Hava Durumu

#Deniz

Bursa Hayat Gazetesi - Deniz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Deniz haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Deniz seviyesi 1 metre yükselirse ne olur? Haber

Deniz seviyesi 1 metre yükselirse ne olur?

Küresel ısınma ve iklim değişikliğiyle birlikte en çok konuşulan konulardan biri de deniz seviyesinin yükselmesidir. Bu durum, kıyı şeritlerinde yaşayan milyonlarca insanı ve ekosistemleri doğrudan etkileyecek ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Peki, deniz seviyesi 1 metre yükselirse ne olur?  KIYI ŞERİTLERİNDEKİ YAŞAM ALANLARININ KAYBOLMASI Şehirlerin sular altında kalması: Özellikle alçak kesimlerdeki kıyı şehirleri ve adalar sular altında kalarak yerleşim yerleri yok olabilir. Venedik, Miami gibi birçok şehir bu riski taşıyor. Tarım arazilerinin tuzlanarak verimsiz hale gelmesi: Kıyı bölgelerdeki tarım arazileri tuzlanarak tarıma elverişsiz hale gelebilir. Bu durum gıda güvenliğini tehdit edecektir. Su kaynaklarının tuzlanması: Kıyı bölgelerindeki yer altı suları ve su kaynakları tuzlanarak içme suyu kaynakları azalabilir. EKONOMİK KAYIPLAR VE GÖÇLER Turizm sektörünün zarar görmesi: Kıyı bölgelerindeki turizm tesisleri ve plajlar sular altında kalarak turizm gelirleri azalabilir. Altyapı zararları: Yollar, demiryolları, limanlar gibi altyapı tesisleri zarar görebilir ve büyük ekonomik kayıplara neden olabilir. Kıyı şeritlerinde yaşayan milyonlarca insanın göç etmesi: Yaşam alanlarını kaybeden milyonlarca insan iç kesimlere göç etmek zorunda kalacak ve bu durum sosyal ve ekonomik sorunlara yol açabilir. EKOSİSTEMLERİN TAHRİBİ Mangrov ormanlarının yok olması: Mangrov ormanları, kıyıları erozyondan koruyan önemli ekosistemlerdir. Deniz seviyesinin yükselmesiyle bu ormanlar yok olabilir. Deniz canlılarının yaşam alanlarının daralması: Deniz seviyesinin yükselmesi, deniz canlılarının yaşam alanlarını daraltarak biyolojik çeşitliliği olumsuz etkileyebilir. Kıyı erozyonunun artması: Dalgaların etkisiyle kıyı erozyonu hızlanarak kıyı şeritlerinin gerilemesine neden olabilir. KÜRESEL ETKİLER İklim değişikliğinin hızlanması: Deniz seviyesinin yükselmesi, iklim değişikliğini hızlandıran bir geri bildirim döngüsüne neden olabilir. Uluslararası ilişkilerde gerginlikler: Deniz seviyesinin yükselmesi, sınırların değişmesi ve kaynakların azalması nedeniyle uluslararası ilişkilerde gerginliklere yol açabilir. ÖNLEMLER Deniz seviyesinin yükselmesinin etkilerini azaltmak için; Küresel ısınmayla mücadele: Fosil yakıt kullanımını azaltarak sera gazı emisyonlarını düşürmek en önemli adım. Kıyı bölgelerinde alınabilecek önlemler: Deniz duvarları inşa etmek, kıyı şeritlerini güçlendirmek, erken uyarı sistemleri kurmak gibi önlemler alınabilir. Sürdürülebilir şehir planlaması: Kıyı bölgelerinde sürdürülebilir şehir planlaması yaparak riskleri azaltabiliriz. Deniz seviyesinin yükselmesi, insanlık için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bu sorunun üstesinden gelmek için küresel çapta ortak hareket etmek ve acil önlemler almak zorundayız.

Kuzey Denizi neden tehlikeli? Haber

Kuzey Denizi neden tehlikeli?

Kuzey Denizi, coğrafi konumu ve doğal özellikleri nedeniyle bazı tehlikeler barındırır. Bu tehlikeler, deniz taşımacılığı, balıkçılık ve kıyı bölgelerindeki yerleşimler için önemli riskler oluşturur. İşte Kuzey Denizi'ni tehlikeli kılan başlıca nedenler: Şiddetli Fırtınalar: Kuzey Denizi, özellikle kış aylarında şiddetli fırtınalara maruz kalır. Bu fırtınalar, yüksek dalgalar, güçlü rüzgarlar ve deniz seviyesindeki ani yükselmeler gibi tehlikelere yol açarak deniz ulaşımını zorlaştırır ve kıyı erozyonunu hızlandırır. Sığ Sular ve Kumluklar: Kuzey Denizi'nin bazı bölgeleri oldukça sığdır ve deniz tabanında kumluklar bulunur. Bu durum, gemilerin karaya oturmasına neden olabilir. Özellikle görüş mesafesinin az olduğu sisli havalarda bu risk daha da artar. Buzullar: Kış aylarında, Kuzey Denizi'nin kuzey bölgelerinde buzullar oluşabilir. Bu buzullar, deniz trafiğini olumsuz etkiler ve balıkçılık faaliyetlerini zorlaştırır. Petrol ve Gaz Platformları: Kuzey Denizi, önemli petrol ve doğal gaz yataklarına sahiptir. Bu nedenle, bölgede çok sayıda petrol ve gaz platformu bulunur. Bu platformlarda meydana gelebilecek kazalar, büyük çaplı çevre felaketlerine yol açabilir. Deniz Kirliliği: Endüstriyel atıklar, petrol sızıntıları ve tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan kirlilik, deniz ekosistemini olumsuz etkiler ve deniz canlılarının yaşamlarını tehdit eder. Serseri Dalgalar: Kuzey Denizi'nde, beklenmedik şekilde ortaya çıkan ve çok yüksek genliğe sahip olan serseri dalgalar görülebilir. Bu dalgalar, gemiler için büyük bir tehdit oluşturur. Kuzey Denizi'ndeki Bu Tehlikelerin Sonuçları: Deniz Kazaları: Şiddetli fırtınalar, sığ sular ve buzullar gibi faktörler, deniz kazalarına yol açabilir. Bu kazalar, can kaybına, çevre kirliliğine ve ekonomik kayıplara neden olabilir. Kıyı Erozyonu: Yüksek dalgalar ve güçlü rüzgarlar, kıyı erozyonunu hızlandırır. Bu durum, kıyı şeridindeki yerleşim yerleri ve altyapı için ciddi bir tehdit oluşturur. Balıkçılık Üzerindeki Etkiler: Deniz kirliliği ve aşırı avlanma, balık stoklarını azaltır ve balıkçıların geçim kaynaklarını tehdit eder. Ekoturizm Üzerindeki Etkiler: Deniz kirliliği ve ekosistem bozulması, deniz turizmini olumsuz etkiler. Özetle, Kuzey Denizi'nin coğrafi ve iklimsel özellikleri, deniz trafiği, balıkçılık ve kıyı bölgelerindeki yaşam için çeşitli tehlikeler barındırır. Bu tehlikelerin azaltılması için uluslararası işbirliği ve çevre koruma önlemleri alınması büyük önem taşımaktadır.

Deniz kirliliği ve insan sağlığı: Kirli denizlerin insan üzerindeki etkileri Haber

Deniz kirliliği ve insan sağlığı: Kirli denizlerin insan üzerindeki etkileri

Deniz kirliliği, sadece deniz ekosistemlerine değil, aynı zamanda insan sağlığına da ciddi tehditler oluşturur. Enfeksiyonlar, kimyasal maruziyet ve mikroplastiklerin sağlık üzerindeki etkileri, bu sorunun ne kadar büyük olduğunu gözler önüne seriyor. Denizlerin korunması, sadece çevresel değil, aynı zamanda halk sağlığı açısından da kritik öneme sahiptir. Dolayısıyla, deniz kirliliğini azaltmak ve temiz denizler için yapılan mücadele, hepimizin sağlığı ve geleceği için büyük önem taşımaktadır. 1. DENİZ KİRLİLİĞİNİN KAYNAKLARI VE TÜRLERİ Deniz kirliliği, çeşitli kaynaklardan ve biçimlerde ortaya çıkar. Temel kirleticiler şunlardır: Plastik Atıklar: Denizlerde biriken plastikler, mikroplastiklere dönüşerek su kaynaklarını kirletir. Kimyasal Kirleticiler: Petrol sızıntıları, ağır metaller ve tarım ilaçları gibi kimyasallar denizlere karışarak su kalitesini bozar. Organik Atıklar: Tarım ve endüstriyel atıklar, denizlerde yüksek miktarda besin maddesi sağlayarak alg patlamalarına neden olur. Antibiyotikler ve İlaçlar: İnsanlar tarafından kullanılan ilaçlar, denizlerde bulunabilir ve ekosistem üzerinde olumsuz etkiler yaratır. 2. KİRLİ DENİZLERİN İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ a. Enfeksiyonlar ve Hastalıklar Kirli denizler, çeşitli patojenlerin yayılmasına zemin hazırlar. Bakteri ve virüsler, deniz suyunda yaşar ve insanlara çeşitli enfeksiyonlar bulaştırabilir. Özellikle vücut ısısının düzenlenmesi ve bağışıklık sistemi zayıf olan bireyler, bu tür enfeksiyonlardan daha fazla etkilenebilir. Viral Enfeksiyonlar: Hepatit A ve Norovirüs gibi virüsler, kirli deniz suyundan bulaşabilir ve sindirim sistemi sorunlarına yol açabilir. Bakteriyel Enfeksiyonlar: Vibrio ve E. coli gibi bakteriler, kirli deniz suyu ile insanlara geçebilir ve ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. b. Kimyasal Maruziyet Kimyasal kirleticiler, deniz suyunda çözünür ve insanlar tarafından doğrudan ya da dolaylı yollarla tüketilebilir. Bu kimyasallar, insan sağlığı üzerinde uzun vadeli etkiler yaratabilir. Ağır Metaller: Cıva ve kurşun gibi ağır metaller, deniz ürünlerinde birikir ve insanlar tarafından tüketildiğinde nörolojik ve böbrek sorunlarına yol açabilir. Petrol ve Derivatifleri: Petrol sızıntıları sonucu deniz ürünlerinde biriken kimyasallar, kanser riski ve diğer sağlık sorunlarına neden olabilir. c. Mikroplastiklerin Etkileri Mikroplastikler, denizlere karışan plastiklerin küçük parçalarıdır ve deniz ürünlerinde birikir. İnsanlar, bu mikroplastikleri tüketerek sağlık sorunları yaşayabilir. Sindirim Sistemi Üzerindeki Etkiler: Mikroplastikler, sindirim sistemi üzerinde tahrişe ve inflamasyona neden olabilir. Kimyasal Maruziyet: Mikroplastikler, denizlerde biriken toksik kimyasalları taşıyabilir ve bu toksinler vücuda girerek çeşitli sağlık problemlerine yol açabilir. 3. DENİZ KİRLİLİĞİ İLE MÜCADELE STRATEJİLERİ Deniz kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini azaltmak için çeşitli stratejiler geliştirilmiştir: Atık Yönetimi: Plastik ve kimyasal atıkların denizlere ulaşmadan bertaraf edilmesi için etkili atık yönetim sistemleri kurulmalıdır. Temizlik ve Kurtarma Operasyonları: Kirli denizlerin temizlenmesi ve kirleticilerin temizlenmesi için düzenli temizlik operasyonları gerçekleştirilmelidir. Eğitim ve Bilinçlendirme: Toplumun deniz kirliliği konusunda bilinçlendirilmesi ve çevre dostu alışkanlıkların teşvik edilmesi önemlidir. Uluslararası İş Birliği: Deniz kirliliği uluslararası bir sorundur ve bu nedenle uluslararası iş birliği ve anlaşmalar gereklidir.Sonuç

Sıcaktan bunalanlar sahile akın etti Haber

Sıcaktan bunalanlar sahile akın etti

Meteoroloji 4. Bölge Müdürlüğünün verilerine göre, kentte hava sıcaklığı 40 derece olurken, deniz suyu sıcaklığı 30 derece ve nem oranı ise yüzde 49 olarak ölçüldü. Nemin de etkisiyle hissedilen hava sıcaklığının yüksek olması nedeniyle sıcaktan bunalan vatandaşlar ve turistler Konyaaltı sahili başta olmak üzere Sarısu sahillerinde denize girdi. Kendisini sahile atan vatandaşlar denizde vakit geçirirken bazıları ise şezlonglara ve kumsala uzanarak güneşlendi. Kimi vatandaşlar da gölgelik alanları ve ağaç altlarını tercih etti. “ANTALYA’NIN YERLİSİ GİBİ OLDUK” Sahile yakın noktalarda ağaçlık alanlarda kamp sandalyelerinde oturanların yanı sıra birçok kişi de gölgelik alanlarda sıcaktan korunmaya çalıştı. Sarısu Plajı'nda ise vatandaşlar ağaçlık alanlarda piknik yapmayı tercih etti. Yoğunluk nedeniyle piknik alanında bazı vatandaşlar yer bulmakta zorlandı. 15 aydır Antalya’da yaşadıklarını, yeşili ve denizi ile güzel bir şehir olduğunu belirten Murat Utanç, “Antalya sıcak ama çok güzel, doğası ile denizi ile gerçekten güzel bir ilimiz. Antalya'ya geleli 15 ay oldu. Buraya alışmaya başladık. Hatta buranın yerlisi gibi olduk. Antalya güzel bir memleket, özellikle yeşili ve maviyi birleştirdiği için çok hoşuma gidiyor. Denizi ayrı bir güzel, yeşili ayrı güzel. Ama hava sıcaklıkları insanı biraz zorluyor” dedi. VATANDAŞTAN İZMARİT UYARISI Sahilde güneşlenen Gözde Karataş isimli vatandaş ise, “Denizi çok seviyorum. Her gün gelmeye çalışıyorum. Özellikle işe gitmeden önce, hafta sonlarında da kaçırmamaya çalışıyorum. Sahile sigara atanları falan gördüğümde ikaz etmeye çalışıyorum. Sigara izmaritleri denize gidiyor. Lastik olduğu için doğanın dengesi bozuluyor. Yakında 2-3 sene sonra denize giremeyeceğiz diye korkuyorum. Buna bir çözüm yolu bulunması lazım. Herkesin duyarlı olması lazım. Sadece burada değil bütün sokaklarda sigarasını atanlara çok sinirleniyorum” ifadelerini kullandı. “ANTALYA’NIN SICAĞINA ALIŞAMADIM” Ailesiyle birlikte Sarısu Plajı'nda mangal yakarak piknik yapan Caner Bolat ise 24 yıldır Antalya’da yaşamasına rağmen sıcak havasına alışmakta zorlandığını belirterek, “Sıcakta sıcağın üzerine sıcak ekliyoruz. Yorgunluğumuzu böyle atıyoruz. Burada çok fazla gezilebilecek alanlar var. Tarihi alanlar var, ben çok gezmeyi severim. Genelde tarihi alanları geziyorum, kanyonlara falan gidiyorum. Geçen seneden beri ilk defa Sarısu’ya geliyorum. Normalde mangala çok vaktim olmuyor ama arabayla gezmeyi daha çok seviyorum. Aslında Ankaralıyım, 24 yıldır Antalya’dayım ama Antalya’nın sıcağına bir türlü alışamadım. Ben kış insanıyım ama Antalya yaşanabilir bir şehir. 79 il gezdim ama Antalya gibi yaşanabilir bir yer olmadığı için sıcağına katlanıyoruz” şeklinde konuştu.

Denizlerde köpük neden oluşur? Haber

Denizlerde köpük neden oluşur?

Denizlerde köpük oluşumu, çeşitli doğal ve insan kaynaklı faktörlerin bir sonucudur. Dalga hareketleri, biyolojik ve kimyasal etmenler, köpüğün oluşumunu etkileyen başlıca süreçlerdir. Köpüklerin çevresel ve ekosistem üzerindeki etkileri geniş bir yelpazeyi kapsar ve bu sürecin daha iyi anlaşılması, deniz ekosistemleri ve kirlilik yönetimi açısından büyük önem taşır. Gelecekte yapılacak araştırmalar, köpük oluşumunun detaylarını ve etkilerini daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır. Köpüğün Oluşum Mekanizmaları Denizlerde köpük oluşumu, çeşitli fiziksel ve kimyasal süreçlerin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Bu süreçler genel olarak şu başlıklarla özetlenebilir: Dalgaların ve Akıntıların Etkisi: Fiziksel Karıştırma: Dalga hareketleri ve deniz akıntıları, deniz yüzeyinde bulunan hava kabarcıklarını karıştırarak köpük oluşumuna yol açar. Dalga çarpması ve yüzeyin sürekli olarak karışması, su ve hava arasındaki karışımın artmasına neden olur. Şiddetli Hava Koşulları: Fırtınalar ve güçlü rüzgarlar, denizde köpük oluşumunu artırabilir. Bu tür hava koşulları, deniz yüzeyindeki su ve hava kabarcıklarının daha yoğun bir şekilde karışmasına neden olur. Organik Madde ve Biyolojik Faktörler: Deniz Yosunları ve Planktonlar: Denizlerdeki bazı bitki ve plankton türleri, yüzeyde köpük oluşumuna neden olabilir. Örneğin, fitoplanktonlar ve deniz yosunları, suyun yüzeyinde köpüklerin birikmesine yol açan doğal yüzey aktif maddeler üretir. Biyolojik Ayrışma: Denizlerde bulunan organik maddelerin, özellikle ölen deniz canlılarının ayrışması sırasında serbest kalan maddeler köpük oluşumuna katkıda bulunabilir. Bu maddeler, yüzeydeki hava kabarcıkları ile birleşerek köpüklerin meydana gelmesine neden olur. Kimyasal Reaksiyonlar: Yüzey Aktif Maddeler: Denizlerdeki doğal ve yapay yüzey aktif maddeler, köpük oluşumunda önemli rol oynar. Bu maddeler, su yüzeyinde hava kabarcıklarının stabilize olmasına yardımcı olur. Yüzey aktif maddeler, genellikle sabun, deterjan veya diğer kimyasal maddeler içeren deniz kirliliği kaynaklarından gelebilir. Kirlilik ve Kimyasal Atıklar: Endüstriyel atıklar, tarımsal runoff ve diğer kirleticiler, denizlerde köpük oluşumuna katkıda bulunabilir. Bu kimyasal maddeler, deniz suyunun yüzey gerilimini değiştirerek köpüklerin oluşmasına neden olur. Çevresel ve Ekosistem Etkileri Denizlerdeki köpüklerin çevresel ve ekosistem üzerindeki etkileri oldukça geniş bir yelpazeye yayılabilir: Ekosistem Üzerindeki Etkiler: Besin Zinciri: Köpükler, bazı deniz canlıları için besin kaynağı olabilir. Örneğin, bazı balıklar ve kuşlar, köpükleri besin olarak kullanabilir. Yüzey Koşulları: Köpükler, deniz yüzeyinin fiziksel özelliklerini değiştirerek güneş ışığının suya ulaşımını etkileyebilir. Bu durum, su altı bitkileri ve planktonların fotosentezini etkileyebilir. Kirlilik ve İnsan Sağlığı: Kirleticiler: Köpüklerin kimyasal içeriği, deniz kirliliğinin bir göstergesi olabilir. Yüksek konsantrasyonlarda bulunan yüzey aktif maddeler ve kimyasal atıklar, deniz ekosistemlerini ve insan sağlığını olumsuz etkileyebilir. Halk Sağlığı: Köpükler, plajlarda ve yüzme alanlarında hoş olmayan bir görünüm oluşturabilir ve bazı durumlarda cilt tahrişine neden olabilir. Estetik ve Ekonomik Etkiler: Turizm: Denizlerdeki köpükler, bazı turistik bölgelerde estetik açıdan hoş olmayan bir görünüm oluşturabilir ve turistlerin plajlara olan ilgisini etkileyebilir. Balıkçılık: Köpüklerin yoğun olduğu bölgelerde balıkçılık faaliyetleri zorlaşabilir ve balıkların davranışları üzerinde etkili olabilir.

Kandıra nerede? Kandıra hangi ile bağlı? Kandıra'da denize girmek yasak mı? Haber

Kandıra nerede? Kandıra hangi ile bağlı? Kandıra'da denize girmek yasak mı?

Kandıra İlçesi, Marmara Bölgesi'nde, Kocaeli'ne bağlı ve Karadeniz'e 52 km uzunluğunda kıyısı olan tek ilçedir. Yüzölçümü 933 km²'dir. Doğusunda Sakarya (Adapazarı), batısında İstanbul, kuzeyinde Karadeniz ve güneyinde İzmit (Kocaeli) merkez ilçesi bulunuyor. . KANDIRA'YA NASIL GİDİLİR?  Kandıra'ya karayoluyla seyahat etmek isteyenler için üç farklı güzergah bulunmaktadır: TEM Otoyolu Üzerinden: İstanbul-Ankara arasında seyahat edenler için en pratik seçenek olan TEM otoyolunu kullanarak Kandıra'ya ulaşabilirsiniz. Otoyoldan Kandıra sapağını takip ederek yaklaşık 35 kilometrelik bir yolculukla ilçeye ulaşabilirsiniz. Bu güzergah, özellikle İstanbul'dan gelenler için sıklıkla tercih edilir. Adapazarı (Sakarya) Üzerinden: Eğer Adapazarı veya çevresinden Kandıra'ya gitmek istiyorsanız, Kaynarca ve Kaymas üzerinden alternatif bir yol kullanabilirsiniz. Bu güzergah yaklaşık 45 kilometre uzunluğundadır ve daha kırsal bir yolculuk deneyimi sunar. Şile ve Ağva Üzerinden: İstanbul'un doğusundan veya Karadeniz sahilinden Kandıra'ya ulaşmak isteyenler için Şile ve Ağva üzerinden giden bir yol bulunmaktadır. Şile'den başlayarak Ağva'yı geçerek Kandıra'ya ulaşabilirsiniz. Bu güzergah, özellikle doğa severler ve sahil yolculuğu yapmak isteyenler için tercih edilebilir. Ağva ile Kandıra arasındaki mesafe yaklaşık 38 kilometredir. KANDIRA'NIN TOPOGRAFİK ÖZELLİKLERİ Kandıra, engebeli bir arazi yapısına sahip olup, küçük tepelerle bezelidir. İlçe merkezi, deniz seviyesinden yaklaşık 75 metre yükseklikte yer alır. Bu sayede hem deniz manzarasının keyfini çıkarmak hem de serin bir iklimden yararlanmak mümkündür. Bölgede, özellikle kıyı kesiminde yer alan Babadağ (400 m.) ve Çaltepesi (350 m.) gibi tepeler, ilçe manzarasına hakim konumdadır. Bu tepeler, hem doğa yürüyüşü yapmak hem de çevreyi kuşbakışı izlemek isteyenler için ideal mekanlardır.  Kandıra’nın Karadeniz’e dökülen üç önemli deresi vardır: Sarısu Deresi (25 km), Seyrek Deresi (11 km) ve Kumcağız Deresi (7 km). Bu derelerin debileri düzensizdir. KANDIRA'DA DENİZE GİRMEK YASAK MI?  Öte yandan Kandıra Kaymakamlığı tarafından yapılan açıklamada, "Olumsuz hava ve deniz şartları sebebiyle cumartesi günü Kandıra ilçemizde bulunan tüm plajlarda denize girmek tehlikeli ve yasaktır" denilmişti. 28 Temmuz Pazar günü için ise yasak ile ilgili bir açıklama yapılmadı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.