#Edebiyat

Bursa Hayat Gazetesi - Edebiyat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Edebiyat haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Devlet adamı, edebiyatçı ve dönemin Bursa Valisi: Ahmet Vefik Paşa kimdir? Haber

Devlet adamı, edebiyatçı ve dönemin Bursa Valisi: Ahmet Vefik Paşa kimdir?

Ahmet Vefik Paşa, sadece Bursa'nın valisi olmakla kalmamış, aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli devlet adamlarından, düşünürlerinden ve aydınlarından biri olmuştur. 1823-1891 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli devlet adamlarından, şair ve tiyatrocu olan Ahmet Vefik Paşa, 19. yüzyılda yaşamış, özellikle eğitim alanındaki reformları ve kültürel katkılarıyla tanınır. AHMET VEFİK PAŞA’NIN BURSA'YA KATKILARI Ahmet Vefik Paşa Bursa'ya vali olarak atandığında, şehir büyük bir depremden yeni çıkmış ve oldukça harap durumdaydı. Ahmet Vefik Paşa, şehri yeniden inşa etmek için büyük çaba sarf etti. Bursa'nın o günkü modern görünümünün temellerini atan paşa, geniş caddeler, meydanlar ve parklar yaptırarak şehri güzelleştirdi. Bursa'da ilk tiyatronun kurulmasını sağladı ve kendisi de oyunlar yazıp yönetti. Bu sayede Bursa, kültürel anlamda önemli bir merkez haline geldi. Paris'te Saint Louis Le Grand Lisesi’nde eğitim alan ve Fransızcayı ana dili gibi öğrenen Ahmet Vefik Paşa, Batı kültürünü ve bilimlerini yakından tanımıştır. Bursa'da valilik yaptığı dönemde, eğitim, sağlık ve altyapı gibi alanlarda önemli projeler gerçekleştirmiştir. Modern okul sisteminin kurulmasına katkıda bulunmuştur. Yine vali olarak bulunduğu dönemde, şehirde kültürel etkinliklere önem vermiş, tiyatro ve sanat faaliyetlerini desteklemiştir. GÜÇLÜ DEVLET ADAMI YÖNÜ İki kez sadrazamlık yapmış, Maarif Nazırlığı (Eğitim Bakanlığı) görevini üstlenmiş ve birçok önemli göreve getirilmiştir. Batı dillerini iyi derecede bilen, çeviriler yapan, oyunlar yazan ve ilk Türkçe sözlüklerden birini derleyen bir bilim insanıdır. EDEBİYATA BÜYÜK KATKILARDA BULUNDU Türk tiyatrosunun öncülerinden biri olarak bilinir. 1869'da “Şair Evlenmesi” adlı eserini sahnelemiş, Türk sahnesinde Batı tarzı tiyatronun tanıtımına öncülük etmiştir. Ahmet Vefik Paşa, aynı zamanda bir şairdir. Divan edebiyatı geleneğinde eserler vermiştir. Molière'in eserlerini Türkçeye çevirerek, Türk tiyatrosuna önemli katkılarda bulunmuştur. NEDEN ÖNEMLİ BİR ŞAHSİYET? Ahmet Vefik Paşa, sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda bir aydın ve reformcuydu. Batı'dan aldığı bilgileri Osmanlı toplumuna aktarmaya çalıştı. Bursa'ya yaptığı hizmetler sayesinde şehir, önemli bir kültür ve ticaret merkezi haline geldi. Onun en önemli özelliklerinden biri, hem geleneklerine bağlı hem de modernleşmeye açık bir kişiliğe sahip olmasıydı. Ahmet Vefik Paşa, sadece Bursa için değil, tüm Osmanlı İmparatorluğu için önemli bir figürdür. Hem devlet yönetimi hem de kültür hayatına yaptığı katkılarla Türk tarihinde önemli bir yere sahiptir.

Yahya Kemal Beyatlı kimdir? Yahya Kemal Beyatlı'nın hayatı, edebi kişiliği ve eserleri... Haber

Yahya Kemal Beyatlı kimdir? Yahya Kemal Beyatlı'nın hayatı, edebi kişiliği ve eserleri...

Yahya Kemal Beyatlı, 1884 yılında Üsküp'te doğdu. 1902 yılında Jön Türk hareketi nedeniyle Paris'e sürgün edildi. 1908 yılında İkinci Meşrutiyet'in ilanıyla İstanbul'a döndü. Siyasi faaliyetlerinin yanı sıra diplomat ve milletvekili olarak da görev yaptı. Yahya Kemal Beyatlı, 1958 yılında İstanbul'da vefat etti. ESERLERİ... Kendi Gök Kubbemiz (1961) Eski Şiirin Rüzgârıyle (1962) Rubailer ve Hayyam’ın Rubailerini Türkçe Söyleyiş (1963) Edebiyata Dair Aziz İstanbul (1964) Eğil Dağlar Tarih Musahabeleri Siyâsi Hikâyeler (1968) Siyasi ve Edebi Portreler Çocukluğum, Gençliğim, Siyasi ve Edebi Hatıralarım (1972) Mektuplar-Makaleler Bitmemiş Şiirler Pek Sevgili Beybabacığım: Yahya Kemal'den Babasına Kartpostallar (1998) Gemi Elli Yıldır Sessiz: Özel Mektupları ve Yazışmalarıyla Ölümünün 50. Yılında Yahya Kemal Eren Köyünde Bahar Sessiz Gemi YAHYA KEMAL BEYATLI'NIN ESERLERİNDE İŞLEDİĞİ KONULAR... Yahya Kemal Beyatlı, eserlerinde geniş bir yelpazede konulara yer vermiştir. En çok işlediği temalar şunlardır: Vatan Sevgisi ve Milliyetçilik: Yahya Kemal, eserlerinde vatan sevgisini ve milliyetçilik duygularını güçlü bir şekilde ifade eder. Özellikle İstanbul'u şiirlerinde sıklıkla işleyerek bu şehre duyduğu hayranlığı ve sevgisini dile getirir. Osmanlı geçmişinin ihtişamı ve Türk kültürünün zenginliği de eserlerinde önemli yer tutar. Aşk ve Hüzün: Yahya Kemal'in şiirlerinde aşk ve hüzün temaları da sıklıkla işlenir. Aşkın güzelliği ve hüzünlü yanları şiirlerinde oldukça etkileyici bir şekilde anlatılır. Ayrılık, özlem ve pişmanlık gibi duygular da aşk temasıyla bağlantılı olarak işlenir. Tarih ve Geçmiş: Yahya Kemal, eserlerinde tarihi ve geçmişi de önemli bir konu olarak ele alır. Osmanlı İmparatorluğu'nun görkemli geçmişini ve günümüzdeki durumunu karşılaştırır. Geçmişe duyduğu saygı ve özlem şiirlerinde açıkça görülür. Felsefi Düşünceler: Yahya Kemal, eserlerinde felsefi düşüncelere de yer verir. Varoluş, ölüm, hayatın anlamı gibi temalar şiirlerinde işlenir. Bu felsefi düşünceler, şiirlerine derinlik ve anlam katar. Doğa: Yahya Kemal, eserlerinde doğayı da önemli bir unsur olarak kullanır. Özellikle İstanbul'un doğal güzellikleri şiirlerinde sıklıkla işlenir. Doğa tasvirleri, şiirlerine lirizm ve estetik katar. Dil ve Üslup: Yahya Kemal Beyatlı, eserlerinde zengin bir dil ve ahenkli bir üslup kullanır. Divan edebiyatından ve halk edebiyatından beslenen dili, şiirlerine özgün bir hava katar. Şiirlerinde imgeler ve semboller de sıklıkla kullanılır. Bunlara ek olarak: Kahramanlık ve fedakarlık: Yahya Kemal, eserlerinde kahramanlık ve fedakarlık gibi erdemlere de yer verir. Bu erdemleri yücelten şiirler yazmıştır. Sanat ve estetik: Yahya Kemal, eserlerinde sanatın ve estetiğin önemini vurgular. Sanatın insan hayatını güzelleştirdiğine inanır. Ahlak ve erdem: Yahya Kemal, eserlerinde ahlaki değerlere ve erdemlere de yer verir. Doğru ve yanlış, iyi ve kötü gibi kavramları şiirlerinde işler. Yahya Kemal Beyatlı'nın eserlerinde işlediği konular ve kullandığı dil ve üslup, onu Türk edebiyatının en önemli şairlerinden biri yapmaktadır. YAHYA KEMAL BEYATLI'NIN EDEBİ YERİ... Türk şiirinin en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. Şiirleri günümüzde de okunmakta ve edebiyat çalışmalarıyla incelenmektedir. Türk şiir geleneğine önemli katkılarda bulunmuştur ve birçok şaire ilham kaynağı olmuştur.

Ziya Osman Saba kimdir? Ziya Osman Saba'nın hayatı, edebi kişiliği ve eserleri... Haber

Ziya Osman Saba kimdir? Ziya Osman Saba'nın hayatı, edebi kişiliği ve eserleri...

Ziya Osman Saba, Galatasaray Lisesi'nde eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul Hukuk Fakültesi'ne girdi. Hukuk fakültesini bitirdikten sonra bir süre avukatlık yaptı. Daha sonra çeşitli devlet dairelerinde ve bankalarda çalıştı. 1943 yılında ilk eşi Melahat Hanım'dan ayrıldı. 1944 yılında ise Safiye Ayla ile evlendi. Ziya Osman Saba, 1957 yılında kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. ESERLERİ... Şiir kitapları: 1928: Yedi Meşale (ortak kitap) 1943: Sebil ve Güvercinler 1947: Geçen Zaman 1957: Nefes Almak Öyküleri: 1952: Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi 1957: Değişen İstanbul ZİYA OSMAN SABA'NIN ESERLERİNDE İŞLEDİĞİ KONULAR... Ziya Osman Saba, eserlerinde sade ve yalın bir dil kullanarak evrensel temaları işlemiştir. Şiirlerinde aşk, ölüm, yalnızlık, doğa, vatan sevgisi gibi konuları işlemiştir. Ziya Osman Saba'nın eserlerinde öne çıkan temalar şunlardır: 1. Aşk: Ziya Osman Saba, şiirlerinde aşkı hem romantik hem de tasavvufi bir şekilde ele almıştır. Romantik aşkta sevdiğine duyduğu özlemi ve hasreti dile getirirken tasavvufi aşkta ise Allah'a olan sevgisini ve ona ulaşma arzusunu dile getirmiştir. 2. Ölüm: Ziya Osman Saba, ölümden korkmaz ama onunla yüzleşmekten de çekinmez. Şiirlerinde ölümün kaçınılmaz olduğunu ve her an gelebileceğini hatırlatır. Ölümden sonraki yaşam hakkındaki düşüncelerini de şiirlerinde dile getirmiştir. 3. Yalnızlık: Ziya Osman Saba, modern insanın yalnızlığını şiirlerinde dile getirmiştir. Büyük şehirlerde yaşayan insanların yabancılaşmasını ve birbirinden kopukluğunu anlatır. Yalnızlığa karşı sabır ve tevekkül duygusunu tavsiye eder. 4. Doğa: Ziya Osman Saba, doğaya hayranlık duyan bir şairdir. Şiirlerinde doğanın güzelliğini ve insan üzerindeki etkisini anlatır. Doğanın birer Allah nimeti olduğunu savunur. 5. Vatan Sevgisi: Ziya Osman Saba, vatan sevgisini şiirlerinde dile getirmiştir. Vatanın önemini vurgulamış ve vatan için canını feda etmeye hazır olduğunu ifade etmiştir. Bunlara ek olarak Ziya Osman Saba: Ahlak: Eserlerinde dürüstlük, erdem, haysiyet gibi ahlaki değerleri savunmuştur. Zaman: Zamanın akışkanlığı ve geçmişe özlem gibi temaları şiirlerinde işlemiştir. Bilgelik: Eserlerinde tecrübe ve bilgelikten gelen öğütler vermiştir. ZİYA OSMAN SABA'NIN EDEBİYATIMIZA KATKILARI... Ziya Osman Saba, Yedi Meşaleciler Hareketi'nin kurucularından biridir. Bu akımın temel ilkelerine bağlı kalarak eserlerinde sade ve yalın bir dil kullanmıştır. Kolay anlaşılır bir Türkçe kullanmıştır. Hece ve aruz vezniyle yazmıştır. Şiirlerinde aşk, ölüm, yalnızlık, doğa, vatan sevgisi gibi evrensel temaları işlemiştir. Eserleri günümüzde de ilgi görmeye devam etmektedir.

Zeki Ömer Defne kimdir? Zeki Ömer Defne'nin hayatı, edebi kişiliği ve eserleri... Haber

Zeki Ömer Defne kimdir? Zeki Ömer Defne'nin hayatı, edebi kişiliği ve eserleri...

Zeki Ömer Defne, ilk öğrenimini Çankırı'da tamamladı. Ankara'da Muallim Mektebi'nden mezun olduktan sonra ilkokul öğretmeni olarak göreve başladı. Daha sonra dışarıdan bitirme sınavları yoluyla lise öğretmenliğine geçti. Kastamonu Lisesi'nde Türkçe ve edebiyat öğretmenliği ve yöneticilik yaptı. İstanbul'da Kabataş Lisesi'nde de çalıştı. Sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin Türk dili ve edebiyatı bölümünden 1939 yılında mezun oldu. 1940'tan başlayarak Çınaraltı, Sanat ve Edebiyat, Hareket, Ün, Şadırvan, Edebiyat Dünyası gibi dergilerde şiirleri yayınlandı. Zeki Ömer Defne, 1969'da Galatasaray Lisesi'ndeki görevinden emekli oldu. ESERLERİ... Şiir kitapları: Denizden Çalınmış Ülke (1971) Sessiz Nehir (1985) Kardelenler (1988) Ilgaz Orta Anadolu Ziller Çalacak ZEKİ ÖMER DEFNE'NİN ESERLERİNDE İŞLEDİĞİ KONULAR... Zeki Ömer Defne, milli edebiyat akımının önemli temsilcilerinden biridir. Bu akımın temel ilkelerine bağlı kalarak eserlerinde vatan sevgisi, milli değerler, Anadolu kültürü ve doğası gibi temaları işlemiştir. Zeki Ömer Defne'nin eserlerinde öne çıkan temalar şunlardır: 1. Vatan Sevgisi: Zeki Ömer Defne, şiirlerinde vatan sevgisini yüceltmiştir. Vatan için canını feda etmeye hazır olan kahramanları ve vatanın güzelliklerini şiirlerinde dile getirmiştir. 2. Milli Değerler: Zeki Ömer Defne, eserlerinde milli değerlere ve geleneklere saygı göstermiştir. Türk milletinin kahramanlıklarını, yüce gönüllülüğünü ve dürüstlüğünü şiirlerinde işlemiştir. 3. Anadolu Kültürü: Zeki Ömer Defne, Anadolu'nun zengin kültürüne ve folkloruna hayranlık duymuştur. Köylülerin yaşamlarını, gelenek ve göreneklerini şiirlerinde anlatan birçok eseri vardır. 4. Doğa: Zeki Ömer Defne, doğanın güzelliğine hayran kalmış ve şiirlerinde doğayı tasvir etmiştir. Dağları, ovaları, denizleri, ormanları ve çiçekleri şiirlerinde övmüştür. Bunlara ek olarak Zeki Ömer Defne: Aşk: Aşkın güzelliğini ve acısını şiirlerinde işlemiştir. Yalnızlık: Modern insanın yalnızlığını şiirlerinde dile getirmiştir. Ölüm: Ölümden korkmaz ama onunla yüzleşmekten de çekinmez. Şiirlerinde ölümün kaçınılmaz olduğunu ve her an gelebileceğini hatırlatır. ZEKİ ÖMER DEFNE'NİN EDEBİYATIMIZA KATKILARI... Zeki Ömer Defne, milli edebiyat akımının önemli temsilcilerinden biridir. Şiirlerinde sade ve akıcı bir dil kullanmıştır. Kolay anlaşılır bir Türkçe kullanmıştır. Hece vezniyle yazılmıştır. Vatan sevgisi, Anadolu güzellikleri, halk kültürü ve gelenekleri gibi temaları işlemiştir. Eserleri günümüzde de ilgi görmeye devam etmektedir.

Yusuf Has Hacib kimdir? Yusuf Has Hacib'in hayatı, edebi kişiliği ve eserleri... Haber

Yusuf Has Hacib kimdir? Yusuf Has Hacib'in hayatı, edebi kişiliği ve eserleri...

Türk tarihi kaynaklarında Karahanlılar dönemi hakkında yeterli bilgi olmadığı gibi; bu devlet tebaasından olan “Balasagunlu Yusuf” hakkında bilgiler de yok denecek kadar azdır. 1017-1019 yılları arasında doğduğu rivayet edilmektedir. Dönemin Kuz-Ordu isimli şehri Balasagun'da doğmuştur. Kendisinin tam bir biyografisi henüz oluşturulamamıştır. Büyük eseri boyunca adını bile sadece bir kez, "Kitap sahibi Yusuf, büyük has hacib, kendi kendine nasihat eder" başlıklı, son bölümünde anmıştır. Bu başlıktan baş teşrifatçı olduğu da anlaşılmaktadır. İyi bir eğitim görmüştür. Çağının geçerli bilimlerinin yanı sıra Arapça ve Farsça da öğrenmiştir. 1077 yılında Kaşgar'da ölmüştür. Türbesi de bu kenttedir. Karahanlı Devleti zamanında yaşamıştır. Temel eğitimini Balasagun'da almıştır. Kendisine önceden Balasagunlu Yusuf denilirken, sonrasında Has Hacib unvanını almıştır. Yusuf Has Hacib, Türk dili ve edebiyatı için temel bir eser olan Kutadgu Bilig (Kutlu kılan bilgi) kitabının yazarıdır. Kutadgu Bilig 6645 beyitlik bir eserdir. Eser, Allah'a hamd, Peygamber'e ve Dört Halife’ye teşekkürle başlar. Yusuf Has Hacib, astronomi bilimini öğrenmek isteyenlerin, önce geometri ve hesap kapısından geçmesi gerektiğini söylemiştir: “Aritmetik ve cebir, insanı kemâle ulaştırır; toplama, çıkarma, çarpma, bölme, bir sayının iki katını, yarısını ve kare kökünü alma işlemlerini bilen, yedi kat göğü avucunun içinde tutar. Her şey hesaba dayanır.” Yusuf Has Hacib, Türk edebiyatındaki ilk siyasetnameyi yazmıştır. Türk edebiyatında ilk nazım şeklini de o kullanmıştır. Bu nazım şekli de mesnevidir. Bundan dolayı ona Yusuf Has Hacib denilmiştir. KUTADGU BİLİG Karahanlı Devleti hükümdarı Ulu Kara Buğra Han'a, Kutadgu Bilig adlı eseri (ilk siyasetname ve ilk mesnevi örneğini) 18 aylık bir çalışma sonunda 1070 yılında sunmuştur. Bu kitabı okuyan “Ulu Kara Buğra Han” kendisine Ulu Has Hacib unvanını ve Kaşgar'da vezir yardımcısı görevini vermiştir. Kutadgu Bilig'in Uygurca olan ilk nüshası 1439'da Herat'da bulunmuştur. Bulunan ikinci bir nüshası Arapça'dır. Kitabın ilk baskısı 1900'de Radloff tarafından yapılmıştır. Yusuf Has Hâcib bu yapıtında bilimin değerini de tartışır. Ona göre, alimlerin ilmi, halkın yolunu aydınlatır; “ilim, bir meşale gibidir; geceleri yanar ve insanlığa doğru yolu gösterir. Bu nedenle alimlere hürmet göstermek ve ilimlerinden yararlanmaya çalışmak gerekir. Eğer dikkat edilirse, bir alimin ilminin diğerinin ilminden farklı olduğu görülür. Mesela hekimler hastaları tedavi ederler; astronomlar ise yılların, ayların ve günlerin hesabını tutarlar. Bu ilimlerin hepsi de halk için faydalıdır. Alimler, koyun sürüsünün önündeki koç gibidirler; başa geçip sürüyü doğru yola sürerler.” Bir siyasetnâme veya bir nasihatnâme olarak nitelendirilebilecek Kutadgu Bilig, Yusuf Has Hâcib ve içinde yetiştiği çevrenin ilmî ve felsefî birikimi hakkında çok önemli bilgiler vermektedir. Bilimin ve bilginlerin değeri anlaşılmıştır; bilim, güvenilir bir rehber olarak görülmektedir. Kendisi bu kitabı yazmakla büyük bir cesaret örneği göstermiştir çünkü bu Türk edebiyatındaki ilk siyasetnamedir. YUSUF HAS HACİB'İN EDEBİYATIMIZA KATKILARI... Yusuf Has Hacib, Türk edebiyatının ilk bilinen eseri olan siyasetnameyi yazmıştır. Eserlerinde Türkçe'yi şiir dili olarak kullanmıştır. Ahlak, din, siyaset, felsefe ve bilim gibi konularda Türk düşüncesinin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Eserleri günümüzde de ilgi görmeye devam etmektedir.

Mehmet Tevfik Fikret kimdir? Mehmet Tevfik Fikret'in hayatı, edebi kişiliği ve eserleri... Haber

Mehmet Tevfik Fikret kimdir? Mehmet Tevfik Fikret'in hayatı, edebi kişiliği ve eserleri...

Mehmet Tevfik Fikret, ilköğrenimini Aksaray'da tamamladıktan sonra Galatasaray Sultanisi'ne devam etti. Liseyi bitirdikten sonra memuriyete başladı ve çeşitli görevlerde bulundu. 1896 yılında Servet-i Fünûn dergisinin yazı işleri müdürü oldu. Bu dönemde şiir ve makaleleri ile tanınmaya başladı. II. Abdülhamid döneminde siyasi görüşleri nedeniyle sürgüne gönderildi. Sürgündeyken de eserlerini yazmaya devam etti. 1908 yılında Jön Türk Devrimi'nden sonra İstanbul'a döndü. Cumhuriyet döneminde çeşitli görevlerde bulundu. Mehmet Tevfik Fikret, 1915 yılında İstanbul'da vefat etti. ESERLERİ... Rübâb-ı Şikeste (1900) Târih-i Kadîm (1905) Halûk'un Defteri Tevfik Fikret'in ikinci şiir kitabı (1911) Rübâbın Cevâbı (1911) Şermin (1914) Hasta Çocuk Sis Millet Şarkısı Doksan Beşe Doğru Hân-ı Yağmâ Balıkçılar Halûk'un Çocukluğu Rübâb-ı Cevâb Bir İçim Su Verin Zavallılara Ferda Yeşil Yurt İnanmak İhtiyacı MEHMET TEVFİK FİKRET'İN ESERLERİNDE İŞLEDİĞİ KONULAR... Mehmet Tevfik Fikret, Türk edebiyatının en önemli şairlerinden biridir. Eserlerinde, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemindeki siyasi ve sosyal atmosferi yansıtan çok çeşitli temalara yer vermiştir. Fikret'in şiirlerinde işlediği başlıca konular şunlardır: Vatan Sevgisi: Fikret, şiirlerinde vatan sevgisini ve milliyetçilik duygularını dile getirmiştir. Eserlerinde vatanın önemini vurgulamış ve vatan için canını feda etmeye hazır olduğunu ifade etmiştir. Hürriyet ve Adalet: Fikret, şiirlerinde hürriyet ve adalet kavramlarını yüceltmiştir. II. Abdülhamid dönemindeki baskıcı rejimden duyduğu hoşnutsuzluğu şiirlerinde dile getirmiştir. Özgür ve adil bir toplum özlemini dile getirmiştir. Aşk: Mehmet Tevfik Fikret, şiirlerinde aşkın hem güzel hem de trajik yönlerini ele almıştır. Aşkın tutkusunu, acısını ve kırgınlığını şiirlerinde işlemiştir. Doğa: Fikret, doğaya hayranlık duyan bir şairdir. Şiirlerinde doğanın güzelliğini ve insan üzerindeki etkisini anlatmıştır. Bilim ve Akıl: Mehmet Tevfik Fikret, şiirlerinde bilim ve aklın önemini vurgulamıştır. Batılılaşma ve modernleşmeyi savunmuştur. Bunlara ek olarak Fikret: Yalnızlık: Modern insanın yalnızlığını şiirlerinde sıkça işler. Büyük şehirlerde yaşayan insanların yabancılaşmasını ve birbirinden kopukluğunu anlatır. Sanat: Sanatın toplumdaki önemini savunmuştur. Sanatın insanları eğitme ve geliştirme gücüne inandığını şiirlerinde dile getirmiştir. Felsefe: Şiirlerinde bazı felsefi sorgulamalara da yer vermiştir. Yaşamın anlamı, ölüm ve bireyin evrendeki yeri gibi konular üzerinde düşünmüştür. Mehmet Tevfik Fikret'in eserleri, sade ve akıcı dili, zengin imgeleri ve güçlü duyguları ile Türk edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Eserlerinde işlediği temalar günümüzde de geçerliliğini korumakta ve okurlara farklı bakış açıları sunmaktadır.

Ahmet Turgut Uyar kimdir?  Ahmet Turgut Uyar'ın hayatı, edebi kişiliği ve eserleri... Haber

Ahmet Turgut Uyar kimdir?  Ahmet Turgut Uyar'ın hayatı, edebi kişiliği ve eserleri...

Ahmet Turgut Uyar, ilkokul ve ortaokulu farklı şehirlerde tamamladıktan sonra Ankara Gazi Lisesi'ne yatılı olarak girdi. Liseyi bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne başladı. Fakülteyi bitirdikten sonra bir süre kamu görevlerinde çalıştı. 1951 yılında Ankara'da "Şiirler" adlı ilk şiir kitabını yayımladı. 1958 yılında İstanbul'a taşındı ve burada çeşitli dergilerde yazmaya başladı. 1962 yılında "Tütün Zamanı" adlı şiir kitabı ile Türkiye Cumhuriyeti Devlet Kitap Ödülü'nü kazandı. 1974 yılında "İkilik" adlı şiir kitabı ile Orhan Veli Kanık Şiir Ödülü'nü kazandı. Ahmet Turgut Uyar, 22 Ağustos 1985'te kalp krizi sonucu İstanbul'da vefat etti. ESERLERİ... Şiir: 1950: Arz-ı Hal 1952: Türkiyem 1959: Dünyanın En Güzel Arabistanı 1962: Tütünler Islak 1968: Her Pazartesi 1970: Divan 1974: Toplandılar 1982: Kayayı Delen İnci Toplu şiirleri: 1981: Toplu Şiirler 1984: Büyük Saat  İnceleme: Bir Şiirden (1984) Korkulu Ustalık (2009)  TURGUT UYAR'IN ESERLERİNDE İŞLEDİĞİ TEMALAR... Ahmet Turgut Uyar, Türk şiirinin en önemli isimlerinden biridir. Şiirlerinde yalın bir dil ve özgün bir üslup kullanmıştır. Varoluş, ölüm, yalnızlık, sevgi ve kayıp gibi temaları işlemiştir. Uyar'ın eserlerinde öne çıkan bazı temalar şunlardır... Varoluş: Ahmet Turgut Uyar, şiirlerinde insanın varoluşunu sorgular. Yaşamın anlamı, ölüm ve bireyin evrendeki yeri gibi konular üzerinde düşünür. Ölüm: Ahmet Turgut Uyar, ölümden korkmaz ama onunla yüzleşmekten de çekinmez. Şiirlerinde ölümün kaçınılmaz olduğunu ve her an gelebileceğini hatırlatır. Yalnızlık: Ahmet Turgut Uyar, modern insanın yalnızlığını şiirlerinde sıkça işler. Büyük şehirlerde yaşayan insanların yabancılaşmasını ve birbirinden kopukluğunu anlatır. Sevgi: Uyar, sevginin hem güzel hem de trajik yönlerini ele alır. Şiirlerinde aşkın tutkusunu, acısını ve kırgınlığını anlatır. Kayıp: Ahmet Turgut Uyar, şiirlerinde kayıp duygusuna da yer verir. Geçmişe özlem, sevdiklerinin kaybı ve zamanın akışı gibi temaları işler. Bunlara ek olarak Uyar: Kentleşme: Büyük şehirlerin insan üzerindeki etkisini ve modern yaşamın sorunlarını şiirlerinde işler. Zaman: Zamanın akışkanlığı ve geçmişe özlem gibi temaları şiirlerinde işler. Doğa: Doğaya hayranlık duyan Uyar, şiirlerinde doğanın güzelliğini ve insan üzerindeki etkisini anlatır. Hayal ve Gerçek: Ahmet Turgut Uyar, şiirlerinde hayal ve gerçek arasındaki ilişkiyi sorgular. Ahmet Turgut Uyar'ın şiirleri, yalın dili ve özgün üslubu ile Türk şiirine yeni bir soluk getirmiştir. Eserlerinde işlediği temalar günümüzde de geçerliliğini korumakta ve okurlara farklı bakış açıları sunmaktadır.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu kimdir? Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun hayatı, edebi kişiliği ve eserleri... Haber

Yakup Kadri Karaosmanoğlu kimdir? Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun hayatı, edebi kişiliği ve eserleri...

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 1889 yılında Mısır'ın Kahire şehrinde dünyaya geldi. Babası, Manisa'nın tanınmış Karaosmanoğlu Ailesi'ne mensup Abdülkadir Bey, annesi İkbal Hanım'dır. İlköğrenimini Manisa'da Fevziye Mekteb-i İptidaisinde tamamladı. 1908 yılında Jön Türk Devrimi'nden sonra İstanbul'a geldi ve Galatasaray Sultanisi'nde öğrenimine devam etti. 1909 yılında siyasi nedenlerden dolayı yurt dışına kaçmak zorunda kaldı. İsviçre, Fransa ve İtalya'da sürgün hayatı yaşadı. Bu dönemde edebiyatla ilgilenmeye başladı ve ilk eserlerini kaleme aldı. 1913 yılında Osmanlı İmparatorluğu'na geri döndü. Birçok gazete ve dergide yazar ve muhabir olarak çalıştı. Milli Mücadele'ye aktif olarak katıldı ve Anadolu'ya geçerek Kurtuluş Savaşı'nı destekleyen yazılar yazdı. Cumhuriyet döneminde çeşitli siyasi görevlerde bulundu. 1931 yılında Türk Dil Kurumu'nun kurucuları arasında yer aldı. 1946 yılında emekli oldu ve kalan ömrünü edebiyat çalışmalarına adadı. Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 13 Aralık 1974 tarihinde Ankara'da vefat etti. ESERLERİ... Roman: Nur Baba (1922) Kiralık Konak (1922) Hüküm Gecesi (1927) Sodom ve Gomore (1928) Ankara (1934) Yaban (1932) Bir Sürgün (1937) Panorama (1953) Hep O Şarkı (1956) Öykü: Bir Serencam (1914) Rahmet (1923) Ceviz (1925) Milli Savaş Hikâyeleri (1922) Şiir: Erenlerin Bağından (1922) Okun Ucundan (1940) Oyun: Nirvana (1909) Veda (1929) Sağanak (1929) Mağara (1934) Anı: Zoraki Diplomat (1955) Anamın Kitabı (1957) Vatan Yolunda (1958) Politikada 45 Yıl (1968) Gençlik ve Edebiyat Hatıraları (1970) Monografi: Ahmet Haşim (1934) Atatürk (1946) Makale: İzmir’den Bursa'ya (1922; Halide Edib Adıvar, Falih Rıfkı Atay ve Mehmet Asım Us ile birlikte) Kadınlık ve Kadınlarımız (1923) Seçme Yazılar (1928) Ergenekon (1929) Alp Dağları'ndan ve Miss Chalfrin'in Albümünden (1942) YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU'NUN ESERLERİNDE İŞLEDİĞİ KONULAR... Yakup Kadri Karaosmanoğlu, eserlerinde oldukça geniş bir yelpazede konulara yer vermiştir. En çok işlediği konular şunlardır: Toplumsal ve Siyasi Değişimler: Karaosmanoğlu, eserlerinde Tanzimat'tan Cumhuriyet'e kadar uzanan süreçte Türk toplumunun geçirdiği sosyal ve siyasi değişimleri ele almıştır. Bu değişimlerin toplumda yarattığı etkileri ve insanların bu değişimlere nasıl uyum sağlamaya çalıştıklarını ustalıkla tasvir etmiştir. Milli Mücadele: Karaosmanoğlu, Milli Mücadele'ye aktif olarak katılmış ve bu deneyimlerini eserlerine de yansıtmıştır. Romanlarında ve öykülerinde Kurtuluş Savaşı'nın kahramanlıklarını, fedakarlıklarını ve zorluklarını anlatmıştır. Birey ve Toplum İlişkisi: Karaosmanoğlu, eserlerinde bireyin toplumla olan ilişkilerini de incelemiştir. Roman ve öykülerinde toplum tarafından dışlanan, ötekileştirilen ve yalnız bırakılan karakterlere yer vermiştir. Bu karakterlerin iç dünyalarını ve yaşadıkları çelişkileri derinlemesine analiz etmiştir. Aşk ve Sevgi: Karaosmanoğlu, eserlerinde aşk ve sevgi temasına da yer vermiştir. Roman ve öykülerinde farklı türde aşk hikayeleri anlatmıştır. Bu hikayelerde aşkın hem güzel yanlarını hem de trajik yönlerini ele almıştır. Doğa Sevgisi: Karaosmanoğlu, doğaya hayranlık duyan bir yazardır. Eserlerinde doğanın güzelliğini ve insan üzerindeki etkisini şiirsel bir dille anlatmıştır. Bunların dışında Karaosmanoğlu, eserlerinde tarihi olaylar, insan psikolojisi, ahlak felsefesi gibi konulara da yer vermiştir. KARAOSMANOĞLU'NUN EDEBİYATIMIZA KATKILARI... Milli Edebiyat akımının öncülerinden biridir. Romanlarında ve öykülerinde Türk toplumunun gerçekçi bir tasvirini sunmuştur. Zengin bir dil ve üslup kullanmıştır. Türkçenin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Karaosmanoğlu, Türk edebiyatının en önemli yazarlarından biri olarak kabul edilir. Eserleri günümüzde de ilgi görmeye devam etmektedir.

Süleyman Tarık Buğra kimdir? Süleyman Tarık Buğra'nın hayatı, edebi kişiliği ve eserleri... Haber

Süleyman Tarık Buğra kimdir? Süleyman Tarık Buğra'nın hayatı, edebi kişiliği ve eserleri...

Süleyman Tarık Buğra, 2 Eylül 1918 tarihinde Akşehir, Konya'da doğdu. İlk ve ortaokulu Akşehir'de okuduktan sonra liseyi İstanbul Lisesi'nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne girdi fakat maddi imkansızlıklar nedeniyle eğitimini yarıda bırakmak zorunda kaldı. Gazetecilik ve öğretmenlik gibi çeşitli mesleklerde çalıştı. 1940'lı yıllarda hikaye ve romanlar yazmaya başladı. Romanlarının yanı sıra çok sayıda öykü, oyun ve fıkra da yazdı. Süleyman Tarık Buğra, 26 Şubat 1994 tarihinde İstanbul'da vefat etti. ESERLERİ... Roman: Yalnızların Romanı (Çınaraltı, 5 Mayıs - 9 Haziran 1948) Aşk Esirleri (Milliyet, 30 Eylül - 9 Aralık 1950) Tetik Çekildikten Sonra (Akın, 29 Ağustos - 8 Ekim 1951) Ofsayd (Akın, 10 Ekim - 13 Kasım 1951) Sonradan Yaşamak (Vatan, 16 Şubat - 23 Mayıs 1953) İnce Hesaplar (Milliyet, 19 Mart - 3 Mayıs 1953) Abaza Paşa’nın Rüyası (Bursa Hâkimiyet, 27 Eylül 1955 - 7 Şubat 1956) Şehir Uyurken (Bursa Hâkimiyet, 4 Haziran - 22 Eylül 1956) Yanıyor mu Yeşil Köşkün Lâmbası (Yeni Gün, 11 Nisan - 31 Mayıs 1957) Ölü Nokta (Yeni İstanbul, 23 Nisan - 10 Haziran 1958) Çolak Salih (Tercüman, 15 Mayıs - 5 Temmuz 1984) Siyah Kehribar (1955) Küçük Ağa (1963) Küçük Ağa Ankara’da (1966) İbiş’in Rüyası (1970) Firavun İmanı (1978) Bir Köşkünüz Var mı? (1978) Gençliğim Eyvah (1979) Dönemeçte (1980) Osmancık (1983) Yağmur Beklerken (1987) Dünyanın En Pis Sokağı (1989) Hikaye: Oğlumuz (1949) Yarın Diye Bir Şey Yoktur (1952) İki Uyku Arasında (1954) Hikâyeler (1964) (Yeni ilavelerle 1969) Tiyatro: Ayakta Durmak İstiyorum (1966) Üç Oyun (Akümülatörlü Radyo, Dört Yumruk, Ayakta Durmak İstiyorum, Yüzlerce Çiçek Birden Açtı, 1979) İbiş’in Rüyası (1982) Güneş ve Arslan, Sıfırdan Doruğa (1988) Senaryo: Zafer Gaye Değildir (1993) Sıfırdan Doruğa (1994) Patron (1994) Röportaj: Gagaringrad Moskova Notları (1962) Fıkra ve Makale: Gençlik Türküsü (1964) Düşman Kazanmak Sanatı (1979) Bu Çağın Adı (1979) Politika Dışı (1992) SÜLEYMAN TARIK BUĞRA'NIN ESERLERİNİN ÖZELLİKLERİ... Süleyman Tarık Buğra'nın eserleri, toplumcu gerçekçilik akımının izlerini taşır. Eserlerinde genellikle yoksul halkın ve emekçilerin yaşadığı zorlukları, adaletsizlikleri ve çaresizlikleri gerçekçi bir şekilde tasvir eder. Süleyman Tarık Buğra, insan psikolojisini derinlemesine inceleyen ve karakterlerini çok yönlü bir şekilde ele alan bir yazardır. Süleyman Tarık Buğra, eserlerinde sade ve akıcı bir dil kullanır.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.