Hava Durumu

#Birleşmiş Milletler

Bursa Hayat Gazetesi - Birleşmiş Milletler haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Birleşmiş Milletler haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Gazze'de insani yardım sistemi çökmek üzere Haber

Gazze'de insani yardım sistemi çökmek üzere

BM Kabine Şefi Earle Courtenay Rattray Rusya başkanlığındaki oturumda yaptığı konuşmada, Gazze Şeridi’ndeki insani yardım sisteminin tamamen çökmek üzere olduğunu söyledi. Rattray, “Kamu düzeni tamamen bozulmuş durumda ve bölgesel yayılma tehlikesi de her geçen gün artıyor. Refah harabeye döndü. Refah sınır kapısının kapalı olması insani yardım operasyonlarını daha da zorlaştırıyor” dedi. “SAĞLIK VE INSANI YARDIM TESISLERINE SALDIRILAR DA DEVAM ETMEKTEDIR” Gazze Şeridi’nde nüfusun tamamı olan 2 milyona yakın insanın yerinden edildiğini ve bunların çoğunun birden fazla kez yerinden edildiğini aktaran Rattray, “Gazze'de hiçbir yer güvenli değil. BM hayat kurtaran yardımları ulaştırma konusundaki kararlılığını sürdürüyor, ancak ciddi zorluklar ve ölümcül risklerle karşı karşıyayız. İnsani yardım konvoyları çoğu zaman hayat kurtaran yardımları güvenli bir şekilde dağıtamamaktadır” şeklinde konuştu. İnsani yardım çalışanlarına ve barınaklara yönelik saldırıların devam ettiğini kaydeden Rattray, “Sağlık ve insani yardım tesislerine saldırılar da devam etmektedir. Kanunsuzluk ve suç yaygınlaşmaktadır. Taraflar bu zorlukların üstesinden gelmek için davranışlarını temelden ve acilen değiştirmelidir” ifadelerini kullandı. “BM, GAZZE'DE HALA GEREKLI GÜVENLIK EKIPMANINA SAHIP DEĞILDIR” İnsani yardım bildirim sistemi ve diğer koordinasyon mekanizmalarının etkili olmadığını söyleyen Rattray, “Bu da görevlerin gecikmesine, iptal edilmesine veya insani yardım görevlilerinin ölümcül risklere maruz kalmasına neden olmaktadır. BM, personelimizin karşı karşıya kaldığı aşırı riskleri yönetmek için Gazze'de hala gerekli güvenlik ekipmanına sahip değildir. İsrailli yetkililerle devam eden diyaloğa ve bazı iyileştirmelere rağmen, daha fazlasına ihtiyaç vardır” diye konuştu. İnsani yardımların Gazze Şeridi’nin tüm bölgelerine ulaştırılmasının sivillerin hayatta kalması ve refahı için elzem olduğunu vurgulayan Rattray, “Tüm geçiş noktalarından ihtiyaç sahiplerine erişime ihtiyacımız var. Gazze'de uluslararası insani hukuka uygun olarak etkili insani yardım operasyonları için güvenli ve elverişli bir ortamın oluşturulmasının zamanı çoktan gelmiştir” dedi.

Birleşmiş Milletler Kuzey Kore'deki çalışma sistemini kınadı Haber

Birleşmiş Milletler Kuzey Kore'deki çalışma sistemini kınadı

Birleşmiş Milletler, Kuzey Kore'nin "yoğun ve çok katmanlı zorla çalıştırma sistemini" kınadı. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ofisinin, Kuzey Kore'de zorla çalıştırılan kişilerle 2015-2023 yıllarında yaptığı 183 mülakata dayandırdığı raporunda, Pyongyang'ın vatandaşlarını kontrol etmek ve gözetlemek için zorla çalıştırma sistemini kullandığı bildirildi. Raporda, Kuzey Kore'nin zorla çalıştırma sisteminin "iyice kökleştiği" belirtilerek, bazı vakalarda köleleştirme gibi "insanlığa karşı suç" olarak sayılabilecek ciddi insan hakları ihlalleri yapıldığı kaydedildi. Kuzey Kore yetkililerinin "çalışma kotalarını karşılayamayan işçileri disipline etmek için şiddet ile zalimane, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamelenin yaygın olarak kullanıldığına" işaret edilen raporda, Pyongyang'a gözaltı da dahil olmak üzere zorlamaya dayalı çalışma sisteminden vazgeçmesi için çağrıda bulunuldu. Raporda, uluslararası topluma Pyongyang ile ekonomik ilişkilerinde dikkatli olması tavsiye edilirken, Kuzey Kore'deki durumu Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) taşıması için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) çağrı yapıldı. - BM Yüksek Komiseri Türk: "Rapor, insanlık dışı muamele hakkında fikir veriyor" Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinden (OHCHR) yapılan açıklamaya göre, Yüksek Komiser Volker Türk, söz konusu BM raporunu, "Rapordaki tanık ifadeleri, hem boyutları hem de şiddet ve insanlık dışı muamele düzeyleri bakımından, zorla çalıştırma yoluyla insanlara çektirilen acılar hakkında şok edici ve üzücü bir fikir vermektedir." şeklinde değerlendirdi. Türk, Kuzey Korelilerin dayanılmaz koşullarda, tehlikeli sektörlerde ücret, tercih hakkı, ayrılma, koruma, izin, barınma ve gıda hakkı olmadan zorla çalıştırıldığını belirtti.

Göç yollarında büyük zorluk! BMMYK'den açıklama Haber

Göç yollarında büyük zorluk! BMMYK'den açıklama

Yaklaşık 3 yıllık bir veri toplama döneminin ardından Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), BM Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ve Karma Göç Merkezi (MMC) tarafından yayımlanan raporda, düzensiz göçmenlerin Afrika kıtası üzerinden Akdeniz kıyı şeridine uzanan deniz ve kara üzerindeki göç yollarında aşırı şiddet biçimleriyle, insan hakları ihlalleriyle ve sömürüyle karşı karşıya kalmaya devam ettiği vurgulandı. Sahra Çölü'nü Akdeniz'den daha fazla kişinin geçtiği ve çöldeki düzensiz göçmen ölümlerinin denizdekilerin iki katı olduğu tahmin edilen raporda, bu rotadaki kara yollarında insanların karşı karşıya olduğu çok daha az belgelenmiş ve duyurulan tehlikelerin olduğu belirtildi. Raporda, bu tehlikeli kara geçişini deneyen kişi sayısındaki artış ve bunların karşılaştıkları riskler konusunda da uyarıda bulunuldu. Bu durumun, Sahel ve Sudan'da yeni çatışmaların başlaması, iklim değişikliği ve felaketlerin Doğu Afrika ve Afrika Boynuzu'ndaki yıkıcı etkisi dahil menşe ve ev sahibi ülkelerdeki kötüleşen durumların bir sonucu olduğu kaydedilen raporda, düzensiz göçmenleri etkileyen ırkçılık ve yabancı düşmanlığının tezahürlerinin de bunda etkili olduğunun altı çizildi. "YETERSİZ FİNANSMAN VE İNSANİ ERİŞİME İLİŞKİN KISITLAMALAR DA DESTEĞİ ENGELLİYOR" Raporda, "Kıtanın çeşitli yerlerinde göçmenler; isyancı gruplar, milisler ve diğer suç aktörlerinin faaliyet gösterdiği, insan kaçakçılığının, fidye için adam kaçırmanın, zorla çalıştırmanın ve cinsel istismarın yaygın olduğu bölgelerden giderek daha fazla geçiyor." ifadesi kullanıldı. Düzensiz göçmenler tarafından bildirilen riskler ve istismarlar arasında işkence, fiziksel şiddet, keyfi gözaltı, ölüm, fidye için adam kaçırma, cinsel şiddet ve sömürü, köleleştirme, insan kaçakçılığı, zorla çalıştırma, organ alma, soygun, toplu sınır dışı etme ve geri gönderme yer aldığına işaret edilen raporda, "Güvenlik güçleri, polis, ordu, göç memurları ve sınır muhafızlarının yanı sıra suç çeteleri ve silahlı grupların bu ihlallerin ana failleri olduğu bildiriliyor." ifadelerine yer verildi. Uluslararası toplumun, uluslararası hukuka uygun olarak hayat kurtarma ve zayıf noktaları giderme yönündeki taahhütlerine rağmen raporda, Afrika'nın Akdeniz kıyılarına giden kara ve deniz yollarında uluslararası eylemin yetersiz olduğu konusunda uyarı yapıldı. Raporda, "Orta Akdeniz rotası boyunca koruma ve yardım konusunda büyük boşluklar yaşanıyor. Bu durum düzensiz göçmenleri tehlikeli yolculuklara doğru ilerlemeye itiyor. Yetersiz finansman ve insani erişime ilişkin kısıtlamalar da desteği engelliyor." ifadeleri kullanıldı. "İNSANİ YARDIMLAR YETERLİ DEĞİL" BMMYK, IOM, ortak kuruluşlar ve bazı hükümetlerin güzergahlar boyunca hayat kurtaran koruma hizmetleri ile yardım, kimlik belirleme ve sevk mekanizmalarını hızlandırdığının ancak insani yardımların yeterli olmadığının da altı çizilen raporda, hayat kurtarmak ve acıları azaltmak için somut ve rota bazlı koruma müdahalelerinin yanı sıra yerinden edilmenin temel nedenlerinin ve düzensiz hareketin itici güçlerinin ele alınması yönünde çağrı da yer aldı. Raporda, atılacak adımların, barışın inşası, insan haklarına saygı, yönetişim, eşitsizlik, iklim değişikliği ve sosyal uyumun yanı sıra göçmenler ve mülteciler için güvenli yolların oluşturulmasında olumlu eylemler yoluyla olması gerektiği vurgulanarak, bu konudaki faaliyetlerin menşe, sığınma, geçiş ve varış ülkelerini de kapsamasının önemine dikkati çekildi. ORTA AKDENİZ'DEKİ DÜZENSİZ GÖÇ SORUNU Avrupa'ya yönelik düzensiz göç akınında İtalya, Malta, Libya ve Tunus arasında kalan Orta Akdeniz güzergahı, son yıllarda yoğun hareketlilik gözlenen rotalardan biri olarak öne çıkıyor. Genellikle Kuzey Afrika kıyılarından denize açılan ve sonra yardım çağrısı yapan düzensiz göçmenleri, bu güzergahta Avrupalı devletlerin görevlileri yerine genellikle Avrupa menşeli sivil toplum kuruluşları (STK) kurtarıyor. Söz konusu STK'ler, AB üyesi devletlerin "güvenli liman" vermemesinden ötürü zaman zaman kurtardıkları düzensiz göçmenleri tahliye etmekte güçlük çekiyor.

BM: 'Vahşet suçlarını durdurmak için zamanında adım atmıyoruz' Haber

BM: 'Vahşet suçlarını durdurmak için zamanında adım atmıyoruz'

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Koruma Sorumluluğu Özel Danışmanı Mo Bleeker, BM Genel Kurulunda düzenlenen "Koruma Sorumluluğu" oturumunda Genel Sekreter Antonio Guterres adına konuşma yaptı. 2005 Dünya Zirvesi'nin ardından BM Genel Kurulunda tüm ülkelerin "koruma sorumluluğu" olduğunun kabul edildiğini anımsatan Bleeker, bunun kabulünün büyük ümitlere yol açtığını kaydetti. Bleeker, bu çerçevede BM üyelerinin toplumları soykırım, savaş suçu, etnik temizlik ve insanlığa karşı suçlardan koruma sözü verdiğini belirterek, "Vahşet suçlarını durdurma konusunda verilen sözler tutulmuyor." değerlendirmesinde bulundu. "KORUMA SORUMLULUĞU DÜNYANIN HER YERİNDE HERKES İÇİN GEÇERLİ" Vahşet suçlarına ilişkin riskler hakkında yapılan uyarılara ya tepkisiz kalındığını ya da inkar edildiğini ifade eden Bleeker, "Vahşet suçlarını durdurmak için ya zamanında adım atmıyoruz ya da adım atamayacak kadar şok oluyoruz." diye konuştu. Bleeker, halihazırda uluslararası insancıl hukuk ve uluslararası insan hakları hukukunun devletler ve devlet dışı aktörler tarafından açık bir şekilde ihlal edildiğini kaydetti. BM Güvenlik Konseyinin daimi üyelerinin fikir birliği sağlayamadığı için uluslararası barış ve güvenlik görevini yerine getiremediğini belirten Bleeker, bu nedenle uluslararası sisteme olan güvenin de azaldığını dile getirdi. Bleeker, "Koruma Sorumluluğu"nun toplu olarak herkesin yükümlülüğü olduğuna işaret ederek bunun, dünyanın her yerinde herkes için geçerli olduğunu vurguladı.

2024 sürdürülebilir kalkınma raporu açıklandı! Türkiye 72. sırada Haber

2024 sürdürülebilir kalkınma raporu açıklandı! Türkiye 72. sırada

Boğaziçi Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre, 2015'te Birleşmiş Milletlere üye devletler tarafından "Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları"nın kabul edilmesinden bu yana kaydedilen ilerlemeyi gözden geçirmek üzere her yıl hazırlanan Sürdürülebilir Kalkınma Raporu'nda, bu yıl küresel işbirliğinin ve finansmanın güçlendirilmesi gerekliliğine vurgu yapıldı. 2015'te ilan edilen 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacının 2030'a kadar gerçekleştirilemeyeceği ifade edilen raporda, belirlenen hedeflerin sadece yüzde 16'sında ilerleme kaydedildiği, hedeflerin yüzde 84'lük kısmında ise ilerlemenin sınırlı veya tersine dönmüş durumda olduğu vurgulandı. İSKANDİNAV ÜLKELERİ LİDERLİĞİNİ SÜRDÜRDÜ Rapora göre, Sürdürülebilir Kalkınma Hedef Endeksi'nde İskandinav ülkeleri geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da liderliğini sürdürdü. Sürdürülebilir Kalkınma Endeksi'nde Finlandiya birinci sırada yer alırken onu sırasıyla İsveç, Danimarka, Almanya ve Fransa takip etti. BRICS ülkeleri (Brezilya, Rusya Federasyonu, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) ile BRICS+ ülkelerinin (Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri) 2015'ten bu yana dünya ortalamasından daha hızlı ilerleme kaydettikleri, yoksul ve kırılgan ülkelerin ise Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına ulaşmada oldukça geri kaldıkları görüldü. Türkiye ise 70,5 puan alarak 167 ülkenin yer aldığı endekste 72'nci oldu. "KÜRESEL FİNANSAL MİMARİ YENİDEN DÜZENLENMELİ" Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına ulaşma yolundaki en büyük zorluğun yatırım sorunları olduğu vurgulanan raporda, özellikle düşük ve alt-orta gelirli ülkelerdeki altyapı, eğitim ve sağlık gibi alanlarda temel kamu yatırımları için gerekli finansal kaynak yetersizliğinin ve gelişmekte olan ülkelerin borç yükü altında olmasının Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına ulaşmayı zorlaştırdığı ifade edildi. Raporda, insanlığın temiz hava ve su gibi ulus devletlerin ötesine geçen birçok vazgeçilmez ortak mal ve hizmete ihtiyaç duyduğu belirtilerek, küresel finansal mimarinin reform ihtiyacının daha da acil hale geldiği vurgulandı. Düşük gelirli ülkelerin (LIC) ve alt-orta gelirli ülkelerin (LMIC), büyük ölçekli yatırımlar yapabilmeleri ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına ulaşabilmeleri için hızlı erişilebilir, uygun maliyetli ve uzun vadeli sermayeye erişimleri gerektiği belirtilen raporda, gerekli fonları sağlamak üzere yeni örgütlerin kurulması, yeni küresel finansman yöntemlerinin uygulanması (küresel vergilendirme dahil) ve evrensel kaliteli eğitime erişim gibi alanlara küresel finansmanın önceliklendirilmesi gerektiği aktarıldı. Raporda ayrıca küresel finansal mimaride reform yapılması için "resmi finansmanın artırılması", "ulusal kalkınma bankalarının performansının iyileştirilmesi", "küresel vergilendirme uygulamaları", "özel sermaye piyasalarının reformu" ve "mevcut borçların yeniden yapılandırılması" stratejileri önerildi. HAYVANSAL BAZLI PROTEİN TÜKETİMİ SINIRLANDIRILMALI Rapor, gıda ve arazi sistemlerine ilişkin Sürdürülebilir Kalkınma Amacının iyiye gitmediğine, 2030'a kadar dünya genelinde yaklaşık 600 milyon insanın açlık çekeceğine ve obezite oranlarının artacağına dikkati çekti. Mevcut ulusal taahhütler çerçevesinde ilerlemenin önemli ancak yetersiz olduğu belirtilen raporda, sürdürülebilir gıda ve arazi sistemlerini desteklemek için Gıda, Tarım, Biyoçeşitlilik, Arazi Kullanımı ve Enerji (FABLE) önerileri sunuldu. Raporda, önemli ilerleme kaydedilebilmek için hayvansal bazlı protein tüketimini sınırlandırmak, verimliliği artıracak yatırımlar yapmak ve ormansızlaşmayı durdurmak için kapsayıcı, sağlam ve şeffaf izleme sistemleri uygulama konusunda tüm paydaşların acil ve koordineli şekilde eyleme geçmesi gerektiği de ifade edildi. "SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR GELECEK İÇİN ÜZERİMİZE DÜŞEN SORUMLULUĞU YERİNE GETİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ" Açıklamada rapor hakkındaki görüşlerine yer verilen Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci İnci, SDSN'nin Türkiye Ağı'nın, Türkiye'de sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleştirmesine yönelik çözümlerin üretilmesi amacıyla Boğaziçi Üniversitesi himayesinde 2014'te oluşturulduğunu hatırlattı. İnci, "Bu yıl dokuzuncusu hazırlanan Sürdürülebilir Kalkınma Raporu, BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına ulaşmak için küresel işbirliği ve yenilikçi finansman yöntemlerinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Boğaziçi Üniversitesi olarak, bilimsel araştırmalar ve akademik işbirlikleriyle sürdürülebilir bir gelecek için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.