak incelenmeli ve buna göre önlemler alınmalıdır. Erken Uyarı Sistemleri: Deprem erken uyarı sistemleri, insanların depremden önce güvenli alanlara ulaşmalarını sağlar. Acil Durum Planları: Deprem gibi afet durumlarında yapılacaklar konusunda herkesin bilgilendirilmesi ve acil durum planlarının hazırlanması önemlidir. Riskli Yapıların Tespiti ve Güçlendirilmesi: Riskli yapıların tespit edilerek güçlendirilmesi veya yıkılması gerekmektedir. Afet Eğitimi: Vatandaşların deprem konusunda bilinçlendirilmesi ve afet durumlarında nasıl davranmaları gerektiği konusunda eğitilmesi önemlidir. Arama ve Kurtarma Ekipleri: Afet anında hızlı ve etkili müdahale edebilmek için yeterli sayıda arama ve kurtarma ekibinin bulunması gerekmektedir. GELECEĞE DÖNÜK ÇÖZÜMLER Akıllı Şehirler: Sensörler ve yapay zeka teknolojileri kullanılarak deprem risklerinin daha iyi anlaşılması ve yönetilmesi sağlanabilir. Yeni Yapı Malzemeleri ve Teknikleri: Depreme dayanıklı yeni yapı malzemeleri ve inşaat tekniklerinin geliştirilmesi, binaların daha güvenli hale getirilmesini sağlayabilir. Sigorta Sistemleri: Deprem sigortası gibi sigorta sistemlerinin yaygınlaştırılması, ekonomik kayıpların azaltılmasına yardımcı olabilir. Uluslararası İşbirliği: Deprem riski yüksek olan ülkeler arasında bilgi ve deneyim paylaşımı, ortak projeler ve uluslararası yardımlaşma önemlidir. SONUÇ Fay hatları üzerindeki yerleşimler, beraberinde birçok risk taşımaktadır. Ancak, doğru planlama, yapısal önlemler, bilinçlendirme çalışmaları ve teknolojik gelişmeler sayesinde bu riskler azaltılabilir. Deprem gibi doğal afetlere karşı hazırlıklı olmak, hem bireysel hem de toplumsal olarak hayati önem taşımaktadır.

Fay hattı üzerinde yaşayanlar neler yapmalı? Riskleri azaltmak mümkün mü? Haber

Fay hattı üzerinde yaşayanlar neler yapmalı? Riskleri azaltmak mümkün mü?

Fay hatları, yerkabuğundaki kırılma ve hareket çizgileri olarak bilinir. Depremlerin ana kaynağıdır ve Türkiye gibi deprem kuşağında yer alan ülkelerde milyonlarca insan fay hattı yakınında yaşamaktadır. Bu durum, deprem riski ve buna bağlı tehlikeleri de beraberinde getirir. Peki, fay hattı üzerinde yaşayanlar ne gibi önlemler alarak riskleri azaltabilirler? 1. RİSKLİ BÖLGEYİ TANIYIN: İlk adım, yaşadığınız bölgenin deprem riski taşıdığının farkında olmak ve riskli alanları belirlemektir. AFAD ve MTA gibi kurumların internet sitelerinde fay hattı haritaları ve deprem risk haritaları bulabilirsiniz. Yaşadığınız binanın fay hattına olan uzaklığını ve binanın depreme dayanıklılık durumunu öğrenin. 2. DEPREM GÜVENLİ BİNALARDA YAŞAYIN: Mümkünse, deprem yönetmeliğine uygun şekilde inşa edilmiş ve denetlenmiş binalarda yaşamayı tercih edin. Binanın temelinin sağlam olduğundan, kolon ve kirişlerin depreme dayanıklı malzemeden yapıldığından ve gerekli yalıtımların yapılmış olduğundan emin olun. 3. BİNANIZI DEPREME HAZIRLAYIN: Eğer mevcut binanızda yaşıyorsanız, binayı depreme hazır hale getirmek için gerekli adımları atın. Binanın taşıyıcı sistemini güçlendirmek için uzmanlardan yardım alın. Gerekirse, binaya deprem izolatörü gibi ek sistemler kurulabilir. 4. DEPREM PLANI OLUŞTURUN: Ailenizle birlikte bir deprem planı oluşturun. Deprem sırasında ne yapacağınızı, nereye sığınağınızı ve acil durum iletişim bilgilerini önceden belirleyin. Deprem çantası hazırlayın ve bu çantayı her zaman ulaşılabilir bir yerde bulundurun. 5. DEPREM TATBİKATLARINA KATILIN: Düzenli olarak yapılan deprem tatbikatlarına katılın. Bu sayede deprem sırasında nasıl davranacağınızı ve panik yapmadan ne yapacağınızı öğrenirsiniz. 6. DEPREM SİGORTASI YAPTIRIN: Depremden kaynaklanacak maddi zararlarınızı karşılamak için deprem sigortası yaptırın. Deprem sigortası, deprem sonrası maddi kayıplarınızı telafi etmenize yardımcı olacaktır. 7. DEPREM BİLİNCİNİ ARTIRIN: Kendinizi ve çevrenizdekileri deprem konusunda bilinçlendirmeye çalışın. Depremle ilgili doğru bilgilere ulaşın ve yanlış bilgilere karşı dikkatli olun. Deprem hakkında kitaplar okuyun, belgeseller izleyin ve uzmanların tavsiyelerini dinleyin. 8. DEPREM YARDIMLAŞMASINA KATILIN: Deprem sonrası yardımlaşmaya ve dayanışmaya hazır olun. Gönüllü olarak arama kurtarma çalışmalarına katılabilir veya depremden etkilenen insanlara yardım edebilirsiniz. Fay hattı üzerinde yaşamak riskli bir durum olsa da, bilinçli olmak ve gerekli önlemleri almakla riskleri önemli ölçüde azaltmak mümkündür. Unutmayın, depreme karşı hazırlıklı olmak hayat kurtarır.

Fay hatlarını izleyen dedektifler: Deprem bilimcileri ve fay hattı araştırmaları Haber

Fay hatlarını izleyen dedektifler: Deprem bilimcileri ve fay hattı araştırmaları

Yeraltının gizemli dünyası, sismik dalgalar ve fay hatları gibi karmaşık unsurlarla dolu bir labirent gibidir. Bu labirentin şifresini çözmeye ve gizemini ortaya çıkarmaya çalışan kişiler ise deprem bilimcileridir. Bu yazıda, deprem bilimcilerinin fay hatları üzerinde nasıl çalıştığını ve bu çalışmaların depremleri anlamamıza ve geleceğe hazırlanmamıza nasıl yardımcı olduğunu inceleyeceğiz. DEPREM BİLİMCİLERİ KİMDİR? Deprem bilimcileri, yer bilimleri, fizik ve mühendislik gibi alanlarda uzmanlaşmış bilim insanlarıdır. Temel görevleri, depremlerin nedenlerini, mekanizmalarını ve etkilerini araştırmaktır. Bu araştırmalar, fay hatlarının haritalandırılması, sismik aktivitenin izlenmesi ve depremlerin gelecekte ne zaman ve nerede meydana gelebileceğini tahmin etmeye yönelik modellerin geliştirilmesi gibi çeşitli alanları kapsar. FAY HATLARI NEDİR? Fay hatları, yer kabuğunda iki kaya bloğunun birbirine değdiği ve kaydığı bölgelerdir. Bu kaymalar, yer kabuğunda gerilme ve gevşeme yaratarak depremlere neden olur. Fay hatları, farklı türlerde olabilir: normal faylar, ters faylar ve yatay kaymalı faylar. Her tür fay hattının kendine özgü bir hareketi ve deprem üretme şekli vardır. DEPREM BİLİMCİLERİ FAY HATLARINI NASIL İNCELER? Deprem bilimcileri, fay hatlarını incelemek için çeşitli yöntemler kullanmaktadır. Bu yöntemlerden bazıları şunlardır: Jeolojik Haritalama: Deprem bilimcileri, jeolojik haritalar ve arazi çalışmaları aracılığıyla fay hatlarının konumunu, boyutunu ve yapısını belirlerler. Sismik İzleme: Deprem istasyonları aracılığıyla sismik dalgalar izlenerek fay hatlarının hareketi ve aktivitesi hakkında bilgi edinilir. Jeodezi: Yer kabuğunun deformasyonu hassas ölçümlerle takip edilir. Bu sayede, fay hatlarının ne kadar gerildiği ve ne zaman bir deprem meydana gelebileceği tahmin edilebilir. Paleosismoloji: Geçmişte meydana gelen depremlerin izlerini inceleyerek fay hatlarının geçmişteki aktivitesi hakkında bilgi edinilir. Jeofizik Yöntemler: Jeofizik yöntemler, fay hatlarının yeraltındaki yapısını ve derinliğini araştırmak için kullanılır. FAY HATTI ARAŞTIRMALARININ ÖNEMİ: Fay hattı araştırmaları, depremleri ve etkilerini daha iyi anlamamıza ve gelecekteki depremlere karşı daha iyi hazırlanmamıza yardımcı olur. Bu araştırmalar sayesinde: Deprem riski yüksek bölgeler belirlenebilir.Deprem dayanıklı binalar tasarlanabilir.Deprem erken uyarı sistemleri geliştirilebilir.Acil durum planları ve hazırlık çalışmaları yapılabilir. DEPREM BİLİMCİLERİ VE GELECEK: Deprem bilimi, gelişmeye devam eden bir alandır. Deprem bilimcileri, fay hatları ve depremler hakkında daha fazla bilgi edinmek için yeni teknolojiler ve araştırma yöntemleri geliştirmeye devam etmektedir. Bu çalışmalar, gelecekteki depremleri daha iyi tahmin etmemize ve depremden kaynaklanan can kaybı ve hasarı en aza indirmemize yardımcı olacaktır.

Hakkari'de fay incelemesi: Deprem üretiyor mu? Haber

Hakkari'de fay incelemesi: Deprem üretiyor mu?

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Afet Yönetimi ve Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Azad Sağlam Selçuk'un öncülüğündeki akademisyenler, kazı çalışmalarıyla Hakkari'de deprem üretme potansiyeli olan fay hattında araştırma yapıyor. Van YYÜ, Maden Tetkik ve Arama (MTA), AFAD ve Belediyeler Birliği işbirliğinde hazırlanan ve TÜBİTAK'tan 8,5 milyon lira destek almaya hak kazanan "Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi: Yüksekova-Şemdinli Fay Zonu, Başkale, Erciş ve Tutak Fayı Projesi" kapsamında çalışmalara başlandı. Prof. Dr. Selçuk, Van YYÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Uygulamalı Jeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Selçuk ve Van YYÜ Güvenlik Meslek Yüksekokulu Acil Durum ve Afet Yönetimi Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Sacit Mutlu'dan oluşan araştırma ekibinin gözetiminde yaklaşık bir ay önce tehlikeli olarak görülen Hakkari'deki fay hattında kazı başlatıldı. Fayın geçtiği güzergahta yapılan 30 metre uzunluğunda, 2 metre genişliğinde, 4 metre derinliğindeki kazılarda, eski deprem izlerinin tarihlendirilmesi amacıyla örnek toplanıyor. 2025'in sonunda tamamlanması planlanan çalışmalarda, Hakkari'deki Yüksekova ve Şemdinli fay zonunun yanı sıra Van'daki Başkale ve Erciş, Ağrı'daki Tutak faylarını inceleyecek ekip, bunların karakteristik özelliklerini ortaya çıkarmaya çalışacak. Yer radarı ve dronla kapsamlı jeofizik çalışmaları da yapan ekibi ziyaret eden Hakkari Valisi ve Belediye Başkan Vekili Ali Çelik, Prof. Dr. Selçuk ile Doktor Öğretim Üyesi Sacit Mutlu'dan bilgi aldı. "SONUÇLARI TÜM KURUMLARLA PAYLAŞMAYI HEDEFLİYORUZ" Prof. Dr. Azad Sağlam Selçuk, AA muhabirine, Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu ifade etti. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'teki depremlerden sonra bölgedeki diri faylarla ilgili çalışma başlattıklarını aktaran Selçuk, şöyle konuştu: "Ülkemizde depremle ilgili birçok farkındalık çalışması yapılıyor. MTA tarafından haritalanan diri fayların deprem üretme potansiyelini ortaya çıkararak bu sonuçları tüm kurumlarla paylaşmayı hedefliyoruz. Yüksekova-Şemdinli Fay Zonu birçok bilim insanın dikkatini çekiyor. Burası son yüz yılda büyük deprem üretmeyen aktif fay zonlarından biridir. Fay en son milattan önce mi, milattan sonra mı deprem üretti? Tekrarlanma aralıkları ne kadardır? Bunların ortaya konulmasını amaçlıyoruz. Bu kapsamda Şemdinli ve Yüksekova ilçelerinde dron uçuşları gerçekleştirdik. Fayı 1/5 bin ölçeğinde haritalandırdık. Çalışmalarımızı tamamladık. Sonuçların güzel gelmesini umut ediyoruz." "ALDIĞIMIZ ÖRNEKLERDEN YAŞ ANALİZLERİ YAPACAĞIZ" MTA, AFAD ve Belediyeler Birliği işbirliğinde hazırladıkları projelerinin TÜBİTAK tarafından desteklendiği bilgisini veren Selçuk, şunları kaydetti: "Yüksekova-Şemdinli, Başkale, Erciş ve Tutak faylarının deprem üretme potansiyellerini ortaya koymaya çalışıyoruz. Yararlı bilgiler elde etmeyi amaçlıyoruz. En önemlisi bu fayların ürettiği depremleri ortaya koymaktır. En büyük eksiklerinden biri tarihi kataloglarda bu bölgede meydana gelen depremlerle ilgili herhangi bir bilginin bulunmamasıdır. Yaptığımız çalışmayla bu fayın en son ne zaman deprem ürettiğini bulacağız. Yıkıcı bir deprem ne zaman üretti? Deformasyon zonundan bazı örnekler alıyoruz. Depremlerin seviyesini belirliyoruz. Aldığımız örneklerden yaş analizleri yapacağız." Sahada beş kişilik bir ekiple çalışma yürüttüklerini anlatan Selçuk, "Zorlu arazi şartlarında çalışıyoruz. Valilik, AFAD ve jandarma bize çok destek oluyor. Yöre halkı çok ilgili. Farkındalığın arttığını görüyorsunuz. Yanımıza gelen köylüler 'fay hattı nereden geçiyor' diye soruyor. MTA'nın veri tabanını kullandıklarını görüyoruz. Tarlalarında kazı yapmanıza izin veriyorlar. Yüksekova-Şemdinli fayı sosyal medya ile televizyonlarda çok konuşuluyor. Bölgede depremin beklendiği söylentileri onları tedirgin ediyor. Fay hattının deprem üretme potansiyelinin gün yüzüne çıkması bölge halkı için de çok önemli olacaktır." ifadelerini kullandı. "ÇALIŞMALARI ÇOK ÖNEMLİ BULUYORUM" Vali Çelik ise bölgede çok önemli bir çalışmanın yapıldığını söyledi. Ülkenin "asrın felaketi" olarak bilinen Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'te acı bir deprem yaşadığını anımsatan Çelik, şöyle devam etti: "Depremler can ve mal kaybına neden oluyor. Rabb'im ülkemizi, tüm insanlığı depremlerden, afetlerden korusun. Bizlere düşen de pozitif bilimin verdiği imkanları sonuna kadar kullanmaktır. Yüksekova-Şemdinli Fay Zonu alanını tespit etmek, deprem üretme sıklığını ortaya çıkartmak için bir çalışma başlatıldı. Fay hattı üzerinde iki büyük depremin olduğu görüldü. Bölgede yüz yıllar önce yaşanan depremler kayıtlı olmadığı için sıklıklarını ve potansiyellerini bilmiyoruz. Elimizdeki yazılı metinlerde de bunun tekrarlanma sıklığı yok. Karbon testleri, fay kırıkları ve yapılacak tespitlerle bunlar ortaya çıkacak. Bu yüzden çalışmaları çok önemli buluyorum." Akademisyenlerin iki büyük depreme neden olan fay hattını ve kırıkları bulduğunu dile getiren Çelik, "Yaptığım incelemelerde ben de gördüm. Yüksekova-Şemdinli Fay Hattı deprem üretme potansiyeli olan aktif bir fay olarak değerlendiriliyor. Tekrarlanma sıklığının ve potansiyelinin tespit edilmesiyle ilerde meydana gelecek depremin zamanını bilme fikrine sahip olacağız. Akademisyenlerimize yaptıkları bilimsel çalışmadan dolayı teşekkür ederim." dedi.

Batı Anadolu Fay Hattı: Hangi iller risk altında? Haber

Batı Anadolu Fay Hattı: Hangi iller risk altında?

Türkiye, aktif fay hatları bakımından oldukça zengin bir ülkedir. Bu fay hatları, zaman zaman yıkıcı depremlere neden olabilmektedir. Ülkemizdeki en önemli fay hatlarından biri de Batı Anadolu Fay Hattı (BAF)'dır. Ege Bölgesi Graben Sistemi olarak bilinen fay sistemi, Batı Anadolu'da yaklaşık 120 bin kilometrekarelik bir alanı kapsamaktadır. Bu fay hattı boyunca uzanan birçok şehir ve ilçe, deprem riski taşımaktadır. BATI ANADOLU FAY HATTINDAKİ FAYLAR 1.Fethiye - Burdur Fayı 2.Gökova Grabeni 3.Knidos (Cumalı, Yakköy) Fayı 4.Büyük Menderes Grabeni 5.Yavansu Fayı 6.Küçük Menderes Fayı 7.Gediz Grabeni 8.Simav Grabeni 9.Eskişehir Fayı BATI ANADOLU FAY HATTI ÜZERİNDE YER ALAN İLLER Ege Bölgesi, jeolojik açıdan aktif bir bölgedir ve birçok diri fay hattı barındırmaktadır. Bu fay hatları, Bakırçay, Gediz, Küçük ve Büyük Menderes çöküntü ovaları boyunca uzanmaktadır ve bölgede önemli bir deprem riski oluşturmaktadır.  Bu fay hatları, Ayvalık, Dikili, İzmir, Aydın, Denizli, Isparta ve Akşehir'i de içine alan geniş bir deprem kuşağını oluşturmaktadır. Bu şehirler, fay hatlarının hareketi sonucu oluşabilecek depremlerden doğrudan etkilenme riski altındadır. DEPREM RİSKİ VE ÖNLEMLER: BAF, aktif bir fay hattı olduğu için deprem üretme potansiyeline sahiptir. Tarih boyunca bu fay hattı üzerinde birçok yıkıcı deprem meydana gelmiştir. 1995 Dinar depremi (7.2 büyüklüğünde) ve 2011 Simav depremi (6.6 büyüklüğünde) BAF'ın yol açtığı depremlere örnek olarak verilebilir. Deprem riski taşıyan bu illerde yaşayanlar için depreme hazırlıklı olmak ve gerekli önlemleri almak oldukça önemlidir. Binaların sağlamlığı kontrol edilmeli, acil durum planları hazırlanmalı ve deprem tatbikatlarına katılınmalıdır.

Yerin adeta MR'ı çekildi! Deliler Fayı'nda inceleme Haber

Yerin adeta MR'ı çekildi! Deliler Fayı'nda inceleme

AFAD Deprem Danışma Kurulu Üyesi ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikret Koçbulut, Sivas'tan Kayseri'ye kadar uzanan Deliler Fayı'nda inceleme başlattıklarını bildirdi. Kayseri Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Büyükşehir Belediyesi, Sarıoğlan ilçesi Tatılı mevkisinde AFAD, MTA ve Türkiye Belediyeler Birliği işbirliğinde gerçekleştirilen Türkiye'nin diri faylarının paleosismoloji (Depremler oluştuktan çok sonra eski deprem izlerinin araştırılması) çalışmasına destek verdi. Bölgede yer radarı ve dronla kapsamlı jeofizik çalışması yapıldı. Bölgede inceleme yapan ve açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Koçbulut, "Bir haftadır çalışmamız devam ediyor. TÜBİTAK tarafından desteklenen Türkiye'nin diri faylarının paleosismolojisi başlıklı bir çalışmadır. Bu çalışmayı AFAD, MTA, Belediyeler Birliği ve TÜBİTAK destekliyor, 14 projeden oluşan büyük bir proje." ifadelerini kullandı. Sivas'tan başlayıp, Tecer, Altınyayla, Gemerek, Sarıoğlan, Bünyan ve Kayseri'ye kadar uzanan Deliler Fayı'nı çalıştıklarını bildiren Koçbulut, "Bu fayın paleosismolojik özelliklerini ortaya koymak maksadıyla bu işi yapıyoruz. Öncelikle bu fay boyunca 1/25000 harita yapıyoruz, tektonik haritayı ortaya çıkarıyoruz. Daha sonra bu harita üzerinde dron ile uçuşlar gerçekleştirip, daha detaylı haritalar üretiyoruz. Bunlar üzerinde açacağımız hendek yerini belirledikten sonra radar ve jeofizik yöntemiyle fayın burada olup olmadığını tespit etmeye çalışıyoruz. Bunları belirleyip, olumlu sonuçlar aldıktan sonra kazıya karar veriyoruz." ifadelerini kullandı. Projenin 2 yıl süreceğini, ön çalışmalar, seminerler ve bilgilendirmelerden sonra saha ve arazi çalışmalarının başlayacağını belirten Koçbulut, şöyle devam etti: "MTA'nın yaptığı aktif fayı arazide takip ediyoruz, MTA güzel diri fay haritaları üretiyor, gittiğimiz her yerde de kazılarla doğruluğunu kanıtlıyoruz. Bunun revizyonunu da yapıyoruz. Sağ tarafta bozuşmuş malzemeyi görüyoruz, sol tarafta ise karasal birimleri görüyoruz. Jeolojik anlamda bunların böyle karşı karşıya gelmesi sadece fay ile olur. Deliler Fayı'nın Sarıoğlan segmentinin şu andaki verilere göre, ters bileşenli fay olduğunu söyleyebiliriz. Daha sonra buranın bir kesiti çizilecek, örnekleme yapılacak, bu sonuç çıktığında bu fayın kayma hızı, deprem üretme aralığı ortaya çıkacak, bundan sonra yorum yapabileceğiz." Koçbulut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, fayın hangi periyotlarda deprem üretebileceği ve depremin büyüklüğünün ne kadar olacağı gibi konularda inceleme yaptıklarını söyledi. Deliler Fayı'nın bilinen bir fay olduğunu ve yeniden keşfedilmediğini vurgulayan Koçbulut, projede fayın yapısal, kinematik (hareket) ve paleosismolojik özelliklerini araştırdıklarını vurguladı.

İstanbul için kritik uyarı: Zemini riskli ilçeler açıklandı! Haber

İstanbul için kritik uyarı: Zemini riskli ilçeler açıklandı!

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerin ardından, beklenen Marmara depremi nedeniyle bütün dikkatler İstanbul'a çevrildi. Kentte 2000 yılı öncesinde inşa edilen çok sayıda yapı bulunuyor. Bu yapıların bir kısmı ise Marmara Denizi'ne yakın ilçelerde yer alıyor. Uzmanlar, çoğu eski deprem yönetmeliğine göre yapılmış olan binaların, zayıf zemin yapısından dolayı olası bir depremde hasar görmemesi için mevcut deprem yönetmeliğine uygun şekilde hızla yenilenmesi gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor. AA muhabirine açıklamada bulunan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Mühendisliği Geoteknik Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ümit Karadoğan, İstanbul'un tarih boyunca depremlerin yaşandığı bir şehir olduğunu söyledi. İstanbul'da geçmişte meydana depremler nedeniyle ciddi yıkımların yaşandığını belirten Karadoğan, "İstanbul'da 200-250 yıllık periyotlarda büyük depremler oluyor. İstanbul'da son dönemlerde bir depremin yaşanacağı uzmanlar tarafından öngörülüyor." dedi. Beklenen deprem nedeniyle tüm gözlerin İstanbul'a çevrildiğini dile getiren Karadoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Bu nedenle İstanbul'un zemin yapısı gündeme geldi. İstanbul çok değişken bir zemin yapısına sahip, bölge bölge değişebiliyor. Avcılar, Küçükçekmece, Büyükçekmece alüvyon zeminlerden oluşuyor. Bu nedenle bu yerler sıkıntılı yerler. Anadolu Yakası'nda Maltepe ve Kartal'ın sahil tarafları zemin açısından sıkıntılı. Kuzeye gittikçe zemin daha çok kayalardan oluşuyor. Fatih'te, Eminönü bölgesi hariç zemin sağlam. Eminönü'nde dolgu zemin bulunuyor ama Ayasofya, Süleymaniye'nin olduğu bölüm kayalardan oluşuyor, buralarda zemin güçlü. Ama bir ilçeye tamamen iyi demek doğru değil. Her ilçenin zemin yapısına parsel parsel bakmak gerekiyor. Bir yerin zeminin iyi olması depreme hazırlıklı olma acısından yeterli değil." "KIYI TARAFLARI BİRİNCİ DERECEDE DEPREMDEN ETKİLENECEK YERLER" Zemin yapısı nedeniyle İstanbul'da Marmara Denizi'ne yakın ilçelerde toprak yapısının zayıf olduğunu vurgulayan Karadoğan, "İstanbul'un Marmara'ya sınır olan yerleri alüvyon topraktan oluşuyor. Bu nedenle kıyı tarafları birinci derecede depremden etkilenecek yerler. Buradaki yapıların mevcut deprem yönetmeliğine uygun şekilde gözden geçirilmesi, güçlendirilmesi veya yeniden yapılması gerekiyor. Uygun zemin etüdü yapılarak doğru şekilde buraya konutları yapmamız lazım." ifadelerini kullandı. "FATİH'İN SAMATYA VE YEDİKULE MAHALLERİNDE ZEMİN YÖNÜNDEN SIKINTILAR VAR" İstanbul Arel Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Recep Özay ise İstanbul'un Tuzla'dan Gümüşyaka'ya kadar uzanan sahil kesimindeki çoğu yerin, yumuşak zeminden oluştuğunu belirtti. Sahil kesimlerinde ayrıca korozyonun da fazla olduğunun altını çizen Özay, "Örneğin Zeytinburnu ve Yeşilköy'de korozyon etkili. Avcılar'da ise zemin yumuşak, kil tabakası var. Beylikdüzü civarında 2000 öncesi eski yapılarda zemin etüdü yok. Büyükçekmece'nin ise zemini sıkıntılı. Fatih'in Samatya ve Yedikule mahallerinde zemin yönünden sıkıntılar var." diye konuştu. Özay, Büyükçekmece'den Silivri'ye kadar uzanan yazlıkların tehlike altında olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "Buralarda kontrolsüz bir şekilde 60'lı, 70'lı yıllarda yapılmış çok katlı binalar var. Binaların temel sistemleri aşırı korozyondan zarar görmüş, malzeme ve zemin yönünden kötü durumda. Buradaki binaların çok acil riskli bölge ilan edilmesi lazım. Anadolu Yakası'nda Tuzla'da zemin problemli yerler var. Ancak burada yapı stoğu çok eski değil. Kadıköy Fenerbahçe, Kurbağalıdere civarı zemin kötü. Eski binalarda zemin etüdü yok, üst yapı ve malzeme de ömrünü tamamlamış. Kentsel dönüşümün özellikle Marmara'ya kıyısı olan yerlerde hızlandırılması lazım. İstanbul'un birçok noktasında binalar eski yönetmeliğe göre yapıldı. Özellikle 70'li, 80'li yıllarda yapılan binalarda zemin raporu ve zorunluluğu yoktu. Binalar yumuşak zemin üzerine geleneksel kurallar çerçevesinde yapıldı."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.