#Emre Belözoğlu

Bursa Hayat Gazetesi - Emre Belözoğlu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Emre Belözoğlu haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Emre Belözoğlu: "Beni kimse ömür boyu susturamaz" Haber

Emre Belözoğlu: "Beni kimse ömür boyu susturamaz"

Trendyol Süper Lig'in 37. haftasında MKE Ankaragücü, sahasında Pendikspor ile golsüz berabere kaldı. Maçın ardından MKE Ankaragücü Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Belözoğlu, maçla ilgili söyleyecek çok şey bulamadığını belirterek, "Elimizde küçücük avantajım mı artık bilmiyorum bir şey kaldı. Onu hafta sonu artık değerlendireceğiz mi, değerlendirmeyeceğiz mi? Ben de dahil olmak üzere oyuncular bunu ne kadar isteyecek? Arzulayacak hep beraber göreceğiz. Önümüzde çok herkes adına bence zorlu bir hafta var ama bu ligde kalmak adına yine görünen o ki işler son 4 hafta istediğimiz gibi gitmedi. Son hafta oyuncularım ve ben her şeyimizi ortaya koyarak Ankaragücü’nün ligde kalması için her şeyi yapacağız, her şeyimizi ortaya koyacağız" diye konuştu. "BURADA HİÇBİRİNİZE DE BİR KERE BİLE TERBİYESİZLİK, SAYGISIZLIK YAPMADIM" Belözoğlu, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Soru sormak için söz alan bir gazeteciye yazdığı köşe yazısını hatırlatan Belözoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Ömür boyu sus dediniz ama konuşayım mı? Ömür boyu sus demişsiniz bana ya. Ömür boyu sus dememelisiniz bir kişiye. Ömür boyu susması demek birisinin ölmesini istemek gibi bir şey. Beni kimse ömür boyu susturamaz. Ben inandığımı ve inandıklarım dışında hiçbir şey söylemedim burada hiçbirinize de bir kere bile terbiyesizlik, saygısızlık yapmadım. Bana hiçbirinizden ömür boyu sus diyemezsiniz. Ben de hiç kimseye ömür boyu sus diyemem."

Ünlü futbolcuların dolandırıcılık davası: Seçil Erzan'ın yargılanması sürüyor Haber

Ünlü futbolcuların dolandırıcılık davası: Seçil Erzan'ın yargılanması sürüyor

Futbol dünyasının yıldızları, yüksek getirili gizli fon vaadiyle dolandırıldıkları iddiasıyla bir kez daha hâkim karşısına çıkıyor. Seçil Erzan'ın yönettiği fon skandalının dördüncü duruşması, İstanbul'da büyük bir ilgiyle izleniyor. Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu gibi ünlü isimlerin ifadeleriyle süren mahkeme, dolandırıcılık iddialarının boyutlarını gün yüzüne çıkarıyor. Bu skandal, futbol camiasında yankı uyandırırken, hukuk mücadelesi de büyük bir dikkatle takip ediliyor. FUTBOL DÜNYASININ ÜNLÜ İSİMLERİ MAHKEMEDE Seçil Erzan'ın yargılandığı davanın dördüncü duruşması, İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Davada, Seçil Erzan'ın, yüksek getirili gizli fon vaadiyle Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu gibi ünlü isimleri de aralarında bulunduğu 21 kişiyi dolandırdığı iddia ediliyor. 11 Nisan 2023'ten beri tutuklu bulunan Seçil Erzan, 'Özel belgede sahtecilik' ve 'nitelikli dolandırıcılık' suçlarından yargılanıyor. Duruşma, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görülüyor, ancak başlaması planlanan saat olan 10.30'da Seçil Erzan'ın cezaevinden geç getirilmesi nedeniyle saat 11.30'da başladı. Tutuklu sanıklar mahkemeye getirildi, tutuksuz sanıklar ve müştekiler avukatlarıyla birlikte salonda hazır bulundu. Futbolcular Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu'nun ifade verdiği duruşmada, Seçil Erzan'ın kendilerini dolandırdığı iddiasıyla yaşananlar detaylıca ele alındı. Fernando Muslera'nın ifadesine göre, Seçil Erzan kendisine yüksek getirili bir fon hakkında bilgi vererek, 1.2 milyon doların üzerinde para almış ve bunun sadece bir kısmını geri ödemiştir. Muslera, fonla ilgili iletişimi sadece Seçil Erzan ile yaptığını, diğer isimlerle hiç görüşmediğini ifade etti. Emre Belözoğlu da benzer bir şekilde Seçil Erzan'ın yönlendirmesiyle fon hakkında bilgi aldığını ve toplamda 4 milyon 290 bin doları aşkın bir miktarı Seçil Erzan'a teslim ettiğini belirtti. Ancak fonla ilgili kendisine söylenen Fatih Terim'in de fondaymış gibi ifadelerin doğru olmadığını ve kendisinin Fatih Terim'le bu konuda hiçbir iletişimde bulunmadığını ifade etti. Arda Turan ise Seçil Erzan'ın kendisine sunduğu fon hakkında bilgi aldığını, nefsine yenik düşerek fonu kabul ettiğini ifade etti. Toplamda 13 milyon 900 bin dolara kadar para verdiğini belirten Turan, ancak Seçil Erzan'ın kendisine verilen parayı geri ödemediğini ve ödemelerde sıkıntılar yaşandığını dile getirdi. Tanıklar arasında bulunan Arda Turan'ın kardeşi Okan Turan, Seçil Erzan'a 5-6 kez para teslim ettiğini belirtti ve Seçil Erzan'ın Denizbank şubesine para teslim ederken orada bulunan diğer görevlilerle de iletişim kurduğunu ifade etti. Duruşmada ayrıca Seçil Erzan'ın yengesi Nilgün Arabacı da tanık olarak dinlendi. Arabacı, Seçil Erzan'ın son zamanlarda büyük sıkıntılar yaşadığını ve tehdit edildiğini ifade etti. Ayrıca Seçil Erzan'ın ailesiyle de sorunlar yaşadığını ve hatta "ölme" isteğinde bulunduğunu aktardı. Bu ifadelerin yanı sıra, Seçil Erzan'ın kendisini savunma hakkı da olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Mahkeme süreci devam ederken, Seçil Erzan'ın bu iddialara karşı nasıl bir savunma yapacağı ve davada nasıl bir sonuç çıkacağı merakla bekleniyor.

Seçil Erzan’ın davasında yeni detaylar! Haber

Seçil Erzan’ın davasında yeni detaylar!

Yüksek kar getirisi bulunan güvenilir bir fon olduğunu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında tanınmış futbolcular Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan’ın da bulunduğu 19 kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen bir bankanın şube müdürü Seçil Erzan’ın davasında yeni detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. "İNANIN İNTİHAR ETMEYİ DÜŞÜNDÜM AMA ONU DA BECEREMEDİM’’ Seçil Erzan, 11 Nisan 2023’de ve 3 Mayıs 2023’de savcılığa verdiği ifadelerinde, "Burhan Taşpolat'dan hatırladığım kadarıyla 200 bin dolar aldım. Evrim Pınar'dan da hatırladığım kadarıyla 400-500 bin dolar para almıştım. Aynı şekilde onları da daha fazla para vereceğim vaadiyle kandırmıştım. Şu anda bu durumu anlatırken çok utanıyorum. Burhan amcayı çok severdim. Onları kandırdığım için çok pişmanım. Amacım başkasından alıp önceki borcumu ödeyip kurtulmaktı ama daha da bir çıkmaza girdim. Geçen hafta cuma günü inanın intihar etmeyi düşündüm ama onu da beceremedim. Burhan amca fon adı altında ikna ettiğim şahıslardandır. Ondan aldığım parayı ilk başta küçük bir ödeme yaparak fon getirisi diye vermiştim. Sonrasında hiçbir ödeme yapmadım, halihazırda tam olarak Burhan Taşpolat'a 250 bin dolar borcum bulunmaktadır. Getirdiği parayı banka içerisinde teslim aldım. Bana kendisi çanta ile getirip odamda teslim etmiştir. Sonrasında da boş çanta ile gitmiştir’’ dedi. "EVRAK İSTEDİĞİMDE İSE BANA BU EVRAKLARIN ÇOK ESKİLERDE KALDIĞINI, GEREK OLMADIĞINI SÖYLEDİ’’ Burhan Taşpolat’ın kızı Evrim Pınar Güzel’in kendisinin yakın arkadaşı olduğunu söyleyen Seçil Erzan savcılık ifadelerinde, "Evrim Pınar Güzel'den de yatırım amacıyla para almıştım. Aldığım paranın bir kısmını ödedim ancak 200 bin dolar daha alacağı var. Evrim Pınar Güzel'den elde ettiğim parayı şubede elden teslim aldım’’ şeklinde konuştu. Evrim Pınar Güzel ise, dermatolog olmasından ötürü Seçil Erzan’ın kendisine ilk etapta hasta olarak geldiğini ve Erzan ile seanslardan dolayı samimi olduğunu söyleyerek, "Bir süre sonra arkadaşlık ilişkilerimiz başlamaya başladı. Seçil Erzan’dan evrak istediğimde ise bana bu evrakların çok eskilerde kaldığını, gerek olmadığını söyledi. Seçil Erzan benim iş dışında da samimi olduğum, dönem dönem beraber tatile gittiğim, özel anlarımda yanımda olan, bana duygusal olarak da destek veren bir arkadaşımdı. Bu sebeple ben kendisine çok güveniyordum. Söylediklerine inandım. Parayı bizzat verdiğime dair Seçil Erzan’ın kendi el yazısı ile doldurduğu evraklar mevcuttur’’ şeklinde konuştu. "’SEÇİL’İN KUZENİ ‘NEDEN TESLİM OLMUYORSUN?’ ŞEKLİNDE TELEFON HOPARLÖRÜNDEN KONUŞTU. SEÇİL, ANNESİ İLE BİR GECE DAHA GEÇİRMEK İSTEDİĞİNİ SÖYLEDİ’’ Evrim Pınar Güzel, Seçil Erzan’a güvenerek başka banka hesabında bulunan 1 milyon 550 bin lirayı çekmek için o bankanın şubesini aradığını söyleyerek, "Hatta o bankanın müşteri danışmanı bana telefonda, ‘Sesiniz kötü geliyor, baskı altında mısın, çekmek istediğinize emin misiniz?’ şeklinde konuştu. Ben de ‘Eminim’ dedim. Daha sonra Seçil Erzan’a ulaşamadığımızdan babam Burhan Taşpolat ile şubeye gittik. Bize bankada bu paraların görünmediğini, evrakların sahte olduğunu ve istersek dilekçe yazabileceğimizi söylediler. Seçil’in akrabası Nazlı Can’ı aradım, bana Seçil’e ulaşamadığını ve Seçil’in intihar edebileceğini söyledi, ben de korktum. Seçil’in kuzeni Tanın, ‘Neden teslim olmuyorsun?’ şeklinde telefon hoparlöründen konuştu. Seçil, annesi ile bir gece daha geçirmek istediğini söyledi. Daha sonrasında Seçil Erzan’ı bir güvenlik eşliğinde bankanın genel müdürlüğüne götürdüklerini biliyorum’’ ifadelerini kullandı. 21 Kasım’da görülen davanın ilk duruşmasında ise mahkeme 2 sanığın tahliyesine hükmederken, sanık Erzan’ın tutukluluk halinin devamına karar vermişti.

Aralarında tanınmış sporcular da var! Türkiye’de gündem olan dolandırıcılık Haber

Aralarında tanınmış sporcular da var! Türkiye’de gündem olan dolandırıcılık

Yüksek kar getirisi bulunan güvenilir bir fon olduğunu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında tanınmış sporcular Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan’ın da bulunduğu 18 kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen Şube Müdürü Seçil Erzan’ın davası ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Yeminli Mali Müşavir ve Bağımsız Denetçi Ali Osman Kurtcu, yaşanan olayı 5411 sayılı Bankacılık Kanunu, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu, İş Kanunu çerçevesinde değerlendirdi. Konu ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Kurtcu, yaşanan olay hayatın olağan akışının üstünde bir kar elde etme hevesi ile para yatıranların dolandırılması ile ortaya çıktığını belirterek, süren davada elden para verenlerin de kayıt dışı para sebebiyle sorumlu tutulabileceğini söyledi. “BU BİR PONZİ SİSTEMİ” Yaşanan olayın bir ‘ponzi sistemi’ ile gerçekleştirildiğini kaydeden Kurtcu, “6362 sayılı sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'na 52. maddesine göre portföy yönetim şirketleri yatırım fonlarını kurmak ve işletmekle görevli. Öncelikle bankaların yatırım fonu kurmakla ilgili bir durumları yok. Yatırım fonları, Sermaye Piyasası Kanunu'na göre tasarruf sahiplerinin fona katılma karşılığında toplanan para ve diğer varlıklarla tasarruf sahipleri hesabını, inançlı mülkiyet esasına göre Sermaye Piyasası Kurulunca belirlenen varlık ve haklardan oluşan portföy ve portföyleri işletmek amacıyla portföy şirketleri fon iç tüzüğü ile kurulan, tüzel kişiliği bulunmayan mal varlığı mahiyeti taşıyan varlıklara yatırım fonu deniliyor. Portföy yönetim şirketleri, ilgili portföylerle ilgili aracılık işlemi yapamıyorlar, yatırım fonlarının saklama hizmetleri ayrı yatırım kuruluşları mahiyetinde oluşuyor. 5411 sayılı Bankacılık Kanununa ilişkin mevduat toplayamazlar. Kamu koyundaki konuda bir mevduat toplama ve banka üzerinden işlemin yürütüldüğüne dair bilgi sahibi olduk. Şimdi Sermaye Piyasası Kanununa girdiğimiz vakit, ilgili tutarların çok yüksek tutarlar olduğunu gördük. Bugünün değerleriyle hesap ettiğiniz zaman 2 milyon dolar 56 milyon lira ediyor. Sermaye Piyasası Kanununa göre iki tür yatırımcı var. Bu yatırımcıların ilki nitelikli yatırımcılardır. Portföy değeri 1 milyon Türk lirası ve üzerindeki kişiler nitelikli yatırımcılardır. Bunun altında portföye sahip sermaye piyasası araçlarına yatırım yapan yatırımcılar ise kişisel yatırımcı olarak değerlendiriliyor. Nitelikli yatırımcı sermaye piyasa araçlarıyla ilgili finansal okuryazarlık noktasında bilgi sahibi olduğu noktasında bir değerlendirme var. Kamuoyuna yansıyan bilgi belgeler, futbolcuların avukatları üzerinden ortaya konulan belgeler, evrak mahiyetinden çok uzakta. Banka müdiresi hanımın adi kağıtlara imza ve bankanın kaşesini koyup vade, volör mahiyeti taşıyan belgeleri var. Hepimiz bankalar ile işlem yürütüyoruz Bu büyüklükteki işlemlerde bir dekont bankanın resmi kayıt kuyudatına giren belge mahiyeti taşıması gerekiyor. Mahkemeler buna karar verecektir ama bunun Sermaye Piyasası açısından bir yatırım fonu olmadığı, bir ponzi sistemi olduğu ve hukuksuz bir işlem olduğu mahiyeti taşıyor. Ayrıca Sermaye Piyasası Kanuna göre izinsiz sermaye piyasası faaliyeti yürütmek ayrıca suçtur. Borçlar Kanunu açısından tarafların karşılıklı imza edip, hak ve yükümlülükleri ortaya koyduğu belgeler sözleşme mahiyeti taşımakta. Burada hukuki manada da iş kanunu açısından da problem var” dedi. “KÜLLİ HALEFİYET ÜZERİNDEN YÜKÜMLÜLÜK BOYUTU VAR” Bankanın da külli halefiyet üzerinden sorumlulukları olabileceğini belirten Kurtcu, “İlgili müdire hanımın iş akdi ile bankaya bağlı olduğu, bankanın müdürü olması münasebetiyle güven, sadakat, sır saklama ve ilgili banka ile rekabet yapmama yükümlülüğü var. Bu yükümlülükler ihlal edilmiş. Bu ayrı bir bahis. Bankanın kendi çalıştırdığı personel üzerinden ortaya konulan zararın külli halefiyet üzerinden yükümlülük boyutu var. Yatırımcıların elde etmiş olduğu gelirlerin de vergi boyutunda kayıt dışı olma boyutu var. Bunun alınıp iktisap edilip edilmediği konusunda bilgimiz yok. Ama burada bir tasarruf boyutu olursa, bankacılık sisteminde elde edilen kimi gelirler geçici 67. madde marifetiyle ilgili vergi kaynakta kesilip, bankalar marifetiyle stopaj yolu vergilendiriliyor. Bunun Gelir Vergisi Kanunu 85, 86. Maddeleriyle, yıllık olarak belli bir tutarı açtığı takdirde beyan usulüne tabi olduğu açık. Burada vergi sisteminin dışına çıkması, dolayısıyla ilgili yatırımcıların tabii ki mahkeme kararına istinaden Vergi Usul Kanununa aykırı boyutu söz konusu olabilir. Bankacılık Kanununa aykırı işlemler var. Burada bankacılık faaliyeti yürütülüyor. Her ne kadar ilgili müdüre hanım, banka müdürü de olsa da anladığımız kadarıyla bankanın sistemi içerisine girmediği için bu ikrazatçılık (tefecilik) faaliyetine giriyor. Her iki taraf açısından da sorumluluk gerektiren bir boyut” diye konuştu. “ELDEN PARA VERMESİ DE SORUMLULUK KAPSAMINDA” “Mali Suçları Araştırma Kurulu noktasında da yine mahkeme kararına istinaden bir suç geliri, terör, kaynağı belir hırsız para, kara para aklamayla ilgili bir boyut söz konusu olabilir” ifadelerine yer veren Kurtcu, “Vergi Usul Kanununa bağlı çıkarılan genelgeler, tüzük, tebliğ ve silkülere göre 7 bin liranın üzerindeki bütün iş ve işlemler bankacılık marifetiyle yürütülmesi gerekiyor. Burada nakit işlem yapılamıyor. Burada görevi kötüye kullanma, zimmet, irtihap gibi boyutlar da bankaya mal edilmesi durumunda, ilgili müdüre hanımın durumundan ötürü ilgili bankanın para yatıranların parasını ödeme yükümlülüğü doğabilir. Vergi Usulü Kanununa göre 7 bin liranın üzerindeki işlemler banka marifetiyle yapılması gerekiyor. Dolayısıyla bunlar kayıt dışı boyutlar. Ahmet'in verdiği para havaalanına gidiyor, çantadaki GPS'den tespit ediliyor. Bir ponzi sistemi. Bu bilgilere göre, bu durum bizim hukuk boyutumuzun dışarısında, vergi kaçağına sebebiyet veren bir sistem olabileceği kanaati var. Tabii ki hukuk noktasında değerlendirilecek ama elden para vermesi de sorumluluk kapsamında. Banka da sorumlu olabilir, çalıştırdığı işçinin yapmış olduğu tasarruf noktasından her ne kadar bankacılık sistemine de girmezse işçinin yaptığı işlemler noktasında halefiyet boyutu ortaya çıkabilir. Tabii bunları biz kamuoyundaki bilgilere istinaden konuşuyoruz” şeklinde konuştu. “BURADA İNSANLARIN ZARAR GÖRMESİNİN TEMEL SEBEBİ HIRSTAN KAYNAKLANIYOR” Bu tür dolandırıcılık olaylarının yaşanmaması için hayatın olağan akışına aykırı işlemlerin yapılmaması gerektiğini belirten Kurtcu, “Sermaye piyasası ile ilgili işlem yapacak kişiler yatırım kuruluşları üzerinden bu işlemleri yürütmesi, bu işlemler yürütülürken Sermaye Piyasası Mevzuatı çerçevesinde, çerçeve sözleşmesi imza ediliyor. Yatırım yaptıkları takdirde bu fon iç tüzüğü, fonun anayasası mahiyetini taşıyor. Bu yapılan yatırımlar sanki bir Milli Piyango bileti alınıyormuş gibi bir güdüleme ile yapılmamalı. Finansal okuryazarlıkla bu işler pekiştirilmeli ve insanlar zarar görmemeli. Kesinlikle kayıt dışı, bu tür boyutlara tevessül edilmemeli. Burada insanların zarar görmesinin temel sebebi hırstan kaynaklanıyor. Hayatın olağan akışına aykırı fiil ve işlemlerle ilgili benim değerlendirmem, hayatın olağan akışına aykırı iş ve işlemlerin mantığa aykırı olduğu takdirde mutlaka bir kara delik oluşturacağı boyutunda” ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.