#Aşırı Sağ

Bursa Hayat Gazetesi - Aşırı Sağ haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Aşırı Sağ haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Fransa'da Macron'dan aşırı sağa karşı ittifak çağrısı Haber

Fransa'da Macron'dan aşırı sağa karşı ittifak çağrısı

AP seçimlerini Fransız aşırı sağı Ulusal Birlik (RN) partisinin yüzde 31,36 oranla açık ara önde bitirmesi üzerine, Ulusal Meclisi feshederek erken seçime gitme kararı alan Macron, bu kararın ardından ilk kez kamuoyu önüne çıktı. Solcu Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) partisinin hükümetine karşı verdiği gensoru önergeleri ile Ulusal Meclis'te "sürekli bir endişe ve düzensizlik" yarattığını belirten Macron, aşırı sağcı RN'nin de AP seçimlerinden galibiyetle çıkmasının ardından "bir şeylerin açıklığa kavuşturulması" için Ulusal Meclis'i feshetme kararı aldığını dile getirdi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, aşırı sağın galibiyetini "göz ardı edilmeyecek siyasi bir gerçek" olarak niteledi. "MASKELER DÜŞTÜ" Macron, erken genel seçimlerde, merkez sağdaki Cumhuriyetçiler Partisinin (LR) aşırı sağcılarla ittifak yapacağını duyurmasını eleştirdi. Cumhuriyetçilerin "RN ile ittifak kurarak General de Gaulle, Jacques Chirac ve Nicolas Sarkozy'nin mirasına sırtını döndüğünü" belirten Macron, AP seçimlerinden sonra "Maskeler düştü" değerlendirmesinde bulundu. AŞIRI SAĞA KARŞI İTTİFAK ÇAĞRISI Macron, "Şu anki başkanlık çoğunluğu liderlerinin, bugün üyeleri olmayan güçlerle ve kişilerle diyalog kurabileceğini umuyorum." sözleriyle meclisteki kurucu çoğunluğun, bünyesine yeni siyasi isimleri dahil etmesini istedi. "Kendisini iki tarafın aşırıları ile ittifakta konumlandıramayan herkesi" aynı çatı altında toplamak isteyen Macron, sağ ve sol cepheden ılımlı siyasetçilere aşırı sağa karşı birlik olma çağrısı yaptı. Yeni Kaledonya'da bağımsızlık yanlılarını harekete geçiren anayasal reformu askıya aldı Macron, Fransa ana karasına 17 bin kilometre uzaklıktaki Fransız kolonisi Yeni Kaledonya’da bağımsızlık yanlısı yerli halkın karşı çıktığı anayasal reformu askıya aldığını duyurdu. Ada'daki bağımsızlık yanlıları ve karşıtları arasında uzlaşı için görüşmelerin sürdüğü bir dönemde Macron, "tüm gücü sahada diyalog sağlanması ve düzene dönüşe" yönlendirmek için "belirsizliğe yer bırakmama" kararı aldığını belirtti. Fransa'da AP seçimlerinde aşırı sağcı RN'nin yüzde 31,36 oy oranı ile açık farkla ilk sırayı alması üzerine Macron, Ulusal Meclisi feshederek erken seçime gitme kararı almıştı. Seçimde merkez sağ partisi LR ise yüzde 7,3'lük oy oranıyla beşinci sırada kalmıştı.

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ilk sonuçlar belli oldu Haber

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ilk sonuçlar belli oldu

Oy kullanma sürecinin pazar günü yerel saatle 23.00’e kadar devam ettiği İtalya’da son oyların kullanılmasının ardından Avrupa'da dört günlük seçim süreci sona erdi. Nihai olmayan ilk resmi sonuçlara göre 720 üyeli Avrupa Parlamentosu’nda Avrupa Halk Partisi (EPP) 189, Sosyalistler ve Demokratların İlerici İttifakı (S&D) 135, Renew Europe (Renew) 80, Avrupa Muhafazakârlar ve Reformcular Partisi (ECR) 72, Kimlik ve Demokrasi Partisi (ID) 58, Yeşiller (Greens/EFA) 52 ve Avrupa Parlamentosu’nda Sol (GUE/NGL) 36 vekille temsil edilecek. İlk sonuçlara göre parlamentoya seçilen bağımsız üyelerin sayısı 46, henüz herhangi bir parlamento grubuyla ittifaka katılmamış yeni seçilen diğer üyelerin sayısı ise 52 oldu. URSULA VON DER LEYEN ZAFERLERİNİ İLAN ETTİ Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, seçimlerin galibinin Avrupa Halk Partisi (EPP) olduğunu açıkladı. Avrupa Halk Partili lider, Avrupalı seçmenlere güvenlerinden ötürü teşekkür etti. Von der Leyen, “Bugün, Avrupa Halk Partisi için güzel bir gün. Avrupa seçimlerini biz kazandık” diye konuştu. Aşırı sağ ve sol eğilimli partilerin güç kazandığının doğru olduğunu fakat merkez partilerinin lider konumlarını koruduklarını vurgulayan Von der Leyen, parlamentoda Avrupa Halk Partisi’nin yer almayacağı bir çoğunluk oluşturmanın mümkün olmadığına işaret etti. FRANSA'DA ULUSAL MECLİS FESHEDİLDİ Fransa’da aşırı sağcı Marine Le Pen’in partisi Ulusal Birlik (RN) tarafından seçimlerde elde edilen ezici üstünlük, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Ulusal Meclis’i feshetme ve erken seçime gitme kararı almasına neden oldu. Sonuçlara ilişkin açıklamasında yenilgiyi kabul eden Macron, “Mesajınızı aldım, endişelerinizi anlıyorum ve bunları cevapsız bırakmayacağım” diye konuştu. Macron’un erken seçim açıklamasından aşırı sağcı lider Le Pen, hareketin Fransa’nın yönetimini devralmaya hazır olduğunu açıkladı. Le Pen, “Ülkeyi değiştirmeye, Fransızların çıkarlarını savunmaya ve kitlesel göçe son vermeye hazırız” diye konuştu. ALMANYA’DA AŞIRI SAĞ GÜÇ KAZANDI 27 üyeli birliğin nüfusu en büyük ülkesi Almanya’da ilk sonuçlar, 2019'da yüzde 11 oranında oy alan Almanya için Alternatif (AfD) partisinin oy oranını yüzde 14,2 seviyesine yükselttiğini ortaya koydu. Sonuçlara göre Almanya Hristiyan Demokrat Birliği'nin (CDU) oy oranı yüzde 30,90, Şansölye Olaf Scholz’un partisi Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) oy oranı ise yüzde 14,6 oldu. BELÇİKA’DA BAŞBAKAN DE CROO İSTİFASINI AÇIKLADI Belçika’da Başbakan Alexander De Croo, partisinin Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aldığı kötü sonuçların ardından istifa edeceğini açıkladı. De Croo, “Bu seçim kampanyasına liderlik eden kişi bendim. Bu, umduğum bir sonuç olmadı ve bu sonucun sorumluluğunu üstleniyorum. Böyle olmaması gerekiyordu” dedi. Gazetecilere konuşan De Croo, “Yarından itibaren başbakanlıktan istifa edeceğim” diye konuştu. AVRUPA HALK PARTİSİ, AŞIRI SAĞIN İKTİDARDA YER ALMASINA ENGEL OLACAĞINI AÇIKLADI Avrupa Halk Partisi (EPP) Başkanı Manfred Weber, aşırı sağ partilerin iktidar koalisyonunda yer almasını engellemeyi amaçlayacaklarını açıkladı. Avrupa’daki ana akım partileri Avrupa Halk Partisi’nin Avrupa ve demokrasi yanlısı ittifakına dahil olmaya çağıran Weber, “Bugünün Avrupa'sını biz yarattık ve bu nedenle Avrupa'yı yok etmek isteyen herkes düşmanımızdır. Onlarla mücadele edeceğiz. Böylelerinin Avrupa düzeyinde herhangi bir nüfuza sahip olmalarına müsaade etmeyeceğiz” dedi. Sandığa çıkış oranı, tahminlere göre yaklaşık yüzde 51 ile 1994’ten bu yana görülen en yüksek oranda gerçekleşti. 2019 yılındaki seçimlerde bu oran yüzde 50,66 olarak ölçülmüştü.

Aşırı sağ güçlenirse AP'yi zorlu bir süreç bekliyor Haber

Aşırı sağ güçlenirse AP'yi zorlu bir süreç bekliyor

Avrupa genelinde aşırı sağcı partilerin yükselişi giderek daha belirgin hale gelirken, son anketler yaklaşan AP seçimleri öncesinde bu partilerin oy oranlarında önemli bir artış olduğunu gösteriyor. Bu eğilim özellikle milliyetçi söylemlerin ve göçmen karşıtı politikaların seçmenler üzerinde etkili olduğu Fransa, Almanya ve İtalya gibi ülkelerde belirginleşiyor. Analistler, aşırı sağcı grupların güçlenmesinin AP’nin daha da parçalanmasına yol açabileceği ve iklim değişikliği, ekonomi, göçmen politikaları gibi kritik konuların ele alınmasına yönelik çabaları engelleyebileceği uyarısında bulunuyor. "AVRUPA'DA AŞIRI SAĞIN İZOLE EDİLMESİ ARTIK MÜMKÜN DEĞİL" Bulgar siyaset bilimci ve Sofya Liberal Stratejiler Merkezi Başkanı Ivan Krastev, Avrupa'da yükselen aşırı sağın AP seçimlerine olası etkileri ve sonuçlarını AA muhabirine değerlendirdi. Anketlerin, Avrupa Halk Partisinin (EPP) yine birinci çıkacağını gösterdiğini ifade eden Krastev, çoğu AB ülkesinde de sağ partilere destekte artışın olduğuna ve bunun "yeni bir gerçeklik" haline geldiğine dikkati çekti. Krastev, "Ve bu gerçeklik, Avrupa siyasetindeki parçalanma ve kutuplaşmayı yansıttığı gibi son yıllarda yaşanan bir dizi krizin de sonucudur. On yıl boyunca uzun bir krizden geçildi. Ekonomik kriz, ardından göç krizi sonra Ukrayna'daki savaş durumu." diye konuştu. Avrupa'da aşırı sağın iyice yerleşmeye başladığına işaret eden Krastev, "Avrupa'da artık mümkün olmayan şey, Avrupa düzeyinde aşırı sağın izole edilmesi... Bazıları İtalya'da veya İsveç'te olduğu gibi hükümet koalisyonunun bir parçası ve birçok diğer ülkede merkez sağ ile aşırı sağ birlikte çalışıyor." değerlendirmesi yaptı. "AP'DE HER OY BİR MEYDAN OKUMA OLACAK" Krastev, aşırı sağ partiler arasında bir bölünme olduğunu belirterek, "Bu partilerin bazıları o kadar aşırı olarak algılanıyor ki, aşırı sağdaki diğer partiler için de sorun haline geliyorlar." dedi. Aşırı sağ partilerin "politikaları değil duyguları paylaştığı" yorumunu yapan Krastev, bu nedenle de bu durumun işbirliği yapmayı zorlaştırdığını ve ana akım partilerin konumu güçlendirdiğini söyledi. AP'de yer alan aşırı sağ partiler arasında göç politikaları ve Ukrayna'ya destek konusu başta olmak üzere pek çok farklı tutumların olduğunu kaydeden Krastev, "Bunun sonucunda da Avrupa Parlamentosunda farklı konularda farklı çoğunlukların oluşacağını göreceğiz." tahmininde bulundu. Krastev, AP'deki dinamiklerde yıllar içinde yaşanan değişimi şöyle anlattı: "Önceki dönemlerde, özellikle de 2019'dan önce, AP bir Alman Parlamentosu gibi çalışırdı. Gruplar vardı, muhafazakar ya da sosyalist olmak zorundaydınız. Bu iki grup her zaman birbirlerine güvenebilirdi ve bu çok daha kavramsal bir politikaydı. Bugünlerde AP'nin Hollanda Parlamentosuna doğru gittiğine inanıyorum. Pek çok farklı küçük parti olacak, farklı geçici koalisyonlar kuracaklar ve ana akım partiler siyasi tartışmalara hakim olurken, her oy bir meydan okuma olacak." BÖLÜNMÜŞ BİR AP'DE POLİTİKA YAPIMI ZORLAŞACAK Krastev, aşırı sağ gruplar arasında sürprizlerin yaşanabileceğini aktararak, "Aynı zamanda aşırı sağda büyük farklılıklar ve büyük bir rekabet var. Rekabet var çünkü normalde milliyetçi olan partilerden bahsediyoruz. Ve milliyetçiler komşularıyla kolayca işbirliği yapmalarıyla meşhur değiller." ifadelerini kullandı AP'de yeni dönemde tanıklık edilecek bölünmüş ve kutuplaşmış görüntünün politika yapımını çok daha zor hale getireceğini belirten Krastev, sözlerini şöyle sürdürdü: "Farklı konularda farklı koalisyonlar ortaya çıkabilir ki bu da AP düzeyinde Avrupa siyasetinin kavramsal doğasının temelde ortadan kalktığını görmenin yollarından biri olacaktır. Bu yeni bir durum. AB’nin bu konuda ne kadar işlevsel olduğunu bilmiyoruz. Bu aynı zamanda AB Konseyinin, üye devletlerin, Avrupalı liderlerinin rolünün artacağı anlamına geliyor." "VON DER LEYEN, AŞIRI SAĞI BÖLMEYE ÇALIŞIYOR" Son düzlükte siyasi gruplar arasında meydana gelen yakınlaşmaların "seçim kampanyalarının doğasında olduğunu" kaydeden Krastev, (Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula) von der Leyen'in (İtalya Başbakanı Giorgia) Meloni'nin grubu ECR'ye yakınlaşmasının da aşırı sağ eğilimlerin merkez gruplarla çalışmasını sağlayarak radikalleşmesini önlemek ve aşırı sağı bölmeye çalışmak olduğunu ifade etti. Krastev, "Elbette von der Leyen, Meloni ile çalışacağını söyleyerek risk alıyor ama diğer taraftan solda pek çok kişi bunun çok daha pragmatik bir seçenek olduğunun farkında. Ve kimse güçlü ve konsolide bir aşırı sağ olmasını istemiyor." dedi. AP'NİN YENİ DÖNEMİNİN ŞEKİLLENMESİNDE ABD'DEKİ SEÇİM SONUCU DA BELİRLEYİCİ OLACAK AP'nin gelecek dönemini ABD'nin kasımdaki başkanlık seçiminin sonucunun da şekillendireceğini aktaran Krastev, "Beyaz Saray'da kimin olacağı Avrupalıların başta güvenlik olmak üzere ticaret gibi bazı konulardaki tutumlarını etkileyecektir." değerlendirmesinde bulundu. Krastev, "Eğer Trump kazanırsa, bu durum aşırı sağın bir araya gelmesi ve güçlenmesi için çok daha fazla teşvik yaratacaktır çünkü Washington'da önemli bir ideolojik müttefike sahip olacaklar ve bu da Avrupa Parlamentosundaki konumlarını güçlendirecektir." şeklinde konuştu. Öte yandan Trump'ın "daha korumacı ticaret politikalarını" yürürlüğe koyma ve Ukrayna’ya desteği azaltma ihtimalinin Avrupa ekonomisi ve güvenliğine yönelik risklerin aşırı sağ içinde de hoşnutsuzluğa neden olacağını kaydeden Krastev, "Dolayısıyla ideolojik olarak Trump'ı tercih edecek olan pek çok parti ve seçmen, bunun Avrupalılar için ne kadar iyi olacağından emin değil." dedi. "Birkaç on yıl öncesine kadar aşırı sağ partiler parya muamelesi görürken, bugünlerde partiler koalisyon kuruyor" AA'nın sorularını yanıtlayan Londra Ekonomi ve Siyasal Bilimler Okulunun (LSE) Avrupa Enstitüsü'nde araştırmacı Dr. Marta Lorimer ise Avrupa'da aşırı sağ partilere desteğin yeni bir gelişme olmadığına dikkati çekerek, şunları aktardı: "Yeni olan, bu partilerin artık neredeyse tüm AB ülkelerinde mevcut olmaları ve varlıklarının büyük ölçüde normalleşmiş olmasıdır. Birkaç on yıl öncesine kadar aşırı sağ partiler parya muamelesi görürken, bugünlerde diğer partiler onlarla hükümet koalisyonları kurmaktadır. Dahası, daha radikal fikirlerinden bazıları ana akım tarafından benimsenmiş ve sonuç olarak normalleştirilmiştir." Aşırı sağ partilere artan desteğe rağmen son kamuoyu yoklamalarının AP'de çoğunluğu elde edemeyeceklerini gösterdiğini ifade eden Lorimer, "Merkez sağ EPP ile güçlerini birleştirseler bile - büyük bir ihtimalle - yine de çoğunluğu elde edemeyeceklerdir. Şimdilik, AP'de uygulanabilir tek çoğunluk EPP-S&D-Renew arasındaki olağan büyük koalisyondur." değerlendirmesi yaptı.  "AŞIRI SAĞIN YÜKSELİŞİNİN AP İÇİNDEKİ GÜÇ DENGESİNİ TEMELDEN SARSMASI PEK OLASI DEĞİL" "Aşırı sağın yükselişinin AP içindeki güç dengesini temelden sarsması pek olası değil." şeklinde konuşan Lorimer, "Ancak yine de aşırı sağ, özellikle (üye ülkelerdeki) hükümetlerdeki varlığı aracılığıyla AB'nin siyasetini ve politikalarını etkileyebilir." dedi. Lorimer, aşırı sağcı hükümetlerin çevre, genişleme ve göç politikaları gibi alanlardaki politika yapım sürecini yavaşlatma ihtimali olduğundan bahsederek, "Eğer daha 'uzlaşmacı' bir tutum benimserlerse, AB entegrasyonunun biçim değiştirerek bu partilerin öncelikleriyle daha uyumlu hale geldiğini görebiliriz." yorumunu yaptı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.