Hava Durumu

#Eğirdir Gölü

Bursa Hayat Gazetesi - Eğirdir Gölü haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Eğirdir Gölü haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Eğirdir Gölü'nde su kabarcığı tespit edildi Haber

Eğirdir Gölü'nde su kabarcığı tespit edildi

Türkiye'nin en büyük tatlı su göllerinden biri olan ve Isparta'nın da içme suyunun bir kısmının karşılandığı Eğirdir Gölü'nde su altından yüzeye çıkan, su kaynağı görünümünde su kabarcığı tespit edildi. Balık tutmak amacıyla göle açılan balıkçıların cep telefonu kamerasına yansıyan görüntülerde Eğirdir Gölü'nde oluşan kabarcığın su kaynağı olduğunu tahmin eden bölge halkı tespit çalışmaları için yetkililerden inceleme talep etti. EKO-BİR Müdürü Süleyman Can ve Eğirdir Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Ayhan Köçükköse Barla Köyü ve Mahmatlar Köyü arasında yer alan Kaynarca bölgesinde oluşan su kabarcığının bulunduğu bölgeye giderek incelemelerde bulundu. EKO-BİR teknesinde bulunan GPS cihazında yapılan ölçümlerde Eğirdir Gölünün açıklarında ortalama derinliği 5-6 metre gösterirken, su kabarcıklarının olduğu bölgede gölün derinliği 11 metre olarak ölçümlendi. “ARAŞTIRILMASINDA FAYDA VAR” EKO-BİR Müdürü Süleyman Can, bu kabartıların su kaynağı olabileceğinin yanı sıra gaz çıkış kaynakları olabileceğini de belirttiği konuşmasında, “Gördüğünüz gibi çok yoğun bir çıkış var. Su olma ihtimali de var ama kabarcıklardan oluşuyor. Ben geniş çaplı bir araştırma yapılmasını düşünüyorum. Dip zeminimizi ölçen makinamızda bir hattın olduğu ve bu hattın üzerinde yoğunlaşmanın çok olduğu görülüyor. Gaz olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu düşünüyoruz ama araştırılmasında fayda var. Dipteki oluşumların ne olduğu ile ilgili bilgi sahibi olmak için Üniversiteden destek alınabilir. Su mu? Yoksa gaz mı olduğu net olarak ortaya konulur. Gaz ise gazın hangi çeşidi olduğu ile ilgili net bir tespit ortaya konulabilir” dedi. Eğirdir Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Ayhan Küçükköse ise; Kaynarca bölgesinde bulunan bu görüntülerin balıkçılar tarafından yıllardır su kaynağı olarak bilindiğini, hatta gölde iken içme suyunu bile buradan temin ettiklerini ifade ederek kaynarca bölgesinin acilen incelemeye alınması, bu bölgenin bilim adamları ve yetkililer tarafından araştırılması gerektiği vurgulandı.

Eğirdir Gölü'nde tehlike çanları! Haber

Eğirdir Gölü'nde tehlike çanları!

Isparta'nın Eğirdir ilçesinde bulunan ve Türkiye'nin ikinci en büyük tatlı su kaynağı olan günün değişik zamanlarında mavi, yeşil tonlara büründüğü için ‘yedi renkli göl' olarak adlandırılan Eğirdir Gölü'nde, su çekilmeleri yaşanıyor. Gölde aşırı su kaybı nedeniyle sular yaklaşık 2 metre çekilirken, göl çevresinde balçık, hayvan dışkısı ve çevre atığı sebebiyle de koku problemi yaşanıyor. "KURAKLIĞA KARŞI ÖNLEYİCİ STRATEJİLERİN BELİRLENMESİ GEREKMEKTEDİR" Mevsimsel yağışların azlığı nedeniyle kuraklık tehlikesinin de yaşandığı Eğirdir Gölü'nde yaşanan problemlere değinen Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi'nden Öğretim Üyesi Dr. Meltem Kaçıkoç, Eğirdir Gölü'nün doğal ekosistemin korunması ve yöre halkının geçim kaynağı olması nedeniyle kritik öneme sahip olduğunu belirterek, "Bölgede başta kar yağışlarının azalması olmak üzere, iklim değişikliğinin kuraklık yönündeki etkileri göl su eviyesinin sürekli düşüş eğiliminde seyretmesine neden olmuştur. Mevcut ve muhtemel kurak şartlar altında yaşanabilecek su kıtlığının ölçülebilir şekilde tasvir edilebilmesinin ve bu sayede de su güvenliğinin sağlanması için etkin önlemlerin belirlenmesinde miktar ve kalite modelleri yeri doldurulamaz araçlardır. Son yıllarda bölgede kuraklığın sosyoekonomik açıdan olumsuz etkileri artmıştır. Dolayısıyla daha da geç olmadan artan kuraklık risklerine karşı afet yönetiminde sadece kriz yönetimi ile sınırlı kalmayıp proaktif ve önleyici stratejilerin belirlenmesi gerekmektedir" dedi. "SU SEVİYESİNİN AZALMASIYLA BİRLİKTE EĞİRDİR GÖLÜ'NDE KOKU PROBLEMİ YAŞANIYOR" İklim değişikliğinin kuraklık yönündeki etkilerinin tarımsal su tüketimi ile birleştiğinde Eğirdir Gölü su seviyesinin su ve gıda güvenliğini tehdit eden kritik seviyelere ulaşmasına neden olduğunu söyleyen Kaçıkoç, "Eğirdir Gölü gibi sığ göller, aşırı kuraklık olaylarına karşı derin göllere göre daha hassastırlar çünkü su seviyesindeki küçük değişiklikler yaşansa bile bu durum toplam yüzey alanı ve hacminin çok daha büyük bir bölümünü temsil eder. Su seviyesindeki bu azalmalar, gölün taşınım mekanizmasını değiştirmiş, halihazırda artmakta olan su sıcaklıklarındaki artışları daha da şiddetlendirmiştir. Dolayısıyla da bölge halkının tepkisine neden olan koku problemlerine neden olmuş ve hızlı alg büyümesini destekleyen şartlar oluşturarak ötrofikasyonu katalize eden iklim değişikliği, esas olarak, ötrofikasyonun en temel itici güçleri olan yağış, sıcaklık, solar radyasyon ve rüzgar hızındaki değişiklikleri içerir. Dolayısı ile de göl su seviyesindeki azalmalar, zaten tarımsal faaliyetlerden ve arıtılmamış atık sulardan kaynaklanan aşırı nütrient yüklerinin baskısı altında olan Eğirdir Gölü'nü ötrofikasyona karşı da savunmasızlaştırmış ve ötrofikasyon sürecini hızlandırmıştır" şeklinde konuştu. "KURAKLIĞIN DEVAMLILIĞI SİYANOBAKTERİLERİN BASKIN HALE GELMESİNİ ARTIRACAK" Eğirdir Gölü'nün de içerisinde yer aldığı Antalya Havzası da dahil olmak üzere 6 nehir havzasında belirli kirleticiler için su kalite modelleme çalışmalarına başladıklarını söyleyen Dr. Kaçıkoç, "Çalışmalarımız tamamlandığında havzalardaki tüm su kütlelerinin ekolojik açıdan iyi duruma ulaşması için uygulanması gereken temel ve tamamlayıcı tedbirler belirlenecektir. Bahsettiğim miktar senaryoları ile birlikte, söz konusu kalite tedbir senaryoları da uygulanmaz ise, kuraklık şartlarının devamlılığı durumunda, Eğirdir Gölü'nün doğal şartlarının aksine daha durgun, daha sıcak şartlar gelişecektir. Böyle bir durumda, gölde mevcut durumda olması gereken baskın olan endemik makrofitlerin yerine, iklim değişliğinin etkilerine karşı yüksek toleransa sahip ve gölün içme suyu üretimi, tarımsal sulama ve balıkçılık için kullanımını tehdit edecek çeşitli toksinler üreten siyanobakterilerin baskın hale gelmesini artıracaktır" açıklamalarında bulundu. Dr. Meltem Kaçıkoç, Eğirdir Gölü için atık sonuçları sınanmış ve uygulanabilir eylem planlarının acilen hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdi.

Eğirdir Gölü için tehlike çanları çalıyor! Haber

Eğirdir Gölü için tehlike çanları çalıyor!

Isparta Valiliği koordinasyonunda Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri 18. Bölge Müdürlüğü ve Süleyman Demirel Üniversitesi Su Enstitüsü iş birliğinde düzenlenen "Eğirdir Gölü ve Su Verimliliği Seferberliği Çalıştayı" başladı. Eğirdir Gölü'nün mevcut durumdaki sorunları ve çözüm alternatiflerinin tüm katılımcılar ile konuşulacağı çalıştayın en önemli çıktısı olarak Sektörel Su Verimliliği Uygulamaları ve Su Verimliliği İl Planının hazırlanması olarak hedefleniyor. "EĞİRDİR GÖLÜ'NÜN EN BÜYÜK KAYBI BUHARLAŞMA" Devlet Su İşleri 18. Bölge Müdürü Osman Erkan çalıştayda yaptığı konuşmasında, kamuoyunda yanlış anlaşılmalara sebep olan bazı konular hakkında önemli bilgilendirmelerde bulundu. Erkan, "Eğirdir Gölü'nde kamuoyunda yanlış bilinen bazı gerçekler var. Şimdi Kovada kanalı Eğirdir Gölü'nün aslında taşkın savağı niteliğinde olup 1969’lu yıllarda DSİ tarafından açılmış, etrafındaki direnç problemleri de çözülerek Bozova’daki, buranın bir meyve bahçesi, meyve deposu olması sağlanmıştır. Biz kesinlikle Kovada kanalına, kanalın yapıldığından beri, ki böyle bir HES’lerin hakkı da yok, bir tahsis de yok. Kesinlikle biz Kovada’dan kanalla HES için su vermiyoruz. Verdiğimiz su, sulama sezonunda tamamen Bozova’daki 30 bin dekarlık bir alanın sulanması amacıyla verilmektedir. Eğirdir Gölü'nden göletler ve barajlar için kullandığımız toplam su, uzun yıllar ortalamasında 33 milyon metreküp. Biz bunun yanında 1989 yılında Aksu’dan Yılanlı derivasyon kanalı sayesinde 64 milyon metreküp suyu ortalama her yıl Eğirdir gölüne aktarıyoruz. Bunun 100 milyonu geçtiği zamanlar da doluyor 30 milyon civarlarında olduğu zamanlarda, kuraklığa bağlı oluyor. Bunun yanında tabii Eğirdir Gölü'nün en büyük kaybı buharlaşma. Yıllık 460 milyon metreküp buharlaşma var. Yani minimum 2 milyar metreküp düşünürseniz toplam suyu yaklaşık dörtte biri buharlaşmaya gidiyor. Isparta Belediyesi’nin aldığı su konusu da çok polemik oluyor. Toplamda uzun yıllar ortalamasında 9 buçuk milyon metreküp su alıyoruz. Bu da yani buharlaşmayla kıyasladığımız zaman Temmuz ve Ağustos ayındaki 8 günlük buharlaşmaya eşdeğer bir su alıyor” dedi. "EĞİRDİR GÖLÜ İÇME SUYU İHTİYACI İÇİN CİDDİ RİSK OLUŞTUĞUNU GÖSTERİYOR" Isparta Valisi Aydın Baruş ise Eğirdir Gölü'nün Isparta için hayati öneme sahip olduğunu belirterek, “Eğirdir gölü Isparta merkezin yıllık yaklaşık 13 milyon metreküplük içme ve kullanma suyu ihtiyacını temin etmektedir. Yani Eğirdir gölünden su sağlanmadığında Isparta il merkezinde yaşayan yaklaşık 250 bin nüfusun su ihtiyacının nasıl karşılanacağı gerçekten üzerinde düşünmeye değer bir konudur. Eğirdir Gölü'nün diğer önemli bir hususu Isparta tarımına hayat kaynağı olmasıdır. Gölümüzden tutulan tatlı su levreği, çim sazanı ve kerevit gibi su ürünleri yıllardır Isparta’nın ihracatına önemli katkı sağlamaktadır. Ancak son yıllarda azalan su varlığı nedeniyle bu su ürünlerinin üretiminde de ciddi düşüşler olduğunu maalesef görmekteyiz. Özellikle küresel iklim değişikliği neticesinde yağış miktarındaki azalışının önemli bir rol oynadığını ve her yıl gölden önemli miktarda buharlaşma meydana gelmesinin göl seviyesinde ciddi çekilmelere sebep olduğunu görmekteyiz. Özellikle son yıllarda meydana gelen kuraklık ve yağış rejimindeki ciddi değişiklikler minimum kot seviyelerinden de aşağıya doğru inişe zorlamaktadır. Nitekim 2023 sulama sezonu bitiminde minimum su kodu seviyesinde neredeyse gölün su varlığını tamamladık. 2024 Mayıs itibariyle de minimum su kotu seviyesinin biraz üzerindeyiz ki bu artık Isparta tarımı için Isparta’nın il merkezinin içme ve kullanma suyu ihtiyacı için hakikaten çok ciddi bir risk oluştuğunu bizlere göstermektedir” açıklamalarında bulundu. "YILLIK YAKLAŞIK 67 MİLYON METREKÜP SU EĞİRDİR GÖLÜNE TAKVİYE OLARAK AKTARILMAKTADIR" 2024 yılına girerken bizler bazı tedbirler alma zorunluluğu duyduklarını belirten Vali Baruş, “Yaptığımız toplantıda 2024 yılı iyi durum senaryosuna göre yüzde 34 sulama da kısıtlama uygulanması gerektiğini belirttik. Bunun için alınabilecek önlemlere baktığımızda kapalı sulama sistemlerinin bir an önce hayata geçirilmesi büyük önem kazanıyor. Atabey sulaması ve Senirkent sulaması olarak yapılan çalışmaların bir an önce bitirilmesi gerekiyor. Bu ovaların sulama alanlarının büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda Eğirdir gönlünün suyunun çok daha verimli şekilde kullanılmasına çok ciddi katkılar sağlayacağını düşünüyoruz. Yine önemli çalışmalardan birisi Eğirdir Gölü'ne başka kaynaklardan su aktarımı, önceden yapılan çalışmalarla birlikte yıllık yaklaşık 67 milyon metreküp su Eğirdir Gölü'ne takviye olarak aktarılmaktadır. Yine şu anda proje çalışmaları devam eden Aksu-Yılanlı havzasında su aktarımı vasıtasıyla yıllık yaklaşık 42 milyon metreküp bu su aktarımı gerçekleştirilmesiyle birlikte en azından gölümüzü takviye ederek su varlığının zenginleştirilmesine katkı sağlayacağımızı düşünüyoruz” dedi. Çalıştaya Isparta Valisi Aydın Baruş, Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Mahir Özcan, SDÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Saltan, DSİ 18. Bölge Müdürü Osman Erkan, Eğirdir gölüne kıyısı olan ilçelerin kaymakamları ve belediye başkanları, ilgili kamu kurum ve kuruluş müdürleri, sulama birliği başkanları ve akademisyenler katıldı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.